31/03/2025
O kuşlar çok güzeldi; rengarenk, özgürce uçuyorlardı barış içinde. Adı konmamış, deftere yazılmamış kurallara uyuyorlardı. Kimse ihtiyacından fazlasına göz dikmiyor, kimse kimsenin göç yoluna top tüfek dikmiyordu. Doğanın ahengiyle yol alıyorlardı. “Kuş beyinli” denmesi, onlara yapılmış büyük bir haksızlıktı. Çünkü o kuşlar, kocaman gökyüzünde birbirlerine saygı duyarak ilerliyordu. Hırs, nefret, koşullandırma, para, toprak ve güç için değil; Yüce Yaradan’ın “kıtlık” olmayan doğasında, bir takım “izm”lerden etkilenmeden yol alıyorlardı. Ancak bir insan eli onları kafese koyabilirdi.
Ha ile gelip Hu ile gideceğimiz kısacık ömrümüzde, özgürlük ve adalet arayışında neden bu kadar zorluk yaşıyoruz? Neden insan insana yaşayamıyoruz ? Neyi paylaşamıyoruz? Adaletin ve özgürlüğün olmadığı bir dünyada, tüm bu acılara kayıtsız kalamayan “iyi” yürekler erkenden veda ederken, kötülük neden hala etrafımızda?
Gençler konuşmak istediğinde, onların fikirlerini dinlemekten neden aciziz? Bayram mı? Bu ülkeye bayram, her ne olursa olsun, “ön yargısız” birbirimizi dinlediğimizde gelecek. Umarız… bir gün, fikrimizi her ne olursa olsun özgürce ifade edebildiğimiz, aynı şekilde düşünmesek bile saygıyla birbirimizi dinleyebildiğimiz yarınlarımız olsun. Adaletin hüküm sürdüğü bir toplumda birbirimizi , anlamayı, adil ve anlayışlı olmayı başarabildiğimiz bir gökyüzümüz olsun. Barışla, sevgiyle , iyilikle kanat çırpalım. İşte o gün “bayram” olur.
Çünkü var . Hoşça kal