05/11/2025
Bırakmak…
Kulağa kısa bir kelime gibi gelir ama içinde koskoca bir direnç, bir korku, bir yas barındırır.
Bir insanı, bir alışkanlığı, bir beklentiyi ya da artık işlemeyen bir hikâyeyi bırakmak — sanki kendinden bir parçayı koparmak gibidir.
Oysa çoğu zaman “bırakmak”, kaybetmek değildir.
Bazen bırakmak; artık taşımak zorunda olmadığın bir yükü yere koymaktır.
Bir ilişkide sürekli veren tarafsan, hep “bir gün değişir” umuduyla bekliyorsan,
ya da bir şeyin artık seni büyütmediğini hissediyorsan — işte orada bırakmak, kendine dönmektir.
Ama insan kolay bırakmaz…
Çünkü beynimiz tanıdık olana tutunur, kalbimiz “alıştığı”na sadıktır.
Kırık da olsa, eksik de olsa, tanıdık olan bazen huzurdan daha güvenli gelir.
Bırakmak;
“artık böyle olmamalı” diyebilmektir.
Kendini suçlamadan, öfkeye saplanmadan, sadece olanı olduğu haliyle kabul edip bir adım geri çekilmektir.
Bazen büyümek, biraz da bırakabilme cesareti demektir.