20/11/2025
Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü.
Ben en çok, “çocuk olma hakkı” üzerinde durmak istiyorum.
Çocuğun hakkı; sadece hayatta kalmak değil, o hayatı hakkıyla çocuk gibi yaşayabilmektir.
Yani; sorumlulukların altında ezilmeden, erken yetişkinleşmek zorunda kalmadan, korkularını, oyunlarını, merakını taşıyabildiği bir çocukluk…
Çünkü çocukluk, sadece evlerin içinde yaşanan bir dönem değil; sokakların güveniyle, okulların iklimiyle,
politikaların öncelikleriyle, yetişkinlerin tutumlarıyla şekillenen toplumsal bir alan.
Bir çocuk, okula aç gidiyorsa, savaşın, krizlerin, yoksulluğun ortasında büyüyorsa, çalışmak zorunda kalıyorsa ya da sadece “uslu durduğu” kadar kabul görüyorsa orada “çocuk olma hakkı”ndan söz etmek zorlaşıyor.
Toplum olarak çocuklara borcumuz, onları sadece “korunması gereken küçük insanlar” olarak görmenin ötesinde, seslerinin ciddiye alındığı, ihtiyaçlarının görünür olduğu bir düzen kurmak.
Bugün, “çocuğun yüksek yararı” ifadesinin kağıt üzerinde değil, gündelik hayatın içinde gerçekten karşılık bulup bulmadığını kendimize sorma günü...