03/11/2025
Toksik ilişkiler dışarıdan bakıldığında normal görünebilir, ancak içinde yaşayan kişi için sürekli stres, kaygı, değersizlik veya yıpranmışlık hissi yaratır. Partnerinizle geçirdiğiniz zaman sizi besliyor mu, yoksa tüketiyor mu? Bu sorunun cevabı, ilişkinin sağlıklı olup olmadığını anlamanın ilk adımıdır.
📖 Psikolojide Bağlanma Teorisi (John Bowlby) ilişkilerdeki bağların kökenini açıklayan önemli bir yaklaşım. Çocuklukta bakım verenlerle kurulan bağlanma biçimi, yetişkin ilişkilerinde tekrar edebilir. Kaygılı bağlanmada kişi sürekli onay bekler, terk edilme korkusu yaşar. Kaçınan bağlanmada ise fazla mesafe ve duygusal uzaklık vardır. Toksik ilişkilerde bu bağlanma biçimleri birbirini tetikleyerek “dram döngüsü” oluşturabilir.
🧠 Nörobiyoloji açısından, aşk ve bağlanmada dopamin (ödül) ve oksitosin (yakınlık) hormonları önemli rol oynar. Toksik bağlarda, beyin bazen zararlı deneyimleri bile “ödül” olarak kodlayabilir çünkü kısa vadeli bağlanma hissi, uzun vadeli zararların önüne geçer. Bu durum, madde bağımlılığına benzer şekilde beynin ödül devrelerini aktif tutar.
💬 “Alışkanlık mı, aşk mı?” sorusunun yanıtı için şu ölçüt işe yarar: İlişki size güven, huzur ve gelişim sağlıyorsa sağlıklıdır; sürekli kaygı, yetersizlik ve tükenmişlik hissettiriyorsa bağımlılık veya toksik bağ olabilir. Sağlıklı bağ güçlendirir; toksik bağ tüketir.
🌱 Çıkış süreci farkındalıkla başlar. İlişkideki dinamikleri net görmek, kişisel sınırlar koymak ve gerekirse terapi desteği almak, bu döngüden kurtulmanın en etkili yollarındandır. Sağlıklı bir ilişki, iki tarafın da bireysel değerini koruduğu ve geliştirdiği ilişkidir.