30/10/2025
Travma, insanın yaşam çizgisinde bir kırılma noktasıdır. Ancak her kırılma yıkım anlamına gelmez; kimi zaman içsel bir yeniden yapılanmanın başlangıcıdır. Travma, kişinin hem kendisiyle hem dünyayla hem de diğer insanlarla kurduğu ilişkiyi sarsar.Bu kırılma yalnızca duygusal bir acı değil; bazen, yeniden yapılanmanın gerçekleşebilmesi için kimliğin, değerlerin ve anlam sisteminin yıkılıp yeniden inşa edilmesidir.
Travma, özünde insanın kendisiyle olan bağının kopmasıdır. Bu kopukluk, duygularla, bedensel duyumlarla ve içsel deneyimle temasın kesilmesi şeklinde ortaya çıkar. Kişi kendisiyle bağını yitirdiğinde, başkalarıyla kurduğu ilişkiler de derinliğini kaybeder. Çünkü dış dünyayla kurduğumuz bağ, önce kendi içimizle kurduğumuz bağın bir yansımasıdır.
Psikoterapi sürecinde iyileşme, bu bağı yeniden kurmakla başlar. Kendinle yeniden bağ kurduğunda, ilişkilerinde de daha derin bir temas, daha gerçek bir doyum mümkün olur. İyileşme, geçmişte kim olduğumuza değil; şimdi kim olmaya karar verdiğimize odaklandığımız bir yeniden bağlantı sürecidir. Bu yeniden yapılanma ise genellikle zaman, sabır ve güvenli bir terapötik ilişki gerektirir. Küçük adımlar, büyük bütünleşmelerin temelidir.
Travmayla yüzleşmek, acıya doğrudan maruz kalmak değil; onun varlığını fark ederek güvenli bir biçimde temas kurabilmektir. Bu süreçte amaç, bastırılmış duyguları yeniden yaşamak değil; bedensel, duygusal ve bilişsel düzeyde yeniden denge kurma kapasitesini kazanmaktır.
Travma bedende, zihinde ve ilişkilerde iz bırakır. EMDR, Somatik Deneyimleme, Gestalt ve Psikodinamik yönelimli terapi gibi yaklaşımlar, bu izlerin fark edilmesini ve güvenli biçimde bütünleştirilmesini hedefler. Kişi, bedensel olarak yeniden güven hissini deneyimlediğinde, travmatik anı artık yalnızca geçmişte kalır; bugünü belirleyen bir güç olmaktan çıkar.
Disosiyatif ve kompleks travma deneyimlerinde, yüzleşmeden önce güvenli bir içsel alan oluşturmak esastır. Terapide amaç, parçalar arasında yumuşak bir temas kurmak, kişinin kendi iç dünyasında yeniden bir “birlik” hissi inşa etmektir.
Travmanın dönüştürücü gücü ise direncimizde değil; esnekliğimizde saklıdır.Direnç acıya karşı koymayı, esneklik ise onunla birlikte yaşamayı öğretir. Travmayı “iyileştirilecek bir hastalık” olarak değil, kendinle yeniden bağ kurmanın rehberi olarak görebilmek; gerçek dönüşümün başladığı yerdir.
Travma, bizi kendimizden koparır; terapi ise bu kopukluğu onarıp bizi yeniden kendimize bağlar. Kendinle yeniden bağ kurduğunda, başkalarıyla kurduğun bağ da iyileşir, derinleşir, doyum kazanır.
✨ Psikoterapi ile İlk Adımı Atın
Bazen iyileşme, kendine “artık yeter” diyebildiğin anda başlar.
Kendinizi tekrarlayan ilişki döngülerinden, suçluluk ve yetersizlik hislerinden özgürleştirerek; daha farkında, daha sakin ve kendinizle uyumlu bir yaşam kurmak için bireysel psikoterapi desteği alabilirsiniz.
Psikoterapi için bana ulaşabilirsiniz.
📞 0531 937 79 54ozkanyigit
Kaynakça
• Bessel van der Kolk (2014). The Body Keeps the Score: Brain, Mind, and Body in the Healing of Trauma.
• Judith L. Herman (1992). Trauma and Recovery.
• Daniel J. Siegel (2012). The Developing Mind: How Relationships and the Brain Interact to Shape Who We Are.
• Peter A. Levine (1997). Waking the Tiger: Healing Trauma.
• Richard P. Putnam (1993). Dissociation and the Dissociative Disorders: DSM and Beyond.