Gerçek Tıpta Bitkisel Aroma Terapi / Natural Herbal Heaven

Gerçek Tıpta Bitkisel Aroma Terapi / Natural Herbal Heaven AMACIM İNSANLARI İLAÇSIZ DOĞAL BİR TEDAVİYE YÜNLENDİRMEK. Hekim olarak allahın izniyle sağlıkta bir devrim yaratmak:

RAHİM KANSERİ TÜMÖR KİTLE KİST MİYOM UR ÇUKOLATA KİSTİ ENDOMETRİUM rahim duvarının kalın laşması uzun süreli kanamalar P...
17/12/2017

RAHİM KANSERİ TÜMÖR KİTLE KİST MİYOM UR ÇUKOLATA KİSTİ ENDOMETRİUM rahim duvarının kalın laşması uzun süreli kanamalar
POLİKİSİTİK over kadında çocuk olmama nedeni kaliteli yumurta üretmeme,
korkmuyoruz bu rahatsızlığı tedavi ediyorz,
YUMURTALIK ve over kıstleri kadınlarda sıklıklan rastlanan hemen hemen her kadında hayatının bir düneminde yumurtalıkta kist saptanabilir over kistleri hep aynı türde değildir çok değişik türde hücre barındıran yumurtalık organı dokusu embiryonik dünemde bir çok hormonun etkisi altındadır hücreler çeşitli faktürler etkisi ile büyüye bilir ve kistleşebilir
KADINLARDA bu tür rahatsızlıkta fito terapi bitkisel tedavisi vardır
KADINLARDA hormonal dengenin bozulması neden
İleri evre rahimin dev malign miks mülleryan tümöründe
kadın hasta tansiyon yüksekliği ve kalpte ritm sorunu . Vajinal kanama nedeni ile yapılan araştırma vajinadan sarkan kanamalı bir kitle. alınan biyopsi ve PET/BT sonuçlarında rahim (endometrium) malign miks mülleryan tümörü (MMMT) ve lenf bezi sıçramaları Kitlenin çok büyük olması ve lenf bezinde sıçramalar olması nedeni ile cerrahi müdahele veya radyoterapi tedavisine uygun değildir ameliyat bir sonuçtur tedavinin cevap vermediği konuda,
MMMT, rahim kanserlerinin % 3-4 gibi oldukça az bir kısmını oluşturan fakat en saldırgan ve tedavilere en az yanıt veren tipidir . Yumurtalık (over) ve rahim ağzı (serviks) gibi organlarda da MMMT görülmektedir. 5 yıllık yaşam süresi ameliyat olamayan hastalarda ortalama % 5 civarında olup kötü bir seyre sahiptir. Bununla birlikte bitkisel tedavi ile iyi yanıt şansı olması nedeni ile önerilmektedir. Kitleye bağlı kanama ve ağrıları artınca tedavi için eğer çok ileri evrede ise. Kemoterapi düşük doz, saç dökülmesi dışında ciddi yan etki riski düşük kemoterapi ile birlikte tamamlayıcı / yardımcı doğal bitkisel destek tedavisini kitleye bağlı olan kanama ve ağrı Tedavinin 3. ayında PET/BT filminde belirgin küçülme. Bir süre daha tedavisinin devamına ve sonrasında

Kanser iyileşebilir, mücadele zihinde başlarKanserden Korunmak   Kanserle yaşamak kaderimiz olmamalı Günümüzde modern ha...
02/12/2017

Kanser iyileşebilir, mücadele zihinde başlar
Kanserden Korunmak Kanserle yaşamak kaderimiz olmamalı
Günümüzde modern hayatın getirdiği işlenmiş gıdalar ile içeceklere daha kolay erişim ve ucuzlaşması, hareketsiz hayat, alkol ve sigara tüketimi gibi alışkanlıkların tüketiminin yaygınlaşması, depresyon ve stresin artması, şişmanlık ve şeker hastalığının salgınlaşması, çevresel kirlilik, gıdalarda kimyasal kalıntıların artması gibi nedenlere bağlı olarak kanser görülme sıklığında giderek artış olmaktadır.



Kansere bağlı ölümlerin, kalp-damar sağlığına bağlı ölümleri geçerek ilk sıraya geçmesi beklenmektedir. Bu olumsuzluklara rağmen gelişen teknoloji ve yeni tedavi seçenekleri sayesinde kanserin iyileşme şansı bulunmaktadır. Kanser tanısı sonrası kişilerin kısa sürede şoku atlatıp zihinlerinde sorunu çözüp durumu kabullenmeleri, bunu normal bir hastalık olarak görüp tedavilerine olabildiğince erken başlamaları başarıyı arttırır.



Kanser tedavisinde son 40 yılda kanserde bir arpa boyu yol alınmadı mı?

İlk tanı sonrasında 40 yıl öncesi ile kıyaslandığında günümüzde kalınbağırsak kanseri hastaları ortalama 16-17 kat, rektum kanserleri 6-7 kat, lenfoma, myeloma ve lösemi gibi kanserler 6-7 kat, meme kanseri ve böbrek kanseri hastaları yaklaşık 1.5-2 kat daha fazla yaşamaktadır. Bu oran alternatif tedavilerin yoğun olarak kullanıldığı eskiye nazaran daha modern tedavilerin kullanıldığı günümüzde hem erken tanı, hem de tedavi olanaklarının gelişmesi sayesinde elde edilmiştir.



Kanserin iyileşmesinde tedavinin zamanında yapılması önemli mi?

Evet, çok önemlidir. Özellikle adjuvan tedavi başta olmak üzere kanser tedavisi alanlarda önerilen 7, 14 veya 21 günlük aralarda önerilen dozlarda ilaç alımı gerçekleşmiyorsa, tedavide ertelemeler oluyorsa, dozlarda % 25’ den fazla doz indirimi gerekiyorsa tedavinin yararı azalır ve ilerde hastalığın tekrarlama riski artar. Burada hastanın yaşam ve beslenme tarzına dikkat etmesi, gerektiğinde yardımcı besin desteklerinden faydalanılması ile bu sorunun azaltılması sağlanabilmektedir. Onkoloji uzmanının önerisi olmadan destek alınmamalıdır.



Bağışıklık sistemini nasıl güçlendirebiliriz?

Basit önlemler ile hasta veya sağlıklı insanlar bağışıklık sistemini arttırarak hastalanma risklerini veya hastalıklarının ilerleme risklerini azaltırlar. Burada doğal yöntemlerin yararı büyüktür.



Moral ve inançlı olmak en önemli faktördür. Dua, namaz ve diğer dini görevlerin yerine getirilmesi kişiyi rahatlatır ve vücut direncini destekler.



Düzenli yürüyüş gibi egzersizlerin yapılması ve günlük hayatın bir parçası haline getirilmesi, beslenmede yeşil-kırmızı-turuncu canlı renkleri içeren meyve-sebzelerin mevsiminde tüketilmesi, trans yağların tüketilmemesi, basit şekerli veya işlenmiş gıdaların tüketiminden uzak durulması, doymuş yağların sınırlı tüketilmesi yararlıdır.



Bağışıklık sistemini destekleyen takviyeler var mı?

Bağışıklık sistemini desteklemede yardımcı olarak kullanılan, bilimsel çalışmalarda yoğun olarak araştırılan çeşitli botanik / nütrisyonel besinsel takviyeler bulunmaktadır. Fakat takviyeler ile ilaç etkileşimleri olabileceği için gelişi güzel kullanılmamalıdır. Bu konuda tedaviyi yürüten onkoloji uzmanından yardım alınmalıdır. Kanser tedavisi gören hastalar onkoloji doktorunun bilgisi olmadan ek destek kullanmamalıdır.



Bitkisel ürünlerin gelişi güzel kullanılması doğru mu?

İnsanlar yol gösterenleri olmadığı için internetten veya yakın çevrelerinden çeşitli destekleri almakta ve kullanmaktadırlar. İnsanlar ne kadar doğal da olsa kanser tedavisi esnasında tedaviyi yürüten onkoloğunun bilgisi olmadan destek almamalıdır. Bazı nütrisyonel ve botanik gıda takviyeleri kanser hücrelerini çoğaltabilmekte, bazıları ise kanser ilaçlarının etkinliğini azaltabilmektedir. Alkali su, amigdalin dahil internette dolaşan bir çok kirli bilgi konusunda onkoloji uzmanından bilgi alınmalıdır. Alkali tedaviler bazı kanser ilaçlarının yararını arttırmada yardımcı olurken bazılarının etkinliğini azaltmaktadır.



İleri evre olup iyileşen hastalar var mı?

Her kanserde iyileşme şansı vardır. İyileşmeye önce kişinin kendi inanması, zihinsel inanmanın kanser ile savaşacak hücrelerin yeteneğini arttıracağının bilinmesi çok önemlidir. Bir kişi maça galip geleceğim diye çıkarsa başarma şansı daha yüksek olur. İnsanlara pompalanan negatif düşünceler nedeni ile korkutulmaları, tıbbi tedavi ile ilgili yanlış bilgi verilmesine bağlı tıbbi tedaviyi reddetmeleri süreci kötü etkilemektedir. Kendilerine güvenip tıbbi tedaviye girmeleri, tevekkül ile mücadele etmeleri yararlıdır.

Mehmet Seyit HekimKanser immunoterapisiİmmun sistem yani bağışıklık sistemi vücudumuzu zararlı madde veya mikroskobik ca...
25/11/2017

Mehmet Seyit Hekim
Kanser immunoterapisi
İmmun sistem yani bağışıklık sistemi vücudumuzu zararlı madde veya mikroskobik canlılara karşı koruyan savunma sistemidir. İmmun sistemde stres, depresyon, alkol / sigara gibi zararlı alışkanlıklar, beslenme bozukluğu, işlenmiş gıdalar, çevre kirliliği, ağır metaller, genetik yatkınlık ve müzmin - kronik sağlık sorunları gibi nedenlerle bozukluklar oluşmaktadır.
Kanser hastalarında sıklıkla ağır üzüntü veya psikolojik veya fiziksel olarak ağır baskı altında kalma sonrasında kendilerinde kanser bulgularının geliştiği veya kanserinin tekrarladığı gözlenmektedir. Bilimsel araştırmalar uzun süren streslerin ve baskıların hormonal sistemi etkileyerek immun sistemi bozup zararlı hücrelerin kontrolsüz çoğalmalarını hızlandırdığını düşündürmektedir.
Son yıllarda kanserde immun sistemin önemli olduğunun ortaya çıkarılması nedeni ile bağışıklık sistemini kuvvetlendiren tedaviler geliştirilmiştir.
İmmun sistem üzerine etkili tıbbi ve tamamlayıcı tedaviler birbirleriyle kombine olarak kullanıldıklarında daha fazla yarar gösterebilmektedirler. Kanser mücadelesinde çoğunlukla tek bir silah maalesef yeterli olmamakta, kişinin yapacakları ile beraber tıbbi tedavilerin kombine edilmesi başarıyı arttırmaktadır.
Dünyada onkolojik tedavilerde tıbbi onkoloji uzmanları tarafından kanser tedavisinde kullanılan immun sistem üzerinden etkili antikanser immunoterapi ilaçları, aşılar ve tamamlayıcı tedaviler şunlardır:
1. Dentritik hücre aşıları (DHA):
Dentritik Hücre Tedavisi olarak da isimlendirilen aşılar kanser tedavisinde immunoterapinin yeni geliştirilmiş ve güçlü formlarından birisidir. Bu tedavi yöntemine örnek A.B.D.’ nde prostat kanserinin tedavisinde dentritik kanser aşısı olarak kullanımı FDA tarafından onaylanan Sipuleucel-T aşısıdır.
Dentritik hücreler vücutta yabancı olarak bulunan yapıları tanır, işler ve immun sistemin yürütücü hücrelerinden T hücrelerine sunar. Böylece kuvvetli bir immun yanıtın başlamasını sağlayarak yabancı yapıların temizlenmesi işlemini başlatır. DHA hazırlanması için önce hastadan kandan numüne ile monosit hücreleri toplanır, daha sonra laboratuvar ortamında dentritik hücrelere dönüşmesi sağlanır. Çoğaltılarak immun sistemin daha kuvvetli reaksiyon vermesini hızlandırmak için hastaya geri verilir.
DHA hazırlanırken sıklıkla kanser kitlesinden alınan parafin bloklardan kanser hücrelerine özgü yapılar ayrılır ve dentritik hücrelere tanıtılarak kansere özgü yanıtın geliştirilmesine yardımcı olunur.
Tedavilere yanıtı iyi olmayan kanserler arasında bulunan mezotelyomada tıbbi tedavinin tamamlanması sonrasında otolog tümör hücre lizatıyla muamele edilmiş dentritik kanser aşılarının metronomik siklofosfamid tedavisi ile beraber uygulanmasıyla uzun süreli hastalık kontrolü bildirilmiştir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalığı, ameliyat sonrasında tekrarlama riski yüksek olan kanser grubundandır. Kemoterapi bu hastalarda tekrarlama riskini azaltan bir tedavidir. Bir araştırmada ameliyat sonrası 103 küçük hücreli olmayan akciğer kanserli hasta iki gruba ayrılmış; bir gruba standart tedavi olan kemoterapi, diğer gruba kemoterapi ve dentritik kanser aşısı uygulanmıştır. 5 yıllık sürede sadece kemoterapi alan gruptaki hastaların % 48' i, kemoterapi ile beraber dentritik kanser aşısı alan hastaların % 81' i hayatta kalmıştır. Bu umut verici sonuç nedeni ile daha büyük araştırma planlanmıştır.
Saldırgan beyin kanseri olan glibloastomada tümör dokusundan hazırlanan dentritik kanser aşısısı ile konvansiyonel tedavinin beraber uygulanmasının yaşam süresini daha fazla uzattığı gösterilmiştir.

D vitamini eksikliği üzerine yapılan son araştırmalar, D vitaminin insandaki 200’den fazla geni etkilediğini ortaya koyd...
16/10/2017

D vitamini eksikliği üzerine yapılan son araştırmalar, D vitaminin insandaki 200’den fazla geni etkilediğini ortaya koydu. Bu genler arasında kanser ve bağışıklık hastalıklarıyla bağlantılı olanların da bulunduğu belirtiliyor

Günümüzde birçok kişinin şikâyet ettiği yorgunluk, stres ve kemik ağrılarının D vitamini eksikliğinden kaynaklanabileceği ifade ediliyor.

Güneş ve balık yağı

Başer, D vitaminin insandaki 200’den fazla geni etkilediğini ve bu genler arasında kanser ve bağışıklık hastalıklarıyla bağlantılı olanların da olduğunu belirtiyor

“ABD’deki Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 3 bin 400 kan örneği üzerinde yapılan araştırmaya göre, D vitamini oranı düşük olanların kalp hastalıklarından kaynaklanan ölüm riski diğerlerinden üç kat fazla.

Yeterince D vitamini almayan gençlerin, alanlara oranla yüksek tansiyon ve şeker hastalığına yakalanma olasılığının 2 kat, metabolik sendroma yakalanma olasılığının ise 4 kat fazla olduğu belirlendi. Laboratuvar çalışmalarına göre normal D vitamini seviyelerine sahipseniz, kanser hücreleri vücudunuzda gelişmekte zorlanıyor.”

En önemli D vitamini kaynağının güneş olduğunu ifade eden Başer’in beslenme önerileri ise şöyle; “Balık yağı, süt ve süt ürünleri, tereyağı, yulaf ezmesi gibi besinlerde D vitamini bulunur. 10.00-15.00 saatleri arasında günde 10 dakika güneşlenmek, ciltten 3000 IU civarında D vitamini sentezini sağlar.”

SOLUNUM YETMEZLİĞİNE NEDEN OLAN HASTALIKLAR TÜM MESELE BU NEDENLERİ ORTADAN KALDIRMA ADINA DOĞRU BİR TEDAVİ.Akut solunum...
15/10/2017

SOLUNUM YETMEZLİĞİNE NEDEN OLAN HASTALIKLAR TÜM MESELE BU NEDENLERİ ORTADAN KALDIRMA ADINA DOĞRU BİR TEDAVİ.
Akut solunum yetmezliği : Birkaç dakika veya birkaç saat içinde ortaya çıkar.
Kronik solunum yetmezliği : Birkaç gün ya da daha uzun sürede ortaya çıkar ve sinsi ve belirti vermeden seyreder.
Kronik solunum yetmezliği var iken üzerine akut solunum yetmezliği : Kronik solunum yetmezliği gelişen kişilerde araya giren enfeksiyonlar, pulmoner emboli gibi sebeplerden dolayı ani (akut) olarak solunumun kötüleşmesidir.

SOLUNUM YETMEZLİĞİNE NEDEN OLAN HASTALIKLAR Solunum yetmezliğinde temel neden solunum mekaniğinin bozulmasıdır. Bazen primer olarak akciğerlere ait bir neden olmasa da ventilasyon yetersizliği ile akciğerlerde oksijen/karbondioksit gaz değişimi bozulur ve akut solunum yetmezliği meydana çıkar.

Hipoksemik solunum yetmezliğine neden olan hastalıklar : Akciğer hasarı (parankimal hastalık) = primer gaz değişimi etkilenir (V/O uyumsuzluğu) gibi akciğer problemleri, vasküler hastalıklar (damar hastalıkları), akut solunum sıkıntısı sendromu, pulmoner ödem, pulmoner fibrozis, KOAH hastalığı gibi hastalıklar hipoksemi solunum yetmezliğine neden olur.

Hiperkapnik solunum yetmezliğine neden olan hastalıklar :P***a fonksiyon bozukluğu (ventilatör hastalık) = primer ventilasyonu etkiler (alveoler ventilasyon), KOAH hastalığı, santral sinir sistemi hastalıkları, spinal kord hastalıkları, nöral hastalıklar, müsküler hastalık, göğüs kafesi deformiteleri gibi hastalıklar veya sorunlar solunum yetmezliğine yol açabilir.

SOLUNUM YETMEZLİĞİ BELİRTİLERİ

solunum-yetmezligi-nedirSolunum yetmezliğinin en bilinen belirti ve bulguları nefes darlığı (dispne), çok hızlı soluk alıp verme (takipne) solunum sayısı 20/ dk veya bradipne solunum sayısı 8/ dk, morarma, bilinç değişiklikleri, taşikardi, solunum yolları güçsüzlüğü nedeni ile salgı atma ve yutma zorluğu, yemek yerken mide içeriğindeki yabancı maddelerin hava yollarına kaçmasına bağlı öksürük ve ekspiryum kaslarının güçsüz olması nedeni ile öksürürken zorlanma, bradikardi, hipotansiyon, halusilasyon, uykuya eğilim, terleme, baş ağrısı, vazodilatasyon, hipomani, koma, cilt renginin kırmızılaşması, bulanık görme, hafif yüksek tansiyon, bitkinlik, koordinasyon kaybı ve hareketlerde kısıtlanma gibi belirtiler görülür.

SOLUNUM YETMEZLİĞİ TEŞHİSİ

Solunum sıkıntısı yaşayan hastada öncelikle göğüs hastalıkları uzmanının yapacağı fizik muayene ve hastanın anlatacakları önemlidir. Fizik muayene ve hastanın öyküsü sonrası bazı laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri uygulanır.

Bu yöntemler, akciğer kan gazları analizi, akciğer grafisi, tam kan sayımı, balgam ve kan kültürü, elekrolitler, elekrokardiyografi (EKG), idrar analizi, V/O sintigrafisi ve solunum fonksiyon testleri (SFT), akciğer volümleri, diffüzyon kapasitesi ölçümü, bronkoskopik tanı yöntemleri, bilgisayarlı tomografi, solunum kas gücü ölçümleri ve uykuda meydana çıkan hipoventilasyon nedenlerini meydana çıkarmak amacı ile yapılan polisomnografik çalışmalar gibi tanı yöntemlerine baş vurulur.

Çok yoğun solunum sıkıntısı olan hastalarda muayene yapılıp tedavi kararı alınana kadar oksijen tedavisi verilir. Tedavide, yeterli doku oksijenasyonu ve hava yolu açıklığı sağlanır. Yeterli ventilasyon başlanır. O2 tedavisi uygulanır.

Böbrekte Protein Kaçağı TedavisiBöbrekte protein kaçağı tedavisi, böbrekte protein kaçağı proteinüri ya da mikroalbuminü...
07/10/2017

Böbrekte Protein Kaçağı Tedavisi

Böbrekte protein kaçağı tedavisi, böbrekte protein kaçağı proteinüri ya da mikroalbuminüri, idrar örneklerinde protein oranının normal seviyelerinin üzerinde olması durumudur. Protein miktarının belirlenmesi amacıyla idrar tahlili yapılmalı ve bazı maddelerin incelenmesi gerekir. Normal idrardaki kalitatif şeklinde protein oranı negatif halde olmalıdır. 24 saatlik olan idrarda 1-14 mg / dl oranında protein bulunabilir. Bu değerlerin üzerinde protein olursa, bu patolojik şeklinde kabul edilir. Sabah ilk idrarda proteine bakılmalıdır. Sağlıklı bir kişi idrarla birlikte çıkardığı proteinin yaklaşık 10-15 mg kadarı albümindir. Kalan bölümü de farklı plazma proteini ile renal hücrelerden köken almış glikoproteinlerden oluşur. Ateşli hastalıklar, egzersiz yapılması ya da ağır dehidrasyon olması böbrek hastalığı bulunmayan kişilerde proteinüri sebebi olabilir.

Böbrekte protein kaçağına olmasına neden olan etkenler arasında böbrek enfeksiyonları, nefrit, şeker hastalığı, gebelik toksemisi, ağır anemi ve şok, konjestij kalp yetmezliği, yanlış kan transfüzyonu, renal ven trombozu, bazı karaciğer hastalıkları, prostat, üreterler, üretra taşları gibi sorunlar bulunur. Hastalarda sık idrara çıkma, idrarın rengi, kokusu ve miktarı değerlendirilmelidir. Bunun yanında yüksek kan basıncı, kemik ağrıları, nefes ağrısı, idrarda protein olması, konsantrasyon azlığı, iştahsızlık, kandaki üre ve kreatinin değerlerine de bakılmalıdır. Böbrekte Protein Kaçağı TedavisiBöbrekte protein kaçağı erken aşamada fazla bulgu vermediğinden, tedavi edilmesi için bunlara özen gösterilmelidir. Belirli aralıklarla yapılan tetkikler sırasında kanda ve idrarda böbreklerle alakalı değerlere de bakılmalıdır. Alınacak bu önlem bile böbrekte protein kaçağının erken aşamada belirlenmesini ve tedavi edilmesini sağlar. Bu sayede böbrek yetmezliğine kadar gidecek süreçte engellenmiş olur.

Yapılan idrar tahlili sırasında protein belirlenmişse, başka tetkiklerde yapılabilir. Tedavide öncelikle kan şekeri damarları bozduğundan kontrol altına alınması gerekir. Kanda bulunan fosfat, oksalat kristalleri idrarda fazla doymuş halde olabilir. Bu durumda idrar bunları eritemez ve tıkanıklıklar oluşur. Bunlar ve tansiyon böbreklere basınç yapar ve sonuçta böbrekte yapısal bozukluk ortaya çıkar. Buna neden olmadan bazı önlemler alınır. Hastaya doktor kontrolünde uygun diyet programı hazırlanır. Bu sayede sıvı ve elektrolit dengesi sağlanmış olur. Eğer kansızlık varsa, buna yönelik tedavi de uygulanır. İleri aşamalarda hastalara diyaliz ve böbrek nakli yapılması gerekebilir.

Address

Bağcılar. Mahallesi 1012. Sok No. 21
Diyarbekir

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Gerçek Tıpta Bitkisel Aroma Terapi / Natural Herbal Heaven posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram