Dr. Endam Köybaşı

Dr. Endam Köybaşı Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Dr. Endam Köybaşı, Doctor, Mimar Sinan Mahallesi 1359 sk No:2/21, Izmir.

Mitolojide Prometheus, tanrılardan ateşi çalarak insanlara armağan eden figürdür. Bu eylemi nedeniyle Zeus tarafından ac...
20/04/2025

Mitolojide Prometheus, tanrılardan ateşi çalarak insanlara armağan eden figürdür. Bu eylemi nedeniyle Zeus tarafından acımasız bir cezaya çarptırılır: Sonsuz bir döngü içinde her gün ciğeri kartallar tarafından parçalanır ve her gece yeniden büyür. Prometheus'un fedakârlığı, insanlık adına çekilen bitmek bilmez bir acının simgesi haline gelir.

Prometheus anlatısından günümüze uzanan izlek, özellikle kendini feda etme ve aşırı sorumluluk alma eğilimleriyle ilişkilendirilebilir. Modern psikoloji terminolojisinde bu durum, kimi zaman “kurtarıcı sendromu” olarak tanımlanır. Kişi, başkalarının iyiliği için kendi ihtiyaçlarını sürekli ikinci plana atar, kendi sınırlarını ihlal eder, nihayetinde tükenmişlik ve derin bir yalnızlık yaşar.

Freud, fedakârlık eğilimini süperegonun katı yapılanmasıyla açıklar; birey, içselleştirdiği cezalandırıcı ebeveyn figürünün izinde kendi arzularını bastırır. Nesne ilişkileri kuramcıları ise bu eğilimi, yeterince güvenli bağlanamamış bireylerin ilişkilerde varoluş hakkı elde etmeye çalışmalarıyla ilişkilendirir; sevgiye ve değere ancak başkalarının acısını dindirerek ulaşılabileceğine inanılır.

Bir patoloji halini aldığında Prometheusvari davranış, bireyin kendi varoluşunu inkâr ederek sürekli bir başkasının yükünü taşımasına, zamanla kronik öfke, değersizlik hissi ve fiziksel tükenmişlik tablolarına yol açar. Sağlıklı ruhsal gelişimde ise başkalarına destek olmak, bireyin kendi sınırlarını koruyabildiği ve özdeğer duygusunu zedelemeden empatik ilişkilere girebildiği bir olgunluk aşamasıdır.

Araştırmalar, günde 15 dakika güneş ışığı almanın beynin serotonin üretimini artırarak ruh halini iyileştirdiğini göster...
19/04/2025

Araştırmalar, günde 15 dakika güneş ışığı almanın beynin serotonin üretimini artırarak ruh halini iyileştirdiğini göstermektedir.

Serotonin, duygu durumu, uyku ve iştahın düzenlenmesinde kritik rol oynayan bir nörotransmiterdir. Yetersiz güneş ışığı almak, özellikle mevsimsel depresyon gibi durumlarla ilişkilendirilmektedir.

Sabah saatlerinde kısa süreli güneş ışığına çıkmak, hem biyolojik ritmi (sirkadiyen ritim) destekler hem de depresyon riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.

🌞 Her gün kısa bir süre açık havada bulunmak, ruh sağlığınızı desteklemek için etkili bir yöntemdir.

Hep hastalık olacak değil ya. Bazen bazı şeyler gerçekten zordur. Örneğin kış aylarında sabah güneş doğmadan uyanmak zor...
13/12/2022

Hep hastalık olacak değil ya. Bazen bazı şeyler gerçekten zordur.
Örneğin kış aylarında sabah güneş doğmadan uyanmak zorunda olmak.
Ülkemiz yakın zamanda nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı coğrafi konumuna göre değil de doğu sınırını teğet geçen boylama göre saatlerini belirliyor.
Bu durum Batı'da yaşıyor olup da sabah gün doğmadan önce uyanmak zorunda kalan çalışan ve öğrenciler için önemli bir güçlük.

Uyku bozuklukları ile seyreden bir psikiyatrik hastalık varsa sorun daha da artıyor...

Gonçarov’un 1859’da bir dergide yayınlanmak üzere kaleme aldığı anlatı, büyük yankı uyandıracak, hatta belli bir takım k...
22/09/2022

Gonçarov’un 1859’da bir dergide yayınlanmak üzere kaleme aldığı anlatı, büyük yankı uyandıracak, hatta belli bir takım karakteristik davranışları tanımlayacak “oblomovluk” kavramının gelişmesine yol açacaktır.
Kitaba adını veren kahramanımız Oblomov toprak sahibi bir soyludur. Temel özelliği neredeyse tüm günü yatakta geçirmesi, hemen hiçbir faaliyete ilgi göstermemesi, her türlü gelişmeye kayıtsız kalmasıdır. İlişki kurduğu insanlar en yakın dostu Şoltz ve uşağı Zahar’la sınırldır.
Basit bir miskinlik gibi görünen bu yaşam tarzı altında barındırdığı değişime direnç, güncele karşı umarsızlık, geleceğe yönelik umutsuzluk özellikleri ile irdelenecek sanattan, siyasete bir çok alanın ilgisini çekecektir.
Gonçarov ise Rusya’da kölelik hukukunun tartışıldığı dönemde oluşturduğu kahramanı için “o ahlaksal bir köleydi” ifadesini kullanacaktır
Oblomov hayatının bir döneminde Olga’ya aşık olarak bir miktar hareketlenecek olsa da Oblomovluk roman sonuna kadar aşk, dostluk, evlilik gibi kavramlara bakışta kendine özgü yönlerini koruyacaktır.
Günümüzün hızlı aksa da heyecan uyandırmayan rutinine yönelik duygularımızı, davranışlarımızı açıklamaya yönelik kullanılan kavramlardan biri olarak güncelliğini korumaktadır Oblomovluk.
Psikiyatrik hastalıklar çerçevesinde ise; oblomovluk melankolik özelliklere benzerliği üzerinden dikkatimizi çeker. Modern tanımlama kılavuzları ise melankoli kavramını büyük oranda edebiyatçılara terk etmiş olup, bu tip tablolar depresif bozukluklar çerçevesinde açıklanmaktadır.
Hastalıkların sosyal nedenlerini de göz önünde bulunduran bir yaklaşım bu romanla ilgili olarak şu soruyu mutlaka soracaktır: Oblomov günümüzde yaşasa ve onu yatağından çıkarmak üzere çabalayan Zahar psikiyatriden yardım almak istese acaba neler yaşanır?

Mitolojide Narsisos’a ait iki öykü bulunmaktadır. Her ikisinde de kendi suretiyle karşılaşması Narsisos’un sonu olacaktı...
28/08/2022

Mitolojide Narsisos’a ait iki öykü bulunmaktadır. Her ikisinde de kendi suretiyle karşılaşması Narsisos’un sonu olacaktır. Yunan anlatısında Eko’nun aşkına karşılık vermediği için; Roma mitolojisinde ise kendisini tanırsa öleceği kehaneti gerçekleşeceği için…

Her iki anlatıdan günümüze uzanan Narsisizmin kendinden başkasını sevememe kibriyle hatırlanması olur. Ve elbette öldüğü yerde yeşeren Nergis çiçekleri anlatının bir başka estetiğidir.

Freud narsisizmi fonetik olarak sevmez ve narsizm olarak kullanmayı tercih eder. Bilinçdışı libidinal enerjinin kişinin kendisine yatırıldığı süreç olarak anlatır patolojiyi.

Nesne ilişkileri kuramcıları narsisizm üzerinde daha fazla duracak, gerçek olandan öte ideal olanın belirleyiciliğinde şekillenmiş bir ruhsal aygıtın varlığına dikkat çekeceklerdir.

Bir patoloji olduğunda kişilerle ancak kendi uzantısı olarak ilişki kurabilen narsistik yapı Kernberg’e göre altta yatan saldırgan dürtülerle devinmektedir.

Kohut’a göre ise insanın ruhsal gelişiminde sağlıkla geçilen bir aşama olarak narsisizm, aynı zamanda erişkin hayatta yaratıcılık, empati, mizah ve bilgelik yaşantılarından doyum almayı sağlayan; libidinal enerjiyi kendilik ve nesneler arasında dengeli dağıtabilme işidir.

Ünlü ressam Edvard Munch’un zor bir hayatı olur. Erken yaşlarda anne baba kaybı gibi ağır travmalar yaşar. Psikiyatrik h...
28/07/2022

Ünlü ressam Edvard Munch’un zor bir hayatı olur. Erken yaşlarda anne baba kaybı gibi ağır travmalar yaşar. Psikiyatrik hastalıklardan muzdariptir. Çeşitli tedaviler alır.
En ünlü resimlerinden birisi The Scream (Çığlık)’dir. 1893 tarihli tablonun sol üst köşesinde en başından itibaren kurşun kalemle bir şeyler yazıldığı bilinir fakat ne yazdığı ancak yakın zamanda anlaşılabilir. Edvard Munch “Sadece bir deli tarafından yapılabilir” yazmıştır.
Munch’un Melankoli, Kaygı isimli farklı resim çalışmaları da bulunmaktadır. Ancak Çığlık daha popüler olacak, anksiyeteyi simgeleyecektir. Resmin yoğun bir duyguyu dışa vurduğu aşikâr. Ancak herhangi bir kaygıdan çok dehşet içinde olmayı betimlediğini söylemek yanlış olmaz. Neredeyse gerçeklik algısını değiştirecek kadar yoğun, katastrofik olan bu anksiyete halini panik atağında yaşanana benzetebiliriz. Panik atağında kişi dış ortama yabancılaşacak kadar yoğun bir korku ve dehşet içinde olacaktır.
Her anksiyete bu şekilde, yoğun olarak yaşanmaz. Bazı durumlara özgül olabileceği gibi sosyal alanlarda çekingenlik ya da her an kötü bir şey olacağı sıkıntısı şeklinde de olabilir.
Diğer yandan anksiyete her zaman hastalık bulgusu olmak zorunda da değil. Hatta günlük işlerimizi belli bir sorumlulukla sürdürmemizi, tehlikelere karşı önlem almamızı sağlayacak kadar işlevsel bir duygudur.
Burada duygunun yoğunluğu, sıklığı, düşünce ve davranış alanına nasıl yansıdığı önemlidir. Diğer yandan sosyal hayatı, mesleki faaliyetleri, öğrenim süreçlerini nasıl etkilediği de değerlendirilir…

Ezginin Günlüğü uyarlayıp besteleyince daha çok kişiye ulaşmış olmalı Sait Faik şiiri: Şimdi Sevişme Vakti“Sana nasıl bu...
23/07/2022

Ezginin Günlüğü uyarlayıp besteleyince daha çok kişiye ulaşmış olmalı Sait Faik şiiri: Şimdi Sevişme Vakti

“Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem/.../Anlatsam şu kiraz mevsiminin/Para kazanmak mevsimi değil/Sevişme vakti olduğunu"

Aylaklıkla da anılan büyük yazarın öyküleri dışında şiirleri de bulunur. Hikayelerinde şiir kokusu, şiirlerinde ise hikaye kokusu keşfedilmesine “ne yapalım beni böyle kabul edin” diyerek gücenmişlik gösterse de üstünde çok durduğunu sanmıyorum.

Yalnız çıktığı gezintileriyle anlatılır Sait Faik. Kim bilir; belki de bir dönem yaşadığı Fransa’da yine öylesine çıktığı bir gezintide duyduğu “le temps des cerises (kiraz mevsimi)” ezgisiyle belirmiştir zihninde bu dizeler.

Le temps des cerises Jean Baptiste Clement’e ait şiirdir. Öncesinde yazılmış olsa da 1871 Paris Komünü günlerinde Antoine Renaud tarafından bestelenecek dilden dile yayılacak, bu günlerin simgesi olacaktır. Her iki sanatçı da 1871’de ömrü yetmiş iki gün sürecek olan herkese eğitim hakkı tanınan, çocukların çalışmasının yasaklandığı, kadınların yönetime katıldığı, fabrikaların işçilerin eline geçtiği komün deneyiminde barikatlar arkasında savaşacaklardır. Şarkı, halka yardım için barikatlara gelse de kısa sürede yanlarında vurulup düşecek isyancı hemşire Louis’e ithaf edilecektir.
Clement de neşe, coşku ve aşklarla anlatacaktır kiraz mevsimini. Ancak içinde taşıdığı hüzünle; kiraz toplama işi aşıkların kavuşmalarını engelleyecek, hayal kurmayla yetinmelerine neden olacaktır…

Ama kiraz zamanı ne kadar da kısa, /toplanır düş kura kura mercan taneleri/.../Taşırım kiraz zamanından/yüreğimden bir yara.

https://open.spotify.com/track/61vDa3LNotshHFCqrmdQQJ

Çalışmayı kısaltıp aşklara daha çok yer açma düşleriyle eyleme geçenlerin ezgisindeki Kiraz Mevsimi, Sait Faik şiirinde acılarından arınır, sevişmenin vakti olarak gelir önümüze. Parisli işçilerin 1871’de yapamadıklarının şiirsel telafisidir bir nevi.

İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi filmidir: Kirazın Tadı. Hayatının en karanlık gününde başka bir amaç için tırmandığı kiraz ağacından tattığı yemişlerle yaşama tutunan ihtiyarın söyledikleri varoluşla da ilgilidir…

okumak, dinlemek, izlemek iyi gelecektir...

Psikiyatrinin gelişmesinde gerek içeriden gerekse de dışarıdan gelen eleştirilerin büyük katkıları olur. Bunlardan akla ...
20/07/2022

Psikiyatrinin gelişmesinde gerek içeriden gerekse de dışarıdan gelen eleştirilerin büyük katkıları olur. Bunlardan akla ilk gelen isim Pinel'dir. Saraylar, engizisyonlar yıkan 1789 aydınlanma devriminin yanında saf tutan bu büyük bilim insanı psikiyatri hastalarının koşullarının iyileşmesine, hastalıklara karşı yaklaşımda önemli tarihsel katkılar sunmuştur.

Psikiyatri gelişmeye devam ettikçe anti-psikiyatri akımı da gelişti. "Şizofreninin yaşama karşı insanca bir duruş olduğu" yönünde uç yorumlar dışında önemli katkıları da oldu bu muhalif yaklaşımın. Hastaların damgalanmasını önleme,tedavi koşullarının iyileşmesini sağlama bunlar arasındadır.

Psikiyatri gerek birey gerekse de toplum sağlığının iyileşmesinde vazgeçilmez bir bilim dalı olmaya devem edecek. Bunu yaparken bilimsel olduğu kadar, insani, esnek, kapsayıcı, nitelikli ve ulaşılabilir olmayı da gözetmek durumunda. Tabi ki karşı gelişleri de...

Guguk Kuşu da böyle bir karşı geliş...

Tanrılar, Sisifos'u bir kayayı durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkum etmişlerdi; Sisifos ka...
17/07/2022

Tanrılar, Sisifos'u bir kayayı durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkum etmişlerdi; Sisifos kayayı tepeye kadar getirecek, kaya tepeye gelince kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecekti, her seferinde. Yararsız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi, o kadar haksız da sayılmazlardı…
Neden bu cezaya mahkum edildiği ise başlı başına bir hikayedir. Homeros'un anlatımına göre ölümlü olmaya karşı gelen Sisifos, çevirdiği dolaplarla bunu bir süreliğine de olsa başarır da…
Albert Camus’ya göre uyumsuz bir kahramandır Sisifos. Karşılarındaki çaresizliği ve güçsüzlüğüne rağmen karşı gelir tanrılara ve yazgıyı onların ellerinden alır. Yazgısı da kayası da sadece kendisinindir ve şöyle bitirir:
“Bundan böyle, efendisiz olan bu evren ona ne kısır görünür, ne de değersiz. Bu taşın ufacık parçalarının her biri, bu karanlık dağın her madensel parıltısı, tek başına bir dünya oluşturur. Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insan yüreğini doldurmaya yeter. Sisifos'u mutlu olarak tasarlamak gerekir.”
Zihnin anormal işleyişlerini adlandırmaya ve bunları iyileştirmeye çalışan Psikiyatri ise Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hastalığını görecektir bu söylencede. Hastalar obsesif düşüncelerden, tıpkı Sisifosun mahkum olduğu dağından kaçamadığı gibi uzaklaşamazken; sürekli tekrar eden kompülsiyonlar ise her seferinde düşecek olmasına rağmen kayayı taşımaya benzeyecektir…

Camus Sisifos’u mutlu bir kahraman olarak kabul ederken, Psikiyatri onu iyileştirmek isteyecektir…

Uzak Asya ağırlıklı çalışmalar, ormanlık alanda yapılan bir iki saatlik yürüyüşlerin depresif duygu durum, anksiyete gib...
15/07/2022

Uzak Asya ağırlıklı çalışmalar, ormanlık alanda yapılan bir iki saatlik yürüyüşlerin depresif duygu durum, anksiyete gibi psikolojik belirtileri azalttığını gösteriyor.

Tamamlayıcı bir terapi çeşidi olarak önerilen bu aktiviteye Shinrin-yoku (forest therapy-forest bathing) gibi isimler verilmekte.

Halk sağlığını koruyucu ve iyileştirici etkisi çalışmalarla gösterilen ormanların ülkemizde de kıymetinin anlaşılacağı günlerin gelmesi ümidiyle....

Kitap Önerisi: Sıra dışı bir dostluk hikayesi. İnsan iliskilerinde iyilikler olduğunu da hatırlatan güzel bir anlatı.
13/07/2022

Kitap Önerisi: Sıra dışı bir dostluk hikayesi. İnsan iliskilerinde iyilikler olduğunu da hatırlatan güzel bir anlatı.

Address

Mimar Sinan Mahallesi 1359 Sk No:2/21
Izmir

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Dr. Endam Köybaşı posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Dr. Endam Köybaşı:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category