Psikiyatrist Dr.Tuba Coşkun

Psikiyatrist Dr.Tuba Coşkun Psikiyatrist/ Psikoterapist

“Huzursuzluğun nedenleri Freud’un ima ettiğinden çok daha karmaşıktır. Bunlardan ilkini her gün kendimizle kurduğumuz di...
06/11/2025

“Huzursuzluğun nedenleri Freud’un ima ettiğinden çok daha karmaşıktır. Bunlardan ilkini her gün kendimizle kurduğumuz diyaloğumuz sırasında yaşıyoruz: Gerçekten bölünmüş haldeyim. Hiçbir zaman kendimle ve bedenimle ortak paydada buluşamıyorum ve bu bazen çok acı verici olabiliyor. İstediğim ideal vücuda sahip olmak, sürdürmek istediğim sağlıklı yaşam tarzı sürekli çaba gerektiriyor ama hiç başaramıyorum bunu. Sonra da kendime öfkeleniyorum. Bu bölünmüşlük, geçmişteki hem doğru hem yanlış seçimler ile gitmek istediğim yön üzerine düşünmemi de mümkün kılıyor.

Kendime dair düşüncemi yeterince ileri götürürsem huzursuzluğun ikinci nedeniyle karşılaşırım. Olduğum kişi, başkalarının, ailemin, toplumsal sınıfın, içinde büyüdüğüm toplumun beklentilerinin ve onaylamadıkları şeylerin bir sonucudur. Bunu arkamda bırakmayı başarsam bile özgün olamam aslında çünkü yeni kimliğimin yorumunu da başkalarından alırım (benim düşündüğüm her şey zaten daha önce düşünülmüş). Kendi seçimlerimi gerçekten kendim yapabilir miyim? Kendi kimliğini aramayı sürdürenler şu sonuca varır: Hepimiz “replikant”ız.

Son olarak, insanın bilinçli olarak düşünmeden yaşadığı huzursuzluğun temelinde yatan üçüncü bir neden daha var. İçimizde bizi iki farklı tarafa doğru yönlendiren, bizi özerklik ar- zumuzu ve bir gruba ait olma dürtümüzü uzlaştırmaya zorlayan iki temel güç söz konusudur. Birini elde ettiğimizde, diğerini arzularız. Huzursuzluğun temelini işte bu belirsizlik oluşturur.” Paul Verhaeghe -Çeviri:Damla Atamer

Hangi çerçeveye sığar hayat?Hayat hangi çerçeve içinde anlam bulur? ‘Anlam bulmak’ mı bütün bu anlamsızlıkların nedeni? ...
21/10/2025

Hangi çerçeveye sığar hayat?
Hayat hangi çerçeve içinde anlam bulur?
‘Anlam bulmak’ mı bütün bu anlamsızlıkların nedeni?
Anlamamak mı tüm derdimiz esasında?
Bir çerçevede anne, baba, ikisinin ellerini tutmuş bir çocuk, fotoğraftakilerinden mi ibaret bu gülüşler?
Ne var arkasında bu resimlerin?
Aynalar da girer mi çerçeveye?
Bir pencereden gökyüzünü inceleyen çocuk bakışı gibi çerçeveye sığmayanlar nerede?
Bir çerçevede sabitlenen anılar, çerçevenin dışında ne var?
Dört tarafı çevrilince ev olur bir yapı, dört çubukla oynanır oyunlar, hep bir yalnızlık içerir boş çerçeveler, bir gün dolar diye dilekler..
Boşluklar dolar, fotoğraflar değişir, anlam anlamsızlaşır, anlamsızlığın adına anlam derler..

Tuba Coşkun

Psikologlar ve psikanalistler genelde yasak hazlardan bahseder, onlar aracılığıyla insanın içdünyasını keşfetmeye çalışı...
18/09/2025

Psikologlar ve psikanalistler genelde yasak hazlardan bahseder, onlar aracılığıyla insanın içdünyasını keşfetmeye çalışırlar. Yasaklar çoğunlukla arzuyu kamçıladığından, yasak hazlar hep öne çıkar, hep daha çok arzulanır. Peki ya yasak olmayan hazlar? Onların kıymetini biliyor muyuz, yoksa yasak olmadıkları için gözümüzdeki değerleri azalıyor mu?

“Bu kitap, yasak olmayan hazların yasak olanlara nazaran haz konusunda bize anlatacak daha fazla şeyleri olup olmadığını konu alıyor,” diyor Adam Phillips. “Bu doğru olsaydı, fazlasıyla ciddiye aldığımız onca şey ciddiyetini yitirirdi. Yasak olanın despotluğu bir şeyleri yasaklamasından değil, bize ne yapmak istediğimizi söylemesinden gelir, yasak olanı yapmak isteriz. Oysa yasak olmayan hiç emir vermez.”

Daima değişiyoruz ve değişme şeklimizi seçmek, hatta tasarlamak istiyoruz. Değişim, siyaset veya terapi yoluyla, din vey...
19/08/2025

Daima değişiyoruz ve değişme şeklimizi seçmek, hatta tasarlamak istiyoruz. Değişim, siyaset veya terapi yoluyla, din veya spor yoluyla, üretkenlik veya büyüme yoluyla, ilişkiler veya ilişkilerden uzak durma yoluyla, sanat veya bilim yoluyla aranabilir. Değişimin bir arzu nesnesi olduğu aşikârdır, gerçi asıl istenen değişim, tercih edilen yönde gerçekleşecek bir değişimdir. Hayatlarımızın sürekli ileriye doğru giden bir hikâye olmasını istiyoruz. Ancak değişim, belirsiz bir arzu nesnesi olarak büyüleyici olduğu kadar dehşet verici de olabilir.

Kendimiz için isteyebileceğimiz değişim türlerini nasıl keşfedeceğiz? Ve eğer mümkünse, bu mevcut değişim biçimlerini diğer insanların bizi ikna etmeye hevesli olduğu değişimlerden nasıl ayırabiliriz?

Adam Phillips değişimle ilgili eğilimlerimizi, değişmeyi isterken gerçekte ne yönde değiştiğimizi, ne ölçüde istediğimiz yönde değişebileceğimizi keşfe çıkıyor.

Pencere pervazında duran ortancanın yaprakları yaka fırfırlarına, az önce geçen uçağın izi gökyüzünü ikiye bölmüşe benzi...
21/07/2025

Pencere pervazında duran ortancanın yaprakları yaka fırfırlarına, az önce geçen uçağın izi gökyüzünü ikiye bölmüşe benziyor. . Yağan yağmurun ıslattığı kaldırım taşları, sabah vakti tebeşirle seksek alanıydı. Hızla ilerleyen hayata inat yavaş hareketlerle eskici sokakta anıları topluyor, bir çırpıda dokunan halı ilmekleri, çiçeklerin üzerinde kalan su taneleri, su tanelerinde kendini büyük gören bir çocuk var. Çarpıtılmış görüntüsünü dağınık kaşları kadar seviyor, alamadığı ilgiyi her yansımada kendine vermeye hazır.
Nerede görülmeli insan, nerede görmeli görüldüğünü? Annesinin göz bebeklerinde yok mu yansıması? Yaşla mı dolu o gözler, kaygıyla başka yöne mi bakıyor? Hangi yansıma karşılayabilir o doyumu, hepsi eksik mi kalır ömür boyu? Arayacak mecburen bir umut, bulduğunu sanacak, her yanılsamada başa dönecek, buna da hayat diyecek birileri. Ara dur, durmadan ara. Götürdü o bir zamanlar biricik olan oyuncağı eskici, yerine çoktan geçti yenileri. Geldiğini sanırsın bir gün belki..

Tuba Coşkun

“Üzerime giyecek hiçbir şeyim yok!” cümlesinin ardında ne tür bir eksiklik yatıyor? Aranıp bir türlü bulunamayan şey, ge...
03/07/2025

“Üzerime giyecek hiçbir şeyim yok!” cümlesinin ardında ne tür bir eksiklik yatıyor? Aranıp bir türlü bulunamayan şey, gerçekte kadınlık kimliğinin kayıp bir parçası ya da anne-kız ilişkisinde doyurulamamış bir sevgi açlığı olabi- lir mi? Sonu gelmez alışverişlerin gerçek işlevi nedir? Bağımlılığa dönüşen giysi tutkusu, bir tür kendini ifade etme aracı olabilir mi? Giysilere yüklenen “kişilik değiştirici” rol, narsistik yaraları sarmaya mı hizmet eder? Üzerimize geçirdiğimiz giysiler, bedenimiz yerine gerçekte kişiliğimizin derin uçurumlarını mı örter? “İdeal giysi” gerçekten var mıdır?

Klinik psikolog ve psikanalist Elise Ricadat ile Lydia Taïeb, Üzerime Giyecek Hiçbir Şeyim Yok!’ta kadınların giysilerle kurdukları sorunlu ilişkinin altında yatan sebepleri irdeliyor.

Nerede bu arananlar?Süt damlasının verdiği doygunlukta, soğuk kış gününde battaniye altında, dede evindeki saatin çıkard...
26/06/2025

Nerede bu arananlar?
Süt damlasının verdiği doygunlukta, soğuk kış gününde battaniye altında, dede evindeki saatin çıkardığı seste, şiiri takılmadan söylemenin gururunda, beslenme çantandaki elmanın yarısını verdiğin arkadaşlıkta mı?
Sana biçilen rolleri hakkıyla yerine getirmekte mi, beklenenlerde mi, olması gerekenlerde mi?
Yıllar geçince diğerlerinden ayrıştırıp bulduğun kendinde mi? Zevklerinde, isteklerinde, hayallerinde, olduklarında ya da olamadıklarında mı? Yoksa hem hepsinde hem hiçbirinde mi?
Yok mu bu arananlar, hayat denilen şey arananlar mı, yoksa zaten aramak mı hayat? Arananlar olmasa da olmaz hayat, hayatı arananlar sanana da heyhat..

Tuba Coşkun

Anneler ve kızları, aileler ve enkazları. Anı, yaratı ve saplantı üçgeninde sorular, bağlar ve hesaplaşmalar, ufak tefek...
11/06/2025

Anneler ve kızları, aileler ve enkazları. Anı, yaratı ve saplantı üçgeninde sorular, bağlar ve hesaplaşmalar, ufak tefek darbelerle tetiklenmeyi bekleyen fay hatları.
Vigdis Hjorth, bu romanda çocukluğu aşma ve aile de denen savaş alanından sağ çıkma olasılıklarına yaslanıyor.

Annem Öldü mü, seçimleri nedeniyle ailesi tarafından dışlanmış bir kadının başarılı bir ressam olarak doğup büyüdüğü yere geri dönüşünü ve geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalışını konu alıyor. Olaylar, anlatıcının bir gece vakti yıllardır görüşmediği annesini araması, annesinin de telefonu açmamasıyla başlıyor. Anne ile kızını, kazananı olmayan bir kedi-fare oyununa sürükleyen bu cevapsız çağrı, çığ gibi ilerleyen bir çözülmeyi de beraberinde getiriyor.

Aile ile birey çatışmasını ustaca işleyen, anne-kız ilişkisinin çıkmazlarını, anneliğin açmazlarını ve aile içi travma aktarı- mını korkusuzca irdeleyen Vigdis Hjorth, sarsıcı ve sorgu- layıcı bir okuma deneyimi sunuyor. Bir de soru bırakıyor: Yara açmayan bir annelik, öldürmeyen bir sevgi mümkün mü?

“Sadece kaybettiklerimiz sonsuza dek bize aittir.”

Siren Yayınları

Evlerin küçük çıkıntılı balkonlarında özenle saksılara yerleştirilmiş ortancalar, dar sokaklarda asılı çamaşırların sabu...
03/06/2025

Evlerin küçük çıkıntılı balkonlarında özenle saksılara yerleştirilmiş ortancalar, dar sokaklarda asılı çamaşırların sabun kokusu var.. dantel gibi denizin kıyıları, açık mavi tondan koyu mavi tona doğru ilerliyor.. bazı binalar yılların yorgunluğunu taşıyor gibi, kapı numaralarının bile özenle hazırlanmış desenleri doğadan ilham almış limon rengi seramiklerden, çiçekler ve yapraklarla bezenmiş kapı önleri..
bitmeyen bir yaşam dürtüsü.. süsünü, detayını, zerafetini eksik etmeyen hayatlar.. hem dinginlik, hem tevazu dolu sadelik.. ama renkli, ama canlı, ama hareketli.. yaşam dediğin sabun kokulu bir rüzgarda saçların salınışı, denize açılan bir kaldırım taşından sıcakta yürümek, her tondan yeşilin içinde kaktüslerin varlığını da kabul etmek demek.. denizde can acıtan kayayı da, tuzun deriyi yakışını da bilmek, büyümek her keyif gibi acının var olduğunu da kabul etmek demek..

Tuba Coşkun

Address

Psikiyatrist Drive Tuba Coşkun, Konyaaltı Caddesi No:56/A Blok Kat:3
Antalya
07050

Opening Hours

Monday 09:00 - 19:00
Tuesday 09:00 - 19:00
Wednesday 09:00 - 19:00
Thursday 09:00 - 19:00
Friday 09:00 - 19:00
Saturday 09:00 - 19:00

Telephone

+905302402494

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikiyatrist Dr.Tuba Coşkun posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram