Afyon Psikolog Pınar Özsu

07/01/2025

20/12/2024

Selçuklu Mh, SUİT OPHELİA, 1455. Sk. B/BLOK No:2/1 KAT.3 D:8 03040 Afyonkarahisar

11/10/2024

27/02/2023

https://psikanalizhaber.wordpress.com/2023/01/03/psikolog-pinar-ozsu-her-insanin-psikolojisi-olaylari-anlama-ve-yorumlayisiyla-farklidir/

Ruh sağlığı dediğimiz kavram geniş yelpazelere sahip soyut bir ifadedir. Kişiden kişiye değişiklik gösterir. Tamamen sebebi budur gibi ifadeler kişiler için sadece ipucu niteliğindedir. Melda Gerz …

18/10/2022

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT); günümüzde en yaygın kullanılan terapi ekolüdür. Genel tanımlamayla, bireyin psikolojik sorunlarıyla bağlantılı ya da bu sorunl

07/10/2022

İkna edici yalanlar söylemek için dinleyicilerin bilgisine olan inancınızla yalanları uzlaştırmak için işleyen hafızayı ve akıl yürütmeyi de meşgul etmeniz gerekir. Beyinde özellikle yalan söylemeye ayrılmış veya sadece aldatmaya yönelik bir alan yoktur. Araştırmalar yalan söylerken birkaç beyin bölgesi rol ounadığını göstermekte.
Beyindeki prefrontal korteks ve yakın bölgeler, karar verme, mantıklı düşünme gibi yönetici kontrolden sorumludur. Yalan söyleme sırasında, prefrontal korteks gerçeği bastırmak veya engellemek için harekete geçer. Yalan söylemeyle gelen kaygı nedeniyle limbik sistem aktive olur ve temporal lob, anıları geri getirmekten ve zihinsel imgeler yaratmaktan sorumlu olduğu için artan aktivite gösterir.Bu beyin bölgeleri, hafıza ve engelleyici kontrol ile ilişkili oldukları için aktive edilir.
Kişinin yaşadığı olaylar bellekte dururken, yalan söylediği zaman yaşanmamış bir gerçeklik oluşturmuş olur.Beyinse bunu esas gerçekle aynı yerde depolamak zorunda kalır. Dr. Ariely’nin yapmış olduğu bir deneyde patolojik olarak yalan söyleyen kişiler, kontrol grubuyla beyin yapıları karşılaştırıldıklarında daha az gri madde içerdiği ancak prefrontal kortekste daha fazla beyaz maddeye sahip olduğu belirlenmiştir. Bunun anlamı ; yalan söyleyen kişilerin farklı anılar ve fikirler arasında bağlantı kurma olasılıklarının daha yüksek olduğudur.
Uygunsuz ve ayıplanacak davranışlar, beyinde amigdalanın harekete geçmesine neden olur. Bu davranış şekli bir alışkanlık haline dönüştüğünde ise, amigdala artık reaksiyon vermeyi durdurur. Bu nedenle de yalana karşı bir tolerans yaratmaya başlar ve artık herhangi bir duygusal reaksiyonda bulunmaz. Sonuçta suçluluk duygusu ortadan kalkar, artık pişmanlık ya da endişe gibi bir durum söz konusu değildir. Bir insan sürekli olarak yalan söylediğinde, kendi yanlışlarına yönelik olarak duygusal bir tepki vermeyi bırakır. Böylece, duygularından tamamen yoksun bir şekilde bu davranış biçiminde bulunmak daha kolay bir hal alır ve alışkanlık haline gelir.Ancak fMRI araştırmaları, yalan söyleme kapasitesi arttıkça bu beyin aktivitelerinde azalma olduğunu göstermiştir.

20/05/2022

Online terapi, çevrimiçi tearpi ya da teleterapi olarak adalandırılmaktadır. internet teknolojileri kullanılarak bireysel veya grup terapilerinin gerçekleştiril

07/03/2022