19/11/2025
Bu sahnede danışanın anlattıkları, ilişkilerde sık gördüğümüz ‘kaçınmacı bağlanma’ dinamiğine güçlü bir örnek oluşturuyor.
İlgi çok hızlı başlıyor, tutku yoğun yaşanıyor… fakat ilk heyecan sönmeye başladığında kişi kendini geri çeker. Yakınlık arttıkça huzursuzluk, hatta boğulma hissi ortaya çıkar. Duygusal ihtiyaçlar, ‘yük’ gibi algılanmaya başlar. Ve sonunda ilişki, büyük bir şey yaşanmadan yavaşça tüketilir.
Bu aslında ‘sevememek’ değil; duygusal yakınlığa karşı gelişmiş bir savunma mekanizmasıdır.
Genellikle çocuklukta, güvensiz bir ortamda geliştirilen bu model, yetişkinlikte kişi farkında olmadan ilişkilerinin tamamına yayılır. Karşı taraf “Neden bir anda uzaklaştı?” diye anlamlandırmaya çalışırken, kaçınmacı birey kendi içinde ‘yorulma, sıkılma, tükenme’ gibi hislerle boğuşur.
Fakat unutulmamalı ki bu bir karakter özelliği değil; öğrenilmiş bir bağlanma örüntüsüdür ve değiştirilebilir.
Bağlanma stilimizi fark etmek, döngülerimizi okumayı öğrenmek, tetikleyicilerimizi anlamak ve sağlıklı bir yakınlık kurmayı yeniden öğrenmek mümkündür. Terapide, koçlukta veya içgörü çalışmasında kişi ‘kaçmanın’ ardındaki duygularla tanıştıkça, ilişkilere bakışı da dönüşmeye başlar.
🌿 Bağlanma, bilinçlendikçe esneyen bir yapıdır.
Doğru rehberlikle, yakınlık artık bir tehdit değil; güvenli bir alan hâline gelir.
Bu sahnede kendinizi veya partnerinizi buluyorsanız, unutmayın:
Döngüler kader değildir. Farkındalıkla değişir.