Çocuk Psikiyatri Doktoru

04/12/2025

Yaklaşık 15 yıldır alanda çalışan bir çocuk psikiyatristi olarak klinik deneyimim, mevcut akademik araştırmalar ve sahadan öğretmenlerin geri bildirimleri, okula başlama yaşının daha ileri bir dönemde belirlenmesinin çocuklar için daha sağlıklı olduğunu göstermektedir. Madem bir düzenleme planlanıyor, o hâlde yetkin kurumlar ve uzmanlardan görüş alınarak, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için en iyi ve en güvenli uygulamanın planlanması büyük önem taşımaktadır.

02/12/2025

30/11/2025

Okullar başladı ve ödevler bazen aile içinde gerginliklere yol açabiliyor. Peki, bu sorunun üstesinden nasıl gelmeli?
Bilimsel çalışmalar ışığında hazırladığım öneriler kaydırmalı gönderide. Dikkatle okumanızı öneririm.

26/11/2025

24/11/2025

Başta başöğretmenimiz ve sevgili babam olmak üzere, bizlerin ve ülkemizin yeni nesillerinin yetişmesinde büyük emekleri olan tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.

23/11/2025

Ankara Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi sevgili abim ‘ın ‘Yeme Bozuklukları’ ile ilgili yayınını YouTube kanalından Ankara Tıp Tv sayfasından izleyebilirsiniz.

22/11/2025

Bugün Ankara’da bir arabanın arkasında gördük bu sözü. Eşim gülümsedi ifadeyi görünce.
“Annem de bazen bana derdi bunu 🙂” dedi.

Bilmeyenler için, Ankara’da bebe “çocuk” için kullanılan yöresel bir hitap.
Bu sözün altındaki asıl anlam ise çok tanıdık:
Annelerin bitmeyen kıyaslama geleneği.
Hangi zaman diliminde, hangi mahallede olursa olsun görünmez bir yarış hep vardır. 🙂

“Ellerin bebeleri cin gibi” cümlesi de tam buraya dokunuyor:
Başkasının çocukları hep daha hızlı konuşur, daha hızlı yürür, daha iyi yer, daha iyi uyur…
Annelerin zihninde bu karşılaştırmalar çoğu zaman kaygıyla karışık bir sevgi halidir.
Kendi çocuğuna bir şey olmasın, geri kalmasın, zorlanmasın diye duyulan o içten telaş…

Aslında annelerimizin derdi kıyaslamak değildir; en azından çoğunun. 🙂
Kendi içlerindeki endişeyi bir cümleye döküp rahatlamaktır mesele.
Sizin bebeler ne durumda 🤓.

20/11/2025

Bugün size bir yıldır yürüttüğüm farklı bir görevimden bahsetmek istiyorum: TÜBİTAK Çocuk Kitapları Yayın Danışma Kurulu üyeliğimden.
Birçok telif ve çeviri eseri ekip olarak titizlikle inceleyip çocuklar açısından uygun olup olmadığını değerlendiriyoruz. TÜBİTAK raflarında gördüğünüz eserlerin arkasında çok büyük bir emek ve ekip var. Ben de bu ekibin bir üyesi olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Ruh sağlığını korumak, tedavi etmekten her zaman daha kolaydır. Çocuk ruh sağlığı için koruyucu hekimlik rolümle bu ekibin içinde çalışmalarımı sürdürüyorum. Çünkü kitap okumak ruha şifadır.

19/11/2025

Çocukları bir kenara bırakın, yetişkinler bile gerçekliği değerlendirirken aslında kendi psikolojik durumlarının etkisinde kalır. Hepimizin bir “ruhsal gözlüğü” vardır ve dünyayı o gözlükle görürüz—doğal olarak biraz çarpıtarak.

Bu yüzden çocukların gerçekliği farklı algılaması çok daha normal. Asıl iş bize düşüyor:
Önce kendi ruhsal gözlüğümüzün farkına varmak, “ama öyleydi, ama böyleydi” demeden gerçekle daha sağlıklı bir ilişki kurmak…
Ve tüm bunları yaparken çocuğa tükenmeyen bir sabırla rol model olmaya devam etmek. 💛✨

17/11/2025

Sorun sadece yaşanan olaylarda değil; onları mümkün kılan zeminlerde. Ve biz, o zemini değiştirmeden ne yazık ki benzer acıları konuşmaya devam edeceğiz…

16/11/2025

“Hocam...” Diye Başlayan 5 Klasik Ebeveyn Feryadı! (Mizahla Karışık Gerçekler)
🏛️ Antik Çağdan Günümüze: Ebeveyn Derdi Hiç Bitmiyor! 🙂
Üzülmeyin yanlız değilsiniz 🙂
Peki sizin evinizdeki ‘sanat eseri’ hangisi?
̇letişimsorunları

13/11/2025

Duygusal olarak olgun bir insan bile, çocukken sahip olduğu bazı fantezileri, arzuları ve istekleri tamamen kaybetmez.
Bu arzular, eğer çocuklukta oyun, hayal kurma, yaratıcılık gibi yollarla yaşanıp ifade edilebilmişse, ileride kişinin hobilerine, ilgilerine, yaratıcılığına dönüşebilir. Bu da kişiliğini zenginleştirir ve derinleştirir.

Ama eğer bu çocukluk arzuları bastırılmış, hiç yaşanamamış veya sürekli eksiklik duygusu yaratıyorsa; kişi büyüdüğünde:
• Sürekli tatmin olamama hissi yaşayabilir,
• İlişkilerinde huzursuzluk olabilir,
• Gerçek hayatın sunduğu keyif kaynaklarını (örneğin iş, hobi, sevgi) yeterli bulamaz,
• Ve çocukça arzularını bırakmakta zorlandığı için gerçeklik duygusu zedelenebilir.