Neva Sağlık Yolu

Neva Sağlık Yolu Alternatif ve holistik sağlık alanında en doğal ürünleri sunarak, sağlıklı yaşamınızı desteklemek için buradayız!

05/11/2025

Curcumin (Kurkumin), zerdeçal bitkisinin ana aktif bileşeni olup, ona sarı rengini veren doğal bir maddedir. Bilimsel araştırmalar ve geleneksel kullanım, kurkuminin pek çok sağlık faydası olduğunu göstermektedir.
​İşte kurkuminin başlıca faydaları ve ne işe yaradığı:
​🔥 Güçlü Anti-inflamatuar (İltihap Önleyici) Etki: Kurkuminin en bilinen özelliği, vücuttaki kronik iltihaplanmayı (inflamasyonu) azaltmaya yardımcı olmasıdır. Kronik iltihaplanma, kalp hastalıkları, diyabet, artrit (eklem iltihabı) ve bazı kanser türleri gibi birçok hastalığın temel nedenlerinden biri olarak görülmektedir.
​🛡️ Güçlü Antioksidan Etki: Vücutta serbest radikalleri nötralize ederek hücreleri oksidatif stresten korur. Bu sayede yaşlanma sürecini yavaşlatmaya ve hastalıklara karşı koruyucu etki göstermeye destek olabilir.
​🧠 Beyin Sağlığını Destekleme: Beyin fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların riskini azaltmada potansiyel gösterebilir. Hafızayı ve dikkati geliştirmeye de katkıda bulunabilir.
​❤️ Kalp Sağlığını Koruma: Damar fonksiyonlarını iyileştirerek kalp krizi ve yüksek tansiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Aynı zamanda kolesterol seviyelerini dengelemeye de destek olabilir.
​🦠 Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: Bağışıklık sistemini destekleyerek vücudun enfeksiyonlara karşı direncini artırabilir.
​🍽️ Sindirim Sistemini Düzenleme: Gaz, şişkinlik ve hazımsızlık gibi sindirim sistemi sorunlarına iyi gelebilir ve bağırsak sağlığını destekleyebilir.
​🩸 Kan Şekerini Dengeleme: Kan şekeri seviyelerini dengelemeye yardımcı olarak diyabet riskini azaltmaya veya yönetimine destek olabilir.
​Önemli Not: Kurkuminin vücut tarafından emilimi düşüktür. Bu nedenle, faydalarından daha iyi yararlanmak için genellikle karabiberde bulunan piperin maddesi ile birlikte tüketilmesi veya takviye olarak kullanılması önerilir.
​Kurkumin takviyesi kullanmadan önce veya herhangi bir sağlık sorunu için kullanmayı düşünüyorsanız, mutlaka bir doktora veya uzmana danışmanız en doğrusudur.
​Başka bir sağlık bileşeni veya faydası hakkında bilgi almak ister misiniz?

25/10/2025

Parazit kıl kurdu varsa tüm ailede aynı sorun vardır
Bay hekim bitkisel ürünlerimizle iyileştiriyoruz

23/10/2025

🚨 *DİKKAT! BU YAĞ, SAÇLARDA MUCİZE ETKİSİ YARATIYOR!*
💥 *BayHekim Saç Bakım Yağı* – 12 EFSANE yağın birleşimiyle
✨ *SAÇ DÖKÜLMESİNE ELVEDA, IŞILTILI GÜR SAÇLARA MERHABA!*

💫 *Keratin destekli süper formül*
➡ Sadece 1. kullanımdan itibaren FARKI hissedeceksin!
➡ Yıpranmış, cansız, dökülen saçlar artık TARİH OLDU!
➡ Kırık mı? Matlık mı? Dökülme mi?
Bu ürün ONLARA GEÇİT VERMEZ! ❌

🌿 Argan yağı, Hint yağı, Sarımsak yağı, Jojoba, Üzüm çekirdeği, Çörek otu...
*Doğanın tüm şifası bu şişede!*

⚡ *Saçlar güçlenir, uzar, parlar, kalınlaşır!*
💁🏻‍♀️ Kuaföre gitmeden bile kuaför dokunuşu!

📢 *Sadece kullananlar bilir: O saçlar eskiden senin miydi diye soracaklar!*

🎯 Şimdi al, 1 haftada farkı aynada gör

19/10/2025

Evet, sürekli aşırı şeker isteği duymak ve iştah kontrolünde zorlanmak gibi durumlar, bağırsaklardaki Candida mantarının aşırı çoğalmasıyla ilişkilendirilen yaygın belirtiler arasındadır.
​İşte bu ilişkinin temel nedenleri:
​Candida ve Şeker İsteği Arasındaki İlişki
​1. Candida'nın Besin Kaynağı: Şeker
​Candida Albicans doğal olarak bağırsak florasında bulunan bir maya hücresidir, ancak bazı durumlarda (antibiyotik kullanımı, zayıf bağışıklık, yüksek şekerli beslenme gibi) kontrolsüzce çoğalarak mantar formuna dönüşebilir ve sorunlara yol açabilir.
​Candida mantarının gelişmek, çoğalmak ve kolonilerini genişletmek için en çok ihtiyaç duyduğu besin kaynağı şekerdir (basit şekerler ve rafine karbonhidratlar).
​Mantarlar, hayatta kalmak için şekere ihtiyaç duyduklarından, vücudunuza bu besini almanız için bir sinyal göndererek sizde aşırı tatlı ve karbonhidrat yeme isteği yaratabilirler. Bu durum, mantarın kendisini beslemek için vücudu yönlendirmesi olarak açıklanır.
​2. İştah Kontrolü ve Toksinler
​Candida mantarının aşırı çoğalması bağırsak florasındaki dengeyi bozar ve sindirim sistemi sorunlarına (şişkinlik, gaz, kabızlık/ishal) yol açabilir.
​Aynı zamanda, mantarın ürettiği toksinler genel sağlık ve enerji seviyesi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Kronik yorgunluk ve düşük enerji de görülebilir.
​Bağırsak sağlığının bozulması ve mantarın yol açtığı kimyasal dengesizlikler, iştah düzenleyici hormonları ve dolayısıyla iştah kontrolünü olumsuz etkileyebilir.
​Çözüm Yolu Olarak Candida Diyeti
​Bu durumdan şüphelenilen vakalarda uygulanan Candida Diyeti, temelde mantarı "aç bırakmayı" hedefler. Bu diyette;
​Şekerli gıdalar ve basit karbonhidratlar (beyaz un, pirinç, makarna) beslenmeden çıkarılır.
​Yağsız proteinler, sağlıklı yağlar, nişastalı olmayan sebzeler ve probiyotik ağırlıklı beslenmeye odaklanılır.
​Bu diyetin sonunda, şeker ve nişastalı besinlere olan isteğin azaldığı, hatta tamamen ortadan kalktığı gözlemlenebilmektedir.
​Önemli Not: Yaşadığınız belirtilerin kaynağını kesin olarak anlamak ve uygun bir tedavi planı oluşturmak için mutlaka bir doktora veya diyetisyene başvurmanız önemlidir. Bu tür teşhis ve tedavi yöntemleri profesyonel tıbbi göz

19/10/2025

Evet, son yıllardaki bilimsel araştırmalar, psikolojik sorunlarınızın nedeninin tamamen değilse bile, bir kısmının bağırsaklarınızla yakından ilişkili olabileceğini gösteriyor.
​Bu ilişki, "ikinci beyin" olarak da adlandırılan bağırsaklarınız ile beyniniz arasındaki çift yönlü iletişim sistemi olan Bağırsak-Beyin Ekseni (Gut-Brain Axis) üzerinden gerçekleşir.
​Bağırsak-Beyin Ekseni ve Psikolojik Sağlık
​Bağırsaklarınızdaki denge (mikrobiyota) ve sağlığınız, ruh halinizi, bilişsel işlevlerinizi ve hatta davranışlarınızı etkileyebilir:
​1. Nörotransmitter Üretimi
​Mutluluk Hormonu: Serotonin gibi mutluluk hormonu olarak bilinen nörotransmitterlerin yaklaşık %90'ı bağırsaklarda üretilir.
​Dengesizlik: Bağırsak florasındaki dengesizlik (disbiyozis), bu nörotransmitterlerin üretimini azaltabilir. Düşük serotonin seviyeleri ise depresyon ve anksiyete riskini artırabilir.
​2. İltihaplanma ve Beyin Sinyalleri
​Enflamasyon: Bağırsak mikrobiyotasındaki zararlı bakterilerin artması, vücutta iltihaplanmaya yol açabilir. Bu iltihaplanma sinyalleri kan-beyin bariyerini aşarak beyni olumsuz etkileyebilir.
​Beyin Sisi: Bağırsak sağlığının bozulması, beyne giden sinir sinyallerini etkileyerek "beyin sisi" adı verilen; konsantrasyon eksikliği, zihinsel yorgunluk ve hatırlama güçlüğü gibi bilişsel sorunlara yol açabilir.
​3. Vagus Siniri ve İletişim
​Bağırsak ve beyin arasındaki sinirsel iletişimin ana taşıyıcısı Vagus siniridir. Bağırsaklardan beyne sürekli olarak bilgi taşınır ve bu akışın bozulması psikolojik semptomların ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.
​Bağırsaklarla İlişkilendirilen Psikolojik ve Nöropsikiyatrik Sorunlar
​Bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlik (disbiyozis) ile ilişkilendirilen durumlar arasında şunlar bulunmaktadır:
​Depresyon ve Anksiyete: En sık görülen ve bağırsak sağlığı ile güçlü bir ilişkisi olan psikolojik sorunlardır.
​İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS): Bu durumun kökeninde sıklıkla bağırsak ile beyin arasındaki iletişimin bozulması yatar.
​Bilişsel İşlev Bozuklukları: Hafıza kaybı ve odaklanma güçlüğü gibi durumlar.
​Otizm Spektrum Bozukluğu: Araştırmalar, bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizliklerin otizm belirtilerini artırabileceğini gösterm

19/10/2025

Sağlıklı beslenmenize rağmen kendinizi sürekli hasta ve halsiz hissetmeniz oldukça can sıkıcı ve yaygın karşılaşılan bir durumdur. Beslenme, sağlık mozaiğinin yalnızca bir parçasıdır. Bu durumun altında yatan pek çok farklı neden olabilir.
​ÖNEMLİ NOT: Sürekli devam eden halsizlik, yorgunluk ve hastalık hissi altta yatan ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Kesinlikle bir doktora başvurarak gerekli testleri yaptırmanız ve doğru teşhisi almanız en önemli adımdır.
​İşte sağlıklı beslenmeye rağmen halsizlik ve hastalık hissine yol açabilecek yaygın nedenler:
​Yaşam Tarzı ve Çevresel Faktörler
​Beslenme dışında günlük alışkanlıklarınız ve çevresel faktörler enerji seviyenizi ve bağışıklık sisteminizi önemli ölçüde etkiler.
​Yetersiz ve Kalitesiz Uyku: Vücudun kendini onarması ve enerji toplaması için yeterli ve kaliteli uyku şarttır. Düzensiz veya yetersiz uyku (uyku apnesi gibi bozukluklar dahil) en yaygın halsizlik nedenlerindendir.
​Yüksek Stres ve Psikolojik Durumlar: Kronik stres, kaygı, depresyon gibi psikolojik sorunlar vücudun enerji kaynaklarını tüketir ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Stres, sağlıklı beslenmenin faydalarını dahi gölgede bırakabilir.
​Hareketsizlik veya Aşırı Egzersiz: Fiziksel aktivite eksikliği (hareketsiz yaşam tarzı) enerji düşüklüğüne neden olabilir. Öte yandan, vücudun toparlanmasına izin vermeyecek kadar aşırı fiziksel yorgunluk ve antrenman da halsizliğe yol açar.
​Dehidrasyon (Yetersiz Sıvı Alımı): Gün içinde yeterince su içmemek vücut dengesini bozar ve halsizliğe neden olabilir.
​Mevsimsel Geçişler: Mevsim değişiklikleri ve keskin sıcaklık değişimleri bazı kişilerde geçici yorgunluk ve halsizliğe yol açabilir.
​Beslenmeye Bağlı Gizli Sorunlar
​"Sağlıklı" beslenmeniz bile, vücudunuzun tam olarak ihtiyaç duyduğu şeyleri alamadığı anlamına gelebilir.
​Gizli Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: "Sağlıklı" yemenize rağmen, bazı önemli vitamin ve minerallerin alımında veya emiliminde eksiklik olabilir. Özellikle:
​B12 Vitamini (Anemiye neden olabilir.)
​D Vitamini
​Demir (Kansızlık/Anemi en önemli halsizlik nedenlerindendir.)
​Folik Asit
​Magnezyum
​Gıda Hassasiyetleri/İntoleransları: Çölyak hastalığı gibi ciddi emilim boz

19/10/2025

Sürekli mide yanması şikayetinizin doğrudan bağırsaklarınızdan kaynaklanması pek olası olmasa da, sindirim sisteminin birbiriyle bağlantılı olması nedeniyle dolaylı bir ilişki olabilir.
​Mide yanmasının (tıbbi adıyla pirozis) ana nedeni genellikle mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır (Gastroözofageal Reflü Hastalığı - GÖRH). Ancak bağırsakları etkileyen bazı durumlar da mide yanması şikayetine neden olabilir veya eşlik edebilir.
​İşte bağırsaklarla ilişkili olabilecek bazı durumlar:
​Mide Yanması ve Bağırsak İlişkisi Olasılıkları
​1. İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS)
​İBS (Huzursuz Bağırsak Sendromu), kalın bağırsağı etkileyen yaygın bir hastalıktır.
​İBS'li hastaların birçoğunda sadece bağırsak şikayetleri (karın ağrısı, şişkinlik, ishal veya kabızlık) değil, aynı zamanda mide ve yemek borusu şikayetleri de görülebilir.
​Mide yanması ve hazımsızlık (dispepsi) gibi belirtiler, İBS'nin eşlik eden semptomları arasında sayılabilir.
​2. Bağırsak Reflüsü (Safra Reflüsü)
​Bu durum, onikiparmak bağırsağındaki (ince bağırsağın ilk kısmı) içeriğin (safra gibi) mideye geri dönmesiyle oluşur.
​Geri dönen safra mide mukozasını tahriş ederek gastrite ve buna bağlı mide yanması (mide ekşimesi) hissine neden olabilir.
​3. Peptik Ülserler
​Peptik ülserler, mide veya onikiparmak bağırsağının (ince bağırsağın başlangıcı) iç yüzeyinde oluşan yaralardır.
​Bu ülserler, genellikle H. pylori bakterisi veya bazı ilaçlar nedeniyle meydana gelir ve mide yanması, ağrı, ekşime gibi hazımsızlık (dispepsi) belirtilerine yol açar. Onikiparmak bağırsağı ülserleri, mide yanması hissine katkıda bulunabilir.
​Önemli Not
​Sürekli devam eden mide yanması genellikle reflü, gastrit veya mide ülseri gibi mideye özgü nedenlerden kaynaklanır. Ancak bahsettiğimiz gibi, bazı bağırsak hastalıkları (İBS, onikiparmak bağırsağı ülseri) da bu şikayete eşlik edebilir veya dolaylı olarak sebep olabilir.
​Bu nedenle, sürekli veya şiddetli mide yanması şikayetiniz varsa, altta yatan nedeni belirlemek ve doğru tedaviyi almak için mutlaka bir Gastroenteroloji uzmanına başvurmalısınız.

19/10/2025

Udi Hindi (Öd Ağacı) yağı, geleneksel olarak ve modern fitoterapi uygulamalarında egzama gibi çeşitli cilt sorunlarını hafifletmek için kullanılan bir bitkisel üründür. Yağın egzama üzerindeki olumlu etkileri, sahip olduğu bazı temel özelliklere dayanır:
​Udi Hindi Yağının Egzama Üzerindeki Potansiyel Faydaları
​Udi Hindi yağının egzama semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilecek temel özellikleri şunlardır:
​Anti-inflamatuar (İltihap Önleyici) Etki: Egzama, ciltte iltihaplanma, kızarıklık ve tahriş ile karakterize bir durumdur. Udi Hindi yağı, anti-inflamatuar bileşenler içerdiği için bu iltihaplanmayı ve buna bağlı kızarıklık ve tahrişi azaltmaya yardımcı olabilir.
​Antimikrobiyal ve Antibakteriyel Etki: Egzamalı cilt, kaşınma ve bariyerin bozulması nedeniyle enfeksiyonlara daha yatkın olabilir. Udi Hindi yağı, antiseptik ve antibakteriyel özelliklere sahiptir ve bu sayede ciltteki bakteri ve mikropların temizlenmesine, enfeksiyon riskinin azaltılmasına destek olabilir.
​Cilt Yenileyici ve Yatıştırıcı Etki: Yağ, ciltteki tahriş ve kızarıklığı giderme ve cildi yatıştırma özelliğine sahiptir. Ayrıca cildin yenilenme sürecini destekleyerek egzama gibi deri rahatsızlıklarının iyileşmesinde etkili olabilir.
​Nemlendirici Etki: Egzamada cilt bariyeri zayıflar ve nem kaybı artar. Udi Hindi yağı, cildin nem dengesini sağlamaya yardımcı olarak kuruluğu azaltır, bu da egzamanın neden olduğu kaşıntı ve gerginlik hissini hafifletebilir.
​Bu faydalar, yağa atfedilen genel özellikler olup, bazı uzmanlar tarafından sedef ve egzama gibi cilt hastalıklarının belirtilerini hafifletmede destekleyici olabileceği belirtilmektedir. Hatta bazı tavsiyelerde, egzama için Udi Hindi yağı ve zeytinyağı karışımının kullanılması önerilmektedir.
​Önemli Not
​Egzama gibi kronik bir cilt rahatsızlığı için doğal bir ürünü kullanmaya başlamadan önce daima bir uzmana (dermatolog) danışmak önemlidir. Udi Hindi yağı, ana tedavinin yerine geçmekten ziyade, doktorunuzun onayıyla tedaviye ek olarak bir destekleyici ürün olarak kullanılabilir. Kullanmadan önce cildinizin küçük bir alanında alerji testi yapmanız tavsiye edilir.

19/10/2025

Candida Mantarı Tükürük Testi: Nasıl Yapılır ve Güvenilirliği
​Candida mantarı tükürük testi, yaygın olarak bilinen ve kişilerin evde kendi kendine uygulayabildiği basit bir test yöntemidir. Ancak, bu testin bilimsel olarak kesin bir tanı yöntemi olmadığını ve sonuçlarının bir doktor tarafından doğrulanması gerektiğini bilmek önemlidir.
​Tükürük Testi Nasıl Yapılır?
​Bu test genellikle sabah aç karnına, ağız hijyeni yapılmadan önce gerçekleştirilir.
​Hazırlık: Gece boyunca hiçbir şey yiyip içmeyin. Sabah kalkar kalkmaz dişlerinizi fırçalamayın veya gargara yapmayın.
​Uygulama: Şeffaf bir cam bardağın dörtte üçünü içme suyu ile doldurun.
​Tükürme: Sabah ilk tükürüğünüzü (tamamen ağız dolusu olmasına gerek yoktur) yavaşça su dolu bardağa bırakın.
​Gözlem: Tükürüğü yaklaşık 15 dakika boyunca izleyin.
​Sonuçların Yorumlanması
​Gözlemlenen duruma göre olası sonuçlar şunlardır:
​Sağlıklı Durum (Negatif): Tükürük, suyun yüzeyinde kalır ve su berrak görünür.
​Candida Şüphesi (Pozitif): 15 dakika içinde aşağıdaki durumlardan biri veya birkaçı görülüyorsa, Candida mantarının bağırsak florasını bozmuş olma ihtimali düşünülür:
​Tükürükten aşağıya doğru saçak, tel veya ipliksi yapılar iniyorsa.
​Tükürük dibine çöküyorsa.
​Su, bulanıklaşıyorsa veya "kar yağmış" gibi görünüp içinde yüzen partiküller oluşuyorsa.
​Güvenilirlik Hakkında Önemli Bilgi
​Tükürük testi, bilimsel olarak güvenilirliği kanıtlanmış bir tanı yöntemi değildir. Bu testin sonuçları, çeşitli hata kaynaklarından (susuzluk, kullanılan ilaçlar, diğer enfeksiyonlar vb.) etkilenebilir ve yalnızca yaklaşık %60 oranında doğruluk sağladığı belirtilmiştir.
​Önemli:
​Bu test, size yalnızca bir yol gösterici olabilir ve vücudunuzdaki Candida artışına dair bir ipucu verebilir.
​Kesin ve doğru bir tanı için mutlaka bir sağlık uzmanına başvurmanız gerekir.
​Kesin Tanı İçin Kullanılan Yöntemler
​Candida mantarının varlığını ve türünü kesin olarak belirlemek için tıbbi laboratuvarlarda yapılan daha güvenilir testler şunlardır:
​Kan Testleri (Antikor testleri, LTT Candida testi)
​Dışkı (Gaita) Analizi (Mantar kültürü)
​İdrar Testleri
​Vajinal veya Oral Sürüntü Örnekleri
​Eğer tükürük testiniz pozitif çıktıysa ve Candida enfeks

19/10/2025

Kaliteli ve yeterli uykunun bağırsak sağlığına ve florasına birçok önemli faydası bulunmaktadır. Bu ilişki, Bağırsak-Beyin Ekseni adı verilen karmaşık bir iletişim ağı üzerinden çalışır.
​Kaliteli Uykunun Bağırsak Sağlığına Başlıca Faydaları
​1. Bağırsak Florasının Dengelenmesine Yardımcı Olur
​Mikrobiyota Çeşitliliği: Kaliteli ve düzenli uyku, bağırsaklardaki iyi ve kötü bakteri dengesini (mikrobiyota) destekler. Düzensiz uyku alışkanlıkları ve uykusuzluk, bağırsak florasının bozulmasına yol açabilir ve bu da iltihaplanma riskini artırabilir.
​Onarım ve Yenilenme: Uyku, vücudun kendini yenileme ve onarma sürecidir. Bu süreçte bağırsaklarınız da dahil olmak üzere sindirim sistemi dinlenir ve ertesi gün için hazırlanır.
​2. İltihaplanmayı Azaltır
​Enflamatuar Hastalık Riski: Uykusuzluk ve uyku bozuklukları, bağırsaklarda iltihap artışına neden olabilir. Özellikle Ülseratif Kolit ve Crohn gibi iltihabi bağırsak hastalığı (İBH) olan kişilerde, uykusuzluk dönemlerinde bağırsak şikayetleri artabilir. Yeterli uyku, bu iltihabi süreçleri yönetmeye yardımcı olur.
​3. Stres ve Sindirim Hormonlarını Düzenler
​Serotonin Üretimi: "Mutluluk hormonu" olarak bilinen serotoninin büyük bir kısmı (yaklaşık %90'ı) bağırsaklarda üretilir. Serotonin, hem ruh halini hem de uyku kalitesini doğrudan etkileyen bir hormondur. Kaliteli uyku, bu hormonun dengeli bir şekilde üretilmesine dolaylı olarak katkıda bulunur.
​Stres Hormonları: Uykusuzluk, stres hormonlarının (kortizol gibi) fazla salgılanmasına neden olabilir, bu da mide asidinde artışa, kramp ve ağrıya yol açabilir. Kaliteli uyku, stres hormonlarını düşürerek sindirim sistemini rahatlatır.
​Gastrointestinal İşlev: Genel olarak, "Rahat bir sindirim rahat bir uyku getirir, rahat bir uyku da rahat bir sindirim işlevine neden olur" şeklinde bir döngü mevcuttur.
​4. Sindirim Sistemi Şikayetlerini Hafifletir
​İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS): İBS hastaları sıklıkla uyku bozukluklarından şikayet ederler. Düzenli uyku, İBS ile ilişkili karın ağrısı, gaz ve diğer rahatsızlıkların şiddetini azaltmada destekleyici bir rol oynayabilir.
​Bağırsak Sağlığını Desteklemek İçin Uyku İpuçları
​Bağırsak sağlığınızı desteklemek için gecelik ortalama

19/10/2025

Bağırsak bariyerinin bozulması, tıbbi olarak Artmış Bağırsak Geçirgenliği veya halk arasında "Sızdıran Bağırsak Sendromu" olarak adlandırılan bir duruma yol açar.
​Bu durum, bağırsak duvarındaki sıkı bağlantıların (bariyerin) gevşemesi veya hasar görmesi anlamına gelir. Normalde bu bariyer, sadece sindirilmiş besinlerin ve suyun kana geçmesine izin verirken, zararlı maddeleri, sindirilmemiş gıda parçacıklarını ve toksinleri bağırsak içinde tutar.
​Bağırsak bariyeri bozulduğunda, istenmeyen maddeler kan dolaşımına sızar. Bu durum, vücutta geniş çaplı sorunlara yol açabilir:
​1. İltihaplanma ve Bağışıklık Sistemi Tepkisi
​Kana sızan yabancı maddeler, iltihaplanmaya neden olur ve bağışıklık sistemini alarma geçirir. Bağışıklık sistemi, tanımadığı bu maddelere karşı bir saldırı başlatır. Kronikleşen bu iltihaplanma ve sürekli uyarılmış bağışıklık sistemi, zamanla çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir:
​Sistemik İltihaplanma: Vücudun farklı bölgelerinde yaygın iltihaplanma.
​Otoimmün Bozukluklar: Bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmaya başlamasıyla ilişkili olabilecek romatoid artrit, çölyak hastalığı, haşimato tiroiditi gibi durumlar. (Bu bağlantılar hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.)
​Bağışıklık Zayıflığı: Bağışıklık sistemi sürekli savaş halinde olduğu için yorulabilir ve sık enfeksiyonlara yatkınlık oluşabilir.
​2. Sindirim Sistemi Belirtileri
​Sızdıran bağırsak sendromunun en belirgin semptom kümesi sindirim sistemiyle ilgilidir:
​Şişkinlik ve Gaz
​Kronik İshal veya Kabızlık
​Karın Ağrısı ve Rahatsızlığı
​Gıda Hassasiyetleri ve İntoleransları
​3. Genel Vücut Belirtileri
​Artan bağırsak geçirgenliği, sindirim sistemi dışındaki alanlarda da belirtilere neden olabilir:
​Kronik Yorgunluk ve Halsizlik: Vücudun sürekli iltihaplanma ile mücadele etmesi ve besin emilimindeki sorunlar buna katkıda bulunabilir.
​Eklem Ağrısı: Bağırsaklardaki iltihaplanmanın eklemlere yansıması.
​Cilt Sorunları: Akne, egzama, ürtiker (kurdeşen) ve döküntüler gibi cilt problemleri.
​Nörolojik Belirtiler: Baş ağrısı (migren dahil), konsantrasyon bozukluğu ve "beyin sisi" (zihinsel bulanıklık).
​Besin Eksiklikleri: Bağırsak duvarındaki hasar, besin maddelerin

12/10/2025

YOUT:Yenilebilir diş macunu (genellikle yutulabilir diş macunu olarak da anılır), özellikle küçük çocuklar ve bebekler için tasarlanmış, yutulması durumunda zararlı olmayan içeriklere sahip diş macunudur.
​Bu macunlar, diş fırçalamayı yeni öğrenen ve macunu tükürme becerisi henüz gelişmemiş olan bebekler ve çocukların güvenliği için üretilir.
​Genel Özellikleri
​Yutulabilir diş macunlarının başlıca özellikleri şunlardır:
​Florürsüz Formül: Yutulabilir macunların çoğu, yüksek miktarda florürün yutulması durumunda sağlık sorunlarına yol açabileceği endişesiyle florür içermez. (Bazı markaların, kontrollü miktarda florür içeren yutulabilir formülleri de bulunabilir, ancak bebekler için olanlar genellikle florürsüzdür).
​Doğal İçerikler: Genellikle doğal ve bitkisel içeriklerle, doğal minerallerle veya ksilitol gibi doğal tatlandırıcılarla zenginleştirilmiştir.
​Zararlı Kimyasal İçermez: SLS, SLES, paraben, yapay renklendirici ve koruyucu gibi potansiyel olarak zararlı kimyasalları içermezler.
​Güvenli Tatlandırıcılar: Diş fırçalama alışkanlığını sevdirmek için çoğunlukla meyve (muz, elma, ahududu, çilek) veya bitki (papatya, ıhlamur) özleri gibi doğal aromalar ve ksilitol içerirler.
​Piyasada Bulunan Bazı Marka ve Çeşitler
​Piyasada bu tür ürünler sunan birçok marka bulunmaktadır. Örnek olarak bazı markalar ve ürün çeşitleri şunlardır:
​R.O.C.S. Baby / Kids: Genellikle 0-3 yaş, 3-7 yaş gibi yaş aralıklarına özel, florürsüz ve yutulabilir formüller sunar (Örn: Ihlamur Özlü, Papatya Özlü, Elma Püresi Tadında).
​Smileyes / Glimo: Bebekler ve çocuklar için florürsüz, yutulabilir ve farklı yaş gruplarına özel (0-3 yaş, 3-6 yaş, 6-10 yaş) meyve aromalı veya propolisli/probiyotikli seçenekleri bulunur.
​Pelinka / Olivera: Yetişkinler için de yenilebilir (yutulabilir) olarak pazarlanan, doğal içeriklere (Hindistan cevizi yağı, bentonit kili, nar kabuğu ekstresi vb.) sahip çeşitleri bulunmaktadır.
​Siveno / Babyton / Töpfer: Organik ve doğal içerikli, florürsüz yutulabilir bebek ve çocuk diş macunu seçenekleri mevcuttur.
​Eğer bir bebek ya da çocuk için ürün arıyorsanız, macunun yaş aralığına uygun olduğundan ve florür içeriği ile ilgili ebeveyn olarak tercihlerinize uyduğun

Address

Istanbul
34000

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Neva Sağlık Yolu posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Neva Sağlık Yolu:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram