12/11/2025
Bu kitabı, yazı grubunda birkaç kişinin paylaşımlarını görünce ve okuyanların romanın kurgusunu çok beğendiğini fark edince meraktan aldım. Benim alışık olduğum tarzın dışında: değişik, inişli çıkışlı, hayatın biraz dışından, azıcık gerilimli ve benim için beklenmedik bir roman. Genelde sakin satırlar, huzurlu içerikler okurum; bu hikayenin konusu ona tamamen zıt. Hangisi daha güzel ya da hangisini tercih ederim? Tabiki biliyorum, bu tür de kısa bir süre olabilir. Değişmek, değiştirmek, farklılık da hoşuma gidiyor. Bir şeyin peşine takılıp gitmekten çok daha iyi geliyor.
Gelelim yazara ve kitaba:
Bir psikolojik gerilim romanı.
Sırlar, suç ve suçluluğun mirası temaları etrafında dönüyor.
Freida McFadden — takma ad kullanan, beyin hasarı ve nöroloji uzmanı bir doktor. Tıp bilgisini karakterlerinin psikolojik derinliğinde hissettiriyor.
“Ben bir tıp doktoruyum; günümün büyük kısmı beyin hasarı geçirmiş insanlarla geçiyor. Yazmak benim için bir kaçış biçimi.” Demiş ve bu kaçışları onu bir çok roman yazmaya itmiş, işinin zorlayıcı oldugunu insan düşünüyor.
Romanda kiminle empati kuracağını anlayamadığın bölümler olabiliyor. Kime güveneceğini bilemiyorsun.
Babası seri katil olan bir kadının, geçmişiyle ve yeni cinayetlerle yüzleşmesini anlatıyor roman.
Anlatım dili sade, akıcı, sürükleyici, satırlar kolayca okunuyor. Kadın bakış açısından iç sesle aktarılmış.
Roman sakin başlıyor, detaylar ve kurgu yavaşça oluşturuluyor, sonlara doğru hikaye hızlanıyor, geçmişten gelen bilgilerle şimdiki an güzelce besleniyor. Gerilim duygusu daha çok zihinsel düzeyde yaşanıyor:
“İçimde babamdan bir parça mı var?” Bilememek insana her türlü soruyu sorduruyor.
Şiddetten çok psikolojik yönü güçlü, karakter derinliği olan bir roman.
Sevenine:)))