Bakirköy ÇOCUK Gelişim Merkezi

Bakirköy ÇOCUK Gelişim Merkezi Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Bakirköy ÇOCUK Gelişim Merkezi, Child Development, İstasyon Caddesi, Hallaç Hüseyin Sokak. Tatsu Pasajı, NO:4/57 Cevizlik Mahallesi Bakırköy, Istanbul.

Sevgili Aileler,Boşanma durumu ile yanıma gelen birçok ailem var. Genel olarak gördüğüm bir durum var ki; anneler çocukl...
10/11/2025

Sevgili Aileler,
Boşanma durumu ile yanıma gelen birçok ailem var. Genel olarak gördüğüm bir durum var ki; anneler çocuklarına kendi duygularını işliyorlar. Babalar ise gözlemlediğim şeylerin başında, boşanınca çocuklardan uzaklaşma oluyor.
Bazı anneler bana öyle olaylar anlatıyor ki, o anlatım bende bile yara açıyor. Bunlar yaşanmaması gereken durumlar olsa da maalesef yaşanıyor. Ama bunun vebali hep çocuğa yükleniyor. İki tarafın birbirine olan öfkesini genelde çocuk ödüyor. Bir taraf çocuğu daha daha daha içine sokuyor, diğer taraf çocuktan daha daha uzaklaşıyor.
Eş olma durumu ile ebeveyn olma durumunu lütfen birbirinden uzak tutun.

Siz evlatlarınıza iyiyi yaşatmak ile yükümlüsünüz. Kötü olanı yaşatıp, o kötü olan mevcut durumu uzatmanız çocukta travma yaratacaktır.

Peki çocuğu kötüden hep koruyacak mıyız? Tabii ki hayır!
Kötüyü de görecek, kötüyü de tanıyacak. Hayat bu.
Ama bu “kötü durum” ebeveynden kaynaklı ise, ebeveynler sonrasında bu durumu iyileştirmeye odaklanmalılar…
dahada içinden çıkmaz bir duruma sokmamalıdırlar.

NOT: Bu postta farklı bir vaka olarak anlatsam da, çocuğunu babası ile görüştürmek isteyen anneler ama babanın umrunda olmayan birçok çocuk var. Çocuk ORTAK yapılan bir şeyse, bir çocuğun sorumluluğu komple tek ebeveyne yıkılamaz!

Bazen kendini yorgun, bazen de yetersiz hissediyor…Oysa elinden gelenin en iyisini yapıyor.Sabah uykusuz kalkıyor, kahve...
08/11/2025

Bazen kendini yorgun, bazen de yetersiz hissediyor…
Oysa elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Sabah uykusuz kalkıyor, kahvesini bile soğumuş halde içiyor ama çocuğunun bir gülümsemesiyle yeniden güç buluyor.
Gün içinde yüz kere sabrını sınıyor hayat; bazen başarıyor, bazen başaramıyor.
Sonra akşam oluyor, bir iç ses başlıyor:
“Bugün yeterince iyi bir anne miydim?”
Aslında o kadar farkında değil ama…
Çocuğu için zaten her şeyin en güzelini yapıyor.
Onun gözünde süper güçleri olan biri gibi.
Sarılmasıyla güven, sesiyle huzur veriyor.
Çünkü çocuklar mükemmel anne istemiyor, gerçek anne istiyor.
Kızdığında da sarıldığında da aynı sevgiyi hissedebildikleri bir anne.
Ve o da tam olarak öyle biri.
Kendini zaman zaman sorgulasa da, unutmaması gereken bir şey var: Sevgiyle emek veren her anne zaten “yeterince iyi”dir.

İki katlı bir ev.Alt katı tamamen hazır. Hem de mutfağı, banyosu yani temel ihtiyaçlarımız alt kattadır. Fakat ikinci ka...
05/11/2025

İki katlı bir ev.
Alt katı tamamen hazır. Hem de mutfağı, banyosu yani temel ihtiyaçlarımız alt kattadır. Fakat ikinci kat hâlâ inşaat! Ustalar o kadar yavaş çalışıyor ki, siz aşağı katta yaşam kurmuşsunuz ama üst kat hâlâ yapım aşamasında. Bitmesi yıllaaaaaar alıyor.
Şimdiii
Alt katta bizim nefes alma, göz kırpma gibi temel fonksiyonlarımızın yanında aynı zamanda doğuştan gelen vurma, kaçma gibi dürtüler ve öfke, korku gibi duygular bulunuyor. 2.katımızda ise empati kurma, düşünme, hayal kurma, plan yapma, karar verme becerilerimiz bulunuyor. Bu tarz davranışları yaşamın bu yıllarında tam olarak beklemeyiz Yapım aşaması yılllaaaarrr yılllaaaar alır! Hiç mi olmaz? Tabii ki olur! Ama bizim beklentimiz gibi olmaz. Örneğin bu yaşta bir çocuk bir gün paylaşırken, diğer gün paylaşmaz. İşte bu sürecin tamamlanması tam 20 yıl sürmektedir!Bu yüzden biz 2,5–3 yaşında olan bir çocuğun sağlıklı karar vermesini, mantıklı hareket etmesini, empati kurmasını bekleyemeyiz. Çocuk bunları sürekli yapmadığından kaynaklı, ilkel davranışları gerçekleştiriyor. İlkel davranışları gerçekleştiren çocuk, “problemli çocuk” değildir.

Hatırlıyor musunuz çocuğa fazla fazla bilgi yüklemeyi eleştirmiştim bir postumda. ‘Yarış atı yetiştirmediğinizin farkına...
04/11/2025

Hatırlıyor musunuz çocuğa fazla fazla bilgi yüklemeyi eleştirmiştim bir postumda. ‘Yarış atı yetiştirmediğinizin farkına varın’ demiştim.
Ve orda bir örnek vermiştim.
“Üstün zekalı çocuklar genelde davranış problemi düşüncesi ile uzmanlara yönlendirilir. Sizce neden? Çünkü sıkılıyorlar, akranları ile o dört duvar içinde ortak noktayı bulamıyorlar” demiştim.
Burda da bu durumun tam tersinden bahsettim.
Akranlarından GERİ kalmak…
Ne kadar önemli değil mi düzeyin dengede olması?
İyisi de kötüsü de çocuğun kayıp gitmesine sebep oluyor.
Burda çocuğunuzun anaokuluna gidip gitmemesi değil olay.
Lütfen yaşına uygun bilgileri yaşına uygun zamanda verin.
Ne daha küçük yaşta bilgi yüklemesine maruz bırakın, ne de ‘aman eninde sonunda öğrenecek zaten ben sıkmayım’ düşüncesi ile tamamen boş bırakın…

Tahammülsüz ve ne yapacağını bilemeyen ebeveynlerin, sürekli sınırları zorlamak için çabalayan çocukları…Sizce bu tablo ...
01/11/2025

Tahammülsüz ve ne yapacağını bilemeyen ebeveynlerin, sürekli sınırları zorlamak için çabalayan çocukları…
Sizce bu tablo neden çok fazla?
‘Eski anneler babalar gibi olmayacağız!’ derken kendimizi hep ‘biz böyle değildik, söz dinlerdik. Bizim çocuklarımız neden böyle değil?’ diye sorguluyoruz.
‘Yaptırım’ ve ‘ceza’ farkını bir örnekle anlatalım madem;
Eskiler bizlere bir davranışı öğretmek için bizi bastırır, yok sayarlardı. Ceza verilirdi. “BU BÖYLE OLACAK!” denirdi. Sebebi anlatılmazdı, biz de ayak uydurmak zorunda kalırdık.
Modern ebeveynlik dediğimiz ise şuna döndü:
“Çocuğum tarafından cezalandırılmaktan korkuyorum!”
Sevgili ebeveynler, ceza vermek çocuğun kendisini tanımasını engelleyen, bastıran ve güvensiz hale getiren bir güçtür.
Çocuklarınıza ceza vermeyin.
Ama ‘5 dakika sonra süren bitiyor, tableti alacağım’ dediğinizde ve 5 dk sonra gerçekten tableti aldığınızda, çocuğunuz size tableti vermiyorsa onu elinden almanız onu yaralamaz, bastırmaz.
Onu güvensiz hale getirmez.
4–5 gün boyunca kararlı şekilde aynı tutumu sürdürdüğünüzde göreceksiniz ki çocuğunuz artık tableti kendisi teslim edecektir. Çünkü siz netliğinizle sınır koymayı öğretmiş olacaksınız.
‘5 dk bitti, tableti veriyorsun’ dediğinizde çocuğunuzu alıp odaya kilitlemeyin, ‘yemeğini yemezsen aç kalırsın’ demeyin. Bu tarz ifadeler çocuğu yaralar.
Lütfen ayrımı güzel bir şekilde yapın.
Ve biraz sabredin.
Siz değişimi istedikten sonra kimse size engel olamaz.
Yeter ki siz isteyin.
Değişimi gördükçe ‘iyi ki’ diyen ailelerden olun.

Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin ebeveynliğe dair fikrinin olduğu bir dönemde yaşıyoruz… Ama unuttuğumuz bir şey ...
30/10/2025

Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin ebeveynliğe dair fikrinin olduğu bir dönemde yaşıyoruz… Ama unuttuğumuz bir şey var: Her çocuk, kendi hikâyesiyle büyür.
Bir başkasının yaşadığı örnekle, kendi çocuğumuzun gelişimini kıyasladığımızda; farkında olmadan hem kendimizi hem de çocuğumuzu yıpratıyoruz.
“Biz de böyleydik, bir şey olmadı.”
“Benim çocuğum da geç konuştu.”
“Biraz büyüsün, geçer.”
gibi cümleler, aslında çocuğun ihtiyacını geciktiriyor, annenin iç sesini bastırıyor.
Her çocuk aynı hızda yürümez, konuşmaz, gelişmez.
Ama her çocuk, görülmek ve anlaşılmak ister.
Bu paylaşımlar, yargılamak için değil; farkındalık yaratmak, düşünmemizi sağlamak içindir.
Bir çocukla kurduğumuz ilişki, onun dünyayı nasıl algılayacağını belirler.
Lütfen kıyaslamayı değil, anlamayı seçelim

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her yaşta farklı şekilde kendini gösterir.Bebeklikte huzursuzluk, uy...
29/10/2025

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her yaşta farklı şekilde kendini gösterir.
Bebeklikte huzursuzluk, uyku ve yeme sorunlarıyla başlayabilir.
Küçük yaşlarda hareketlilik, sabırsızlık, düşünmeden davranma ve dikkati sürdürememe şeklinde devam eder.
Okul çağında kurallara uymakta, yönergeleri takip etmekte, arkadaş ilişkilerinde ve derse odaklanmada zorlanmalar belirginleşir.
Ergenlikte bu tablo duygusal dalgalanma, öfke patlamaları ve akademik düşüşle devam edebilir.
Yetişkinlikte ise dikkat dağınıklığı, sabırsızlık, plan yapmada zorlanma, iş ve ilişki problemleriyle kendini gösterebilir.
Her hareketli çocuk DEHB’li değildir ama belirtiler erken fark edildiğinde yaşam çok daha kolaylaşır🍀

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; kadınların, çocukların ve geleceğin özgürce var olabilmesinin temelidir.B...
28/10/2025

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; kadınların, çocukların ve geleceğin özgürce var olabilmesinin temelidir.

Bugün bizler, çocuklarımızı özgür düşünebilen, kendini ifade edebilen, güçlü bireyler olarak büyütebiliyorsak…
Kadınlar olarak mesleğimizde, emeğimizde ve hayallerimizde dimdik durabiliyorsak…
Bu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” diyerek bizlere armağan ettiği eşitlik ve özgürlük mirasındandır.

Biz, her çocuğun gelişiminde Cumhuriyet’in ışığını büyüten elleriz.
Biz, her kadının kendi ayakları üzerinde durabildiği bir ülkenin umut sesiyiz.

Ne mutlu bize ki Cumhuriyet’in çocuklarıyız!
Ne mutlu ki Cumhuriyet’in kadınlarıyız!

Yaşasın Cumhuriyet! 🇹🇷

Suadiye şubesi artık tam anlamıyla hazır😍Pazartesi-Perşembe-Cumartesi Suadiyedeyiz,Salı-Çarşamba-Cuma-Pazar Bakırköydeyi...
27/10/2025

Suadiye şubesi artık tam anlamıyla hazır😍
Pazartesi-Perşembe-Cumartesi Suadiyedeyiz,
Salı-Çarşamba-Cuma-Pazar Bakırköydeyiz…
Randevularınızı ona göre alabilirsiniz❤️
(Çalışma saatlerimiz sabah 09.00, akşam 21.00dir)

Şu seans notu aslında çağımız ebeveynliğinin en net aynalarından biri. Günümüz ebeveynleri çocuklarının özgüvenli, yarat...
26/10/2025

Şu seans notu aslında çağımız ebeveynliğinin en net aynalarından biri. Günümüz ebeveynleri çocuklarının özgüvenli, yaratıcı ve özgür bireyler olmasını isterken, sınır koyma ve kural öğretme kısmını “baskı” sanmaya başladı. Sonuç? Çocuk iki farklı dünya arasında sıkışıyor: Okulda uyulması gereken kurallar var. Evde ise her şey mübah! Bu Çocuk, bu iki sistemin arasında kayboluyor. “Okulda mecburum, evde özgürüm” derken aslında “disiplinin dışsal, özgürlüğün içsel olmadığını” öğreniyor. Yani davranışlarını içselleştirmiyor, sadece ortama göre şekil alıyor. Bu da kişisel sorumluluk gelişimini baltalıyor.
Modern ebeveynler “çocuğum üzülmesin”, “kendini kısıtlanmış hissetmesin” diye her sınırı esnetiyor. Ama çocuk, sınırları öğrenmeden öz denetim geliştiremiyor.
Bu çocuklar: Sadece “kurallar konulduğunda” düzgün davranıyor, fakat o kurallar kalktığında davranışlarını kontrol edemiyor. Yani özgürlük, özdenetimsizliğe dönüşüyor. Disiplinle ilişki kuramadığı için otoriteye değil, anlık keyif ve tepkilerine göre davranıyor.
Bu seans notu, duygusal olarak iki mesaj içerir: 1)Evde davranışımın sonucu yok.” → Çocuk, davranışın doğal sonucunu yaşamıyor.
2)Hayır demek = Sevmemek” algısı yerleşmiş. → Çünkü ebeveyn “hayır dersem zarar veririm” korkusuyla duygusal tepkilerini bastırmış. Oysa sağlıklı sınır, sevgisizlik değil rehberliktir. Kural, özgürlüğü kısıtlamaz; yön verir. Ama ebeveyn, sınır koymayı “travmatik bir deneyim” zannedince çocuk “sorumluluk” yerine “kaçış” öğreniyor.
Modern ebeveynliğin çıkmazı, “çocuğumu özgür yetiştireceğim” derken disiplinsizliğe alan açmak…. Oysa gerçek özgürlük, kendini kontrol edebilme gücüdür. Bir çocuk “yapmamam gerekiyor çünkü yanlış” diyorsa özgürdür. Ama “yapabilirim çünkü kimse kızmıyor” diyorsa, aslında kontrolsüzlüğün esiridir.
Bugünün “kuralsız özgür çocukları” yarının “düzenle çatışan yetişkinleri” olma tehlikesi taşıyor. Modern ebeveynlik anlayışı; rehberlik, sınır ve sorumluluk üçgenine geri dönmedikçe, çocuklar hep aynı cümleyi kuracak: “Okulda kurallara uyuyorum ama evde uymuyorum. Evde özgürüm.”

Şu an gece 00.23Eve yeni girdim.“Apartman sizi pijamalarla tanıdı hocam” diyerek gülen asistanım fotoğrafımı çekmiş, ben...
24/10/2025

Şu an gece 00.23
Eve yeni girdim.
“Apartman sizi pijamalarla tanıdı hocam” diyerek gülen asistanım fotoğrafımı çekmiş, bende gülüyorum. Çünkü 1 haftadır her gün akşam 8e kadar seans alıp, 8den sonra gece 12 ye 1 e kadar Suadiye şubesine gidip temizlik yapıp eşya yerleştiriyoruz.
İlkokulda kuzenim Ecem ile aynı sınıftaydık. Sınıf öğretmenim Muzaffer Hocanın anneme kurduğu bir cümle var hiç unutmam; “Ecem çok zeki. Büşra ise çalıştığı zaman başarabilen bir öğrenci”
Adam 20küsür yıl önce beni anneme anlatmış. Her şey için çok çalıştım, çabaladım. Derslerinde hep başarılı bir çocuktum, hep başarılı bir gençtim. Derste pürdikkat dersi dinleyip, köpek gibi evde de ders çalışan biriydim. İlkokulda da böyleydi üniversitede de… değişmedi. Şimdi bakıyorum, bu yaşımda bir sürü başarı elde ettim. Bu konuda mütevazi olamam. Çünkü çok emeğim var. Her konuda… üniversitede çalışırdım. Sabah 07.00de okula gider öğlen 14.00de çıkar, hemen işe geçer, işten 22.00de çıkar sabah üçe dörde kadar ders çalışır uyur diğer gün yine 07.00de kalkardım. Yıllarım böyle geçti.. iyi ki geçmiş. Çabalayanın önüne Allah her şeyi seriyor bunu sonuna kadar biliyorum. Şimdi belimde, bacaklarımda yorgunluk ağrıları, kalbimde ve iç dünyamda kocaman sevinç, heyecan, mutluluk…
Aynada gördüğüm kadını çok seviyorum. Çünkü isteyip, çabalayıp, yapamadığı hiçbir şey yok ❤️

Bir anne… “Hocam, 4 ay içinde geldiğim 8. uzman sizsiniz.” dedi.Önce anlam veremedim.Sonra anlatmaya başladı.Ben dinledi...
24/10/2025

Bir anne… “Hocam, 4 ay içinde geldiğim 8. uzman sizsiniz.” dedi.
Önce anlam veremedim.
Sonra anlatmaya başladı.
Ben dinledim, not aldım.
Dinledim, yine not aldım.
“8. kişide sizsiniz.” dediğinde kalemi elimden bıraktım ve sordum:
“Peki 4 ayda eğitim adına hiçbir şey yaptınız mı?”
Anne, sanki onu yargılamışım gibi gözlerini büyüttü:
“Hocam, kimse net bir şey söylemedi ki bana… Ben neyin eğitimine başlayayım?” dedi.
O an içim burkuldu. Çünkü aslında birçok aile aynı yoldan geçiyor.
Birinin “otizm olabilir” demesiyle başlayan süreç, diğerinin “değil” demesiyle daha da karışıyor. Bir uzman “ekran maruziyeti” diyor, diğeri “silik otizm”, bir başkası “gelişim geriliği”, “uyaran eksikliği”, “atipik otizm”, “sanal otizm” …
Her biri farklı kelimeler, farklı yorumlar ama hepsi tek bir yere çıkıyor: “ÇOCUĞUNUZ SINIRDA VE EĞİTİM ALMALI!”
Peki neden bu kadar çok kelime oyunu?
Neden “net” konuşulmuyor?
Belki de “aileyi korkutmak istemiyoruz” düşüncesiyle, belki de “tanı koyma yetkimiz yok” endişesiyle… Ama sonuçta kaybeden kim oluyor biliyor musunuz? Zaman.
Ve o zamanı geri almak mümkün değil.
Her anne baba çocuğunda ne olduğunu bilmek ister, bu çok doğal.
Ama “çocuğum ne var net bir şey söyleyin bana!” paniğiyle yola çıkmak yerine, eğitimi için yol haritası çizilmeli.
Bazen ekranı kapatmak, oyun temelli etkileşim kurmak, dili destekleyen küçük rutinler oluşturmak bile büyük fark yaratır. Ama bu fark, yalnızca kararlı bir başlangıçla olur.
Sevgili aileler, etiketleri bir kenara bırakın.
Ne dendiğinden çok, ne yapılması gerektiğine odaklanın.
Çocuğunuzun “hangi tanıya” değil, “hangi desteğe” ihtiyacı olduğunu araştırıp yola koyulun.
Çünkü bazen bir kelime değil, bir adım değiştirir her şeyi.

Address

İstasyon Caddesi, Hallaç Hüseyin Sokak. Tatsu Pasajı, NO:4/57 Cevizlik Mahallesi Bakırköy
Istanbul
34142

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Bakirköy ÇOCUK Gelişim Merkezi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram