AkademikPsikoloji

AkademikPsikoloji Merhaba ben Zeynep Balcı, aşağıki konular ile ilgili sorularınız var ise tanışalım:
Koç su

Bu kitabı, yazı grubunda birkaç kişinin paylaşımlarını görünce ve okuyanların romanın kurgusunu çok beğendiğini fark edi...
12/11/2025

Bu kitabı, yazı grubunda birkaç kişinin paylaşımlarını görünce ve okuyanların romanın kurgusunu çok beğendiğini fark edince meraktan aldım. Benim alışık olduğum tarzın dışında: değişik, inişli çıkışlı, hayatın biraz dışından, azıcık gerilimli ve benim için beklenmedik bir roman. Genelde sakin satırlar, huzurlu içerikler okurum; bu hikayenin konusu ona tamamen zıt. Hangisi daha güzel ya da hangisini tercih ederim? Tabiki biliyorum, bu tür de kısa bir süre olabilir. Değişmek, değiştirmek, farklılık da hoşuma gidiyor. Bir şeyin peşine takılıp gitmekten çok daha iyi geliyor.
Gelelim yazara ve kitaba:
Bir psikolojik gerilim romanı.
Sırlar, suç ve suçluluğun mirası temaları etrafında dönüyor.
Freida McFadden — takma ad kullanan, beyin hasarı ve nöroloji uzmanı bir doktor. Tıp bilgisini karakterlerinin psikolojik derinliğinde hissettiriyor.
“Ben bir tıp doktoruyum; günümün büyük kısmı beyin hasarı geçirmiş insanlarla geçiyor. Yazmak benim için bir kaçış biçimi.” Demiş ve bu kaçışları onu bir çok roman yazmaya itmiş, işinin zorlayıcı oldugunu insan düşünüyor.
Romanda kiminle empati kuracağını anlayamadığın bölümler olabiliyor. Kime güveneceğini bilemiyorsun.
Babası seri katil olan bir kadının, geçmişiyle ve yeni cinayetlerle yüzleşmesini anlatıyor roman.
Anlatım dili sade, akıcı, sürükleyici, satırlar kolayca okunuyor. Kadın bakış açısından iç sesle aktarılmış.

Roman sakin başlıyor, detaylar ve kurgu yavaşça oluşturuluyor, sonlara doğru hikaye hızlanıyor, geçmişten gelen bilgilerle şimdiki an güzelce besleniyor. Gerilim duygusu daha çok zihinsel düzeyde yaşanıyor:

“İçimde babamdan bir parça mı var?” Bilememek insana her türlü soruyu sorduruyor.

Şiddetten çok psikolojik yönü güçlü, karakter derinliği olan bir roman.
Sevenine:)))

Kırılganlık FarkındalığıRahatça otur veya uzan, gözlerini kapat, omuzlarını gevşet. Nefesine odaklan, gelen duygu ve düş...
11/11/2025

Kırılganlık Farkındalığı
Rahatça otur veya uzan, gözlerini kapat, omuzlarını gevşet. Nefesine odaklan, gelen duygu ve düşünceleri yargılamadan gözlemle.

Şimdi sadece kırılganlığı fark etmeye odaklan – hem var olanı hem de potansiyel olanı. Hayatta ne kadar çok şeyin “kırılabileceğini” fark et; hem fiziksel nesneler (bir fincan, beden, türler, ekosistem, dünyanın kabuğu), hem ilişkiler, projeler, anlaşmalar, ruh halleri, yaşamlar ve toplumlar.… Hepsi kırılgan.

Bu farkındalığı ruhunda ve bedeninde hisset, rahatsızlığı yargılamadan deneyimle.

Kırılganlıkla birlikte gelen denge, dayanıklılık ve onarımın varlığını hatırla.

Başkalarının kırılganlığını, acılarını, kayıplarını fark et; onlar için “kırılmış” veya kırılabilecek olan şeyleri gözlemle. Diğerlerinin duygularının inceliğini ve hassasiyetlerini hisset, değer ve iyilik hallerindeki kırılganlıklarını gör. Bu farkındalık, hem yakın olduğun hem de olmadığın insanlara – hatta zor insanlara – kalbini açmana yardımcı olur. Başkalarının kırılganlığını bilmek, doğal olarak onlara karşı sert veya kırıcı olmaktan uzaklaşmanı sağlar.

Kendi yaşamının kısa ve hassas olduğunu, umutlarının ve hayallerinin kırılgan olduğunu fark et. Neden onları gerçekleştirmek için elinden geleni yapmayı bir gün daha erteleyesin? Bu farkındalık seni, bugün yapabileceklerini ertelememeye yöneltsin.

Kendini gereksiz yere kırılgan hissettiğin alanları gözlemle: eleştiriye aşırı duyarlılık, moral bozukluğuna kolay kapılmak, hastalıklara açık olmak, maddi yükümlülükler, işte veya hayatta yalnız hissetmek ya da önemli bir alanda kaynak eksikliği gibi. Bu alanları güçlendirmek için küçük bir adım düşün, gerçekçi bir plan yap.
Kalbinin yönlendirdiği eylemleri hatırla; bir adım bile fark yaratır. Bir iyilik yap, birine yardım eli uzat.

Kaçınılmaz olanla barış: her şey bir şekilde çatlar, ama her çatlak ışığın içeri girmesini sağlar. Bir kırılganlık, bir güzellik ve ışık hissi bırak.

Nefesine dön, birkaç derin nefes al ve gözlerini aç. Bu farkındalığı gününe taşı.

Dr. Rick Hanson İlhamıyla

07/11/2025

Kaostan Huzura

Bazen hayat ansızın üstüne gelir: kahve dökülür, telefon çalar, iş yetişmez, bir e-posta daha, bir mesaj daha…
Ani zorunluluklar, beklenmedik sorunlar, küçük krizler… Hepsi bir anda seni kaosun içine çekebilir.

Kendine bakmak bu anlarda sana lüks gibi görünebilir ama aslında kendini beslemek ekstra bir iş değil; tam da o anlarda taşımaman gereken yükleri bırakmaktır.
Bazen bu “hayır” demektir.
Bazen bir dakika dışarı çıkıp nefes almaktır.
Bazen de aynadaki kişiye nazikçe gülümsemektir.

Kaos hep olacak — bildirimler, trafik, işlerin bitmeyen listesi…
Ama huzur senin içinde .
Ve bazen bu, fırtınanın ortasında başlar.

Kendini Huzura Taşımak İçin Küçük Şefkat Hatırlatmaları

Zor anlarda, en küçük şeyler bile ruhunu hafifletebilir:
• Derin birkaç nefes al, nefesinin vücudunu nasıl etkilediğini hisset.
• Sıcak bir içecek hazırla ve gerçekten tadını hissederek iç.
• Yüzüne vuran güneşi veya rüzgârı hisset.
• Kendine “Dinlenmeye hakkım var” de.
• Kısa bir yürüyüş yap, vücudunu hareket ettir.
• Sevdiğin bir şarkıyı aç ve bir dakika boyunca dinle.
• Telefonunu kısa bir süre bırak, dijital sessizlik yarat.
• Küçük bir şeye dokun: bir bitki, yumuşak bir kumaş, bir buz parçası, bir kedi ya da köpek…
• Birkaç dakika sessizce otur ve zihnini gözlemle, sadece izlemeye izin ver.
• Yardım iste: bir iş veya sorumluluk paylaşmak hem yükünü hafifletir hem de huzur getirir.

Küçük bir duraklama bile bedenine ve zihnine “Güvendesin” der.
Huzur bir hedef değil, günlük bir pratiktir. Yani bir yer veya durum değil, bir deneyim ve farkındalık halidir. Günlük yaşamda, farkındalık, sakin nefesler, kabul ve kendimize gösterdiğimiz şefkat gibi küçük anlarla deneyimlenir.

̇çhuzur

04/11/2025

Bu an benim hayatım değil,
hayatımda bir gün sadece.

Bazen yaşadığımız bir anı,
bütün ömrümüz sanıyoruz.
Bir duygunun, bir olayın, bir bekleyişin içinde
kayboluyoruz.

Oysa bu sadece bir gün.
Geçecek, dönüşecek,
yerini başka bir ana bırakacak.

Bunu hatırlayınca kalbim yumuşuyor.
Ne acıya direniyorum,
ne mutluluğa tutunuyorum.

Her şey geliyor,
ve gidiyor.
Ben sadece farkında kalıyorum.

Bugün,
hayatımın sadece bir günü.
Ancak her ne yaşıyorsak
her anı,
bir ömür kadar kıymetli.

Bilgelik Arayışı – Julia CameronBazı kişiler yalnızca yazar değildir hayatımda. Julia Cameron da bu kişilerden biri.Şimd...
31/10/2025

Bilgelik Arayışı – Julia Cameron

Bazı kişiler yalnızca yazar değildir hayatımda. Julia Cameron da bu kişilerden biri.
Şimdiye kadar Türkçeye çevrilmiş üç kitabını okuduğum için onu sanki yakından tanıyor gibi hissediyorum. Düşüşlerini, çıkışlarını; Tanrı anlayışını; yaratıcılıkla ilgili deneyimlerini; dostluklarını, aile bağlarını, kocalarını ve kızını… Belki de çevremdeki çoğu insanın hayatından daha fazla biliyorum onun hikâyesini.
Belki bu yüzden Bilgelik Arayışı kitabını çok sevdim.

Eğer Julia Cameron’la ilk kez bu kitapla tanışacaksan, sana farklı, hatta kimi yerlerinde zorlayıcı ya da fazla sade gelebilir.
Ama benim için derin, zamanlaması mükemmel, özgürleştirici ve kendi bilgelik yolculuğuma yumuşak bir cevap gibiydi.

Bu kitap, çok net bir şekilde, dua etmekle ilgili.
Önce Tanrı kavramını nazikçe sorgulatıyor; sonra temenni duaları, şükür duaları ve övgü dualarıyla dolu bir içsel yolculuğa çıkarıyor. Her bölüm, inancı, güveni ve teslimiyeti yeniden hatırlatıyor.
Sayfalar arasında ilerledikçe, kendini ilahi yaratıcılığın akışına tanıklık ederken buluyorsun.

Dengeyi HissetmekTaoizm’den ilham alan bir meditasyonla hayatın karmaşası içinde içsel dengeni bulabilirsin. 1. Ayağa ka...
30/10/2025

Dengeyi Hissetmek
Taoizm’den ilham alan bir meditasyonla hayatın karmaşası içinde içsel dengeni bulabilirsin.

1. Ayağa kalk.
2. Derin bir nefes al.
3. Gözlerini nazikçe kapat.
4. Sol elini, avuç içi yukarı bakacak şekilde, bel hizanda vücuduna dik ve yere paralel olacak biçimde uzat.
5. Şu anda yaşadığın kişisel zorlukları aklına getir ve onları, gözünün önünde duran bu açık elinin içine koyduğunu hayal et. Dünyasal sıkıntılara dair duygularını da oraya bırak. Görüntüleri, anıları, duyguları eklemeye devam et. Her birini ekledikçe elinin ağırlığını hissederek yavaşça aşağı doğru indiğini fark et. Kalbinin hafiflediğini hissedene kadar devam et.
6. Birkaç derin nefes al, elindeki ağırlığı hisset.
7. Şimdi sağ elini, yine bel hizanda, vücuduna dik ve yere paralel biçimde öne doğru uzat.
8. Bu elini güzel anılarla, umutlarla ve içini iyi hissettiren duygularla doldurduğunu hayal et. Bunu yaparken sol ve sağ ellerini yavaşça ve nazikçe, bir tahterevalli gibi sırayla indirip kaldır.
9. Nefesini yavaşça alıp verirken, ellerinin birbirinden bağımsız şekilde hareket etmesine izin ver. Denge değişimini hisset — hiçbir şey sabit değildir, her şey dönüşür. Bu hareketi birkaç dakika sürdür.
10. Ne zaman meditasyonun tamamlandığını hissedersen, yavaşça iki elinin avuçlarını birbirine yaklaştır ve aralarındaki enerjiyi hisset. Olumlu ve olumsuz duygularının birbirine karıştığını, sınırlarının bulanıklaştığını hayal et. Bunun yaşamın deneyimi olduğunu fark et — sürekli değişen eylemler, tepkiler ve duyguların akışı. Bu fark edişin sende yarattığı hissi gözlemle.
11. Birkaç derin nefes daha al.
12. Gözlerini yavaşça aç.
13. Dilersen bu deneyimden doğan hislerini veya “Aha!” anlarını bir deftere not et.

Bu meditasyon, Sarah Bowen tarafından Spirituality & Health web sitesinde paylaşılmıştır.

Belirsizlikte Kendini Desteklemek Hepimiz zaman zaman zor dönemlerden geçiyoruz ve kendimizi çaresiz hissedebiliyoruz.St...
27/10/2025

Belirsizlikte Kendini Desteklemek

Hepimiz zaman zaman zor dönemlerden geçiyoruz ve kendimizi çaresiz hissedebiliyoruz.
Stres ve eski duygusal tetiklemeler ortaya çıktığında, bildiğimiz öz bakım yöntemlerini uygulamak zorlaşabiliyor.
O anlarda zihnimiz çözüm üretmek isterken, kalbimiz sadece görülmek ve tutulmak istiyor, hissediyoruz.

Belki de bu zamanlar, yapmaktan çok kendimizle kalabilme zamanlarıdır.
Bir şeyleri düzeltmeye çalışmadan, sadece nefes alarak, sadece olarak …
Kendimize “Şu anda elimden gelen bu.” diyebilmek bile şefkatin en sade hâlidir.

Belirsizlikle yaşamak, kontrol etmeyi bırakıp güvenmeyi hatırlamaktır.
Her şeyin çözülmek zorunda olmadığı, bazen sadece orada olmanın yeterli olduğu anlar vardır.
Tıpkı fırtınada kök salan bir ağaç gibi, biz de içsel topraklarımızda kalabiliriz.

Ve o zaman, fark ederiz ki:
Belirsizlik bile bize kendimizi daha derinden tanıma fırsatı verir.
Dayanıklılığımız, esnekliğimiz ve kalbimizin gücü — tam da bu zamanlarda sessizce büyür.
İşte sana belirsizlik zamanlarında kullanabileceğin yedi öneri :)



Acıdan Mutluluğa – Kalbin Yolu / Prem BabaAydınlanmış üstatların kitaplarında fark ettiğim ortak bir şey var:Çoğu, onlar...
22/10/2025

Acıdan Mutluluğa – Kalbin Yolu / Prem Baba

Aydınlanmış üstatların kitaplarında fark ettiğim ortak bir şey var:
Çoğu, onların sohbetlerinden derlenmiş oluyor. Bu da kitabı okurken bana sanki bir konuşmayı dinliyormuşum hissi veriyor — bu hali çok seviyorum.

Ne bir dikte, ne bir kurgu, ne öğüt, ne de yargı var.
Sadece sorulara verilen cevaplar, saf bir sevgi ve insanı özgürleştirmeyi amaçlayan bir paylaşım…
Bu, bana harika geliyor.

Prem Baba, Brezilya’da başlayan yolculuğunu Hindistan’a taşımış bir üstat.
Spiritüelliği psikolojiyle; Doğu ile Batı arasında bir köprüyle buluşturan bir öğretmen.
Kitabında yer alan “Kalbin Yolu (Path of the Heart)”, içsel çocuğu tanımak, psikolojik kalıpları fark edip onlarla çalışmak, meditasyon ve dua gibi günlük pratiklerle yüksek bilinç haline geçmeyi destekleyen bir yaklaşım sunuyor.

Kitabın temel amacı, kişinin geçmişten gelen kalıplarıyla yüzleşip bunları dönüştürerek hem kendi yaşamında hem de çevresinde aktif bir değişim yaratabilmesi.
Çünkü ruhsal gelişim, ancak günlük hayata ve eyleme dönüştüğünde anlam kazanıyor.

Aktarımlardaki bütünsel yaklaşım hepimizin “acıdan mutluluğa” dönmemizin yolunu aydınlatıyor:
Psikoloji + meditasyon/dua + içsel masumiyet (içsel çocuk) + bilinç yükseltme birleşimiyle hem içsel derinliği hem psikolojik farkındalığı dengeliyor.

Yani “acıdan kurtulmak”, dışarıdan bir mucize beklemek yerine, kendi içindeki şartlanmaları fark edip dönüştürmekle başlıyor — bu yönüyle gerçekten özgürleştirici.

Sayfalar ilerledikçe sanki içten bir farkındalık beliriyor:
“Dönüşüyorum, öyleyse varım.”
“Ben’im, öyleyse varım.”

Benim zihnim; sevgi, şükür, mutluluk, yüksek bilinç, iyilik, karşılıksız hizmet, huzur, hakikat, maneviyat, anda var olmak, cömertlik, bilgelik, sade bir yaşam, kalbin sesini dinlemek, güven, bolluk, bereket bilinci, gözlemci olmak, sabır, anda kalmak, Yaradan ve sadelik kavramlarıyla bir olmayı seviyor.
Bu kavramlarla dolu kaynakları hayatıma solumayı önemsiyorum.
Her şey kolaylaşabilir.
Dönüşüm, anlamayı ve sürekliliği ister.
Meditasyon ya da her pratik, kararlılıkla yapıldığında seni mutlaka dönüştürür.

Düşünmekten çok yaşa.

Sevgiyle EylemDünyaya sevgiyle bakmaya ve bu sevgiyi yaşamın hareketine bırakmaya niyet et.Rahat bir şekilde otur.Omuzla...
21/10/2025

Sevgiyle Eylem
Dünyaya sevgiyle bakmaya ve bu sevgiyi yaşamın hareketine bırakmaya niyet et.
Rahat bir şekilde otur.
Omuzlarını gevşet.
Ellerini dizlerinin üstüne bırak.
Gözlerini kapat ya da bakışlarını yumuşat.
Nefesini fark et.
Her nefeste, biraz daha “şimdi”ye yerleş.
Sevgiyi fark etmek ve onu eyleme dönüştürmek için burada olduğunu hatırla.
Şimdi zihninde kendini uzaydan dünyaya bakarken hayal et.
Mavi ve beyazın iç içe geçtiği o muazzam gezegen…
Tüm canlıların, dağların, şehirlerin bir arada olduğu yaşam dolu bir küre…
Bu görüntüye yukarıdan bakarken yalnızca birlik hissini fark et. Sen bu dünyanın bir parçasısın— ve dünya da senden bir parça.
Birlik hissiyle birkaç nefes al.
Şimdi, kalbinden gelenleri özgürce hisset.
Kendine sor:
“Dünyada neyi seviyorum?”
İçinden gelen cevapları fark et.
Her biriyle kısa bir süre kal, sende yarattığı duyguyu hisset.
Aklına ne gelirse onunla ol:
İnsanların yarattıkları — müzik, dostluk, kitaplar…
Doğa — ağaçlar, dalgalar, çiçekler…
İlişkiler — çocuklar, sevdiklerinin gülüşü…
Diğer güzellikler — kahkaha, sessizlik, ay ışığı…
Sadece sevgiyle hatırla.
Şimdi zihninden geçen sevdiğin şeyler arasından birine odaklan.
İçinde korunması, beslenmesi gereken bir şey olabilir:
Ona kalbinde yer aç.
Varlığı sayesinde senin ve sevdiklerinin hayatı nasıl güzelleşiyor, bunu düşün.
Ona içinden teşekkür et.
“Senin varlığın için teşekkür ederim.
Seninle dünya daha güzel, ben daha bütünüm.”
Bu sevgiye şükret.
Kalbinde oluşan sıcaklığı fark et.
Şimdi kendine sor:
“Önemsediğim şeyleri beslemek veya korumak için bugün yapabileceğim sevgi dolu bir eylem nedir?”
Basit bir şey olsun.
Belki birini yargısızca dinlemek,
bir çiçeği sulamak,
birine teşekkür etmek…
Ya da farkındalıklayürümek, doğayı selamlamak.
Küçük bir eylem bile, sevginin somut bir ifadesidir.
Bugün bunu yap — ve yaparken farkında ol.
Son birkaç nefesini fark et.
Nefes al… bırak…
Bir iki dakika sessizce kal:
Ne için şükrediyorum?
Sevgim beni nasıl harekete geçiriyor?
İçinden bir cümleyle hatırla:
“Sevgi, farkındalığın hareket halidir.”

Address

Kısıklı Caddesi No:28 Avrupa İş Merkezi Kat:2-3 Altunizade
Istanbul
34662

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when AkademikPsikoloji posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Sevgi

Bugün 14 Şubat 2020. Önemli olan paylaşabilmek. Her şeyi. Başta belki de hissettiklerimizi, içimizde yarattığımız ancak başkalarına aktaramadığımız sevgimizi, düşüncelerimizi. Ne olursa olsun kendimiz olmak için elimize geçen her fırsatı. Dilimizde nezaket, özen oldukça yarattığımız her şey de inan o kadar keyifli. Er ya da geç anlayacağız neyin bizim için önemli olduğunu. Gel bu zamanı birlikte öne çekelim, daha farkında, daha bilinçli seçimlerimizle yaşayalım hayatı.