23/10/2025
Anne - Baba olunduğunda sadece sevgi, bakım ve güven değil; bazen yaralar, korkular ve bastırılmış duygular da farkında olmadan çocuğa geçer. Bu biyolojik değil, psikolojik bir kalıtımdır.
Çoğu zaman kader zannedilen şey aslında nesiller boyu tekrarlanan travmatik bir döngüdür.
Psikoloji ve nörobilim alanında son yıllarda yapılan çalışmalar, travmaların yalnızca bireyde kalmadığını, kuşaklar arası aktarım yoluyla çocuklara geçtiğini gösteriyor.
Yani “annem / babam da aynı şeyleri yaşadı” cümlesi, sadece kader benzerliği değil; bazen biyopsikolojik bir yankıdır.
🧑🧑🧒🧒 Nasıl aktarıyoruz?
Travma yalnızca büyük olaylarla oluşmaz; bazen sürekli ihmal edilmek, değersiz hissettirilmek, sevilmenin koşula bağlanması da derin izler bırakır.
Bir anne kendi acısıyla baş edemediğinde, çocuğa doğrudan bir travma yaşatmasa bile, o duygusal iklimi aktarır:
• Sürekli endişeli bir anne, çocuğuna “dünya tehlikelidir” mesajını verir.
• Sürekli susan bir anne, “hislerini söylemek zararlıdır” duygusunu öğretir.
• Sürekli fedakâr bir anne, “kendini ikinci plana koymak erdemdir” inancını yerleştirir.
Bu yüzden çocuklar büyüdüklerinde, kendi hayatlarını yaşarken bile annelerinin duygusal mirasının yankılarını taşır. Aynı cümleleri söyler, aynı sessizlikleri seçer, aynı ilişkileri kurar.
Bir yetişkin olarak neler yapabiliriz?
Bir sonraki gönderide değineceğim…
💬 Sormak ve öğrenmek istediklerinizi yorumlarda belirtebilir veya DM / WhatsApp aracılığıyla iletebilirsiniz.
📞 0 539 592 29 65
📍 Arapsuyu Mahallesi 666 Sokak 81. Yıl Apartmanı K:2 D:5
Konyaaltı / Antalya