Psikolog Dr. Başak KUBİN METE

Psikolog Dr. Başak KUBİN METE Lisans ODTÜ Psikoloji,
Yüksek Lisans ve Doktora Hacettepe Üniversitesi PDR

🌾 Biliyor musun ben ilk podcast'imi ilkokulda hazırlamıştım. Annem ses kaydı yapan bir teyp almıştı. Bir de büyük müzik ...
25/10/2025

🌾 Biliyor musun ben ilk podcast'imi ilkokulda hazırlamıştım. Annem ses kaydı yapan bir teyp almıştı. Bir de büyük müzik setimiz vardı. Önüne geçer, teybe kaseti takar başlardım kayıta. Müzik setinde şarkı açar, sesi kısar, konuşmaya başlardım, bildiğin fade out. Şarkılar söylerdim, hikayeler anlatırdım, röportaj bile yapardım, kendi kendime. Ben sesimi dışarıdan duymaya o yaşlarda başladım.

🌾 Küçüklüğümden beri kelimelerin arasında, kendi sesimi bulmaya çalıştım. Şimdi de bazen bir filozofun düşüncesinde, bazen sessizliğin içinde arıyorum.
Karşılaşma alanı, benim sesimi diğerine ulaştırma arzumun ürünü. İçimdekiler biraz da benden uzağa dökülsün, başkasına değsin istiyorum.

🌾 Kaygı üzerine çalışırken de aslında kendi kaygımla yeniden tanıştım. Her cümlede bir sorgulama, her durakta bir nefes vardı. Fark ettim ki, kaygıdan kaçmadan konuşmak, kendinle karşılaşmanın ta kendisiymiş.

🌾 Kendi sesini dünyaya açmak da bir tür varoluş cesareti.

Ve şimdi… o ses yola çıktı.

Belki herkese ulaşmayacak, ama duyan biri için bir anlam taşırsa, ne mutlu...

🌾Belki senin için de bir karşılaşma alanı olur.

🎧 Spotify’da: Karşılaşma Alanı – Yaşamla, Kendinle, Ötekiyle

🌾Sizi Topitop’la tanıştırayım. Toprak’ımla birlikte yaptık okul etkinliğinde.Dikiş işi benden, süslemesi ondan.Kollar bi...
19/10/2025

🌾Sizi Topitop’la tanıştırayım.
Toprak’ımla birlikte yaptık okul etkinliğinde.
Dikiş işi benden, süslemesi ondan.
Kollar biraz yamuk, dikişler yer yer eğri…
Ama bence tam da bu yüzden güzel.

🌾Toprak onu eline alır almaz sevdi.
Kucağında gezdirdi, yemek masasında ona yer açtı,
arabada uyuttu, ellerinden tutup yürüttü.
Hiç sorgulamadı, düzeltmedi, kusur aramadı.
Sadece sevdi.
Ve ben, onun gözlerinde
“Mükemmel" olmanın, kusursuz olmakla değil,
canlı hissettirmekle ilgili bir şey olduğunu gördüm.

🌾Topitop’un yamuk dikişlerinde benim sabrım var,
onun merakı, aramızdaki görünmez bağ var.
Birlikte yaptığımız şey kusursuz değil,
ama sahici,
tıpkı biz insanlar gibi.

🌾Eksik olan hiçbir şey bozuk değildir.
Bazen eğri bir dikiş,
tam da olması gerektiği yerdedir.

🌾Son zamanlarda elimdeki kitap, Paul Tillich’in Olmak Cesareti idi. Tillich, varolmanın kaygı doğurduğunu belirterek, tü...
25/09/2025

🌾Son zamanlarda elimdeki kitap, Paul Tillich’in Olmak Cesareti idi. Tillich, varolmanın kaygı doğurduğunu belirterek, tüm bu kaygılara rağmen yaşamı kucaklamanın yollarına dair felsefî ve ruhsal bir rehber sunuyor.

🌾Tillich, insanın varoluşun eşiğinde yaşadığı kaygılara bakıyor: yok olma, anlamsızlık, suçluluk… Yok olma kaygısı, bir gün tüm varlığımızın son bulacağı gerçeğiyle yüzleşmekten doğuyor. Anlamsızlık, yaşamın hangi temele dayandığını bilemediğimizde içimizi dolduran boşluktan yükseliyor. Ve suçluluk, kendi özgürlüğümüzle verdiğimiz kararların yanlış olabileceğini bilmenin ağırlığını taşıyor. Bu üç kaygının derininde aslında tek bir yüz var: hiçlik. İnsan, farklı biçimlerde ama sürekli olarak hiçliğin gölgesine bakıyor, bu yüzden her an kendi hiçliğimizle yüzleşiyoruz. Ama Tillich’e göre işte tam da bu yüzleşme, cesaretin ta kendisidir.

🌾 Kitap bittiğinde geriye çok derinden gelen bir çağrı kaldı. Kaygıyı kabullenmeye, suçlulukla yaşamaya, özgürlüğü seçmeye ve bütün bunların ortasında yaşamı onaylamaya çağıran bir ses.

🌾Çünkü Tillich’in bize hatırlattığı gibi, varoluş hiçbir zaman güvenli bir alan sunmaz; yine de insan, hiçliğe rağmen yaşamı seçmek zorundadır.

🌾İki oğlum var benim. Duyanlar diyor ki "bir de kızın olsun" Neden? Yaşlanınca bana baksın diye herhalde. Ya da yumuşak ...
14/09/2025

🌾İki oğlum var benim. Duyanlar diyor ki "bir de kızın olsun" Neden? Yaşlanınca bana baksın diye herhalde. Ya da yumuşak huylu, tatlı dilli, sevimli olsun da keyifleneyim diye.

🌾Benim ruhumu, doğdukları ilk günden beri keyifle dolduran iki oğlum var. Sevgi dolu, neşeli, tatlı mı tatlı iki oğlan. Güçlü duygusal bağlar kuran, kendilerini ifade eden, ev içinde sorumluluk alan... Erkek olduklarını öğrendiğim ilk andan beri hiç keşke demediğim iki oğlan..

🌾Tüm bunlar işte, toplumsal cinsiyet rolleri... Erkek çocuğuna haylazlığı, kız çocuğuna sevimliliği etiket olarak yapıştırıp sonra da izliyoruz gereğini ne kadar yerine getirecekler diye. Sonrası malûmunuz...

🌾Tek cümlelik ebeveynlik tavsiyesi: Siz çocuğunuza ne ile giderseniz, o size onunla gelecek.

🌾Büyümek ne tuhaf şey… Arkama dönüp ‘büyüdüm’ sandığım yaşlara baktığımda, aslında ne kadar da toy olduğumu görüyorum. A...
29/08/2025

🌾Büyümek ne tuhaf şey… Arkama dönüp ‘büyüdüm’ sandığım yaşlara baktığımda, aslında ne kadar da toy olduğumu görüyorum. Aynı gözlerden içeri süzülen aynı şeyler, zihnimde artık bambaşka bir form alıyor. Yıllar geçtikçe olacakları da merakla bekliyorum.

🌾40’a bir kala, bu yıl öğrendiğim şey kendimi seçmek oldu. Başkalarının yargılarından, inançlarından, bana yüklediği anlamlardan sıyrılmaya çalışmak… Kendime bakmak, kim olduğumu ve ne istediğimi anlamaya çalışmak. İşte burası varoluşçu bir yer.

🌾Bu yerde yeni yoldaşlarım oldu: Sartre’dan insanın kendi özgürlüğünden kaçamayacağını, Kierkegaard’dan kaygının bir düşman değil doğum sancısı olduğunu, Nietzsche’den umutsuzluğun içinden yeniden dirilişi, Camus’den sürgünlüğün ortasında bile yaşama ‘evet’ demeyi, Frankl’dan ise anlamı kendi varlığımızın bağrında kurabileceğimizi öğrendim.

🌾Çocuklarım ise bana Kronos’un hızla akan zamanına teslim olmamayı, Kairos’un anlarında nefes almayı öğretiyor. Zamanın sadece takvimden ibaret olmadığını; bazen durduğunu, bazen su gibi aktığını, bazense geçmişle geleceğin ‘şimdi’ye sıkıştığını görebiliyorum.

🌾Heidegger’in dediği gibi: İnsan, henüz olmamış olanla yaşayan bir varlıktır. O yüzden çabam da, kaygım da, düşlerim de beni var eden yollar. Yolda olmak, seçmek, düşmek, kalkmak, yeniden anlam kurmak… Bunların hiçbirini ertelemiyorum. Yaşıyorum.

🌾Bugün doğum günüm. Beni bekleyen ömrün uzunluğunu bilmiyorum. Ama bugünü, kendi özgürlüğümün sorumluluğunu taşıyarak; çocuklarımla, sevdiklerimle ve yolumla birlikte kendime ‘evet’ diyerek kutluyorum.

🌾Dünyanın bir yerlerinde, bambaşka hayatlar yaşanıyor. Yemyeşil doğasıyla uyum içinde inşa ettiği ferah şehirlerinde, al...
17/08/2025

🌾Dünyanın bir yerlerinde, bambaşka hayatlar yaşanıyor. Yemyeşil doğasıyla uyum içinde inşa ettiği ferah şehirlerinde, alçak binalarla donatılmış, tertemiz, tarihi sokaklarında, refah, bolluk ve güvenlik içinde bambaşka hayatlar yaşıyorlar. İki haftadır yüzüme çarpan bu gerçek karşısında haksızlığa uğramış hissediyorum.

🌾Biliyorum ki duygular, insanı kendi hakikatine götüren birer işarettir. Bu hissimin hangi değerlerimden beslendiğini sorguluyorum ve dünyanın adil bir yer olmadığını yeniden hatırlıyorum. Dünyanın adaletsizliğine teslim olmak yerine, kendi varoluşumun anlamlı cevabını yaratmak mümkün mü diye düşünüyorum.

🌾Kierkegaard "karşılaştırma kıskacı"ndan bahseder. Başkasının yaşamına bakıp kendini eksik hissetmek, aslında kendinden uzaklaşma biçimidir. Kendime şunu soruyorum: “Kendi hayatının ölçütünü nereden alıyorsun? Başkasının standardından mı, yoksa kendi değerlerinden mi?” Kıskacın kırılması, “başkasına göre” değil, “kendime göre” bir ölçüt aramamla mümkün. Sartre’ın dediği gibi: “İnsan kendini seçer.” Yani koşullar sabit kalabilir, ama benim onlarla kurduğum ilişkiyi ben belirlerim. Fakat şöyle bir gerçek var ki, hiçbir birey tek başına bir toplumu değiştiremez. Buna Sartre “insanın trajedisi” der: Hem özgürüz hem de sınırlıyız. Burada ilk adım, sınırlılığını görmek ve bu sınırlılıkla barışmaktır.

🌾Tam da burada Heidegger imdadıma yetişiyor: Dünyayı tümüyle değiştiremeyebilirsin, ama “dünyada olma biçimini” seçebilirsin. Çocuklarını yetiştirme şeklin, mesleğindeki duruşun, ilişkilerindeki değerlerin — bunlar senin toplumsal yapıya verdiğin cevaplardır. Küçük gibi görünür ama aslında dönüştürücüdür.
Tüm bu yazdıklarımı okuduysan, sana şu soruyu sorarak bitiriyorum:

🌾Toplumsal adaletsizliği bütünüyle değiştiremeyeceğini bilerek, yine de kendi özgün yanıtını nasıl kurabilirsin? Hangi küçük eylemle, "bu dünyaya kendi cevabımı verdim" diyebilirsin?

🌾Cafe Central... Viyana’da, Freud’un, Adler’in, Zweig’ın ve daha birçok yazar, düşünür ve sanatçının uğrak yeri olan bu ...
10/08/2025

🌾Cafe Central... Viyana’da, Freud’un, Adler’in, Zweig’ın ve daha birçok yazar, düşünür ve sanatçının uğrak yeri olan bu kahvecide oturmak, burada yıllar önce yapılan tartışmaların, ortaya atılan fikirlerin, kendi kendine düşünmelerin yaydığı havayı solumak gibiydi. İnsan, böyle bir yerde kendi varlığının çizgilerini daha net görüyor.

🌾Burası bir zamanlar insanın kendini ve çağını yeniden kurmak için toplandığı yerlerden biriydi. Freud, insanın kendi içine bakmaktan kaçamayacağını hatırlatırken; Adler, kimliğimizin ötekiyle kurduğumuz bağlarda şekillendiğini fısıldıyordu. Zweig ise, insanın güzelliklere duyduğu tutkunun, aynı zamanda yıkım karşısındaki çaresizliğini de içinde barındırdığını gösteriyordu.

🌾Ben, bu seslerin yankılandığı duvarların arasında, kendi çağımın sorularıyla oturdum. Biliyorum ki, kendi sorularını sormayan, başkalarının cevaplarında kaybolur.

🌾Bazı mekânlar insanın düşüncelerini besler. Ve insan, geçmişin bir masasında oturarak kendi geleceğinin yönünü belirler.

Address

Ankara

Telephone

+905053891986

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikolog Dr. Başak KUBİN METE posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Psikolog Dr. Başak KUBİN METE:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category