03/10/2020
Gözünüzün önünden yaşamın akıp geçtiğini, o anın çok keyifli olması gerektiğini hissettiğiniz halde bir şeylerin eksik olduğunu hissettiniz mi hiç. Sanki an akıp gidiyor ve içime alamıyorum gibi bir his.
Rida'nın inzivalarda sık sık kullandığı bir lafı hatırlattı bana bu şiir. Ânı yemek, ânı yutmak ya da ânı duyumsamak.
Sadece gözlerle toz topraktan ibaretken duyumsama kapasitemizi arttırdığımızda, edebi bir dille kalp ile birleştiğinde geliyor hayatın keyfi. Bir günbatımına baktığında ya da bir ağaca o ağacı bedeninde hissedebilmek o anla ilişki kurmamızı sağlıyor. Bu bazen okunduğu kadar kolay bi iş değil. Duyumsama kapasitemizi arttırmak için şekil odaklı olmayan, his odaklı olan yoga çalışmaları: Özgür yoga, yin yoga; Qi-gong gibi çalışmalar, mindfulness temelli meditasyonları önerebilirim. Size iyi gelen yolu deneyip bulmanız gerek.
22'sinde başlayacak meditasyon kursunda sık sık böyle çalışmalar yapacağız.
Sizin toz topraktan ibaret gördüğünüz anlarınız oluyor mu? Sizin kalp ile hissetmek, ânı duyumsamak için yaptığınız bir çalışma var mı?