29/11/2025
Bir ilişkide en büyük kırılmayı çoğu zaman partnerimiz değil, ona yüklediğimiz anlam yaşatır.
İçimizdeki eksikliği sevdiğimiz kişinin varlığıyla doldurmaya çalıştığımızda, o artık bir insan değil; kendi yaralarımızın taşıyıcısı olur.
Aşık olduğumuz, çoğu zaman karşımızdaki kişi değil…
Onun üzerine ördüğümüz hayali benliktir.
Bizi tamamlayacağını sandığımız o figürdür.
Ama yakınlık arttıkça projeksiyon geri çekilir.
Kostüm düşer.
Ve o kostümün altından, idealize ettiğimiz kahraman değil;
kırılganlığıyla, gölgesiyle, gerçek bir insan çıkar.
İşte o anda canımız yanar.
Çünkü kaybettiğimiz kişi değildir aslında;
kendi içimizde kurduğumuz o “tamamlanmış benlik” fantezisidir.
Gerçek bir ilişki, iki insanın da şunu kabullenmesiyle başlar:
“Benim eksiklerimi sen tamamlayamazsın.
Ben kendi yaralarımla kendim ilgileneceğim.”
Maskeler düştüğünde, hayal yıkıldığında, iki insan ilk defa birbirine gerçekten bakar.
Ve belki de aşk, nihayet o zaman başlar.
bağlanma bağımlıkişilik şematerapi
bilinçdışı duygudüzenleme kendinikeşfet
psikoterapi psikoeğitim tugbamasalcıyazıyor
duygusalpaylaşım iççocuk kendinibenimse
sağlıklıilişki özdeğer farkındalık