Psikolojik Danışman Yeşim YAVUZ UYSAL

Psikolojik Danışman Yeşim YAVUZ UYSAL Psikolojik Danışman Yeşim YAVUZ

Anne - Baba olunduğunda sadece sevgi, bakım ve güven değil; bazen yaralar, korkular ve bastırılmış duygular da farkında ...
23/10/2025

Anne - Baba olunduğunda sadece sevgi, bakım ve güven değil; bazen yaralar, korkular ve bastırılmış duygular da farkında olmadan çocuğa geçer. Bu biyolojik değil, psikolojik bir kalıtımdır.
Çoğu zaman kader zannedilen şey aslında nesiller boyu tekrarlanan travmatik bir döngüdür.

Psikoloji ve nörobilim alanında son yıllarda yapılan çalışmalar, travmaların yalnızca bireyde kalmadığını, kuşaklar arası aktarım yoluyla çocuklara geçtiğini gösteriyor.

Yani “annem / babam da aynı şeyleri yaşadı” cümlesi, sadece kader benzerliği değil; bazen biyopsikolojik bir yankıdır.

🧑‍🧑‍🧒‍🧒 Nasıl aktarıyoruz?

Travma yalnızca büyük olaylarla oluşmaz; bazen sürekli ihmal edilmek, değersiz hissettirilmek, sevilmenin koşula bağlanması da derin izler bırakır.
Bir anne kendi acısıyla baş edemediğinde, çocuğa doğrudan bir travma yaşatmasa bile, o duygusal iklimi aktarır:
• Sürekli endişeli bir anne, çocuğuna “dünya tehlikelidir” mesajını verir.
• Sürekli susan bir anne, “hislerini söylemek zararlıdır” duygusunu öğretir.
• Sürekli fedakâr bir anne, “kendini ikinci plana koymak erdemdir” inancını yerleştirir.

Bu yüzden çocuklar büyüdüklerinde, kendi hayatlarını yaşarken bile annelerinin duygusal mirasının yankılarını taşır. Aynı cümleleri söyler, aynı sessizlikleri seçer, aynı ilişkileri kurar.

Bir yetişkin olarak neler yapabiliriz?
Bir sonraki gönderide değineceğim…

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

Anne - Baba olunduğunda sadece sevgi, bakım ve güven değil; bazen yaralar, korkular ve bastırılmış duygular da farkında ...
23/10/2025

Anne - Baba olunduğunda sadece sevgi, bakım ve güven değil; bazen yaralar, korkular ve bastırılmış duygular da farkında olmadan çocuğa geçer. Bu biyolojik değil, psikolojik bir kalıtımdır.
Çoğu zaman kader zannedilen şey aslında nesiller boyu tekrarlanan travmatik bir döngüdür.

🔬 Bilim Ne Diyor?

Psikoloji ve nörobilim alanında son yıllarda yapılan çalışmalar, travmaların yalnızca bireyde kalmadığını, kuşaklar arası aktarım yoluyla çocuklara geçtiğini gösteriyor.
• Rachel Yehuda ve ekibi (2018) travma yaşayan ebeveynlerin çocuklarında kortizol düzeyleri ve stres tepkilerinin benzer biçimde değiştiğini buldu. Bu, travmanın yalnızca duygusal değil, biyolojik bir iz de bırakabileceğini kanıtlıyor.
• Danieli (1998) ve Faimberg (2005) gibi psikanalistler, özellikle annelerin yaşadığı bastırılmış travmaların çocuklarda kimlik, özgüven ve ilişkilerde tekrarlanan kalıplar olarak ortaya çıktığını vurguluyor.

“Epigenetik aktarım” olarak bilinen bu süreçte, bireyin yaşadığı yoğun stres ya da travma, gen ifadesini etkileyerek bir sonraki nesilde benzer duygusal tepkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir (Kellermann, 2013).

Yani “annem / babam da aynı şeyleri yaşadı” cümlesi, sadece kader benzerliği değil; bazen biyopsikolojik bir yankıdır.

🧑‍🧑‍🧒‍🧒 Nasıl aktarıyoruz?

Travma yalnızca büyük olaylarla oluşmaz; bazen sürekli ihmal edilmek, değersiz hissettirilmek, sevilmenin koşula bağlanması da derin izler bırakır.
Bir anne kendi acısıyla baş edemediğinde, çocuğa doğrudan bir travma yaşatmasa bile, o duygusal iklimi aktarır:
• Sürekli endişeli bir anne, çocuğuna “dünya tehlikelidir” mesajını verir.
• Sürekli susan bir anne, “hislerini söylemek zararlıdır” duygusunu öğretir.
• Sürekli fedakâr bir anne, “kendini ikinci plana koymak erdemdir” inancını yerleştirir.

Bu yüzden çocuklar büyüdüklerinde, kendi hayatlarını yaşarken bile annelerinin duygusal mirasının yankılarını taşır. Aynı cümleleri söyler, aynı sessizlikleri seçer, aynı ilişkileri kurar.

Bir yetişkin olarak neler yapabiliriz?
Bir sonraki gönderide değineceğim…

30/09/2025

📌 Sınav dönemi için ailelere öneriler

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

5 yaşın ebeveyn önerileri 👇🏻📌 Arkadaşlarıyla oyun buluşmaları organize edin. Çocuğunuz paylaşmayı, sıra beklemeyi ve işb...
29/09/2025

5 yaşın ebeveyn önerileri 👇🏻

📌 Arkadaşlarıyla oyun buluşmaları organize edin. Çocuğunuz paylaşmayı, sıra beklemeyi ve işbirliğini bu yolla öğrenir.

📌 Çantasını hazırlamak, masayı kurmaya yardım etmek, oyuncaklarını toplamak gibi görevler sorumluluk bilincini artırır.

📌 Onunla birlikte masallar uydurun ya da resimli kitaplar üzerinden hikâyeler kurgulayın. Bu, dil becerilerini ve hayal gücünü geliştirir.

📌 Günlük hayatta sayma, eşleştirme, toplama–çıkarma fırsatları yaratın. Örneğin: “Bize 2 kaşık getir, toplamda kaç kaşık oldu?”

📌 Bu yaşta kurallara daha duyarlıdır. Evin kurallarını birlikte konuşmak çocuğunuzun uyumunu artırır.

📌 Yazı yazmaya hazırlık için boyama, çizgi çalışmaları, ince motor aktiviteler yapın.

📌 Eğitici içerikleri kısa süreli izletin, pasif izleyici yerine aktif katılımı teşvik edin.

📌 5 yaş çocuğu düzenli uyku ve beslenmeye hâlâ çok ihtiyaç duyar. Düzen, güven duygusunu artırır.

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

4 yaş döneminin genel değil daha spesifik özelliklerini ekledim. Tüm bunlara ek olarak ebeveynlere bu dönem için önerile...
29/09/2025

4 yaş döneminin genel değil daha spesifik özelliklerini ekledim. Tüm bunlara ek olarak ebeveynlere bu dönem için öneriler;

📌 4 yaşta inatçılık, çok soru sorma ve ani duygu değişimleri normaldir. Bunları “problem” olarak değil, gelişim sürecinin parçası olarak görebilirsiniz.

📌 Çocuğunuz kuralları test edebilir. Sevgiyle ama net bir şekilde sınırlar koymak güven duygusunu artırır. Kurallarınızın bir gün esnetilip diğer gün sıkılaştırılmaması önemlidir.

📌 Bu yaşta oyun, çocuğun en önemli öğrenme aracıdır. Hayal gücünü geliştiren rol oyunları, kukla oyunları ya da basit masa oyunları sosyal ve bilişsel becerileri güçlendirir.

📌 Çocuğunuzun merakını küçümsemeyin. “Neden gökyüzü mavi?” gibi sorulara yaşına uygun açıklamalar yapın. Bilmediğiniz sorularda “bilmiyorum, birlikte araştırabiliriz” diyerek merakını destekleyin.

📌 Kendi başına giyinmeye, yemek yemeye, tuvalet alışkanlıklarını sürdürmeye fırsat verin. Bu onun özgüvenini güçlendirir.

📌 Parkta, kreşte ya da oyun gruplarında akranlarıyla zaman geçirmesi paylaşmayı, işbirliğini ve sosyal becerileri geliştirir.

📌 İstediğiniz davranışı gösterdiğinde onu fark edin ve övün. Örneğin: “Oyuncağını arkadaşınla paylaştığını gördüm, çok hoşuma gitti.”

📌 Uzun süreli ekran kullanımı yerine açık havada oyun, kitap okuma ve hareketli aktiviteler tercih edin. Ekran süresi 40 dakikayı geçmezse daha sağlıklı olur.

📌 Hikâyeler, hem dil gelişimini destekler hem de empati becerilerini güçlendirir. Sorular sorarak çocuğunuzun düşünmesini teşvik edin.

📌 Yemek, uyku ve oyun saatlerini düzenli tutmak, çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlar.

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

24/09/2025

Travma, kişinin başa çıkma kaynaklarını zorlayan ve duygusal, fiziksel veya psikolojik olarak sarsıcı olaylardır; örneğin ciddi kazalar, kayıplar veya doğal afetler.

🔹Aynı olayı yaşayan iki kişi farklı şekilde etkilenebilir; bazıları duygularını ifade ederek ve destek alarak iyileşirken, bazıları olayı bastırabilir veya inkar edebilir.

🔹Travmanın insan üzerindeki etkisi, kişinin başa çıkma stratejileri, destek sistemi ve kişisel kaynaklarıyla şekillenir.

🔹Post-travmatik büyüme, travmatik deneyimlerin ardından kişilerin dayanıklılık, kişisel gelişim ve yaşamın anlamını keşfetme açısından güçlenmesini ifade eder; doğru strateji ve destekle travmalar, yıkıcı olmak yerine dönüştürücü bir fırsata dönüşebilir.

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

Üç yaşına gelen çocuk, artık daha bağımsız ve meraklı bir birey olarak dünyayı keşfeder. Fiziksel olarak daha koordineli...
22/09/2025

Üç yaşına gelen çocuk, artık daha bağımsız ve meraklı bir birey olarak dünyayı keşfeder. Fiziksel olarak daha koordinelidir; koşar, zıplar, merdiven çıkabilir ve kendi başına bazı basit görevleri yerine getirebilir. Kelime dağarcığı hızla artar, kısa cümleler kurar, kendini ifade etmeye çalışır ve sürekli sorular sorar.

Bu dönemde hayal gücü belirgin şekilde gelişir. Çocuk, oyuncaklarıyla rol yapma oyunları oynar, hayali arkadaşlar edinir ve kendi küçük hikayelerini kurar. Sosyal farkındalık da artar; arkadaşlarıyla paylaşmayı, sırayla oynamayı öğrenir ve başkalarının duygularını anlamaya başlar. Günlük rutinler hâlâ çok önemlidir; beklenmedik değişiklikler bazen öfke tepkilerine yol açabilir.

İnat ve “hayır” deme davranışları devam eder, çünkü çocuk artık “ben kendi başıma yapabilirim” duygusunu daha güçlü hisseder. Duygularını kontrol etmek hâlâ zor olduğundan öfke nöbetleri görülebilir ve sınırlarını test etmek için davranışlarını zorlayabilir.

Ebeveynler için Öneriler
🔹Seçim alanı tanıyın: Çocuğunuz küçük kararlar verebilsin; örneğin hangi oyuncağıyla oynayacağına veya hangi rengi seçeceğine karar vermesi özgüvenini destekler.
🔹Oyunla öğrenmeyi teşvik edin: Rol yapma ve hayal gücü oyunlarına katılın, bu süreç hem iletişimi güçlendirir hem de problem çözme becerilerini artırır.
🔹Rutinleri esnek ama güvenli tutun: Günlük düzenleri koruyun ama ufak esnekliklerle değişime alışmasını sağlayın.
🔹Sınırları nazik ama kararlı koyun: “Hayır” demeniz gerekiyorsa tutarlı ve sakin olun; sınırlar güven duygusunu artırır.

📌 Özetle
Bu dönemde çocuğunuz hem bağımsızlığını hem de hayal gücünü test eder. Sabır, destek ve oyunla geçen bir yolculuk, hem sizin hem de çocuğunuzun gelişimi için çok değerlidir.

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

İki yaş, çocuğun dünyayı keşfetmeye, kendi kimliğini ve bağımsızlığını fark etmeye başladığı dönemdir. Fiziksel olarak a...
22/09/2025

İki yaş, çocuğun dünyayı keşfetmeye, kendi kimliğini ve bağımsızlığını fark etmeye başladığı dönemdir. Fiziksel olarak aktif, dil becerileri hızla gelişmiş, sosyal ve duygusal farkındalığı artmış bir çocuktur. Bu dönemde çocuk:
• Koşar, zıplar, kendi başına giyinmeye çalışır; motor becerileri hızla gelişir.
• Kelimelerle isteklerini ifade etmeye başlar, basit cümleler kurar ve çok soru sorar.
• Taklit oyunları oynar, hayal gücü ve problem çözme becerileri gelişir.
• Günlük rutinler güven verir ve bunlara bağlı kalmak ister.
• Tuvalet eğitimi başlar; vücudunun işlevlerini kontrol edebildiğini fark eder.

🔹Bu dönemde inatlaşma ve öfke nöbetleri sık görülür. Çocuk artık “ben ayrı bir bireyim” farkındalığına ulaşmıştır ve kendi kararlarını kendisi vermek ister: “Ben yapacağım!” der, ayakkabısını giymekte ısrar eder, kaşığı elinden bırakmaz. Ancak motor becerileri ve dili henüz yeterince güçlü olmadığından istediklerini her zaman gerçekleştiremez. Anlatamadığında ya da yapamadığında öfkelenir, ağlar veya yere yatar.

🔹Tuvalet eğitimi bu dönemde bağımsızlık mücadelesinin bir parçasıdır. Çocuk “istersem tutarım, istersem bırakırım” farkındalığını deneyimler ve ebeveynin müdahalesine karşı direnç gösterebilir. Tüm bu davranışların temelinde bağımsızlık isteği ve sınırları test etme vardır.

🔹Ebeveynler için öneriler:
• Bu dönemin bir sendrom değil, gelişimin doğal bir basamağı olduğunu bilin.
• Küçük seçimler, az seçenek sunarak çocuğun kontrol duygusunu destekleyin (“Mavi tişört mü kırmızı mı?”).
• Öfke anlarında sakin kalın, sınırları tutarlı şekilde koruyun.
• Bu dönemi bir savaş olarak değil, çocuğun bağımsızlık provası olduğunu hatırlayın.

📌 Özetle:
2 yaş, çocuğun “ben varım” dediği ve kimliğini keşfettiği bir dönemdir. İnattan tuvalet eğitimine, oyun ve dil gelişimine kadar her şey gelişimin doğal parçalarıdır.

💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.

📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya

Eski bir Anadolu geleneği olan Tekne Orucu Ramazan ayının çocuksu parçası 🎈Eskiden mutfaklarda büyük ekmek tekneleri bul...
23/03/2023

Eski bir Anadolu geleneği olan Tekne Orucu Ramazan ayının çocuksu parçası 🎈
Eskiden mutfaklarda büyük ekmek tekneleri bulunurmuş ve çocuklar, yaşlılar oruç tutarken zorlandıkları zamanlarda bu kocaman ekmek teknelerinin ardına gizlenerek karınlarını doyurup oruçlarına devam ederlermiş. Tekne Orucu adı da buradan gelmiş.
Eğer siz oruç tutarken eşlik etmek isteyen çocuklarınız varsa deneyebilirsiniz.
Elbette orucu sadece yemek içmek değil ahlaki boyutuyla da değerlendirmek gerek. Örneğin oruç tutarken kötü söz söylememek, kavga etmemek, insanlara ve doğaya yardım etmek, arkadaşlarla iyi anlaşmak, selamlaşmak gibi konuların da oruçla doğrudan ilişkili olduğunu çocuklarımıza anlatmak gerek.
Geçen yıl hazırlamış olduğum neler yapabiliriz kısmını bu gönderiye de ekliyorum 👇🏻
🌙 Ramazan ayının değerlerini mümkün mertebe somutlaştırarak aktarın.
🌙 Sadece insanlara değil doğaya ve nesnelere karşı da dikkatli ve özenli davranıp çocuğunuza da bu noktada örnek olun.
🌙 "Oruçluyum sinirliyim, bana dokunmayın gerginim, çok kötüyüm" vb. olumsuz söylemlerden kaçının.
🌙 Orucun sadece bir aç kalma hali değil bir anlamı olduğunu gösterin.
🌙 Ramazan ayı içindeki ibadetlerinizi mümkün mertebe birlikte yapın. Örneğin namazları cemaatle kılabilirsiniz, Kur'an-ı Kerim okumalarını aileniz veya arkadaşlarınızla birlikte gerçekleştirip ardından küçük sohbetler edebilirsiniz.
🌙 Mümkün olduğunca çocuğunuzla birlikte camide ve açık havada vakit geçirin.
🌙 Mutlaka bir iftar ve sahura başka yerde konuk olun ve evinize birilerini davet edin.
🌙 Söylediğiniz sözlere, insanlara karşı tavırlarınıza daha dikkatli yaklaşın.
🌙 Küçük hediyeleri hayatınıza daha çok dahil edin. Örneğin bir çiçek, dondurma, balon vb. olabilir. Hediyelerinizin maddi olarak az manevi olarak çok değerli olmasına özen gösterin.
🌙 Birlikte keyifli anılar edinmeye özen gösterin.
🌙 Dini kavramlardan söz ederken korku yaratacak ceza, ayıp, günah gibi kavramlar yerine iyi hissettirecek güzelliklerden söz edin.
🌙 İftar sofrasındaki sohbetlerinize tatlı hayaller, güzel temenniler ve mutlaka kahkahalar ekleyin.

Hayırlı ramazanlar dilerim 🌸

Nefes bedenimizin ihtiyaç duyduğu oksijenin alınmasıdır. Dengeli ve yavaş nefes alma becerisi fiziksel gerginliği, endiş...
10/03/2023

Nefes bedenimizin ihtiyaç duyduğu oksijenin alınmasıdır. Dengeli ve yavaş nefes alma becerisi fiziksel gerginliği, endişeli veya üzüntü gibi duygularımızı azaltmaya yardımcı olur. Güçlü fiziksel ve duygusal tepkileri sakinleştirmek için oldukça işlevseldir.

Nefes egzersizleri;
- Zihni rahatlatır.
- Kaygıyı, korkuyu, heyecanı yatıştırır.
- Kan basıncını dengeler.
- Dikkat dağınıklığına iyi gelir.
- Uyku düzenini sağlar.
- Vücut fonksiyonlarının dengeli çalışmasına katkıda bulunur.

Nefes egzersizlerini çocuklara şu örnekle açıklayabiliriz.
Bahçenin her yerinde deli gibi koşan bir köpek yavrusu hayal edelim. Bu köpek yavrusu nasıl nefes alır? Çok hızlı, sığ nefesler… İnsanlar da bir şeye üzülünce bu şekilde nefes alırlar. Bir köpek yavrusu gibi soluduğumuzda, nefes nefese kalmak vücudumuzun gergin hissetmesine neden olur ve sakin olamayız.
Şimdi, güneşin altında yatıp dinlenen büyük bir köpeği hayal edelim. O köpek nasıl nefes alır? Güzel ve yavaşça… İnsanlar da büyük köpek gibi yavaş nefes aldığında vücutlarının sakinleşmesine yardımcı olur.
Kendimizi üzgün hissetmeye başladığımızda vücudumuzun sakinleşmesine yardımcı olabilmek için o güzel, yavaş, büyük köpek nefeslerini nasıl alacağımızı öğrenebiliriz.

Bedenimizin sağlıklı işlemesi için gerekli olan farklı gazların dengelenmesinde bize nefes alışımız yardımcı olur. Endişeli olduğumuzda nefes alışımız değişir-daha hızlı ve sığ nefes alırız-bu da dengeyi bozar. Sığ nefes almak bir tehditle -ormandaki bir kaplandan kaçmak gibi- karşılaşınca bize yardımcı olur ama genelde bunu yapmayız. Gazların dengesi bozulunca, endişe ve stresin fiziksel tepkilerini daha fazla hissederiz. Nefes alış şeklimiz güçlü duygusal ve fiziksel tepkilerimizi sakinleştirmeye yardımcı olur ve daha da kötüleşmesini önler.

Dengeli ve yavaş nefes alma becerisi fiziksel gerginliği, endişeli veya üzgün duygularımızı azaltmaya yardımcı olur. Güçlü fiziksel ve duygusal tepkileri sakinleştirmek için oldukça işlevseldir.

Address

Antalya

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikolojik Danışman Yeşim YAVUZ UYSAL posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram