07/11/2025
Çağımızda mahalle baskısının ve aile büyüklerinin arabuluculuk yapmasının yok olması veya sosyokültürel ve eğitim düzeyindeki değişimler gibi nedenlerle boşanma hem kolaylaşmıştır hem de çoğalmıştır. Bazı çift terapistleri de aldıkları eğitimin etkisi ile boşanmayı özendirebilmektedir. Unutulmaması gereken şu ki bir ailenin inşası zor ve yıkımı çok kolaydır. Diğer taraftan boşanmayı bir hak olmaktan çıkarıp aile içi şiddete ve sadakatsizliğe göz yuman zihniyet de diğer uçtadır ve patolojiktir. Boşanma öncesi yaşanan süreç hem kadın-erkek hem de çocuklar için sancılı ve travmatiktir. Diğer bir aşama olan mahkeme sürecinde ise iftiralar, yalancı şahitler, yalanlar ve kara çalmalar zirve yaparlar. Her iki tarafın da hem kirli çorapları hem de gerçek yüzleri ortaya çıkarlar. Son aşama ise mahkeme sürecinin bitimiyle başlayan boşanma sonrası dönemdir ki kara kara düşünmeler, pişmanlıklar ve “eyvah”lar olur. En çok etkilenen çocuktur sonra kadın gelir. Bir kadının boşanma sonrası baba evine dönmesi ciddi bir travmadır ki baba evine sığmak mümkün olmaz da evdekilerin laf etmesi ile komşuların ve mahallelinin dedikodusu bitmez. Kültürel olarak “boşanmış kadın” imajı nedeniyle mahalle baskısı eziyet haline gelir. Peki boşanma her halükârda bu şekilde mi sonuçlanır? Sağlıklı boşanma süreci sonrası kişilerin mutlu olması mümkündür ve aile ile çevre desteği söz konusu olur ki çiftler kalben mutmain olurlar ve “elimizden gelen her bir şeyi yaptık” derler. Dostane, kavgasız-gürültüsüz ayrılırlar ve karşılıklı hukuklarına dikkat ederlerse sağlıklı bir boşanma süreci yaşanmış olur da herkese “hayırlısı olsun” demek düşer.