22/07/2025
Diego Velazquez ‘Las Meninas, 1656’ (Nedimeler, 1656)
Bu eserin kompozisyonunda aynalar ve ışık zıtlıkları kullanılarak görülme fikrinin ‘kendisi’ sorgulanır - tabloya bakanlar aynı zamanda tablodaki bakışın bir nesnesi. Ayna, bu bağlamda optik bir araç değil; temsilin kırıldığı ve gerçekliğin sarsıldığı bir eşiğe dönüşür ve böylece Velazquez, izleyicinin sabitlenebileceği bir odağı kasıtlı dağıtarak kompozisyonu parçalar - gizemin ardından şüpheyle sürükler bizleri.
Foucault, tablonun içine yerleştirilmiş tüm bakışların ‘’karşılıklı olarak birbirini yutacak gibi’’ olduğunu söyler - çakışan ama birbirine indirgenemeyen, çoklu merkez noktaları...
Resim, burada bir tür sahneleme gibi işlev görür; izleyiciyi edilgen konumundan çıkararak temsilin bir parçası haline getirmiştir; zaman ve mekân da bu kurgu içinde genişleyip çeşitli dokulara dönüştürür algıyı.
Gerçek ile temsili arasındaki çizgi silikleşmiş, kuşkuda bir yer edinmiştir artık kendisine - zaten kuşkusuz yaşamak naif bir düş gibi.
Tuba İLDEŞ