Uzman Klinik Psikolog Gamze Uygun

Uzman Klinik Psikolog Gamze Uygun Özel İskenderun Gelişim Hastanesi

06/10/2022

Anne sütünün fiziksel faydaları saymakla bitmez. Fakat emmek sadece beslenmek demek değildir. Bir bebek için annesini
emmek hem fiziksel gelişimi için hem de ruhsal sağlığı için çok önemlidir. Emmek bebeğin dünya ile bağ kurabilmesi, uyum
sağlayabilmesi, kendini güvende hissetmesi açısından daha büyük anlamlar taşımaktadır.

Emmek anne ve bebek arasındaki duygusal bağın anahtarıdır. Bu nedenle;

🔹Bebeğinizi emzirirken göz teması kurun,
🔹Onu güvenle sarın ve ten teması sağlayın,
🔹Bebeğinizle mutlaka konuşun, ona olan duygularınızı onunla paylaşın,
🔹Ona rahat olacağı güvenli ve sessiz bir ortam yaratın,
🔹Emzirme saatlerinizi ve uyku saatlerini rutine dönüştürün,
🔹Ona değerli olduğunu, güvende olduğunu sıklıkla tekrar edin,
🔹Çalışmaya başlasanız bile bebeğinizi emzirmeye devam edin.

Emziremeyen, sütü gelmeyen anneler ise bu konuda lütfen stres yapmayın. Biberon kullansanız bile ten ve göz teması,sevgi dolu kucaklama, anne bebek arasındaki güvenli bir bağ kurulmasına katkı sağlayacaktır.

Gamze Uygun Ekenel
Uzm.Klinik Psikolog

Detaylı Bilgi ve Randevu
0850 305 77 55

16/08/2022

MOXO DİKKAT TESTİ NEDİR?

İskenderun Palmiye Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, çocukluk döneminden itibaren etkisini tüm yaşam boyu gösteren bir bozukluk olan dikkat eksikliği için uyguladıkları ‘Moxo Dikkat Testi’ hakkında bilgilendirmede bulundu.

Moxo dikkat testinde, çocuğun dikkatinin nelerden olumlu ve olumsuz etkilendiğinin belirlendiğini ifade eden Gamze Uygun Ekenel, “Dikkat eksikliği, dikkatin kolay bir şekilde dağılması, aşırı haraketlilik hali ve aklına gelenleri sonucunu düşünmeden hemen yapma gibi belirtileri ortaya çıkaran ve kişinin hayatını kısmen ya da tamamıyla olumsuz şekilde etkileyen bozukluktur. Dikkat eksikliği, kişinin yaşamını olumsuz etkilemekte ve birçok sorunla karşılaşabilmektedir. Moxo dikkat testi, dikkat eksikliği tanısının konulmasına ve yardımcı olması nedeniyle tercih edilir. Moxo testi, bilgisayar oyununa benzeyen tasarımı ile dikkat, zamanlama, hiperaktivite ve dürtüsellik eksenlerini ölçer. Bu eksenleri gerçek yaşam koşullarında olduğu gibi, çeşitli uyaranlar-çeldiriciler altında ölçer. Test sırasında, bireyin bir Moxo hedefine odaklanabilmesi için aynı günlük yaşamında yapması gerektiği gibi testte bulunan görsel ve işitsel çeldiricileri görmezden gelmesi veya bunları bastırabilmesi gerekmektedir. Böylece dikkat performansının zaman içindeki değişimi ve hangi tip çeldiricilerden etkilendiği ölçülür. Test uygulayıcı hatası veya hesap hatasından uzak, objektif sonuçları ile bireyin dikkat özelliklerini anlayarak, çalışma ve günlük yaşamına ilişkin en uygun öneri ve programların oluşturulmasına yönelik bilgiler üretilir” dedi.

23/06/2022
01/05/2022

SEVDİĞİNİZE BAĞLI MISINIZ, YOKSA BAĞIMLI MI?

İskenderun Palmiye Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, ilişkilerde bağlılık ve bağımlılık hakkında açıklamada bulundu.

Bağlı ilişki nedir?
Bağlı ilişkilerin, saygı çerçevesinde yürütüldüğünü ifade eden Gamze Uygun Ekenel, “İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık, farklı şeylerdir. Bağlılık; kişiye özgürce, sevgi-saygı ile yakınlık duymak ve göstermektir. Bağımlılık ise başka bir kişiye bağlı olmak, muhtaç olmak, özgür ve özerk olamamaktır. Bağlı ilişkilerde bireyler, kaliteli birliktelik geçirirler. Birbirlerinin zevklerine, sevdiği ve hoşlandığı şeylere saygı duyarlar. Ortak bir hayatı paylaşan iki kişi olurlar. Kimse, diğerinin rolünü çalmaya ve onu ön plana çıkarmaya çalışmaz. Kararları, birlikte alırlar. Partnerinin düşüncelerini önemser, ancak kendi düşüncelerini işin içine katarak yol haritası çıkarır. Bağlı ilişkilerde çiftler, birbirlerinin alanlarına saygı gösterir, nerede durması gerektiğini bilirler” dedi.

Bağımlı ilişkilerin belirtileri nelerdir?
Bağımlı ilişkilerde bireylerin; karşı tarafın isteklerini, düşüncelerini, mutluluğunu her şeyin önünde tuttuğunu, kendi zevk ve isteklerini önemsemediğini vurgulayan Uzm. Klinik Psikolog Gamze Uygun Ekenel, “Bağımlı ilişkilerde birey, partnerinin mutlu olması için elinden geleni yapar; işlerini, hayatını, yaşam tarzını, O’nun isteğine göre şekillendirir. Birey, bu durumdan içten içe rahatsız olur, fakat ilişkiden kopmak istemediği için de bunu sonlandıramaz. Durum devam ettikçe, hayatlarındaki değişimler, başarısızlıklar için partnerinin suçlayarak, onun kendisini bu hale getirdiğini söyler. Oysa ilişkisini devam ettirmek için her şeyi göze alan ve kendi benliğini dahi unutan da kendisidir. Hatalı kendisi olmasına rağmen, partnerini suçlamaktadır. Karşı taraf bir süre sonra bu durumdan sıkılabilir. İlişkiyi sonlandırmaya, evliyse eğer boşanmaya kadar gidebilir” şeklinde konuştu.

Bağımlı olmaktan nasıl kurtuluruz?
Bağımlı bir ilişki sürdürenlerin uzman desteği almasının önemli olduğunu ifade eden Uzm. Klinik Psikolog Gamze Uygun Ekenel, “Öncelikle bireyler, birbirlerinin farklı yönlerini kabul etmelidir. Her iki tarafın birer birey olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca suçlayıcı tavırlardan ve baskıdan uzak durmalıdır. İlişkideki problem karşısında çözüm odaklı olarak davranılması, ilişkilerin devam etmesi açısından büyük önem taşır. Bu iki durumu göz önünde bulundurarak, bağlı bir ilişki yaşadığınızı düşünüyorsanız, sağlıklı bir ilişki içindesiniz demektir. Fakat bağımlı bir ilişki yaşadığınızı düşünüyorsanız, mutlaka bir uzman desteğine başvurmalısınız” dedi.

01/05/2022

Çocukların konuşma geriliği ve akıcı konuşma problemi yaşamalarının
en büyük nedenleri arasında telefon, tablet, televizyon ve buna bağlı
olarak iletişim kuramama gelmektedir. Çünkü çocuklar doğayı taklit ederek öğrenirler, bu demektir ki anne, baba ve sosyal çevresindeki herkes çocukların sesleri, heceleri ve kelimeleri çıkarmalarında büyük
rol almaktadır.

Teknoloji onların gelişimine bir ölçüde katkı sağlayabilir. Bir ölçüyü
geçtikten sonra artık ciddi anlamda zarar vermeye başlıyor. Teknolojik
aletlerin günlük kullanımını 45 dakika ile sınırlandırılması gerekmektedir,
eğer bu süre uzuyorsa hem çocukla geçirilen kaliteli zaman açısından
hem de çocuğun iletişim gelişimi açısından sıkıntılar doğurabilmektedir.
Çocuğunuzdaki konuşma seyrinin normal gitmediğini gören ebeveynler
panik olmadan bu durumun nedenini araştırmalılardır. Geç kalınmış bir
farkındalık da çocuğun akranlarına yetişmesine ayak bağı olacağı için;
kısa sürede fakına varmak ve uzman görüşüne başvurmak en doğrusudur.

Çocuğunuzda konuşma geriliğinin önüne geçmek için ebeveynlerin yapması gerekenler;
🔹Çocuğun çok fazla televizyon izlemesine müsaade edilmemelidir.
🔹Bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiğinde ona karşı sabırlı olun ve baskı uygulamayın.
🔹Sık sık sorular sorun.
🔹Size bir şeyler söylediğinde tane tane konuşarak karşılık verin.
🔹İşaretle gösterdiği şeyleri yapmak yerine kelimeyi söylemesine teşvik edin.
🔹Sosyalleşmesini sağlayarak iletişim kurmasının önünü açın.
🔹Çocuğunuzla şarkılar söyleyerek konuşmayı eğlenceli hale getirin.
🔹Bol bol kitap okuyarak kelime dağarcığını zenginleştirin.
🔹Çocuğunuz ile yaratıcı oyunlar oynayın.
🔹Düzenli bir beslenme ve uyku rutini olmasına dikkat edin.

Gamze Uygun Ekenel
Uzm.Klinik Psikolog

Detaylı Bilgi ve Randevu
0850 305 77 55


03/02/2022

DİYABET HASTALIĞI PSİKOLOJİYİ NASIL ETKİLER?

İskenderun Gelişim Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, diyabet hastalığında psikolojik desteğin öneminden söz etti.
Diyabetin; psikolojik, sosyal ve fizyolojik süreçlerin tam orasında yer alan bir hastalık modeli olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Gamze Uygun Ekenel, “Diyabet hastalarında; depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, yeme bozuklukları, şizofreni, demans ve cinsel işlev bozuklukları sıkça görülmektedir. Diyabet hastalarında öfke bir anksiyete belirtisi olarak diyabetiklerde sık rastlanan bir bulgudur ve özellikle de glikoz düzeyi yükseldiğinde ortaya çıkmaktadır. İlerlemiş diyabetlerde sürekli insülin kullanımı kişiyi diğerlerinden farklı olmak algısıyla rahatsız edebilir. Kişiyi bir çeşit yetersizlik, yardımsızlık ve eksiklik duygusuna itebilir. Biyolojik açıdan bakılırsa, insülinin ardından kan şeker düzeyinde oynamalar olur. Eğer kişi insülini düzensiz kullanıyorsa bu oynamalardan dolayı da ruhsal bir gerilim hissedebilir. Diyabetin diğer bir komplikasyonu ise cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel işlev bozukluğu nedeniyle kişi yetersizlik hisseder, partneriyle uyuşmazlıklar yaşar, depresyon, paranoid bir takım düşünceler vb. psikiyatrik sorunlar bunun alışılmış sonuçlarıdır. Son zamanlarda cinsel işlev bozukluğunun sadece erkeklerde değil kadınlarda da ortaya çıktığına dair bazı ipuçları vardır. Diyabet hastalarında ilaç tedavisinin yanında, kognitif davranışçı tedavi yöntemi ile psikoterapi de ciddi olumlu sonuçlar vermektedir. Psikoterapi, depresyona, anksiyeteye, yaşam kalitesine, tedaviye uyuma da büyük yardım sağlamaktadır. Bu nedenle bir uzman desteğine başvurulmalıdır” açıklamasında bulundu.

04/10/2021

ANNE MEMESİ BEBEĞİN DÜNYASIDIR

Dünya Emzirme Haftası kapsamında açıklamada bulunan İskenderun Gelişim Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, emzirmenin anne ve bebek psikolojisine etkilerinden söz etti.

Psikolojik açıdan emzirmenin önemine değinen Gamze Uygun Ekenel, “Bir bebek için annesini emmek hem fiziksel gelişimi için hem de ruhsal sağlığı için çok önemlidir. Emmek bebeğin dünya ile bağ kurabilmesi, uyum sağlayabilmesi, kendini güvende hissetmesi açısından daha büyük anlamlar taşımaktadır. Emmek anne ve bebek arasındaki duygusal bağın anahtarıdır. Bebeğinizi emzirirken göz teması kurun, onu güvenle sarın ve ten teması sağlayın, bebeğinizle mutlaka konuşun, ona olan duygularınızı onunla paylaşın, ona rahat olacağı güvenli ve sessiz bir ortam yaratın, emzirme saatlerinizi ve uyku saatlerini rutine dönüştürün, ona değerli olduğunu, güvende olduğunu sıklıkla tekrar edin, çalışmaya başlasanız bile bebeğinizi emzirmeye devam edin. Emziremeyen, sütü gelmeyen anneler ise bu konuda lütfen stres yapmayın. Biberon kullansanız bile; ten ve göz teması, sevgi dolu kucaklama, anne bebek arasındaki güvenli bir bağ kurulmasına katkı sağlayacaktır” dedi.

18/09/2021

ÇOCUĞUNUZ AYRILIK ANKSİYETESİ YAŞIYOR OLABİLİR!

Eğitim öğretim yılının başlamasıyla beraber, okula yeni başlayan çocuklarda ayrılık anksiyetesi görülebileceğini ifade eden İskenderun Gelişim Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, ayrılık anksiyetesi belirtileri hakkında bilgiler verdi.
Gamze Uygun Ekenel, “Dünyayı ve ülkemizi etkileyen salgın döneminde yaşanan birçok sorunun yanında, uzun bir süre eğitime ara verilmesinin ardından okula dönüş ile ilgili birçok problemle karşılaşmaktayız. Salgın süreci boyunca evde geçirilen zamanın artmasının ardından, yüz yüze eğitime geçişle beraber çocukların ailenin güvenli ortamından kendilerine bütünüyle yabancı ve karmaşık bir yere geçişleri sancılı bir süreç haline gelmiştir. Çocuğunuz 4 yaş ve üzerindeyse, evden veya ebeveynlerinden ayrılırken yoğun bir korku, endişe yaşıyorsa ve bu durum onun günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemeye başlamışsa çocuğunuz ayrılık anksiyetesi yaşıyor demektir” açıklamasında bulundu.

Ayrılık kaygısı yaşayan çocuklarda hangi belirtiler görülür?
Ayrılık anksiyetesi yaşayanlarda görülen belirtilerden söz eden Uzman Klinik Psikolog Gamze Uygun Ekenel, “Ayrılık anksiyetesi yaşayan çocuklar; ebeveynlerinden ayrılmak istemez ve onlara yapışık bir şekilde yaşamak isterler, aileden ayrılma durumunda, ağlama, titreme, huzursuzlaşma ve bedensel belirtiler gösterirler, okula gitmekte zorlanma, karın ağrısı, kusma gibi semptomlar gözlenir, tek başına uykuya geçişte zorlanırlar, kendi başlarına hareket kapasiteleri sınırlıdır. Bu tür sorunlar kaygı düzeyi yüksek ailelerde ve aşırı koruyucu ailelerde daha çok görülmektedir. Bu belirtilerle karşılaştığınız zaman mutlaka bir uzman desteği almanız gerekmektedir” dedi.

18/09/2021

Dünyayı ve ülkemizi etkileyen salgın döneminde yaşanan birçok sorunun yanında uzun bir süre eğitime ara verilmesinin ardından okula dönüş ile ilgili birçok problemle karşılaşmaktayız. Salgın süreci boyunca evde geçirilen zamanın artmasının ardından, yüz yüze eğitime geçişle beraber çocukların ailenin güvenli ortamından kendilerine bütünüyle yabancı ve karmaşık bir yere geçişleri sancılı bir süreç haline gelmiştir.

Çocuğunuz 4 yaş ve üzerindeyse, evden veya ebeveynlerinden ayrılırken yoğun bir korku, endişe yaşıyorsa ve bu durum onun günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemeye başlamışsa çocuğunuz ayrılık anksiyetesi yaşıyor demektir.

Ayrılık anksiyetesi yaşayan çocuklar;

✔Ebeveynlerinden ayrılmak istemez ve onlara yapışık bir şekilde yaşamak isterler,
✔Aileden ayrılma durumunda, ağlama, titreme, huzursuzlaşma ve bedensel belirtiler gösterirler,
✔Okula gitmekte zorlanma, karın ağrısı, kusma gibi semptomlar gözlenir,
✔Tek başına uykuya geçişte zorlanırlar,
✔Kendi başlarına hareket kapasiteleri sınırlıdır.

Bu tür sorunlar kaygı düzeyi yüksek ailelerde ve aşırı koruyucu ailelerde daha çok görülmektedir.
Bu belirtilerle karşılaştığınız zaman mutlaka bir uzman desteği almanız gerekmektedir.

Gamze Uygun Ekenel
Uzm.Klinik Psikolog

Detaylı Bilgi ve Randevu
0850 304 66 66

02/08/2021

DOĞAL AFETLER PSİKOLOJİYİ NASIL ETKİLİYOR?

Afetlerin, psikososyal etkilerinden söz eden İskenderun Gelişim Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, afetlere maruz kalan yetişkinlerde; korku, öfke, kaygı gibi belirli olmayan stres tepkileri ve kaygı bozuklukları oluşabildiğini belirtti.

Afetlerin, son zamanların en önemli sorunları haline geldiğini; sağlık, ekonomik, psikolojik olmak üzere, hem bireyi, hem de toplumu etkilediğini ifade eden Gamze Uygun Ekenel, “Afet sonrası oluşan psikolojik travmalar, bireylerin hayatını ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu travmatik etkilerin yol açtığı psikolojik sorunlar ise; depresyon, umutsuzluk, kaygı, suçluluk, öfke, yalnızlık duygusu gibi duygusal tepkiler, ağlama, tükenmişlik ve geri çekilme gibi davranışsal tepkiler, yaşanılan olayı sürekli düşünmek, çaresizlik düşünceleri, konsantrasyon güçlüğü gibi bilişsel tepkiler, iştah kaybı, halsizlik, somatik şikâyetler ve madde kullanımı gibi fizyolojik tepkiler olarak ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, gerekli psikolojik destek sağlanmadığı takdirde bireylerde çok farklı şekillerde psikopatolojiler görülebilmektedir. Ancak afet gerçeğini her geçen yılda daha fazla yaşadığımız ülkemizde ne yazık ki henüz yeterli farkındalığı yakalamış bulunmamaktayız. Bu bağlamda biz ruh sağlığı alanında çalışan meslek uzmanlarına önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu nedenle bu gibi psikolojik sorunlarla karşılaştığımız zamanlarda mutlaka bir uzmandan destek alınması gerekmektedir” dedi.

02/04/2021

Sosyal etkileşim,karşısındakini anlama ve kendini ifade etme ihtiyacı yaşamın erken dönemlerinden itibaren ilişkilerimizi şekillendirmektedir.

Otizm,sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Bu duruma sıklıkla kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı hareketler eşlik eder. Otizm genellikle yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkar.Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de,zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır.
Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler.

Otizmin görülme sıklığı son çalışmalarda % 0,2 -0,5 olarak bildirilmektedir.Klasik otizm tanısı almamakla birlikte otistik bozukluk belirtilerinden bazılarını taşıyan bireyler de otistik yelpaze içinde değerlendirildiğinde sıklık % 4’e yükselmektedir.Otistik bozukluk sıklığı cinsiyetler arasında da farklı dağılım gösterir. Erkek çocuklarda bu soruna kız çocuklarına göre 4-5 kat daha sık rastlanmaktadır.

Otistiklerde, etkilenme dereceleri değişse de, ortak belirtiler görülür;

🔹️Sosyal ilişkilerde güçlük,
🔹️Konuşma güçlüğü,
🔹️Sessiz iletişimde zorlanma,
🔹️Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma,
🔹️Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme.

Otistik bir çocuk; başkalarına karşı ilgisizdir, göz temasından kaçınır, başkaları ile kendiliğinden iletişim kurmaz.İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir,diğer çocuklarla oynamaz,sürekli bir konu üzerinde konuşur, sebepsiz şekilde ağlar,güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur,anlamsız sözleri üst üste tekrarlar, nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır, değişikliklerden hoşlanmaz, yaratıcılık gerektiren oyunları
oynayamaz, bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.

Tedavide amaçlanan çocuğun yaşına uygun iletişim becerilerini geliştirmesini sağlamaktır.
Bu amaçla sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik özel eğitim programları,dil ve iletişim terapileri olabildiğince erken dönemde başlatılmalıdır. Ailenin çocuğun iletişim tarzını kavramasına, geliştirmesine yardımcı olacak eğitim ve destek sağlanmalıdır.

Gamze Uygun Ekenel
Uzm.Klinik Psikolog

14/03/2021

Address

Numune Mah. Drive Sadık Ahmet Cad. No:89, İskenderun, Hatay
Iskenderun
31200

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzman Klinik Psikolog Gamze Uygun posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Uzman Klinik Psikolog Gamze Uygun:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category