ARju Psikoloji

ARju Psikoloji Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from ARju Psikoloji, Psychologist, Mithatpaşa Caddesi 54 numara Kızılay, Ankara.

02/12/2025

Telefonunuzdan bir ses gelir ve refleks olarak ekrana bakarsınız. Bu tepki çoğu insan için otomatik hale gelmiştir. Peki bu sadece bir alışkanlık mı, yoksa çağımızın gizli bağımlılıklarından biri mi?

Beyin, yeni bir mesaj veya bildirim aldığında küçük bir ödül kazandığını varsayar. Dopamin salınımı, beklenti ve merak duygusuyla birleşir. O anda gelen bilgi, onay veya sevgi sinyali (örneğin bir “beğeni”), kişinin sosyal bağlanma sistemini tetikler.

Psikanalitik açıdan, bu dürtü Lacan’ın “a nesnesi” gibi çalışır. Mesaj veya bildirim, eksikliğin yerini alacakmış gibi görünür: “Görülüyorum, fark ediliyorum, yalnız değilim.” Ama bu his geçicidir. Hemen tekrar kontrol etme ihtiyacı doğar.

Freud’un tekrar zorlantısı burada da kendini gösterir. Kimi zaman bildirim olmadığı halde telefona bakmak, beynin aradığı o “tamlık anını” bulma çabasıdır. Ama her bakışta, asıl ihtiyaç yine ertelenir ve kişi döngüye saplanır.

Bu bağımlılık, fark edilmesi en zor olanlardan biridir çünkü modern hayatın parçası haline gelmiştir. Yavaş yavaş kişi, kendi içsel sessizliğine tahammül edemez hale gelir. Ve bildirim sesi, bu sessizliği bastıran bir sinyal haline dönüşür.

25/11/2025

Bazıları için iş, sadece geçim kaynağıdır. Bazıları için ise kimliklerinin en güçlü parçası. İşkoliklik, modern dünyanın en kamufle olmuş bağımlılıklarından biridir; çünkü dışarıdan bakıldığında disiplin, azim ve başarı gibi olumlu kavramlarla paketlenir.

Ama psikanalitik perspektifle bakarsak, işkoliklik çoğu zaman eksik kalan bir duygunun, değersizlik veya yetersizlik korkusunun telafi çabasıdır. Kişi, sürekli çalışarak bu boşluğu doldurur gibi hisseder. Masadaki dosyalar, bitmek bilmeyen e-postalar, aslında içteki sesin susturulmasıdır.

Freud'un tekrar zorlantısı burada da belirgindir. Yorulmak, hastalanmak, ilişkileri yıpratmak pahasına aynı tempoya devam edilir. Çünkü burada bir "jouissance" vardır: acı verici olsa da tanıdık gelen bir haz. Lacan'ın “a nesnesi” (objet petit a) kavramıyla bakarsak, işin kendisi hiçbir zaman tam doyum sağlamaz; kişi hep daha fazlasını yapma ihtiyacı hisseder.

İşkoliklik, dışarıdan verimli görünse de içeride kendini ilgiye, onaya veya güvende hissetmeye bağımlı kılar. Ve bu bağımlılık, kişinin kendi arzularını tanımasını giderek zorlaştırır. Durmak korkutucudur çünkü durmak, boşluğu görünür kılar.

Şeker ve fast-food... Kimine göre sadece lezzetli bir kaçamak, kimine göre vazgeçilmez bir alışkanlık. Ama bazen bu “kaç...
18/11/2025

Şeker ve fast-food... Kimine göre sadece lezzetli bir kaçamak, kimine göre vazgeçilmez bir alışkanlık. Ama bazen bu “kaçamak” dediğimiz şey, sessiz ama güçlü bir bağa dönüşür.

Bağımlılık her zaman maddeyle olmaz; kimi zaman eksik kalan bir duygunun yerine konur. Şekerli yiyecekler ve yağlı, hızlı hazırlanmış fast-food ürünleri, beynin ödül sistemini patlatan dopamin dalgaları yaratır. O anlık “iyi hissetme” kısa sürer ama güçlüdür. Ve beynin hafıza merkezinde bir kayıt bırakır: “Bunu yaptığında kendini iyi hissettin.”

Freud’un tekrar zorlantısı burada devreye girer. Stres, yorgunluk, yalnızlık veya hatta sıkıntı anında kişi kendini yine aynı yiyeceğin önünde bulur. Lacan’ın jouissance (fazla haz) kavramına göre, zarar görsek bile, bedende yarattığı tanıdıklık hissi bizi geri çağırır. Çünkü bu yiyecekler sadece açlığı değil, eksik kalan başka bir şeyi doyuruyormuş gibi gelir.

Bu bağımlılığın en tehlikeli yönü, sosyal olarak “normal” ve “herkesin yaptığı” bir davranış olmasıdır. Fark ettirmeden, sessizce bir döngü oluşturur: yenme → tatmin → pişmanlık → yeniden yenme. Ve bu döngü, ihtiyacın gerçekten ne olduğunu unutturur.

14/11/2025
➤ Toksik ilişkide manipülasyon, değersizleştirme ve kontrol ön plandadır. Ancak kimi zaman bu ilişkiden kopamamak, yalnı...
13/11/2025

➤ Toksik ilişkide manipülasyon, değersizleştirme ve kontrol ön plandadır. Ancak kimi zaman bu ilişkiden kopamamak, yalnızca toksikliğin etkisi değil, duygusal bağımlılığın kendisidir.

Duygusal Bağımlılık:
Bağımlı kişi, karşı taraf olmadan yaşayamıyormuş gibi hisseder. Bu kişi, partnerin sevgisini kaybetmemek için kendi sınırlarından vazgeçer, arzularını bastırır. Ayrılık fikri, yok olmak gibi gelir.

Psikanalitik Bakış:
Lacan’ın perspektifinde duygusal bağımlılık, öznenin kendi arzusunun yerini “diğerinin arzusuna” bırakmasıdır. Özne, kendi eksikliğini diğerinin varlığı ile doldurmak ister; bu nedenle o ilişki sürmese bile onun zihinsel temsili, boşluğun panzehiri olarak görülür.

Beyin Kimyası:
Bu tür ilişkilerde dopamin (ödül), oksitosin (bağlanma) ve kortizol (stres) birlikte çalışır. Ayrılık tehdidi dopamin sistemini çökertir; oksitosin yoksunluğu güven hissini sarsar. Bu biyokimyasal karışım, bağımlılık hissini nörobiyolojik olarak pekiştirir.

Toksik mi, Bağımlılık mı?:
Toksik ilişki, zararlı dinamiklerle seni aşağı çeker. Duygusal bağımlılık ise, o zarara rağmen “orada kalma” ihtiyacını yaratır. Bazen ikisi bir arada çalışır; kişi hem zarar görür hem kopamaz çünkü kopmak yapısal bir eksikliği açığa çıkaracaktır.

Sonuç:
Bu ayrımı görmek, özgürleşmenin ilk adımıdır. İlişkiyi değil, o ilişkiden neye tutunduğunu anlamak, bağımlılık döngüsünü kırmak için gereklidir.

➤ Bağımlılık denince akla çoğunlukla madde gelir. Oysa modern dünyada çok daha "temiz" görünen, sosyal kabul gören gizli...
11/11/2025

➤ Bağımlılık denince akla çoğunlukla madde gelir. Oysa modern dünyada çok daha "temiz" görünen, sosyal kabul gören gizli bağımlılıklar hayatlarımızda derin izler bırakıyor: sosyal medya akışında kaybolmak, saatlerce online oyun oynamak, alışverişin verdiği kısa süreli coşkuyu kovalamak…

Nöropsikoloji:
Bu davranış biçimleri dopamin sistemini aynı maddeler gibi etkileyebilir. “Beğeni” aldığımızda, seviyeyi geçtiğimizde veya yeni bir ürün satın aldığımızda beynin ödül merkezi aktive olur. Ancak bu etki kısa sürer ve tekrar ihtiyacı doğurur. Tıpkı geleneksel bağımlılıklar gibi tolerans gelişir: daha çok, daha sık, daha yoğun…

Psikanaliz:
Lacan’ın “a nesnesi” kavramıyla bakarsak, bu bağımlılık nesneleri aslında eksikliği doldurmaz; eksikliği sürekli canlı tutar. Sosyal medyada “görülme” arzusu, oyunda “başarma” arzusu veya alışverişte “sahip olma” arzusu, öznenin yapısal eksikliğini sürekli besler. Nesneye ulaşmak anlık tatmin sağlar, ama arzu hiç bitmez.

Gizlilik ve Sosyal Meşruiyet:
Bu tür bağımlılıklar “herkes yapıyor” kılıfında gizlenir. Böylece kişi kendi bağımlılık döngüsünü fark etmekte zorlanır. Bu, en tehlikeli yönüdür: farkındalık eksikliği, müdahale ihtiyacını geciktirir.

Sonuç:
Gizli bağımlılığı anlamak, “neden bunu yapıyorum?” sorusunu cesaretle sormakla başlar. O zaman davranış yalnızca zaman doldurma değil, eksiklikten kaçış olarak görünür. Ve ancak o zaman, döngüyü dönüştürecek içsel çalışma başlayabilir.

➤ "Bırakamıyorum" dediğimizde aslında beynimizin çerçevesini çizdiği bir döngüden bahsediyoruz. Bu döngü, nörobiyoloji, ...
07/11/2025

➤ "Bırakamıyorum" dediğimizde aslında beynimizin çerçevesini çizdiği bir döngüden bahsediyoruz. Bu döngü, nörobiyoloji, psikoloji ve bazen de bilinçdışı süreçlerin iç içe geçtiği bir kapanmayan çemberdir.

Nörobiyolojik Çerçeve:
Beyin, ödül mekanizmasını yöneten dopamin sistemi ile bağımlılık nesnesini (sigara, madde, ilişki, davranış) asla “normal” bir uyarıcı gibi işlemiyor. İlk deneyimde dopamin patlaması olur, bu haz anı beynin hafıza merkezinde (hipokampus) güçlü bir kayıt olarak yerleşir. Ancak tekrar tekrar aynı hazzı aramak, giderek daha fazla uyarıcıya ihtiyaç doğurur. Bu, toleransın bilimsel karşılığıdır.

Psikanalitik Perspektif:
Freud’un “tekrar zorlantısı” Lacan’da jouissance (fazla haz) haline gelir. İnsan, yıkıcı olduğunu bilse dahi o davranışı tekrar eder çünkü orada hem acı hem haz birleşir. Bağımlı özne, aslında bir “eksik” ile baş ediyordur; o nesne veya davranış, eksikliğin yerine geçecekmiş gibi tahayyül edilir. Ama hiçbir zaman tam olarak yerini dolduramaz.

Döngü:

Eksikliğin hissedilmesi →
Bağımlılık nesnesine yönelme →
Geçici rahatlama →
Suçluluk/Pişmanlık →
Yoksunluk →
Yeniden yönelme

Bu döngü kırılmadığında “bırakamıyorum” cümlesi neredeyse varoluşsal bir ifade haline gelir. Çözüm, nesneyi bir düşman gibi ortadan kaldırmak değil; eksiklikle yaşamayı öğrenmek, onu üretken bir alan olarak dönüştürmektir. Bu noktada terapötik süreç, bağımlı kişinin kendi arzusu ile yeniden bağlantı kurmasına yardımcı olur.

Uzman Psikolojik Danışman &İletişim  ve Protokol Uzmanı Remiz DEVELİ ,  ayında aRju Psikoloji iş ortaklığına katılmıştır...
07/11/2025

Uzman Psikolojik Danışman &İletişim ve Protokol Uzmanı Remiz DEVELİ , ayında aRju Psikoloji iş ortaklığına katılmıştır.

Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Ana Bilim Dalı’nda tamamlayan Remiz Develi, 2. lisansını Çukurova Üniversitesi, İletişim Fakültesi, İletişim Bilimleri’nde yüksek bir ortalama ve referansla tamamlamıştır.

​Özel sektörde ve M.E.B’e bağlı kurumlarda uzmanlık yapmış, bakanlıklar arası protokollerde (içişleri, sağlık ve adalet bakanlıkları) ve projelerde Uzm. Psikolojik Danışman ünvanıyla, öğretmen ve yönetici eğitimlerinde eğitimci ve danışman olarak bir çok projede formatör olarak görev almıştır.

Ankara’da bireysel danışmalarına online veya yüzyüze seanslarla devam etmektedir. Halen öğrenci koçluğu,kariyer koçluğu,YKS/KPSS hazırlıklarında etkili sınav alma becerileri ve stratejileri,sınav kaygısı süreçlerinde kolaylaştırıcı psikolojik destek çözümleri, meslek ve kariyer yönlendirmelerinde en uygun alanlarda iş alma becerileri eğitimi üzerine, öğrenci ve meslek çalışanı veya mesleki çalışmaya aday olan bireylere kariyer ve yönlendirme desteği sunmaktadır. Bununla birlikte meslektaş dayanışmasına özen göstermekte ve mesleki gelişime açık meslektaş ve lisans öğrencileri için süpervizyon görüşmeleri ve vakâ analizleri, danışma süreçlerinde pratik yaklaşımlarla; iyileştirici pozitif psikoloji yöntemleriyle , süpervizörlük yapmaya devam etmektedir.
İletişim uzmanı ve mentor olarak ; yönetim /yönetici iletişimi ve liderliğe hazırlanma süreçlerinin dizayn edilmesi,kurumsal danışmanlık , kurumiçi işleyiş ve verimliliğin arttırılmasında analiz çalışmaları, protokol zincirinin işleyişi , personel eğitimi, etkili iletişim süreçlerinin yönetimi, iletişim becerilerinde etkili beden kullanımı prosesleri, görgü nezaket kuralları eğitimi, etkili CV hazırlama teknikleri, iş alma becerileri işin devamlılığı sürecinde etkili personel olma stratejileri gibi konularında destekleyici ve çözüm odaklı net ve pratik yöntemler aracılığıyla bireylere ve kurumlara bütünsel bakış açısı ilkesiyle danışmanlık vermektedir.
İletişim incelikleriyle eğlenceli sonuçlar kazandıran “Bi’Takım İletişim Oyunları Atölyesi”nin kurucusu ve yürütücüsüdür

Bağımlılık, yalnızca bir alışkanlık değil; çoğu zaman bir kimlik meselesidir.Kendi arzusuyla başkasının beklentilerini a...
15/10/2025

Bağımlılık, yalnızca bir alışkanlık değil; çoğu zaman bir kimlik meselesidir.
Kendi arzusuyla başkasının beklentilerini ayırt edemeyen, “Ben kimim?” sorusuna net bir cevap veremeyen kişi, bu boşluğu dolduracak bir şeye tutunur. O madde ya da davranış, varoluşun bir parçası hâline gelir.
Onsuz yaşayamam demek, bazen “Ben kimim ki zaten?”in bir başka ifadesidir.
Ancak eksik olan yer, dışarıdan doldurulamaz. Her doldurma çabası, yeni bir boşluk yaratır. Böylece bağımlılık, hem kimlik kazandırmaya çalıştığımız hem de kimliğimizden biraz daha uzaklaştığımız bir döngüye dönüşür.

Bağımlılığın merkezinde aslında bir “boşluk” vardır. İnsan arzusunun doğasında, her zaman tamamlanmamış bir his bulunur....
08/10/2025

Bağımlılığın merkezinde aslında bir “boşluk” vardır. İnsan arzusunun doğasında, her zaman tamamlanmamış bir his bulunur.
Bağımlı kişi, bu hissi bir nesne ile doldurmaya çalışır: madde, oyun, sosyal medya, ilişki… O nesne geçici bir “tamlık hissi” verir.
Ama bu his uzun sürmez, çünkü eksiklik nesnede değil, insanın kendi varoluş yapısındadır.
Tüketilen şey ne olursa olsun, o boşluk gerçek anlamda dolmaz.
İşte bu yüzden bağımlılık, bitmeyen bir arayıştır. Aranılan şey madde değil; madde aracılığıyla dokunulmaya çalışılan o ilk tamamlanmışlık duygusudur. Ve bu duygunun peşinde olmak, insanı sürekli aynı döngüye mahkûm edebilir.

Bağımlılık çoğu zaman “canım istediği için” yapılan bir şey gibi görülür. Oysa gerçek çok farklıdır.Bağımlı kişi, çoğu z...
06/10/2025

Bağımlılık çoğu zaman “canım istediği için” yapılan bir şey gibi görülür. Oysa gerçek çok farklıdır.
Bağımlı kişi, çoğu zaman istemese bile aynı eylemi yapmaktan kendini alamaz. İşte tam da bu fark, bağımlılığı sıradan keyiflerden ayırır. Freud bu durumu “tekrar zorlantısı” kavramıyla açıklar: İnsan bazen acı verse de aynı döngüyü tekrarlar.
Lacan ise bunu “jouissance” kavramıyla ifade eder: Hem haz hem acı barındıran, tanıdık bir deneyime saplanma hâli…
Bağımlılık, kişi için zararlı olduğunu bilse bile bırakamadığı bir alışkanlık zinciridir. Çünkü o davranış, kısa süreliğine de olsa eksik hissini hafifletir. Ama bu rahatlama geçicidir ve yeniden aynı noktaya döneriz.

Aile Danışmanı Buse Çelik aRju Psikoloji bünyesinde hizmet vermeye başlamıştır. Hakkında; Hacettepe Üniversitesi ve Anka...
02/10/2025

Aile Danışmanı Buse Çelik aRju Psikoloji bünyesinde hizmet vermeye başlamıştır. Hakkında;
Hacettepe Üniversitesi ve Ankara Üniversitesinde iki ayrı lisans eğitimi aldıktan sonra, yüksek lisansımı Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde (ASBÜ) tamamladım. Uzmanlığımı aile danışmanlığı ve aile çalışmaları üzerine yaptım.

Yurtdışından ve Türkiye’nin birçok şehrinden danışanlarımla online olarak; Ankara’da ise yüz yüze danışmanlık yapmaya devam ediyorum.

Ağırlıklı olarak ayrılık ve boşanma süreci, ilişkilerde iletişim sorunları, kök aileden gelen yaralar ve yas süreci üzerine çalışıyorum.

Çalışma alanlarım:
• Çift ve aile danışmanlığı
• Bireysel danışmanlık
• Evlilik öncesi danışmanlık
• Boşanma süreci ve sonrası danışmanlığı
• İlişkilerde iletişim sorunları
• Yas ve kayıp süreci

Danışmanlık sürecinde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Şema Terapi ekollerini temel alarak çalışıyorum.

Address

Mithatpaşa Caddesi 54 Numara Kızılay
Ankara
06666

Telephone

+905521799185

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when ARju Psikoloji posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to ARju Psikoloji:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category