29/11/2025
Bazı çocuklar konuşmaya erken başlar… kelimeler ardı ardına gelir, aile gururlanır, “Bizimki çok zeki!” diye sevinir. Ama sonra bir şey olur, sessizlik başlar.
Bugün anlattığım bu vakadaki çocuk da 1 yaşında bıcır bıcır konuşuyordu. Taklit ediyordu, iletişime açıktı, ismiyle seslenince koşarak dönüyordu. Ama 30. aya geldiğinde kelimeler durdu, göz teması azaldı, ismine tepki zayıfladı. Aile kaygıyla geldi çünkü çocuk artık sadece ekrana dönüyordu.
Ekran, 0–3 yaş döneminde çocuğun beynini gerçek iletişimden uzaklaştırır. Hızlı görüntü, parlak renkler, hareketli sahneler… çocuğun beynine “dış dünya gereksiz, burası daha kolay” mesajını veriyor. Bu yüzden çocuk konuşmayı durdurabiliyor, takliti kaybedebiliyor, ortak dikkat zayıflayabiliyor. Bu durum geri dönüşü olmayan bir tablo değil. Ekranı bıraktığınızda, çocuğu oyunla doyurduğunuzda, göz teması kurduğunuzda, birlikte hareket ettiğinizde, sesinizi ritimle verdiğinizde… beyin yeniden canlanmaya başlıyor. Çünkü sorun çocuğun kapasitesinde değil; maruz kaldığı uyaranda.
Ekranın “oyuncak” değil “uyaran kesici” olduğunu unutmayın.. Ve her annenin, her babanın bilmesi gereken bir gerçek var: Çocuklar sessizleşmez, çocuklar susturulur. Ve susturan şey çoğu zaman niyet değil; ekrandır.
Doğru müdahale, doğru oyun ve doğru etkileşimle bu çocuklar yeniden açılır. Yeter ki ekran kapatılsın, iletişim yeniden başlasın.