14/10/2025
“İnsanın anlam arayışı, yaşamın itici gücüdür.”
— Viktor E. Frankl, 1946
Frankl’ın bu sözü, insanın doğasında var olan en temel dürtüyü özetler: yaşamı anlamlı kılma çabası.
İnsan, yalnızca var olmakla yetinmez; varlığını anlamlı kılmak ister. Koşullar ne kadar sınırlayıcı olursa olsun, kişi yaşamına yön veren anlamı bulabildiğinde, içsel bir canlılık yeniden doğar.
Ve bu, bir hedefe ulaşmaktan çok, yaşamla bilinçli bir ilişki kurma biçimi hâline gelir.
Edward Deci ve Richard Ryan’ın geliştirdiği Öz-Belirleme Kuramı (Self-Determination Theory) da insanın doğuştan gelen büyüme ve gelişme eğilimini temele alır. Aynı zamanda, kişinin içsel motivasyonunun sürdürülebilmesi için üç temel psikolojik ihtiyacın karşılanması gerektiğini söyler:
• Özerklik (autonomy): Kendi yaşamına dair kararları, kendi değerleriyle uyum içinde alabilmek.
• Yeterlik (competence): Etkili olabilme, çaba göstererek bir şeyi başarma duygusu.
• İlişkililik (relatedness): Başkalarıyla sıcak ve anlamlı bağlar kurabilme.
Yaşlı bir adamın okuma yazma öğrenmek için okula gitmeye çalışması, bu üç ihtiyacın canlı bir örneğidir aslında.
Burada, kendi kararını vererek özerklik duygusunu yaşar; başkalarının “artık geç” diyen seslerine rağmen hem de.
Öğrenerek yeterlik duygusunu yeniden inşa eder; öğrenmenin zamanla sınırlı olmadığını gösterir.
Ve sınıfta diğerleriyle paylaştığı küçük anlarda ilişkililiği deneyimler. İnsan, başka insanlarla birlikte var olur.
Yaşlı adamın hikâyesi, yaşamla olan içten temasın yeniden kurulabildiğini; insanın, yaşamının her evresinde kendi potansiyeline doğru yönelme gücünü içinde taşıdığını gösterir.
Video içeriği ‘nden çevrilerek uyarlanmıştır.
Dr. Psk.Dan.Canan Kırca
İlge Psikoloji
kirca