Prof. Dr. Bülent Dinç Muayenehanesi

Prof. Dr. Bülent Dinç Muayenehanesi İzsiz (Kapalı Yöntemle) Tiroid ve Paratiroid Operasyon Ekibi

Hipotiroidi, tiroid bezinin yeterli hormon üretememesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Uzun süre belirti vermeden ilerleye...
03/12/2025

Hipotiroidi, tiroid bezinin yeterli hormon üretememesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Uzun süre belirti vermeden ilerleyebildiği için bazı hastalarda tanı gecikir.

❗❗Bu nedenle hipotiroidinin tiroid dokusunda yapısal değişikliklere yol açıp açmadığı ve kanser riskini artırıp artırmadığı önemli bir klinik sorudur.

Uzun süreli hormon eksikliği, tiroid bezinde uyarı artışına yol açar. TSH düzeyi yükseldiğinde bezde hücresel çoğalma eğilimi artar. Bu süreç bazı kişilerde nodül gelişmesine zemin hazırlayabilir. Nodüllerin çoğu iyi huyludur ancak belirli bir kısmında kanserleşme riski görülebilir. Bu nedenle hipotiroidisi uzun süredir devam eden hastalarda nodül takibi önem kazanır.

✔Hashimoto tiroiditi, tiroidde kronik iltihaba yol açtığı için hücresel değişim riskini bir miktar artırabilir. Bu nedenle papiller tiroid kanseri görülme olasılığı toplum ortalamasına göre biraz daha yüksektir. Yine de bu artış sınırlıdır ve düzenli takip sayesinde erken dönemde güvenle tespit edilebilir.

👉Hipotiroidinin tedavi edilmemesi nodüllerin büyümesini hızlandırabilir. TSH yüksekliğinin uzun süre devam ettiği hastalarda hem nodül gelişimi hem de mevcut nodüllerde yapısal değişim ihtimali artabilir.

✨Düzenli hormon takibi, tiroid ultrasonu ve gerektiğinde biyopsi ile risk kontrol altında tutulabilir. Doğru yönetim sayesinde hem hipotiroidi hem de olası tiroid kanseri riski güvenli şekilde takip edilebilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

Kasık ağrısı birçok nedene bağlı olabilir ancak ağrının öksürükle artması, cerrah açısından dikkatle değerlendirilmesi g...
28/11/2025

Kasık ağrısı birçok nedene bağlı olabilir ancak ağrının öksürükle artması, cerrah açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken özel bir bulgudur. Bu durum genellikle karın içi basıncının artmasıyla belirginleştiği için kasık bölgesinde gizli kalmış bir fıtığın habercisi olabilir.

🔺Kasık fıtıkları, iç organların karın duvarındaki zayıf bir noktadan dışarı doğru çıkmasıyla oluşur. Başlangıçta sadece bir dolgunluk hissi veya hafif rahatsızlık şeklinde kendini gösterebilir. Ancak öksürme, ıkınma ya da ağır kaldırma gibi karın içi basıncı artıran durumlarda, fıtık daha belirgin hale gelir ve ağrıya yol açabilir. Eğer bu ağrı tekrar ediyorsa veya zamanla şiddetleniyorsa mutlaka cerrahi değerlendirme gerekir.

🌱Öksürükle artan kasık ağrısı mutlaka ciddiye alınmalıdır. Basit bir kas zorlanması gibi görünse de altında fıtık gibi cerrahi müdahale gerektiren bir durum olabilir. Erken tanı, olası komplikasyonların önüne geçer ve hastaya daha konforlu bir yaşam sağlar.

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

Graves hastalığı, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu gelişen tiroid hormonlarının aşırı üretildiği bi...
24/11/2025

Graves hastalığı, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu gelişen tiroid hormonlarının aşırı üretildiği bir otoimmün hipertiroidi tablosudur.

‼️Hastalık ilaçla, radyoaktif iyotla veya cerrahi yöntemle tedavi edilebilir. Ancak bazı hastalarda uzun vadeli ve kesin bir çözüm gerekir. Bu noktada total tiroidektomi, yani tiroid bezinin tamamen alınması gündeme gelir.

Total tiroidektomi, Graves hastalığına karşı en etkili ve kalıcı tedavi seçeneklerinden biridir. Ameliyatla tüm tiroid dokusu çıkarıldığında hormon üretimi fiziksel olarak durur ve hastalık tekrarlamaz.

✔️Bu da hastayı uzun vadede sürekli nüks riskiyle yaşama zorunluluğundan kurtarır. Özellikle ilaç tedavisine dirençli, radyoaktif iyota uygun olmayan veya guatrı büyük olan hastalarda cerrahi tercih edilir.

Cerrahi sonrası hasta artık tiroid hormonu üretemeyeceği için ömrü boyunca levotiroksin (T4) takviyesi alması gerekir. Bu ilaçla hormon seviyesi doğal seviyelere getirilir ve hastalar normal bir hayat sürdürebilir. Doğru doz ayarlaması yapıldığında bu dışarıdan hormon kullanımı yaşam kalitesini olumsuz etkilemez.

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

HiperparatiroidizmProf. Dr. Bülent Dinç
24/11/2025

Hiperparatiroidizm

Prof. Dr. Bülent Dinç

Hiperparatiroidizm, paratiroid bezlerinin fazla miktarda hormon salgılaması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Vücutta ağrı, kemik erimesi gibi şikayetlere yol açar.

21/11/2025

Safra kesesi duvarının kalınlaşması, genellikle bir ultrasonografi sırasında tesadüfen fark edilen ancak mutlaka dikkate alınması gereken bir bulgudur. Tek başına bir hastalık değildir ancak altta yatan farklı sağlık sorunlarının işareti olabilir.

👉Normalde safra kesesi duvarı ince ve düzenlidir. Ancak iltihap, enfeksiyon, ödeme bağlı sıvı birikimi ya da damar hastalıkları gibi durumlarda bu duvar kalınlaşabilir. En sık karşılaşılan neden akut kolesistittir. Safra kesesi taşları nedeniyle gelişen bu iltihaplanma durumunda, duvar kalınlığı genellikle 3 mm’nin üzerindedir ve buna eşlik eden ağrı, ateş ve hassasiyet gibi klinik bulgular da vardır.

🔹Bununla birlikte, kalınlaşma her zaman iltihaba işaret etmeyebilir. Karaciğer hastalıkları, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği gibi sistemik hastalıklarda da safra kesesi duvarı kalınlaşabilir. Bu tip durumlarda duvardaki değişiklik, genellikle yaygın ödemden kaynaklanır ve doğrudan safra kesesine ait bir soruna işaret etmeyebilir. Yani, klinik tabloyu ve hastanın diğer bulgularını göz önünde bulundurmadan tek başına bu görüntüyle karar vermek yanıltıcı olabilir.

Nadir de olsa, safra kesesi duvar kalınlaşması malignite (kanser) belirtisi olabilir.

Doğru tanı için hem görüntüleme hem de hastanın hikayesi birlikte değerlendirilmelidir.

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

21/11/2025

Paratiroid BeziProf. Dr. Bülent Dinç
17/11/2025

Paratiroid Bezi

Prof. Dr. Bülent Dinç

Paratiroid Bezi, büyüklüğü pirinç tanesi kadar olan, boynumuzda guatr (tiroid) bezinin çevresinde bulunan kalsiyum dengemizi koruyan küçük bezlerdir.

Meme apsesi; memede iltihap birikmesi sonucu gelişen, ağrılı ve genellikle ateşle seyreden bir enfeksiyondur.En sık emzi...
17/11/2025

Meme apsesi; memede iltihap birikmesi sonucu gelişen, ağrılı ve genellikle ateşle seyreden bir enfeksiyondur.

En sık emzirme döneminde görülse de emzirmeyen kadınlarda veya kronik inflamatuvar hastalığı olan kişilerde de ortaya çıkabilir. Tanı konduğunda en sık sorulan sorulardan biri, tedavide yalnızca antibiyotik kullanımının yeterli olup olmayacağıdır.

‼️Meme apsesi tedavisinde antibiyotik tedavisi her zaman başlanır ancak tek başına yeterli olmayabilir. Çünkü apse oluştuğunda dokunun içinde sınırlı bir iltihap birikimi vardır ve antibiyotiklerin bu kapsüllü bölgeye etkin şekilde ulaşması genellikle zordur. Bu nedenle çoğu olguda cerrahi ya da girişimsel bir boşaltma işlemi gerekir.

🔸Eğer apse küçük, erken dönemde fark edilmiş ve henüz belirgin bir kapsül yapısı oluşturmamışsa antibiyotik tedavisi bazı hastalarda yeterli olabilir. Ancak klinik olarak hassasiyet, kızarıklık, şişlik ve ateş gibi belirgin enfeksiyon bulguları varsa sadece ilaç tedavisiyle iyileşme beklemek hatalı olur. Geciken boşaltım işlemi, enfeksiyonun yayılmasına ve meme dokusunda kalıcı hasara yol açabilir.

Cerrahi müdahale genellikle lokal anestezi altında, küçük bir kesi ile apsenin boşaltılması şeklinde yapılır. Bazı durumlarda, ultrason eşliğinde iğne aspirasyonu da tercih edilebilir. Hangi yöntemin kullanılacağı apsenin büyüklüğüne, yerine ve hastanın genel durumuna göre belirlenir.

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

14/11/2025

Kronik hipokalsemi, kanda kalsiyum düzeyinin sürekli olarak normalin altında seyretmesidir. Bu durum, sıklıkla tiroid veya paratiroid cerrahisi sonrası gelişir. Cerrahi sırasında paratiroid bezlerinin zarar görmesi ya da çıkarılması, kalsiyum dengesini bozan en yaygın nedenlerden biridir.

🔺Tedavide temel hedef, kan kalsiyum düzeyini güvenli bir aralıkta tutmaktır. Bunun için kalsiyum takviyeleri genellikle günlük olarak kullanılır. Bununla birlikte, tek başına kalsiyum yeterli olmaz; aktif D vitamini (örneğin kalsitriol) desteği de gerekir. Çünkü D vitamini, bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırarak tedavinin etkinliğini belirler.

Tedavi süreci, sabit dozlarla ilerleyen bir plan değildir. Kalsiyum seviyeleri zamanla değişebilir. Bu nedenle hastalar düzenli aralıklarla kan testleriyle izlenmelidir. Özellikle serum kalsiyum, fosfor, magnezyum ve PTH (parathormon) düzeyleri takip edilir. Ayrıca idrarda kalsiyum atılımı da izlenerek böbrek taşı gibi komplikasyonların önüne geçilir.

🌿Bazı hastalarda kalsiyum ihtiyacı zamanla azalabilir. Ancak uzun süreli yüksek doz kalsiyum kullanımı da risklidir. Bu yüzden tedavi planı her hasta için bireyselleştirilir ve gereksiz yüklenmeden kaçınılır. Hastanın beslenme düzeni, böbrek fonksiyonları ve eşlik eden hastalıkları da dikkate alınarak doz ayarlamaları yapılır.

Amaç, semptomları kontrol altına almakla kalmayıp hastanın yaşamını güvenli ve konforlu şekilde sürdürebilmesini sağlamaktır.

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

Aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, fikirleriyle hala yolumuzu aydınlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve...
10/11/2025

Aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, fikirleriyle hala yolumuzu aydınlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve özlemle anıyoruz. Bize emanet ettiği Cumhuriyet’e ve çağdaş değerlere kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz.

İleri yaş, cerrahi karar verirken dikkat edilmesi gereken önemli bir faktördür. Ancak 65 yaş üzeri her hasta için tiroid...
07/11/2025

İleri yaş, cerrahi karar verirken dikkat edilmesi gereken önemli bir faktördür. Ancak 65 yaş üzeri her hasta için tiroid ameliyatı “yüksek riskli” kabul edilmez. Ameliyatın gerekliliği, yalnızca yaşa değil; hastanın genel sağlık durumuna, tiroid hastalığının türüne ve oluşturduğu riske göre değerlendirilir.

🔷Guatr, tiroid nodülleri veya tiroid kanseri gibi durumlarda cerrahi tedavi çoğu zaman zorunludur. Eğer nodül büyüyerek nefes darlığına, yutma güçlüğüne veya ses değişikliğine yol açıyorsa ya da biyopsi sonucu kanser şüphesi içeriyorsa yaşa bakılmaksızın ameliyat gündeme gelir. Bu noktada asıl değerlendirme, hastanın sistemik hastalıklarının (örneğin kalp, tansiyon, diyabet gibi) kontrol altında olup olmadığıdır.

🔷Modern cerrahi teknikler ve anestezi yöntemleri sayesinde, yaşlı hastalar da güvenli şekilde ameliyat edilebilmektedir. Önemli olan ameliyat öncesinde hastayı çok yönlü değerlendirmek, riskleri en aza indirmek ve deneyimli bir cerrahi ekip ile süreci yönetmektir. Özellikle tiroid cerrahisinde deneyim, komplikasyonların önlenmesinde belirleyici rol oynar.

👉65 yaş üstü hastalarda, ses tellerine giden sinirin korunması ve kalsiyum dengesi gibi konulara daha dikkatli yaklaşmak gerekir. Bu olası riskler bilindiğinde ve gerekli önlemler alındığında ameliyat sonrası süreç çoğu hastada sorunsuz ilerler.

Önemli olan her hastayı bireysel olarak değerlendirmek ve karar sürecini titizlikle yönetmektir. 🌸

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

Kesi yeri fıtığı, daha önce ameliyat geçirmiş bir hastada, karın duvarındaki kesi hattından bağırsak ya da karın içi org...
03/11/2025

Kesi yeri fıtığı, daha önce ameliyat geçirmiş bir hastada, karın duvarındaki kesi hattından bağırsak ya da karın içi organların dışarı doğru çıkmasıyla oluşur. Bu durum, cerrahlar için sık karşılaşılan bir komplikasyondur.

👉Her kesi yeri fıtığı hemen ameliyat gerektirmez ancak ne zaman müdahale edilmesi gerektiğini belirlemek, ciddi sonuçların önüne geçmek açısından kritik önem taşır.

🔺Ağrı, şişlik ve günlük yaşam kalitesini etkileyen fiziksel rahatsızlıklar varsa cerrahi seçenek değerlendirilmelidir. Özellikle fıtık zamanla büyüyorsa ya da fıtık kesesi içinde sıkışma (inkarserasyon) riski varsa bu durumda ameliyat kaçınılmaz hale gelir. Çünkü sıkışan organlar kan akışı bozulduğu takdirde nekroz (doku ölümü) gelişebilir ve bu hayati tehlike yaratır.

✔Cerrahi yöntem seçimi ise fıtığın büyüklüğüne, yerleşimine ve hastanın geçirdiği önceki ameliyatlara göre değişir. Açık cerrahi mi yoksa laparoskopik (kapalı) yöntem mi uygulanacağı, her vaka için ayrı değerlendirilir. Ayrıca, fıtığın nüks etme riskini azaltmak amacıyla genellikle yama (mesh) kullanımı tercih edilir.

•••
🩺Prof. Dr. Bülent Dinç
Genel Cerrahi Uzmanı
🌐www.drbulentdinc.com
☎️+(90) (242) 505 83 00
📞+(90) (501) 333 83 00
📍Konyaaltı | ANTALYA
•••

Address

Toros Mah 807 Sok Kurgu-2 Plaza D:6
Antalya
07070

Opening Hours

Monday 09:00 - 15:00
Tuesday 09:00 - 15:00
Wednesday 09:00 - 15:00
Thursday 09:00 - 15:00
Friday 09:00 - 15:00

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Prof. Dr. Bülent Dinç Muayenehanesi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Prof. Dr. Bülent Dinç Muayenehanesi:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category

Antalya Endokrin Cerrahi

Şubat 2018 tarihinden başlayarak dünyada sayılı merkezde gerçekleştirilen ağzı içinden “İzsiz Tiroid ve Paratiroid Ameliyatını” bir çok hastada başarılı bir şekilde gerçekleştirmiştir. Ameliyat ile ilgili eğitimleri, bu konuda deneyimli dünyaca ünlü merkezlerde alarak Türkiye’ ye de önderlik etmek hedefindedir. Faaliyetine Nisan 2019 tarihinden itibaren Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı bünyesinde devam etmektedir.