Uzman Psikolog Gözde Alper

Uzman Psikolog Gözde Alper Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Uzman Psikolog Gözde Alper, Psychologist, Koena Psikoloji Enstitüsü, Alsancak.

Sevdim diye, sevmedim diye, gitmek istedim diye, kalmak istemedim diye…O diye, bu diye...Hiçbir bahaneyle öldürülmeyeceğ...
25/11/2025

Sevdim diye, sevmedim diye, gitmek istedim diye, kalmak istemedim diye…

O diye, bu diye...

Hiçbir bahaneyle öldürülmeyeceğimiz bir ülke hayal etmek bu kadar zor olmamalı.

Önle.
Koru.
Cezalandır.
Teşvik etme.

Bir ülkenin gündemi, kadınların hayatta kalma ihtimali olmaktan çıkmalı artık.

Bu konuları geçmeli artık.

Çocuklara komik gelen şeyi duyunca onlarla gülebilen,küçük gururlu anlarını fark edip seslendirebilen…Zorlandıklarında y...
23/11/2025

Çocuklara komik gelen şeyi duyunca onlarla gülebilen,
küçük gururlu anlarını fark edip seslendirebilen…

Zorlandıklarında yanlarında sakinlikle bekleyebilen,
hatalarını kucaklayabilen,
merak ve heyecanlarını destekleyen…

Ağlayana omuz, korkana kucak olabilen;
sınıfın kalabalığında kaybolan çocuğu görebilen…

Ve kalbinin rehberliğini hiç unutmayan,
saygı ile itaati karıştırmayan
tüm öğretmenler…

Varlığınız, verdiğiniz güven bir çocuğun hayatındaki renkleri parlatıyor;
hikayesini bambaşka bir yere taşıyor.

Var olun.🙏

Konuşmadıkça konuşamıyor insan.Sessizlik genişliyor, yerleşiyor.Ve zihin boşluk sevmiyor; kendi kendine tamamlıyor.Hiç s...
21/11/2025

Konuşmadıkça konuşamıyor insan.

Sessizlik genişliyor, yerleşiyor.
Ve zihin boşluk sevmiyor; kendi kendine tamamlıyor.

Hiç söylenmemiş olanın karşılığını duyuyor,
sorulmamış olanın cevabını aldı sanıyor.
Varsayımlarla küçük hikâyeler yazıyor.

Oysa…
Söylenmemiş bir sözün duyulmaması, kime ait bir sorumluluk olur?

Hiç çıkmamış bir sese dönüp bakılmasının
mesuliyeti kimdedir, gerçekten?

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü.Ben en çok, “çocuk olma hakkı” üzerinde durmak istiyorum.Çocuğun hakkı; sadece hayatta ka...
20/11/2025

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü.
Ben en çok, “çocuk olma hakkı” üzerinde durmak istiyorum.

Çocuğun hakkı; sadece hayatta kalmak değil, o hayatı hakkıyla çocuk gibi yaşayabilmektir.

Yani; sorumlulukların altında ezilmeden, erken yetişkinleşmek zorunda kalmadan, korkularını, oyunlarını, merakını taşıyabildiği bir çocukluk…

Çünkü çocukluk, sadece evlerin içinde yaşanan bir dönem değil; sokakların güveniyle, okulların iklimiyle,
politikaların öncelikleriyle, yetişkinlerin tutumlarıyla şekillenen toplumsal bir alan.

Bir çocuk, okula aç gidiyorsa, savaşın, krizlerin, yoksulluğun ortasında büyüyorsa, çalışmak zorunda kalıyorsa ya da sadece “uslu durduğu” kadar kabul görüyorsa orada “çocuk olma hakkı”ndan söz etmek zorlaşıyor.

Toplum olarak çocuklara borcumuz, onları sadece “korunması gereken küçük insanlar” olarak görmenin ötesinde, seslerinin ciddiye alındığı, ihtiyaçlarının görünür olduğu bir düzen kurmak.

Bugün, “çocuğun yüksek yararı” ifadesinin kağıt üzerinde değil, gündelik hayatın içinde gerçekten karşılık bulup bulmadığını kendimize sorma günü...

Okullarda çalışırken serbest oyun zamanlarını izlemeyi çok severdim.Kim kimi seçiyor, kim kimden uzak duruyor,kim kimin ...
16/11/2025

Okullarda çalışırken serbest oyun zamanlarını izlemeyi çok severdim.

Kim kimi seçiyor, kim kimden uzak duruyor,
kim kimin hangi ihtiyacına dokunuyor…

O gözlemlerde inanılmaz bilgiler saklı olurdu.

Bugün halen çocukların arkadaşlıklarına aynı merakla bakarım; onları tanımlamak için değil, daha iyi anlamak için.

Çünkü kimle yan yana durdukları, kiminle aynı oyuna girdikleri ya da kimden hafifçe uzaklaştıkları… çoğu zaman söze dökülmeyen bir ihtiyacı gösterir.

Bazı çocuk bir arkadaşının yanında daha sakin olur;
bedeni gevşer, oyuna girmek kolaylaşır. Bazen de bir ilişkide temkinli kalır; hız uymaz, sesi fazla gelir ya da o mesafe daha iyi hissettirir.

Bu seçimler “iyi arkadaş–kötü arkadaş” meselesinden öte çocuğun iç ritmiyle, nerede rahat ettiğiyle ilgili vurgular aslında.

Arkadaşlıklara, çocuğun ilişkisel ihtiyacına açılan bir pencere gibi bakabilmek bize çoğu zaman devasa ipuçları sunar.

Çocukken çizgileri taşırmazsan sorun çıkmıyordu. Uslu olursan, kimse gözlerini belertmiyordu. Küçük adımlar, küçük istek...
14/11/2025

Çocukken çizgileri taşırmazsan sorun çıkmıyordu. Uslu olursan, kimse gözlerini belertmiyordu. Küçük adımlar, küçük istekler, sessiz bir varlık… O zaman işine yarayan buydu; “beklendiği gibi” olmak güvende tutuyordu.

Bugün halen koruduğun “fazla özenli” tutumlarda, o eski öğrenmelerin izi var. Bir söz söylemeden önce içinde küçük bir kurul toplanması bu yüzden. “Böyle dersem kırılır mı, küser mi, uygun olur mu?” diye düşünmen; cümlenin defalarca değişip ancak en risksiz haline gelince ağzından çıkması bundan. Birinin sesindeki küçük bir değişikliğin sende hemen alarm yaratması da öyle. O sadece yorgun olabilir; ama sen çoktan “Bir şey mi yaptım?” endişesinin içine düşmüş bulabiliyorsun kendini. Her şeyin seninle ilgili olabileceğini öğrendiğin o yıllardaki gibi.

Bir şey istemeye yaklaştığında gelen “Ben hallederim” iç freni de bu temkinin parçası. Çizginin dışına çıkan bir kahkahadan sonra bile utanman ya da gözyaşını silerken özür dilemen… Görünür olmak başlı başına zorken, duygunu ortalığa taşırmak daha da zor geliyor; “Fazla oldum.” cümlesi hemen hazır bekliyor içeride.

Az yer kaplama stratejisi değişen rollerine, konumuna, boyuna posuna, yaşına rağmen sürdürüyor kendini. Az konuşmak, az istemek, az görünmek… Azalttıkça kontrolde olmak, kıstıkça güvende hissetmek bildiğin en iyi strateji tabii; sürüyor.

Oysa düşünceli olmak başka; fazla(!) dikkatli olmak başka. Kibar olmak başka; kendini yok saymak başka. Dışarıdan bakıldığında “nezaket”, “empati” gibi görülen ve toplumda övülen bu aşırı(!) uyum hallerinin karanlık geçmişine, öğrenilmiş travma tepkileri olabileceğine ihtimal vermek çoğu zaman en son akla geliyor.

O sevdiğin elbisenin daha pamuklu olanından var. Yıllardır kullandığın telefonun daha üst modeli çıkmış. Yaptığın diyeti...
04/11/2025

O sevdiğin elbisenin daha pamuklu olanından var. Yıllardır kullandığın telefonun daha üst modeli çıkmış. Yaptığın diyetin 100 gram daha hızlı verdireni var. En rahat ettiğin ayakkabının çok daha rahat ettireni var. Çocuğun için beğendiğin okul da iyi ama daha iyileri var. Eşinle ilişkinde her şey yolunda ama sence de çok daha iyi olamaz mıydı? Yaptığın yemek çok lezzetli ama bak bi' de şu şu şekilde yapılanı da var. Saçlarını uzun seviyorsun ama aldırman gereken kırıklar var...

Hep daha iyisine, daha güçlüsüne, daha hızlı sonuç verenine, daha fazlasına, daha mükemmeline iten, eksik hissettiren, “Böyle tamam ya”, “Böyle iyi” demene engel olan birilerine, bir şeylere, zihniyetlere ve meselelere rağmen....
Ortalamada kalabilmenin, hatta bazen ortalamanın bile altı ile “memnun” olabilmenin huzuruna inanıyorum.💪

Tıkır tıkır işleyen bir konuyu öylece bırakabilmenin, "idealden" daha az iyisine sahip olmanın mutsuz edememesinin, "Olduğu kadarı ile memnunum" diyebilmenin gücüne inanıyorum. ✌

23.10.2025. Bugün, uzun bir yolculuğun somut bir adımını paylaşmanın mutluluğunu, gururunu, heyecanını yaşıyoruz. Sevgil...
23/10/2025

23.10.2025. Bugün, uzun bir yolculuğun somut bir adımını paylaşmanın mutluluğunu, gururunu, heyecanını yaşıyoruz.
Sevgili Sinem Çelenk ve ben çocukların duygusal okuryazarlığını desteklemek için geliştirdiğimiz kutu oyunumuza kavuştuk.
Duygu Dedektifi sahada biriken yılların emeğiyle ortaya çıktı. Şimdi daha çok çocuğa ve onlara eşlik eden yetişkinlere ulaşmaya hazır!

https://koena.com.tr/koenastore/

İnsanlar hep konuşur.“Çok kucağına alıyorsun, alışır.”“Yanında yatma, bağımlı olur.”“Biraz korkut, yoksa sözünü dinlemez...
26/09/2025

İnsanlar hep konuşur.
“Çok kucağına alıyorsun, alışır.”
“Yanında yatma, bağımlı olur.”
“Biraz korkut, yoksa sözünü dinlemez.”

Sanki tek bir reçete varmış gibi… Sanki herkes her şeyi çok iyi biliyormuş gibi.

Ama ebeveynlik öyle kolay tarif edilecek bir şey değil. Ebeveynlik; uykusuz geceler, kaygılar, küçük detaylar demek. Hele ki kendi görmediği ebeveynliği vermeye çalışan biz nesiller için, en ufak söz bile içimize kurt gibi düşebiliyor.

İşte tam da bu yüzden kulağına geleni süzmek çok kıymetli. Bazı sözler bir kulağından girip ötekinden çıkmalı.

Çünkü biliyoruz ki:
“Bol bol kucağına al; bağlanmanın temelleri kucakta atılır.”
“Ayrılık anları güvenle yaşandığında, çocuk ayrışmayı öğrenir.”
“Sınır koymak cezayla değil, rehberlikle olur.”

Ve elbette, zaman zaman o tanıdık soru gelir: “Acaba yanlış mı yapıyorum?”
İşte o an kulağını herkese değil, çocuk hakkında bilimsel bilgi üretenlere ver.

Çünkü en nihayetinde tek bir şey var: Senin çocuğunla kurduğun ilişki.
Onun güven duygusu, senin kalbin, sizin sisteminiz.

Herkesin reçetesi kendine.

Ebeveynlerin dilinde en çok dolaşan sorulardan biri:‘Acaba doğru mu yapıyorum?’‘Bu normal mi?’Bu sorular aslında ebeveyn...
12/09/2025

Ebeveynlerin dilinde en çok dolaşan sorulardan biri:
‘Acaba doğru mu yapıyorum?’
‘Bu normal mi?’

Bu sorular aslında ebeveynliğin kalbinden geliyor. Çocuğunu önemseyen, özen gösteren, zarar vermemek için çabalayan anne-babaların soruları bunlar. O yüzden bu soruları sormak kıymetli. Çünkü ‘ilgileniyorum, önemsiyorum’ demenin bir başka yolu.

Ama bazen bu soruların yükü ağır gelebiliyor. Kaygıyla birleştiğinde, ebeveynin keyfini gölgeleyebiliyor, yetersizlik hissini büyütebiliyor. İşte burada küçük bir durup bakmak iyi geliyor: Bu sorular bana ışık mı oluyor, yoksa beni tüketiyor mu?

Çünkü birçok kez ‘anormal’ sandığımız şeylerin aslında gelişimsel olduğunu görüyoruz. İnatlaşma, öfke, yoğun merak… Bunlar çoğu zaman dönemin doğal parçaları. ‘Bu yaş için normal’ denildiğinde ebeveynin içinden bir “oh” çıkıyor. Aynı şekilde ideallerle kendi gerçekliğimizi karıştırdığımızda da yükümüz artıyor. Evet, kitaplarda yazan idealler yol gösteriyor ama bizim çocuğumuz biricik, aile sistemimiz biricik.

Ebeveynliğin içinde zaman zaman yetersizlik hissetmek çok insanca. Ama bu his hayatın tadını kaçırmaya başladığında, hatırlamak gerekiyor: Çocuğum için en kıymetli olan şey benim ‘kusursuzluğum’ değil, kendi gerçekliğimle yanında oluşum.

Bu soruları sormaktan vazgeçmeyelim; ama taşıyabildiğimiz kadarını yüklenelim. Çocuğumuzun büyüme yolculuğuna eşlik ederken ilgimizi diri tutalım ama ebeveynlik keyfini gölgelemediğinden emin olduğumuz kıvamda kalabilelim.

Kendim için de, her anne-baba ve bakımveren için de en büyük dileğim şu: Bu yolculukta sadece çocuğumuza değil, kendimize de aynı şefkati gösterebildiğimiz yerde kalabilmek. 🌿

Bugün sevgili  ile kendi anneliğimizden sohbet ederken, uzun süredir içimde tuttuğum ama hiç dillendirmediğim bir konu a...
05/09/2025

Bugün sevgili ile kendi anneliğimizden sohbet ederken, uzun süredir içimde tuttuğum ama hiç dillendirmediğim bir konu aklıma düştü.

Psikologluğun ilk yıllarında elimde bilgiler, yöntemler ve güven veren süreçler vardı. Halen var. O zaman da elimden gelenin en iyisini yapıyordum, yanlış değildi. Kimsenin sürecine zarar verdiğimi sanmam…

Ama zaman geçtikçe fark ettim ki bazı şeyleri sadece bilmek yetmiyor; hayat insana bambaşka bir yerden kavratıyor.

Mesela yas sürecini… Yıllar önce kitaplarda yazan adımlara göre anlattığımda da doğru şeyler söylüyordum. Ama bugün kaybın, ölümün sadece bir süreç olmadığını; insanın tüm varoluşunu sarsan, herkesin kendi bireysel yoluna göre ilerleyen bir deneyim olduğunu çok daha derinden hissediyor ve inanarak paylaşıyorum.

Ya da ebeveynlerle çalışırken… Eskiden ihtiyaçlarını daha çok bilgiyle karşılıyordum. Bugünse onları kalpten dinlemeyi, yanlarında durmayı, beklentilerinin arkasındaki hayalleri ve yükleri görebilmeyi öğrenmiş olduğumu fark ediyorum.

Önceki psikolog Gözde’ye haksızlık etmek istemem; o da elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Ama bugün şunu görüyorum: Bugünkü Gözde’nin şefkati değişti, derinleşti. Aynı konulara çok daha farklı bir yerden, daha anlayan bir gözle bakabiliyor.

Çocuksuz da psikolog olunur, gençken de olunur; hepimizin kendi yolculuğu var. Benim yolumda yaş, deneyim, kendi terapi sürecim, dokunduğum hayatlar ve annelik bana şunu öğretti: Bilmek çok değerli… Ama kavramak, hayatın içinden geçerek öğrenmek bambaşka.

Address

Koena Psikoloji Enstitüsü
Alsancak

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzman Psikolog Gözde Alper posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Uzman Psikolog Gözde Alper:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category