Psikiyatri Uzmanı Dr.F.Efser Gökçen

Psikiyatri Uzmanı Dr.F.Efser Gökçen Psikiyatrist Uzman Dr.F.Efser GÖKÇEN

14/01/2025
Güneş batarken dostlarımızın bayramını kutlayalım dedik selam ve dua ile
10/04/2024

Güneş batarken dostlarımızın bayramını kutlayalım dedik selam ve dua ile

Hafta sonu sobada kestane kebap keyfi
22/12/2019

Hafta sonu sobada kestane kebap keyfi

12/03/2019

AŞK NEDİR DİYORLAR 2
Sevgi ve aşk tek bir mevhumsa seven ve sevilen olmasına ne gerek var diye düşünebilirsiniz?
Seven ve sevilen olması zatın birbirini tanıması bilmesi için gereklidir. Mesela ayna olmasa biz görüntümüzü fark edemeyiz.
Kendimizi tanımak için mutlaka iki olmak gerekir.
Yaratıcı tekdir. Yaratılmışların hepsi ikidir. Pozitif negatifle tek ve bütünü oluşturur. Her şey iki tane yaratılmıştır.
İki taneden her biri farkındalık oluşturması için ayna olabilecek şahsiyete bakması gerekir.
Sevgi de iki tanedir. Seven tarafa göre adına seven veya sevilen denir.
Psikiyatrik hastalıkların temeli bilindiği üzere hep sevilen obje kaybıdır.
İnsan olanın hep bir şeyi sevme mecburiyeti vardır. Sevgi olmadan hayat mümkün değildir.
Ben sevgi istemiyorum diyen kişi bile sevmediğini söylediği şeyleri seviyordur.
Çocuk hayatında anne sevgi objesidir. Annesiz yetişen çocuklar sevgi duygusundan mahrum kalır.
Anne çocuk hayatında çok önemlidir. Aile hayatına önem veren toplumlar kadına önem verirken çocuğuna anne olabilecek vasıfta birisini bulmaya çalışırlar. Anne olma vasfı taşımayan kimselere erkekler kadın gözüyle bakarlar. Kadın anne olamamışsa kadınlık belli yaştan sonra biteceği için kadın erkek kavgası başlar.
Babalık üst otoritedir. Çocukların arkasını yaslayabileceği temel güvenlik olarak kendisini bulur.
Annelik anlatılırken vericiliği çok yüksek çocuklarının tehlikesi fark edildiğinde panter gibi yırtıcı olabilen, normalde şefkat ve merhamet timsali kadın anlaşılır. Çalışma yaşamı annelerin ekonomik endişeleri belli dönem sonra anneliklerini unutmaya yol açar. Bu durumda toplumsal çatışmalar başlar.
Kadın erkek kavgaları başladığında toplum çatırdaması başlamıştır. Aile bütünlüğü kayıp olur.
Bu hal öyle kısır döngüdür ki; yetişen çocuklar sevgisiz yetiştiği için bencillik ve nefsi istekler pik yapar. Toplum köşe dönme mantığında davrandığından sevgiyle hareket edemez.
Toplum sevgisiz menfaatperest hale geldiğinde artık yapacak şey kalmamıştır. Kalp kararmış ve ölmüş insan yaşayan ceset haline gelmiştir.
Seven ve sevilen olmak için kalbin canlı tutulması insanın sevgiyi esas alan yetiştirme tarzıyla gelişmesi gerekir.
Sadece yetiştirilme yetmez birde geliştirilmesi sevginin işlenmesi gerekir. Aksi halde kalp sevgiyi kayıp eder yani ölür.
Sevgisiz yetişen toplumlar ruhsal olarak bitik toplumlardır.
Toplumsal enerjisi olmayan sıkıntılı gruplar çıkar yol bulamazlar.
Anti depresif ilaç kullanımı veya alkol uyuşturucu bağımlığı, sevgisiz yetişen toplumlarda oluşur.
Sevgiyi hiç tatmamış birisi ne seven ne sevilenden anlar. Sevmeyi bilemeyen ise aklı ile meseleleri çözmeye çalıştıkça batar.
İnsanın yaradılış gayesi sevmeyi bilmesidir. Sevgi tanımayı ve tanınmayı gerektirir.
Sokaktaki birisini belki görürsünüz ancak tanımazsınız. Tanımadığınız insanı ise sevmek zaten mümkün değildir.
İnsanı tanımayanın Rabbini tanıması hatta onu sevmesi veya üst düzeyde sevilen olması mümkün olmayacaktır.
TANINMANIN EN ÜST DÜZEYİ SEVİLEN OLMAKTIR. SEVİLEN OLDUKTAN SONRA İSE AŞK İLE TUTKU BAŞLAR.

11/03/2019

AŞK NEDİR DİYE SORUYORLAR
Sevgiyi bilmeden aşkı tanımlamak hiç mümkün değil.
Sevgiyi bilmek içinde seven ve sevilen olması gerekir.
Dünya hayatında iki zat olmadan yani seven ve sevilen olmadan yaşamak mümkün değildir.
SEVEN OLMAK MI SEVİLEN Mİ OLMAK GEREKİR. Seven kendisinden vazgeçmiş kendisini sevilende bulmuştur. Yani benliği ruhu her şeyi sevilen olmuştur.
Âşık olanlar kendi başlarına gelenden habersiz sürekli sevdiklerini düşünür onda yok olurlar.
Onlar vurgun yemiş gibi sevgi, aşk yarasına tutulmuştur.
Tüm dünyada yaşayan kişinin bedensel ihtiyaçları ruhsal ihtiyaçlarının hep önüne geçer.
Sağlıklı bir ruh için sağlıklı bedene ihtiyaç vardır.
Devletler vatandaşlarının sağlıklı ve güvenli ortamda yaşamalarını ön plana almaları gerekir.
Sevgi toplumlarında toplumsal güvenlik ve besleme aşılmış bir engeldir.
Yunus Emre Mevlana gibi tarihte her kesime örnek olmuş şahsiyetlerin konuşulduğu konu sevgileri aşkları olmuştur.
Seven olduktan sonra sevilen olunabilir. Seven olmadan sevilen olması hiç mümkün değildir.
Sevgi yukarıdan aşağıya akar ancak sevgiyi tatmayan bunu anlayamaz.
İki kalp arasında seven ve sevilen olmak yani sevgili olmak ayrı makamlardır.
Her seven sevilen olmak zorunda değildir. Ancak gerçekten sevilen ise o sever. Sevilen olmayı talep etmek lazımdır.
Çok hoşuma giden bir hadiseyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Zamanında birisi camide uyumaya başlamış. Hızır aleyhi selam insan kılığında o kişiyi dürtmüş kalk abdestin bozulacak. Adam oralı olmamış tekrar uyumaya devam bir, iki, üç olay devam ediyor. Nihayette uyuyan adam bak üstüme gelme senin Hızır olduğunu herkese söylerim üzerinde tüy kalmaz saçını başını yolarlar demiş.
Hızır aleyhi selam Cenabı Hakka arz etmiş bu kişi kimdir ki ben bunu tanımıyorum. Cenabı Allah sana beni sevenleri bildirdim bu ise benim sevdiklerimdendir buyurmuş.
İşte dostlar seviyorum dediğimiz sözler yalan olabilir.
Bu konular aldatıcıdır.
Ancak sevilen olmak çok daha müthiş duygudur.
Kadın erkek beraberliğinde aynı hadise vuku bulmaktadır. Bazen kadın erkeği sever erkek kadına karşı ilgisizdir. Bazen tersi olur erkek kadını sever ancak kadın ilgisizdir. Kadın ve erkek beraberce birbirlerini severlerse yani hem seven hem sevilen olurlarsa güzeldir. En fazla süresi bir ömürdür. Ömür bittiğinde sevgi biter büyükler sonsuz sevgi peşinde koşarken geçici sevgilere hiç önem vermemişlerdir. Saygılarımla.
Dr. Efser Gökçen
Psikiyatrist

DÜNYANIN MANYETİK AKSI SONA YAKLAŞTI.Efendim yıllardır dünyanın manyetik aksının önemini anlattık. Hatta manyetik aks il...
16/01/2019

DÜNYANIN MANYETİK AKSI SONA YAKLAŞTI.
Efendim yıllardır dünyanın manyetik aksının önemini anlattık.
Hatta manyetik aks ile dönüş aksı arasında derece farkı dünyanın dönüşünü ve canlılığını sağlıyor dedik.
Bu niye önemli yazılarımda hep onu anlattık.
Bizim psikiyatrist olmamız tepkisel olarak manyetik alan nedir bilmez düşüncesine kaptırdı.
Dünya hakkında böyle bilgileri söylememiz değişik yorumlara uğramamıza sebep oldu. Yurt içinde ve yurt dışında olan üniversite bilim çevreleri dediklerimizin %1 ini anlamadılar.
Gelelim olayımıza; ABD kendi emperyalist çıkarları için HAARP teknolojisi ile dünyayı manyetik kirlenme ve bozulmaya uğrattı. Kendi ulvi çıkarları için manyetik bombardımana devam etti.
Bir taraftan uzay yalanları ile milletlerin gözünü boyarken diğer yandan manyetik kirlilikleri ile dünyayı rezil ettiler.
Aslında yaptıkları kötülük kendilerinin de içinde bulundukları dünyanın imha hareketinden başka şey değildi.
Hani Lazların bindikleri dalı keserleri gibi harakiri ile hepimizin yaşamını berbat ettiler.
Gelelim dünya manyetik aksı ve dönüş aksı ne demektir. Kısaca onu tekrar anlatalım.
Manyetik aks iki kutup arasında çizilen bir hat iken dönüş aksı ise dünyanın dönüş eksenidir.
Efendim dönüş ve manyetik aks arası açı farkları manyetik itim kuvvetleri ile dünyanın dönüş hızını ve hayatiyetini belirler. Yani dünyamız 23 derece olan dönüş ve manyetik açı farkından dolayı şu an bulunduğu hızda devam edebilir.
Şu an olduğu gibi manyetik aks Kanada dan Sibirya’ya kayıyorsa ne olacak sevgili dostlar.
Her şeyin sahibi Yüce yaratıcımızın Kuranı kerimde buyurduğu gibi kıyametin büyük alameti meydana gelecek.
Bir gece sabahında insanlar bakacak ki; GÜNEŞ BATIDAN DOĞMUŞ. Allah, Allah diyecekler bu bize bildirilmişti. Kıyamet zamanı denecek.
Sonrasında dünyanın manyetik alanı azaldığından dönüş hızı da yavaş olacak.
Dönüş hızının yavaşlaması insanların hızla yaşlanmasını gerektirecek. Çünkü manyetik frekans düşecek.
Sonrasında dünyada her yerde depremler olmaya başlayacak. Yerlerden ateşler fışkıracak. Ateşlerin fışkırması sebebi manyetik alanın azalması, magma tabakasının yeryüzüne çıkması demektir.
Zamanında dünya gezegenini tanımlarken kocaman elektromanyetik top olarak söylemiştik.
Dünya bu hızda dönmeyi bıraktığında artık gaybı iman bitecek görerek iman başlayacak. Sonrasında görerek iman edeceklerin imanı kabul olmayacak.
Peki, bu olayı insanların geri çevirebilme yetkisi ve hakkı var mı? Kesinlikle hayır.
Dünyada yaşayan herkesin kıyameti hazırlayan ABD ve onun yandaşlarını mahkeme etmeleri lazımdır.
Ülkemizde görülen aşırı sıcaklar çok soğuklar, tropik fırtınalar yağışların çok fazla olması sebepleri araştırıldığında görülecektir ki; dünyanın manyetik kutup noktaları değişmekte.
Kıymetli okuyucular bazılarınızın kıyamet kopmasına daha çok süre var dediğini işitir gibiyim.
Ancak bilimsel veriler ışığında manyetik kutup ile dönüş aksı birbiri üstüne geldiğinde artık yapacak hiçbir şey kalmamıştır. Eskiden manyetik aksın 45 dereceyi geçmesi düşünülürdü. Ancak tersine gelişme oldu dönüş aksı manyetik kutup üzerine oturmak durumunda kaldı.
Şimdi gelelim elektromanyetik top nasıl oldu da manyetik aks ile dönüş aksının üst üste binmesi yönünde ilerlemekte.
İnsanların bozulması ile dünyanın bozulması eşdeğerdir. Dünyanın dengesini bozan insanların bizatihi kendisidir. Toplumlar bozulduğunda manyetik ağırlık noktaları değişir.
Bizler yaptığımız hareketlerin sadece kendimizi ilgilendirdiğini düşünsek te gerçek öyle değildir.
Yapılan her zulüm dünyanın manyetik dengesini bozar. Kurallara uygun yaşamamak manyetik ağırlığı artırır.
Nasıl ki; çok süratli giden bir aracın yere basma ağırlığı düştüğü gibi giderken içinde yapılan ters hareketlerde dönmekte olan dünyanın dengesini alt üst eder.
Dünya dönmeyi bıraktığında uzaydan gelebilecek her türlü tehlikeye açık kalacağımız bilinmesi gerekir.
Evvelce NASA ve diğer bilim kuruluşları dünyaya çarpıp düşen gök cisimlerinden söz ediyorlardı.
Şu zamana kadar böyle bir şey olmuş değildir. Ancak manyetik kalkan ortadan kalktığında artık yapacak şey kalmamıştır. Dünya dış etmenlere ve etkilere tamamen açık konuma gelir.
Zaten maddenin oluş şeklinde elektromanyetik bağların öneminin çok büyük olduğunu öncelerde defalarca yazmıştık. Elektromanyetik etkinlik ortadan kalktığında dünyadan büyük çapta toprak parçaları uzaya saçılmaya başlar.
Yıllardır ABD ve onun kuruluşu NASA dünyayı aldatmıştır. Şu an ise dünya ile birlikte ABD de yok olacaktır. Saygılarımla.

08/12/2016

HER ŞEY DAHİL OTELLERİN AŞÇILARINDAN İTİRAFLAR
Kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanırız.
Bu da yapısı gereği fazla süner.
Ne kadar pişirirseniz pişirin elastiki bir yapısı vardır.
Müşteriler genellikle çok az pişmesinden şikayetçidir.



Balık olarak Alabalık ya da Kuzu Balığı vardır. Kuzu Balığı da tercihen tuzda pişmiş olarak verilir. Aslında tükettiğiniz şey, köpekbalığıdır. Ben hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum. Tuzda pişirmemizin nedeni, lezzet farklılığını ortadan kaldırmaktır.

Donmuş balıklarda genelde Sudak ve Kalamar kullanılır. Ahtapot, Ege Bölgesi’nde daha yoğundur. Tabii ki bunları biraya bastırıyoruz.

Bir gün akşam büfesinde kalan 50 – 60 kg. eti, tabii ki çöpe atmıyoruz. Bu, müsrifliktir. Stajyerlere sosu yıkatıyoruz ve başka bir sos ile bağlayarak ertesi gün büfeye sunuyoruz. Örneğin Demiglace sos ile pişmiş bir yemeğin etlerini alıp Hollandez sos ile tekrar büfeye sunuyoruz. Ama Hollandez sos öyle kolay değildir. Emeğe saygı lütfen…

Pastane bölümü… Hani bir pastaneye gittiğinizde vitrindeki o devasa boyuttaki tatlıları gördüğünüzde ve fiyatını sorduğunuzda içinizi tuhaf bir sevinç kaplar ya… Eve gittiğinizde tüketirsiniz, tadı da çok lezzetlidir ya hani…

Ya da her şey dahil sistemini uygulayan bir otele gittiğinizde büfede devasa boyutlarda, krem şanti ile kaplanmış yaş pasta tarzında pastalar karşılar ya sizi. Kime sorsanız ismini bilmediği, herkesin birbirinin yüzüne aval aval baktığı, maşa ile tabağınıza koyarken stajyer çocukların kikirdeyerek sizi izledikleri pastalar vardır ya hani…

Evet evet onlar işte, doğru bildiniz. Biz onlara ”DOYURAN” deriz.

Bir akşam önceden kalan artıkları çocuklar büfeden toplar, pastanedeki demi chef’ler bu tatlıları bir güzel yoğurur ve akabinde üzerine pralin, damla drop, çırpılmış krema, en sonunda da meyve aromalı krem şanti ekleyerek tekrar büfeye gönderirler.

Bu durumdan müşteriler şikayetçi değildir çünkü ilk önce biten pastamız bu Doyuran’dır. Hatta takviyesi olmadığından mütevellit, bazı müşteriler şikayet ederler alamadıkları için.



Pastanelerde bu olay biraz daha hijyeniktir. Eğer sahibi çok iğrenç bir adam değilse sadece vitrindeki pastaları kullanır.

Kasaphanede işler, bütün gelen parçalara bakar. Genelde köftelerde dana döş ve gerdan kullanılır. Eğer menüde Adana Kebap ya da Urfa Kebap var ise yemeyiniz. Tekrar söylüyorum, her şey dahil sistemin olduğu bir otelde Adana Kebap yemeyiniz. Elinizi bile sürmeyiniz.

Soğuk bölümünde ise işler çığrından çıkmıştır. Genel olarak, yapılan portör muayenelerinde gaita oranı çok yüksektir. Bunun nedeni, mutfak personelinin hijyeninin yanı sıra mayonez içerikli yiyeceklerin bu bakterilerin gereğinden fazla üremesini sağlamalarıdır. 2000 kişilik bir otelde yapılan rus salatasını, aşçıların elleriyle harmanlamadığını düşünmez birazcık saflıktır.

Eğer Türk Gecesi var ise ve menüde çiğ köfte de mevcutsa hemen koşa koşa gidip atlamayın. Önce bir düşünün. 1 kg. çiğ köfte 2 saatte yapılıyor. Orada bulunan çiğ köfte en az 20 kg.’dır. Eğer tam kıvamında olduğunu düşünüyorsanız işler sandığınızdan daha kötüdür. Stajyerler ayaklarına poşet giyer ve büyükçe bir kazanın içinde bir güzel yoğururlar. Kıvamı mükemmel oluyor ama tadını bilmiyorum. Müşteriler iyi olduğunu söylüyor.

Bütün bunlara karşın büfede hiçbir masraftan kaçınılmaz. Müşterileri aldatmak için bol bol karpuz ve kabak dekoru yaparız. Bir gün saydığımda büfede 20 çeşit yemek olmasına rağmen 50’ye yakın dekor vardı. Önce gözünüzü doyurmak nedir, bunu çok iyi biliriz.

Patates içeren yemekler bol kalorilidir ve tokluk hissi verirler. Çalıştığım mutfakta en az üç kişiyi patates çuvalının başına dikerim. Sabahtan akşama kadar patates soydururum. Bir öğünde en az üç yemeğim patates içeriklidir, siz fark etmezsiniz de patates gördüğünüzde saldırıyorsunuz. İçgüdüsel bir şey galiba…

2000 kişilik bir otelde, sıcak büfede en az 20 kişi çalışması gerekir. Akşamları yemek yediğiniz büfenin önünde bekleyen aşçıların sayısı 4’ü geçmiyorsa ve kılık kıyafetleri temiz ama düzensizse orada işler pek iyi gitmiyor demektir. Ben, mesleğimi saklayarak hemen muhabbete girerim ve sıcak bölümünün yemeklerinin diğer bölümlerden iyi olduğunu söylerim, çok yorulduklarını tahmin ettiğimden bahsederim. Hemen kaç kişi yapar, nasıl yapar, maaş durumu nedir dökülürler. Bu şekilde otel değiştirdiğim çok olmuştur.

Mümkün olduğunca şov olarak tabir edilen, o anda hazırlanan yemekleri tercih edin. Sıra bekliyorsunuz, biliyorum. Lezzetsiz ama hijyeniktir.

Pasta tüketecekseniz dilimlenmiş yaş pastalara ağırlık vermeyiniz. Detayına girmeyeceğim, başım belaya girebilir.

Address

Ziya Gökalp Caddesi 28/5 Kızılay
Ankara
06420

Opening Hours

Monday 09:00 - 18:00
Tuesday 09:00 - 18:00
Wednesday 09:00 - 18:00
Thursday 09:00 - 18:00
Friday 09:00 - 18:00
Saturday 09:00 - 17:00

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikiyatri Uzmanı Dr.F.Efser Gökçen posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Psikiyatri Uzmanı Dr.F.Efser Gökçen:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category