07/08/2019
Cinsel isteğin varlığı çeşitli etkenlere bağlıdır: biyolojik etkenler, yeterli kendilik saygısı, cinsellikle ilgili daha önceki olumlu deneyimler, uygun bir partnerin varlığı, cinsel olmayan alanlarda da partnerle iyi bir ilişkinin olması. Bu etkenlerden herhangi birinde sorun olması isteği azaltabilir. Cinsel istek çeşitli biyolojik, gelişimsel, psikolojik, kişiler arası, kültürel ve çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Etkili biyolojik faktörler hormonal dengesizlik veya yetersizlik, nörotransmiter dengesizliği, ilaç yan etkileri, akut veya kronik hastalıklardır. Etkileyen gelişimsel faktörler cinsel eğitim ve izin eksikliği; duygusal, fiziksel, sözel ve şefkat yoksunluğu ile geçen çocukluk veya ergenliktir. Psikolojik faktörler ise anksiyete, depresyon, bağlanma güçlükleri, kişilik bozuklukları ve diğer psikiyatrik bozukluklardır. Kişiler arası faktörler ilişki uyumsuzluğu, kayıplar, partnerin cinsel bilgi eksikliği veya cinsel işlev bozukluğudur. Kültürel faktörler ise uygun cinsel birleşme ile ilgili dini veya kültürel adetlerdir. Etkili çevresel faktörler de mahremiyet, güvenlik ve çevre ile ilgili konfordur.
Azalmış cinsel istek kişide belirgin sıkıntıya veya çift ilişkisinde zorluklara yol açan cinsel ilgi, istek ve fantezilerdeki azalmadır. Cinsel istek problemleri cinsel terapi merkezlerine en sık başvuru nedenidir ve cinsel terapi için başvuran çiftlerin %50’sinde görülür . Cinsel istek bozukluklarının tedavisi yüksek oranda eşlik eden diğer cinsel işlev bozuklukları (%41) tarafından güçleştirilmektedir.
Azalmış cinsel istek bozukluğu hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir; bu kişiler, cinsel etkinlik başladığında bir işlev bozukluğu yaşamayabilir. Buna karşın, azalmış cinsel istek başka bir cinsel işlev bozukluğunu örtmek için kullanılabiliyor da olabilir. İstek eksikliği cinsel ilişki sıklığının azalması, partnerin çekici olarak görülmemesi, ya da açık olarak isteksizlik yakınması şeklinde ifade edilebilir. Hastada cinsellikle ilgili düşüncelerin ya da fantezilerin çok az olduğu ya da hiç olmadığı, cinsel içerikli uyaranlara karşı tepkinin az olduğu ve cinsel deneyim başlatmada ilginin az olduğu görülür. Kaynak: CETAD