03/05/2025
Dün, Sağlık Bakanlığı onaylı “Estetik ve Kozmetik Uygulamalar Sertifikam” elime ulaştı.
Bir tıp fakültesi mezununun böyle bir sertifikayı almak zorunda kalması, ülkemizin köklü tıp fakültelerinin eğitimini göz ardı eden bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir kanaatimce.
Yaklaşık 8 yıldır medikal estetik uygulamaları yapan bir doktor olarak bu işi zaten güvenle yapıyordum, ama artık bu sertifikayla hem denetimlerde sorun yaşamayacağız hem de işimizi daha rahat sürdüreceğiz. Sürece katkı sağlayanlara teşekkür ederim.
Ancak bu sertifika süreci, sadece bireysel bir kazanım değil; aslında ülkemizde uzun süredir süregelen bir mevzuat karmaşasının da yansımasıdır. Dermatoloji ve plastik cerrahi derneklerinin, medikal estetik uygulamaların yalnızca bu iki uzmanlık alanına ait olması gerektiği yönündeki kamuoyu oluşturma çabaları, geçmişte devlet politikalarına da yansımış ve birçok hekimin mağduriyet yaşamasına neden olmuştur. Bu karmaşaya rağmen birçok meslektaşım gibi ben de sertifikamı alarak bu belirsizlik ortamının bir nebze azalmasına katkı sağladım. Bu nedenle kendimi şanslı hissediyorum. Ancak hâlâ bu belgeye erişememiş hekim arkadaşlarım adına üzgünüm. Umuyorum ki yakın zamanda isteyen her hekim bu eğitimi alabilir ve uygulamaları etik, bilimsel temelde yapabilir hale gelir.
Asıl konuşulması gereken konu, bu işlemleri hangi hekim yapabilirden ziyade; hekim olmayan kuaför, estetisyen vb. kişilerin denetimsiz ve sağlığı tehdit eden “merdiven altı” uygulamalarıdır. Sağlık açısından ciddi riskler barındıran kaçak botoks, dolgu, mezoterapi ürünlerinin ticaretinin engellenmesi ve bu ürünleri kullananlara en ağır yaptırımların uygulanması gerektiğine inanıyorum.
Umarım herkesin beklentilerinin karşılandığı, daha sağlıklı ve adil yarınlar hepimizin olur.
Sağlıkla kalın.
Dr. Ali Kılıç
̇