DR. Cemil El Kudsi Duveyk

DR. Cemil El Kudsi Duveyk Birleşmiş Milletler
Barış ve Kalkınma Organizasyonu
İyi Niyet Elçisi – Ürdün

Siz sorun Mezuniyetten sonra iki sene dâhiliye alanında ihtisas yaptım.

Yüce Allah, beni Suriye, Halep Üniversitesinde Genel Tıp fakültesini okumakla onurlandırdı. Allah’ın yardımıyla Kuran’daki beslenme temel kuralları (Ölçülü Gıda Sistemi) ile ilgili 50 bin sayfalık büyük bir araştırma gerçekleştirdim. Bu araştırma Yüce Allah’ın Göklerde ve yeryüzünde kurduğu bir takım “Ölçü” kanunları keşfetmektedir. Kur’an- Kerim’den çıkarılan bu kanunların insan vücudu ve onun fonksiyonları ile kanunları ile nasıl bir uyum içinde olduğunu araştırmaktadır. Ayrıca bu araştırma çalışmasında, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen yiyecekler esas alınarak yiyecekler türü, miktarları, Kur’an’da tekrarlanma sayıları, namaz vakitlerinde alınmaları ve birbirleriyle alınma sıraları bütünleşmiş bir gıda programı içinde ele alınmıştır. Yüce rabbimizin yardımı ile sarf ettiğim özel çabalarla yeni keşfettiğim bir bilim dalı olarak söz konusu araştırmanın temel kurallarını belirli kısımları ve sonuçları uluslararası konferanslarda paylaşma fırsatını buldum. Katıldığım en önemli konferanslardan birisi “Din ile Tıb arasında Kur’an’la tedavi” adlı konferansta araştırmamın ana unsurlarını takdim ettim. Ayrıca “Yaşlılık Kongresi”, 1. Arap Alternatif tıp konferansında bu bilimin temel bilgileri istifadeye sunulmuştur. Faydası Yüzbinlerce kişiye ulaşan bu araştırma çalışmaları, adına yakışır bir şekilde ciddi bir şekilde gerekli ilgi ve hizmete layıktır. Nitekim Allah’ın izniyle dört şirket ile beraber elma sirkesi ve zeytin yağında muhafaza edilmiş bitkisel özlerin üretimine yönelik iki öncü fabrikalarında dahil olduğu Dr. Cemil EL Kudsi Şirketler Grubunu kurduk. Üretimimizi ele aldığımızda zeytinyağı ve sirke ile ilgili ele aldığımız bir çok kavram ve konsept tamamıyla Kuran’ı Kerim’den esinlenmiştir. Zeytinyağı açıkça Kur’anı-kerimde zikredilmiştir. Sirke ise Kuran’da “Sekeran” kelimesiyle ifade edilmiştir. “sekeran” kelimesi Nahl suresine şöyle geçmektedir: "Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır." papatya, biberiye, lavanta, kekik, adaçayı gibi hoş kokulu olan bitkiler ise Kur’an-ı Kerimde “Reyhan” olarak geçmektedir. Bu bitkiler temsil ettikleri yüce isme layık olmaları için en yüksek standartların üstünde bir kalitede ürettik. Bu ürünlerin üretiminde bir insanın sarf edebileceği en üst düzeydeki çabaları sarf ettik.
Ürünlerimizin hem Amerikan FDA belgesine sahiptir ki bu gıda alanında dünyanın en yüksek kalite standardına sahiptir. Ayrıca Ürdün Sağlık Bakanlığı hem de ihracat yaptığımız ülkelerin sağlık bakanlıklarından gerekli lisansları almasını sağladık: örneğin Cezayir, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri gibi. Hatta çok yakında Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt, kısa sürede Katar ve Bahreyn’den de gerekli lisansları alacağız.
İki tesisimiz de gıda güvenliği hususunda en yüksek standartları ifade eden ISO 22000 sertifikasına sahiptir. Zira bu sertifika dünyada ilaç üretiminde verilen en yüksek Standart belgesidir. Tabi ki Böyle bir projeyi yönetmek ve yönlendirmek benden birçok konuda ihtisas, yetenek ve özel çabalar gerektirdi. Bu yeni anlayışı tüm insanlığa tanıtıp yenilikçi tedavi modeline ışık tutup insanlığa gösterebilmek, yöntemimizi ve teorimizi insanlığa tanıtmak, vücudumuzdaki tüm kimyasal dengeyi kurmakla ilgili teorimizi insanlara açıklayabilmek için günümüzün en önemli aracını kullanmamız gerekiyordu yani “MEDYA”. Bunun için, film yapımı ve film editörlüğü ile ilgili bir Avustralya Sinema ve Televizyon Sanatları ( AACTA) Akademesi’nde eğitim alarak üstün derece ile mezun oldum. Mezun olduğum bu akademi, alanında Dünyaca en ünlü kurumlardandır. Dahası, Uluslararası Çalışma Organizasyonu’nun Stratejik Planlama, Yönetim Bilimleri, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Proje Yönetimi alanlarında METHOD enstitüsünden sertifika sahibi oldum. Tüm bu ileri adımlar, ileri eğitimler hayallerimizdekileri mükemmelleştirmek için oldukça gerekliydi. Bunca gelişmeler vakit ve enerjinin tasarrufu için kişisel yeteneklerin geliştirilmesini gerektirdi. Böylece itinalı, ihlaslı, verimli çalışmak için hızlı okuma, hafıza tekniği, hatırlama yöntemleri gibi kişisel gelişim kurslarını başarıyla bitirdim. Zira söz konusu eğitimi üçüncülük seviyesini kazandım bu seviye insanların kişiliğini yazılarından analiz etme becerisi sahip uzmanlara verilmektedir.
Şüphesiz tüm bu başarılar Yüce Allah’ın yardımı muvaffakiyeti ve hidayeti ile olmuştur. Nihayetinde şunu söylüyorum rabbim sana sonsuz şükürler olsun eğer sen bizi hidayete erdirmeseydin bir hidayete eremezdik, Her şey Allah’ın isteği ile olur ve güç Allah’tandır. Umuyoruz ki bu proje kıyamet gününde Allah katında lehimize bize şahit olur. “Bir çok kişinin yüzünün pişmanlıkla kapkara olacağı gün Allah’tan bizi yüzü ak olup parlayanlardan yapmasını diliyoruz. Ve umarım ki bu proje tüm insanlığa kıyamet gününe dek yararlı olur.
“…….Köpüğe gelince atılıp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır…. “ Ra’d /17

Her başarı Allah’tandır. Saygılarımla
kardeşiniz Dr. Cemil EL Kudsi

Soru: Şeker düşmesinin belirtileri nelerdir? Gerginlik şekerin düşmesine sebep olur mu?Cevap: Hayır bilimsel olarak böyl...
05/12/2017

Soru: Şeker düşmesinin belirtileri nelerdir?
Gerginlik şekerin düşmesine sebep olur mu?

Cevap: Hayır bilimsel olarak böyle bir sonuç bilinmemektedir. Olağan olan odur ki gerginlik ve endişe şekerin yükselmesine neden olurlar çünkü bunlar kortizol ve adrenalin gibi şiddet ve gerginlik hormonlarını yükseltirler bu iki hormonda şekeri yükseltmektedirler.
Her durumda şekerin düştüğünden kesin olarak emin olunması gerekir. Şekerin düşmesi demek ellinin altına inmesiyle beraber titreme, kalp ritmin hızlılığı, terleme, bulanık görme, ağız kuruması gibi belirtiler görülür. Tüm bu belirtiler hurma veya bal gibi tatlı bir şey yenildiğinde ortadan kaybolur.
Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Kabızlık probleminden kurtulmak için birçok insan sinameki bitkisini kullanırlar. Ancak bu bitkiyi sürekli ve fazla mikt...
01/12/2017

Kabızlık probleminden kurtulmak için birçok insan sinameki bitkisini kullanırlar. Ancak bu bitkiyi sürekli ve fazla miktarlarda kullanmak birçok zarar ve yan etkilere yol açtığını biliyor muydunuz?

Sinameki bitkisi bağırsaklarda bulunan sinir pleksus üzerinde olumsuz etki yapar. Ayrıca vücut tuz oranı üzerine de olumsuz etkiler ve vücutta kuruluğa neden olabilir.

Not: Sinir pleksusu kesişen sinirlerin dallanan ağdır.

Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

İBS hastalığı neden meydana gelir??Bizler Ölçülü Gıda Sistemine göre (İBS) İrritabl Bağırsak Sendromu’nun meydana geliş ...
01/12/2017

İBS hastalığı neden meydana gelir??

Bizler Ölçülü Gıda Sistemine göre (İBS) İrritabl Bağırsak Sendromu’nun meydana geliş sebebinin kolonlarda bulunan bakteri dengesinin bozulmasından dolayı olduğuna inanıyoruz. Şüphesiz yüce Allah bizi bakteri barındıran bir topraktan yaratmıştır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.” Hicr/26 ayetinde geçen “Hame’ mesnun” ifadesi değişken, kokuşmuş çamur demektir. Mademki çürümüş bir maddedir, o zaman bakteri içerir. Bu nedenle de ağzında, burnunda, koltuk altında, kasıklarında ve bağırsaklarında bakteri bulunduran insan göz önünde bulundurulduğunda, bakterilerin insan yapısının bir parçası olduğundan şüphe edemeyiz. Öyle ki insanın günlük dışkı atma ihtiyacının giderilmesi sırasında 17 trilyon bakteri vücuttan dışarı atılmaktadır. Bu sayı insanın sahip olduğu toplam hücre sayısı olan 10 trilyondan daha yüksek bir sayıdır.
İnsanın bağırsaklarında yaşayan bakteri türleri, 400-500 arasından değişmektedir. Bu tür bakteriler stratejik olarak bir denge içinde bulunurlar, aynen bir bölgede yaşayan kabileler gibi.. Hiçbir kabile diğer kabileye saldırmaz, tüm kabileler eşit güce sahiplerdir ve bir arada yaşarlar.
Diğer yandan insanlar yaratıldığı toprak gereğince belirli yiyecek türlerine meylederler, böylece birtakım yiyecekleri diğer yiyeceklerden daha fazla tüketirler. Bu alışkanlık epey uzun sürse de yiyeceklerinde herhangi bir denge değişikliği yapmazlar. Ancak sevdikleri yiyecekleri fazla tükettiklerinde kolonlarda bulunan birtakım bakteri türleri gelişirken ve çoğalırken diğer yandan da insanın tüketmediği yiyeceklerle beslenen diğer bakteri türleri zayıflamaktadır. (İşte bu olay kolondaki bakteri dengesizliğe neden olur; problemler başlar ve bakteriler gaz üretirler.) Bu olay aynen hamuru mayalamaya benzer. Nasıl ki hamuru mayaladığımızda, onu karanlık ve sıcak bir ortamda beklettiğimizde maya üremeye başlar, ürediğinde de gaz üretir ve hamuru şişirirse, bu olay aynı şekilde kolonlarda da cereyan eder. Öyle ki bazı bakterilere galip gelen birtakım bakteri türü çoğalınca kükürt dioksit gibi kötü kokulu gazları üretirler ve şahsın ağzından da bu kötü kokular gelmeye başlar. İşte ağızdan gelen bu kötü kokuların tek çözümü, kolonun tedavisiyle mümkün olabilmektedir. Ancak insan kolonunda çoğalan bakteriler karbon dioksid veya metan gazı gibi kokusuz gazlar üretir, bu durumda gazlar yukarıya doğru yükselir, özellikle enine kolonlarda toplanır, daha sonra göğse ve diyafram kasına baskı uygular; bu nedenle de nefes alma zorluğu meydana gelir. Bunun yanında diyaframın hemen üstünde bulunan kalp atışları hızlanır ve göğüste batma türünde ağrılar meydana gelir. Bu belirtiler de hastanın kalple ilgili sorun yaşadığı şüphesiyle defalarca acile gitmesine neden olur. Diğer yandan bu sorunlarla birlikte Serotonin eksikliği görülmektedir. Böylece İBS hastalarının neden depresyon, üzüntü, kaygı, korku ve göğüste batma şeklinde ağrı ve kalp çarpıntıları yaşadıkları bilinmiş olur. Bu hastalıktan şikâyet eden bazı hastalarda migren ve sırtın alt kısmında ağrılar gözlemlenmiştir. Bu hastalar düzensiz dışkıya çıkma, ishal veya kabızlık yaşarlar, bazen de nöbetleşe ishal ve kabızlık sorunları ortaya çıkar. Tüm bu belirtiler İBS hastalığının varlığına işarettir. Bu durumda aşağıdaki bitki özlerinin kullanılmasını tavsiye ederiz:
1- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı adaçayı özü ve doğal elma sirkesi içinde korunmuş su bazlı adaçayı özü.
( Cho et.al., 2008 ) ( Chang et.al., 2010 )( Gerards et.al., 2001 ) ( Kennedy et.al., 2006 )
2- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı papatya özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı papatya özü.
( Agah et.al., 2015 ) ( Shikov et.al., 2008 ) ( Chang et.al., 2010 ) ( Gerards et.al., 2001 )

3- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı reyhan özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı reyhan özü.

( Mahboobeh Nakhaei et.al., 2006 ) ( Chang et.al., 2010 ) ( Gerards et.al., 2001 ) ( Ali et.al., 2017 )
4- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı zencefil özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı zencefil özü.
( Zadeh et.al., 2014 ) ( Sahib, 2013 ) ( Mahady et.al., 2003 ) ( Chang et.al., 2010 ) ( Gerards et.al., 2001 )
5- Saf erken hasat, doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı rezene özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı rezene özü.
( Amjad et.al., 2000 )

6- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı çemenotu özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı çemenotu özü.
( Didarshetaban et.al., 2013 ) ( Randhir et.al., 2007 ) ( Chang et.al., 2010 ) ( Gerards et.al., 2001 )

7- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı kimyon özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı kimyon özü.
( Agah et.al., 2013 ) ( Milan et.al., 2008 )

8- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı çörekotu özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı çörekotu özü.
( Salem et.al., 2010 ) ( Chang et.al., 2010 )( Gerards et.al., 2001 ) ( Elkhayat et.al., 2016 )

9- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı nane özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı nane özü.
( Souza et.al., 2013 ) ( Vejdani et.al)., 2006

10- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı keten tohumu özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı keten tohumu özü.
( Kajla et.al., 2015 )

11- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı kekik özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı kekik özü.
( Sadraie et.al., 2000 )

12- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı lavanta özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı lavanta özü.
( Lacy et.al., 2009 )

13- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı melisa özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı melisa özü.
( Sadraei et.al., 2003 ))

14- Saf erken hasat doğal zeytinyağı içinde korunmuş yağ bazlı biberiye özü ve doğal elma sirkesi içerisinde korunmuş su bazlı biberiye özü.
( Juhás et.al., 2009 ) ( Ventura-Martinez et.al., 2011 ) ( Machado et.al., 2009 ) ( Chang et.al., 2010 )

15- Kolostrum
( Bitzan et.al., 1998 )( T. Wada, 1999 )( Okuda et.al., 2005 )( Chang et.al., 2010 )( Gerards et.al., 2001 ) ( King et.al., 2008 )

16- Buğday çimi
( Awaad et.al., 2013 ) ( Zendehbad et.al., 2014 ) ( Chang et.al., 2010 ) ( Gerards et.al., 2001 )( Mogra et.al., 2013 ) (Meyerowitz, 2006)

17- Arpa çimi

Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Boğazdan ameliyat ile bademciklerin alınması tehlikeli mi?Tekrarlanan boğaz iltihaplarından kurtulmak için kesin bir çöz...
30/11/2017

Boğazdan ameliyat ile bademciklerin alınması tehlikeli mi?
Tekrarlanan boğaz iltihaplarından kurtulmak için kesin bir çözüm mü?
Bu denli ağrı veren iltihapları dindirecek bitki var mı?

Cevap: Dünya’da yapılan tüm ameliyatlar ne kadar basit olsa da yan etki oluşumu riskini taşımaktadır. Çünkü ameliyatlarda narkoz kullanılmaktadır. Ancak bademciklerin alınması ister ameliyat esnasında ister sonrasında bu tedavi en az yan etkilere sahiptir.
Bazı insanlar bademciklerin alınması vücutta ve bağışıklık sisteminde zayıflığa neden olacağına inanmaktadırlar. Bizler bu düşüncenin doğru olmadığını söylüyoruz. Çünkü yüce Allah boğazda lenf bezlerinin şişerek büyüyen bu cisimlerden bir gurup yaratmıştır. Bunların sayısı 9 dur. Bu nedenle örnek olarak kulakta bir yara meydana geldiği zaman kulağın altında bulunan bademcik şişer, kafanın arka kısmında yara meydana geldiği zaman boynun arkasındaki bademcikte şişkinlik olur. Şayet ağıza Herpes virüsü gibi virüs saldırısı olduğu zaman iltihap oluşan yönde çene altındaki Lenf düğümleri şişer.. bunun üzerine 9 taneden iki tanesinin alınması, birlikte çalışan bu bademciklere büyük bir risk olmaz. Bununla beraber bizler Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in metodunu uygulamaktayız. Nitekim peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “ Ümmetimin şifası üç şeydedir: içilen bal, hacamat (Ameliyat) veya ateşle ütülemek. Ancak ben ümmetimi ateşle ütülemekten alıkoyuyorum.” Tekrarlanan bu kronik iltihaplara karşı solunum sistemine etkili olan; Biberiye, zencefil, lavanta, adaçayı, papatya ve anason yağları ve sirkeleri, kekik yağı, reyhan ve melisa sirkesi. kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Zira bu ürünler kullanıldığı takdirde ameliyat gerektirecek aşamaya gelmeden kronik iltihapları tedavi edecektir.

Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Sessiz katilin tehlikelerinden korun!  Basit yiyeceklerle kendi hayatını kurtar! Rutin kontroller esnasında beklenmedik ...
29/11/2017

Sessiz katilin tehlikelerinden korun! Basit yiyeceklerle kendi hayatını kurtar!

Rutin kontroller esnasında beklenmedik bir yüksek tansiyonunuz olduğunu keşfedip şaşırdığınız oldu mu? Birçok antihipertansif ilaç kullanımından doğan cinsel iktidarsızlık sizin için bir sorun olup utanmanıza mı sebep oluyor? Zor problemlerle karşılaştığınızı mı fark ettiniz? Bu problemlerin sessiz oldukları doğrudur fakat büyük riskleri vardır ve bu hastalıkların ilaçlarında da çok yan etkileri bulunmaktadır.
Yüksek tansiyon için tedavi arıyor ve özellikle damar tıkanıklığı, felç ile beyin felci ya da beyin kanaması gibi komplikasyonlardan korkuyorsanız; çeşitli komplikasyonlar ve yan etkilerden dolayı yüksek tansiyon tedavisi için kullandığınız ilaçların dozunu azaltmak istiyorsanız, sizlere zeytinyağı içerisinde çörek otu özü ile doğal elma sirkesi içerisinde sulu çörek otu özünü kullanmanızı öneririz, çünkü bu bitkiler araştırmalara göre söz konusu durumlara yardımcı olmaktadırlar.
Tansiyon türleri ve faktörleri ile vücuda olan avantajları ve dezavantajları hakkında daha fazla bilgi için, belirtilen bağlantıya tıklayarak arteryal kan basıncı bölümünü takip ediniz:
https:// goo.gl/tcBy3I

Kazablanka'da bir çalışma gerçekleştirildi ve 2000 yılında Teraip Dergisi'nde yayımlandı. Araştırmacılar, fareler üzerinde çörek otu etkisini antihipertansif ve diüretik engelleyici olarak incelediler. Çalışma fareleri iki gruba ayırdı. Birinci gruba çörek otu özü verildi. İkinci gruba kalsiyum engelleyici (Nifedipine) verildi. Kalsiyum engelleyici özel bir mekanizmayla çalışır ve bu mekanizma, kas çekilmesi için gerekli olan kalsiyum alımını ve kalsiyumun kaslara girmesini engeller. Bu da düz kas liflerinin çekilmemesine sebep olur ve sonuç olarak arteriyel kan basıncını düşürür.
(Church et.al., 1980) https://goo.gl/3vtbqn
Araştırmalar , çörek otunun kalsiyum engelleyicilerden daha etkili olduğunu göstermiştir. Çörek otu özü verilen farelerde ortalama kan basıncında %22 oranında azalma görülürken, Nifedipine ile tedavi edilen farelerde ortalama kan basıncında %18 oranında azalma görülmüştür. Çalışma aynı zamanda, Çörek otunun , Nifedipine'de bulunmayan kan basıncını düşürme konusunda ilave etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Çörek otu verilen farelerin artan üriner boşaltım gösterdiği gözlemlenmiştir. Tıbbi kurallar, yüksek tansiyon teşhisi konulan kişiler için arteryal kan basıncını düşürmek için ilk seçenek olarak diüretik kullanımını önerirler. Çörek otunun diüretik rolü ve antihipertansif rolü arteriyal hipertansiyonu olan hastalar için önemli bir tedavi olarak düşünülür.(Zaoui et.al., 1999) https://goo.gl/fNmCKg

Başarı Allahtandır
Dr. Cemil el Kudsi

İnsan vücudunda D vitaminin eksik olması çok tehlikeli sağlık problemlere yol açmaktadır. D Vitaminin eksikliğinden dola...
29/11/2017

İnsan vücudunda D vitaminin eksik olması çok tehlikeli sağlık problemlere yol açmaktadır.
D Vitaminin eksikliğinden dolayı meydana gelen problemleri ve hayati riskleri tanımak ister misiniz?

Araştırmalara göre D vitamini eksikliği daha fazla ölümlere yol açmaktadır; nitekim huzur evlerde bulunan bir gurup yaşlı kadınlara D vitamini verildiğinde belirgin bir şekilde ölümler azalmıştır. D Vitaminin görevlerinden biride bağırsaklarda kalsiyum’un emilmesini ve kemiklere çökmesini sağlamaktır. Bu nedenle D vitamini eksikliği kemik yumuşaklığı ile bilinen kalsiyum eksikliği ile endekslenmektedir. Bununla birlikte kemik erimesi sorunu yaşayan kadınlara D vitamini verilmesi çok yaygındır. Ancak bunun düşmeden dolayı kırıkların oluşmasına karşı yararlı olmadığı görülmüştür. Sadece 65 yaş üzerinde ki kişilerde yararlı olduğu görülmüştür.
Klinik olmayan bazı araştırmalara göre kalp ve damar hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Diğer klinik araştırmalara göre ise D vitamini eksikliği büyük ölçüde Multiple skleroz (Çoklu sertleşim) hastalığına neden olmaktadır. Bu hastalıkta vücut bağışıklığı beyinde bulunan beyaz maddeye saldırmaktadır. Daha sonra beyin sinir merkezine saldırı olan bölgeye göre felç ve hissi düzensizlik ve denge bozukluğu meydana gelmektedir. Diğer yandan D vitamini eksikliği kanser türlerine yakalanma riskini artırmaktadır. Bunların en önemlisi erkeklerde prostat kanseridir. Hamile kadınlarda ise çocukların ağırlığı ortalamadan daha hafif doğmakta ve hacimleri daha küçük olmaktadır. Diğer sonuçlardan biride Gestasyonel diyabet ve gebelik sarası meydana gelmesidir.
Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Yeni doğan bebeğin tüm vücudunu zeytinyağı ile ovalamak annelerimizin yaptığı en sağlıklı uygulamalardandır. Şüphesiz ze...
25/11/2017

Yeni doğan bebeğin tüm vücudunu zeytinyağı ile ovalamak annelerimizin yaptığı en sağlıklı uygulamalardandır.
Şüphesiz zeytinyağında bulunan oleik asidi çocuklarda sinir sistemin oluşması ve gelişiminde etkin rol oynar. Bunun üzerine bebeğe oleik asit bakımından zengin zeytinyağı sürmek bu yağın cilt ile emilerek sinir sistemine büyü katkı sağlamaktadır. Bilimsel araştırmalara göre anne karnında gelişim döneminde olan bebeklerde oleik asit eksikliği dikkat zayıflığı, öğrenme ve uyum sağlama kabiliyetinde eksikliğe yol açtığı görülmüştür.. Bu nedenle yeni doğan bebeklere her gün başından ayaklarına kadar zeytinyağı süren anne ve ninelerimize çok teşekkür ederiz.
Unutmamak gerekir ki vücudun tümüne yağ sürmek aynı oranı içmeye eş değerdir. Vücudun yarısına sürmek ise sürülen miktarın yarısını içmek ile eş değerdir. Vücudun çeyreğine zeytinyağı sürmek, sürülen miktarın çeyreğini içmek ile eş değerdir.
Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Muzları bir müddet sakladıktan sonra kabukları kahverengi veya siyaha dönüşür, bu durumda ki muzları yemek sağlıklı mı??...
25/11/2017

Muzları bir müddet sakladıktan sonra kabukları kahverengi veya siyaha dönüşür, bu durumda ki muzları yemek sağlıklı mı???

Cevap: Bilim adamları muz kabuğunun sarı renkten siyaha dönüşmesi düşük ısı derecesinde meydana geldiğini söylemektedirler özellikle bu olay sıcaklık 4 dereceye düştüğü anda meydana gelir. Bu nedenle yiyecek saklama uzmanları muz meyvesini buzdolabında saklanılmasını tavsiye etmemektedirler. Çünkü düşük derecede muz kabuğundaki hücreleri kırılmaya başlar (ancak içerdeki meyveye bu oluşmaz) daha sonra kırılan hücreler siyah renge meyleder, ilk etapta benek şeklinde oluşur. Daha sonra yakın hücreler kırılmaya devam eder ve böylece muz kabuğunun tümü siyah olur. Her ne kadar da kabuğun hücreleri bozulsa da meyvenin bileşimlerini doğal bir şekilde korunmaktadır. Sonuç olarak muz meyvesinin kabuğu siyah olsa da yenir fakat içindeki meyve ekşime veya küflenme kokusu varsa o durumda yenilmez bilakis yarar yerine zarar verir.
Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen yemekler ve bağırsaklara yararları:Kur’an-ı Kerim’de adı geçen yemekler tartışmasız dünyada ...
22/11/2017

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen yemekler ve bağırsaklara yararları:

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen yemekler tartışmasız dünyada en üstün yemeklerdir. Ayrıca bu yemeklerde bulunan maddelerin oranları bağırsak sendromu tedavisinde çok büyük önem taşır. Bu yemeklerin başında hurma gelir.

Hurma, suda erimeyen lifler bakımından çok zengindir. Bu lifler osmotik basınç oluşturarak kolonların duvarlarından suyu çeker böylece atıkları nemli olmasını sağlar ve kabızlığı engellemektedir.

Zencefil, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen içeceklerden olup kabızlığı veya bağırsak sendromu ile kabızlığı birlikte tedavi etmektedir. Suda çözünen ve çözülmeyen iki tür liflerle zengin olması atıkları yumuşak olmasını sağlamaktadır. Ayrıca kolon iç duvarlarında kaygan bir tabaka oluşturmaktadır. Zencefilde bulunan selüloz lifleri Allah’ın izniyle kolon kanseri oluşmasını engellemektedir. Bununla birlikte kolonik divertikülit meydana gelmesinden koruma sağlamakla birlikte basur ve anusta yırtılma oluşumunu engellemektedir.

Zeytinyağı, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen bereketli yemeklerdendir. İçerdiği kaygan madde mekanizması sayesinde kabızlığa iyi gelen en iyi yiyecektir. Kolon kanserine neden olan kabızlığı engellemektedir. Klinik çalışmalara göre zeytinyağının bağırsaklarda kolaylaştırıcı, temizleyici ve küflenmelere karşı etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca zeytinyağı bağırsak hareketlerini aktifleştiren, zararlı bakterileri öldüren, septisemi ve fermente oluşmasını oluşmasını engelleyen ayrıca İBS hastalarda ağız ve kolonlarda meydana gelen kötü kokuları gideren probiyotik ismi ile bilinen faydalı bakteriler içermektedir.
Kabızlıktan kurtulmak için günlük olarak bir yemek kaşık zeytinyağı alınır. Ancak çok şiddetli kabızlıkta bir kahve fincanı alınmasını tavsiye ederiz.

İncir, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen harika meyvelerdendir. Nitekim bu meyve atıkların geçişini kolaylaştırmak için kolon duvarında kaygan bir tabaka oluşturan ve suda çözünen lifler bakımından zengin olduğu için kabızlık hastalarına harika etkili bir meyvedir. Ayrıca bu meyve potasyum maddesi bakımından zengin olduğu için kolon duvarı asitlenmesini ve bağırsak tembelliğini azaltmaktadır.

Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Hapşırma, bir savunma aracı olarak yüce Allah tarafından yaratıldığını biliyor musunuz? Peki bunun amacı nedir?Cevap: Ha...
22/11/2017

Hapşırma, bir savunma aracı olarak yüce Allah tarafından yaratıldığını biliyor musunuz? Peki bunun amacı nedir?

Cevap: Hapşırma veya öksürük Allah’ın yarattığı savunma mekanizmasıdır. Bunun amacı solunum sisteminde bulunan her hangi yabancı bir cismi (toz, duman, virüs, bakteri) dışarıya atılmasını sağlamaktır. Çünkü solunum organı kana oksijen verilmesinin kaynağıdır. Şayet bu organa toz, zehirli duman veya bakteriler bulaşırsa çok tehlikeli bir durum oluşur. Nitekim kan kalbe ulaşarak daha sonra tüm vücuda pompalanır. Bunun üzerine Allah’ın hikmeti gereği solunum cihazı sümüksü dokularla donatılıp hapşırmayı sağlamaktadır. Diğer yandan bronş ve gırtlakta sümüklü dokulara sahip olduğundan uyarıldığında öksürmeye neden olmaktadır. Bu organlar yabancı maddeleri fark etmelerini sağlayan alıcılarla donatılmıştır. Yabancı bir cismi fark ettiklerinde hapşırma veya öksürme mekanizmasıyla zararlı maddelerin kana girmesini daha sonra diğer vücut organlarına girmesini engellemektedir.

Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

18/11/2017

Ölçülü Gıda Sistemi...

Bizler,  Ölçülü Gıda Sistemi’nde:  İrritabl Bağırsak Sendromu'nun (İBS) meydana geliş sebebini bağırsak bakterilerinde o...
18/11/2017

Bizler, Ölçülü Gıda Sistemi’nde: İrritabl Bağırsak Sendromu'nun (İBS) meydana geliş sebebini bağırsak bakterilerinde oluşan dengesizlikten dolayı meydana geldiğine inanıyoruz.

Şüphesiz yüce Allah bizi bakteri içeren bir topraktan yaratmıştır. zira yüce Allah şöyle buyurmuştur:“Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık”. (Hicr/26) Söz konusu çamur ise kokuşmuş ve değişken bir çamurdur. Madem kokuşmuş ise o zaman bakteri barındırır. Bu nedenle bakteriler insanın ağzında, burun deliklerinde, koltuk altında, kasıklarda bulunmaktadır.
Aynı şekilde bakteriler insanın yapısında ve onunla yaşamaktadır. İnsanoğlu her gün 17 trilyon Bacillus bakteri atmaktadır, bu sayı insan hücre sayısından daha fazladır nitekim insanın hücre sayısı 10 trilyondur. İnsan bağırsaklarında yaşayan bakteri türleri ise 400-500 çeşit olarak bilinmektedir. Bu bakteri çeşitleri stratejik bir denge içinde yaşamaktadırlar. Aynen bir bölgede yaşayan kabileler arasındaki stratejik denge deki gibi, hiçbir kabile diğer kabileye saldırmaz, tüm kabileler eşit güç ve denge içerisinde yaşarlar. Ancak insanın yaratıldığı toprağı göz önünde bulundurulduğunda her insanın belirli bir yemek alışkanlığı olur. Böylece bir takım yemek türlerine daha meyilli olur. Bu alışkanlığa uzun süre devam ettiklerinde bakteri dengesi bozulur. Nitekim bağırsaklarında bulunan bir takım bakteriler insanın sevdiği yemeklerle birlikte o tür bakterilerin çoğalmasına neden olur aynı zamanda yemediği yemeklerden dolayı diğer bakteri çeşitleri zayıflar..

Bunun sonucunda bağırsaklarda ki bakteri dengesi bozulur ve tam bu sırada problemler başlar; bakteriler gaz üretir (aynen sıcak, nemli ve karanlık bir ortamda hamura maya koyduğumuzda bakteriler çoğalır bundan dolayı hamurun şiştiği gibi) aynı olay bağırsaklarda da olur, öyle ki bir takım bakteriler çoğalıp Kükürt dioksit gibi kötü kokulu gaz üretirler. Böylece insandan çıkan kötü kokular özellikle ağız kokusunun da sebebini öğrenmiş oluyoruz. Ancak çoğalan bakterilerin kokusu kötü olmayan karbondioksit ve metan gibi gazlar üretiyorsa insanda çok miktarda kokusuz gaz oluşur. Bu gazlar karın üzerine çıkar özellikle Kolon enine kalın bağırsak bölümünde daha sonra göğse ve diyafram kasına baskı uygular bu nedenle nefes alma zorluğu ve kalp atışı hızlanır. Bununla birlikte ineleme şeklinde göğüste ağrılar meydana getirir. Öyle ki hasta kalp hastası olduğun zannederek defalarca acile gider. Diğer yandan söz konusu bulgular Serotonin eksikliğiyle de meydana gelir.

Böylece neden bağırsak sendromu hastaların bazen depresyon kaygı, korku, çarpıntı ve göğüste dürtü şeklinde ağrılar hissetikleri anlaşılmış olur. Aynı şekilde bağırsaklarda da ağrı hissedilir. bu hastalıktan şikayet eden bazı hastalarda sinüzit bazılarında da belde ağrılar hissederler. Dışkılama alışkanlıklarda değişim gözlemlenmektir; ishal veya kabızlık veya nöbetleşen ishal ve kabızlık olur. Tüm bu bulgular İrritabl Bağırsak Sendromu'nun belirtileridir. İrritabl Bağırsak Sendromu’ndan şikayet eden tüm hastalara bağırsak sendromu setinin kullanmalarını tavsiye ederiz: söz konusu set: Doğal erken hasat zeytinyağı içinde korunmuş biberiye, lavanta, zencefil, adaçayı,
papatya, anason, kekik, ve rezenenin yağ bazlı özleri içermektedir.
Ayrıca doğal elma sirkesi içinde korunan Biberiye, lavanta, zencefil, adaçayı, papatya, anason, melisa ve reyhan’ın su bazlı özleri içermektedir.

Başarı Allah’tandır.
Dr. Cemil el Kudsi

Address

Erfelek

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when DR. Cemil El Kudsi Duveyk posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to DR. Cemil El Kudsi Duveyk:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Our Story

Yüce Allah beni, Suriye/Halep Üniversitesinde genel tıp fakültesini okumakla onurlandırdı. Mezuniyetten sonra iki sene dâhiliye alanında ihtisas yaptım. Allah’ın yardımıyla Kuran’daki beslenme temel kuralları (Ölçülü Gıda Sistemi) ile ilgili 50 bin sayfalık büyük bir araştırma gerçekleştirdim. Bu araştırma Yüce Allah’ın Göklerde ve yeryüzünde kurduğu bir takım “Ölçü” kanunları keşfetmektedir. Kur’an- Kerim’den çıkarılan bu kanunların insan vücudu ve onun fonksiyonları ile kanunları ile nasıl bir uyum içinde olduğunu araştırmaktadır. Ayrıca bu araştırma çalışmasında, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen yiyecekler esas alınarak yiyecekler türü, miktarları, Kur’an’da tekrarlanma sayıları, namaz vakitlerinde alınmaları ve birbirleriyle alınma sıraları bütünleşmiş bir gıda programı içinde ele alınmıştır. Yüce rabbimizin yardımı ile sarf ettiğim özel çabalarla yeni keşfettiğim bir bilim dalı olarak söz konusu araştırmanın temel kurallarını belirli kısımları ve sonuçları uluslararası konferanslarda paylaşma fırsatını buldum. Katıldığım en önemli konferanslardan birisi “Din ile Tıb arasında Kur’an’la tedavi” adlı konferansta araştırmamın ana unsurlarını takdim ettim. Ayrıca “Yaşlılık Kongresi”, 1. Arap Alternatif tıp konferansında bu bilimin temel bilgileri istifadeye sunulmuştur. Faydası Yüzbinlerce kişiye ulaşan bu araştırma çalışmaları, adına yakışır bir şekilde ciddi bir şekilde gerekli ilgi ve hizmete layıktır. Nitekim Allah’ın izniyle dört şirket ile beraber elma sirkesi ve zeytin yağında muhafaza edilmiş bitkisel özlerin üretimine yönelik iki öncü fabrikalarında dahil olduğu Dr. Cemil EL Kudsi Şirketler Grubunu kurduk. Üretimimizi ele aldığımızda zeytinyağı ve sirke ile ilgili ele aldığımız bir çok kavram ve konsept tamamıyla Kuran’ı Kerim’den esinlenmiştir. Zeytinyağı açıkça Kur’anı-kerimde zikredilmiştir. Sirke ise Kuran’da “Sekeran” kelimesiyle ifade edilmiştir. “sekeran” kelimesi Nahl suresine şöyle geçmektedir: "Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır." papatya, biberiye, lavanta, kekik, adaçayı gibi hoş kokulu olan bitkiler ise Kur’an-ı Kerimde “Reyhan” olarak geçmektedir. Bu bitkiler temsil ettikleri yüce isme layık olmaları için en yüksek standartların üstünde bir kalitede ürettik. Bu ürünlerin üretiminde bir insanın sarf edebileceği en üst düzeydeki çabaları sarf ettik. Ürünlerimizin hem Amerikan FDA belgesine sahiptir ki bu gıda alanında dünyanın en yüksek kalite standardına sahiptir. Ayrıca Ürdün Sağlık Bakanlığı hem de ihracat yaptığımız ülkelerin sağlık bakanlıklarından gerekli lisansları almasını sağladık: örneğin Cezayir, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri gibi. Hatta çok yakında Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt, kısa sürede Katar ve Bahreyn’den de gerekli lisansları alacağız. İki tesisimiz de gıda güvenliği hususunda en yüksek standartları ifade eden ISO 22000 sertifikasına sahiptir. Zira bu sertifika dünyada ilaç üretiminde verilen en yüksek Standart belgesidir. Tabi ki böyle bir projeyi yönetmek ve yönlendirmek benden birçok konuda ihtisas, yetenek ve özel çabalar gerektirdi. Bu yeni anlayışı tüm insanlığa tanıtıp yenilikçi tedavi modeline ışık tutup insanlığa gösterebilmek, yöntemimizi ve teorimizi insanlığa tanıtmak, vücudumuzdaki tüm kimyasal dengeyi kurmakla ilgili teorimizi insanlara açıklayabilmek için günümüzün en önemli aracını kullanmamız gerekiyordu yani “Medya”. Bunun için, film yapımı ve film editörlüğü ile ilgili bir Avustralya Sinema ve Televizyon Sanatları ( AACTA) Akademesi’nde eğitim alarak üstün derece ile mezun oldum. Mezun olduğum bu akademi, alanında Dünyaca en ünlü kurumlardandır. Dahası, Uluslararası Çalışma Organizasyonu’nun Stratejik Planlama, Yönetim Bilimleri, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Proje Yönetimi alanlarında METHOD enstitüsünden sertifika sahibi oldum. Tüm bu ileri adımlar, ileri eğitimler hayallerimizdekileri mükemmelleştirmek için oldukça gerekliydi. Bunca gelişmeler vakit ve enerjinin tasarrufu için kişisel yeteneklerin geliştirilmesini gerektirdi. Böylece itinalı, ihlaslı, verimli çalışmak için hızlı okuma, hafıza tekniği, hatırlama yöntemleri gibi kişisel gelişim kurslarını başarıyla bitirdim. Zira söz konusu eğitimi üçüncülük seviyesini kazandım bu seviye insanların kişiliğini yazılarından analiz etme becerisi sahip uzmanlara verilmektedir. Şüphesiz tüm bu başarılar Yüce Allah’ın yardımı muvaffakiyeti ve hidayeti ile olmuştur. Nihayetinde şunu söylüyorum rabbim sana sonsuz şükürler olsun eğer sen bizi hidayete erdirmeseydin bir hidayete eremezdik, Her şey Allah’ın isteği ile olur ve güç Allah’tandır. Umuyoruz ki bu proje kıyamet gününde Allah katında lehimize bize şahit olur. “Bir çok kişinin yüzünün pişmanlıkla kapkara olacağı gün Allah’tan bizi yüzü ak olup parlayanlardan yapmasını diliyoruz. Ve umarım ki bu proje tüm insanlığa kıyamet gününe dek yararlı olur. “…….Köpüğe gelince atılıp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır…. “ Ra’d /17 Tüm başarılar Allah’tandır. Dr. Cemil EL Kudsi