12/01/2015
Yaklaşan yarıyıl tatili ve sünnet hakkında basın bildirisi
Uluslararası Toplum Sağlığı Gelişimi ve Toplumsal Yardımlaşma Derneği (UTSDER); ülkemizde ve dünyada toplum sağlığı, toplumsal gelişim ve yardımlaşma konularında faaliyet gösteren bir dernektir. Temel misyonumuz derneğimizin hedefi olan yüksek toplum sağlığına ulaşmak için gerekli tüm çalışmaları yapmak, toplum sağlığını ilgilendiren güncel konular ile ilgili bilimsel olarak doğrulanmış bilgilerin halkımıza ulaşmasını sağlamaktır. Bu kapsamda yaklaşan yarı yıl tatili nedeni ve uygulamaya giren son yasalar ile ilgili güncel bilgileri halkımızla paylaşmak istiyoruz.
Bilindiği üzere sünnet ve sünnet düğünleri toplumumuzda önemli geleneklerimizden birisidir. Sünnetin dünyanın ortak değerlerinden birisi olduğunu, sünnetin geleneksel ve dini önemi ile birlikte çok büyük bir koruyucu etkisinin olduğunu toplumumuzun büyük bir kısmı bilmemektedir.
Sünnet, dünya üzerinde en yaygın uygulanılan cerrahi müdahaledir. Pek çok toplum tarafından dinsel, tıbbi ve de kültürel nedenlerle yapılan sünnet; İslam ve Yahudi toplumlarında dinsel nedenlerle uygulanırken 19. yüzyılda tıbbi nedenler de önem kazanmış ve Hıristiyan toplumlarında da sünnet yaygın şekilde uygulanır olmuştur. Günümüzde dünya erkek nüfusunun üçte birinin sünnetli olduğu kabul edilir.
Yapılan çalışmalar, sünnetin çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu riskini önemli ölçüde düşürdüğünü gösteriyor. Bazı araştırmalarda, sünnet olmayan çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu görülme sıklığı sünnetli çocuklara göre daha fazladır. Özellikle, yeni doğan bebeklerde yapılan sünnet, ileri dönemlerde görülebilecek idrar yolu enfeksiyonu riskini önemli ölçüde düşürmektedir. Sünnetin diğer bir sağlık faydası ise p***s kanserlerini önlemesidir. Sünnetli kişilerde p***s kanseri neredeyse hiç görülmez. Yapılan çalışmalar, sünnetli erkeklerde görülen p***s kanserlerinin, hatalı sünnet tekniklerini takiben görülen biçimsiz yara dokusundan kaynaklandığını gösteriyor. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme sıklığı da sünnet olan kişilerde daha azdır. Sünnet, sadece yapılan kişiye bu faydayı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda erkeğin eşini de HPV isimli çok bulaşıcı bir virüsten de korur. Böylece kadınlarda görülen rahim ağzı kanseri riskini de azaltır.
Afrika'da yapılan son çalışmalar sağlıklı bir şekilde yapılan sünnetin AIDS’in kadından erkeğe cinsel bulaştırılma riskini %73 azalttığı ortaya çıkarılmıştır.
Bununla birlikte sağlıksız yapılan sünnet işlemi ile ortaya bir takım komplikasyonlar çıkmaktadır. Ülkemizde özellikle toplumun belli bir kesimi malesef sünnet düğünleri için ciddi rakamlar harcamayı rahatça karşılarken bu önemli geleneğin en önemli kısmı olan cerrahi işlem kısmında elinden geldiği kadar ekonomik davranmayı seçmektedir. Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkmış, eğitimli personel konusunda ciddi sıkıntıların yaşandığı 1928 yılının Türkiye şartları gereği tüm kaynakların en verimli şekilde değerlendirilmesi amacı ile düzenlenen, Resmi Gazete’de 04.04.1928 tarihinde yayınlanan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ile kelimenin tam anlamı ile berberlerin dahi sünnet yapmasına izin veren yasa toplumda hemen herkesin sünnet yapabilmesine izin vermiş ve bir nevi teşvik etmiştir.
Ülkemizde yaşanan sağlık reformu toplum sağlığını ciddi şekilde etkileyen bu neredeyse 100 yıllık ihmal ile ilgili kamu hastanelerine doğrudan görev vererek bu konuda yaşanan çarpıklığı gidermek adına kamunun yapması gerekeni yapmıştır. Tam Gün Yasası içerisinde yer alan düzenlemeler ile sünnet işlemi ancak doktorlar tarafından yapılacaktır. Bu yasanın hazırlanması ve yürürlüğe geçirilmesinde emeği geçen tüm taraflara Uluslararası Toplum Sağlığı Derneği olarak teşekkür ederiz.
Toplum Sağlığı açısından uygunsuz sünnet işleminin; P***s hasarı, ( tam veya kısmı kopmalar, yaralanmalar, penil ampütasyon, vb.), P***s Nekrozu, Hepatit ve AIDS gibi kan kaynaklı hastalıkların bulaşımı, cinsel hayatı ve aile huzurunu olumsuz yönden etkileyen erken veya geç boşalma, kadınlarda rahim ağzı kanserinde artış gibi toplum sağlığını olumsuz etkileyen sonuçları olmaktadır. Söz konusu bu zararların meydana gelmemesi için toplumumuzun sünnet ile ilgili temel bilgileri öğrenmeleri, mutlu bir geleceğin inşasında önemli bir tuğla olacaktır.
Dünya üzerinde bu kadar yaygın şekilde uygulanan sünnet işlemi temelde üç şekilde yapılmaktadır. Bu metotlar; dikişli, koterli ve tek kullanımlık sünnet aletleri ile sünnet teknikleridir.
Dikişli sünnet tekniği ülkemizde en yaygın sünnet yöntemidir. Zaman zaman basına yansıyan komplikasyonlara rağmen ülkemizde toplumun büyük bir kısmı tarafından hâlâ tercih edilmektedir.
Sağlık Bakanlığı tarafından uzun yıllar önce yasaklanan koterli sünnet malesef toplumumuza Lazer, Kansız Sünnet ve benzeri isimlerle tanıtılarak ciddi riskleri olan bir teknik olmasına rağmen insanımız kelimenin tam anlamı ile kandırılmaktadır. Her yaz tatili döneminde koterli sünnetten kaynaklanan ciddi komplikasyonlar yaşanmaktadır.
Her türlü cerrahi işlemde hijyen koşullarının uygulandığı modern tıp, tekrar kullanılabilir aletlerin mümkün olduğunca terk edildiği bir anlayışı benimsemiştir. Yine benzer şekilde mümkün olduğu kadar tüm cerrahi uygulamalarda vücuda en az seviyede müdahale ile operasyonu tamamlamayı tercih etmektedir. Artık açık ameliyatların pek çoğunun yerini endoskopik veya laparoskopik tekniklerle gerçekleştirilen kolay ve yatma süresini azaltan cerrahi işlemler almıştır.
Dünyada en yaygın kullanılan metot tek kullanımlık sünnet aletleridir. Bir kaç yıl öncesine kadar yenidoğan sünnet oranı %83 olan Amerika Birleşik Devletlerinde sünnetlerin ciddi bir kısmı tek kullanımlık sünnet çanı ile yapılmakta idi. Afrika’da AIDS ile mücadele kapsamında gerçekleştirilecek sünnet işlemlerinde mümkün olduğu sürece tek kullanımlık sünnet aletleri kullanılması planlanmıştır.
Bugün ülkemizde Afrika’dan Uzak Doğu’ya kadar dünyanın pek çok farklı coğrafyasında sünnetler yapmış ciddi bir hekim topluluğu vardır Bu bilgiler ışığında değerli halkımıza yaklaşan yarı yıl tatilinde yaptıracakları sünnetlerde kamu ve özel sağlık kuruluşlarını tercih etmelerini, çocuklarının geleceğini ehliyetsiz ve yetersiz ellere emanet etmemelerini, sünneti doğru şekilde yapmak için eğitilmiş yetkili ellerden bu hizmeti almalarını tavsiye ederiz.
Saygılarımızla
Özgür Kaleözü
BSc (BiolSc)
President
__________________________________________________________________________________
e.ozgur.kaleozu@gmail.com
m. +90 530 140 6501
skype. ozgur.kaleozu
P. +90 312 332 33 35 F. +90 312 332 33 53 NGO ID. 06 – 108 – 059
W. www.iphaids.org E. info@iphaids.org
We are an independent NGO, funded entirely by private donations. We are not a faith organization and do not have any political affiliations.