psk.omeraslantas

psk.omeraslantas Psikolog-Pedagog-aile Terapisti.
Çocuk,ergen,yetişkin danışmanı.

Alanda 30 yıllık tecrübe ile kaygı bozuklukları,depresyon,OKB,DEHB ve odaklanma problemleri,Sınav kaygısı,davrsnış problemleri,Aile ve çift terapisi

Erken çocuklukta şekillenen duygusal ihtiyaçlarımız karşılanmadığında zihnimiz bu eksikliği telafi etmek için kalıplar (...
12/11/2025

Erken çocuklukta şekillenen duygusal ihtiyaçlarımız karşılanmadığında zihnimiz bu eksikliği telafi etmek için kalıplar (şemalar) oluşturur.Bu şemalar yetişkin yaşamda aynı duygusal döngüleri tekrar etmemize neden olur.

Bu çağda flört artık iki İnsanın birbirini tanıma süreci değil öznenin nesneye indirgenme pazarı haline geldi ve bu paza...
30/10/2025

Bu çağda flört artık iki İnsanın birbirini tanıma süreci değil öznenin nesneye indirgenme pazarı haline geldi ve bu pazarın iki ucunda aynı çürümenin farklı yüzleri var.Bir yanda gördüğü her kadına yürümeyi içgüdüsel bir görev sanan,DM kutularını dolduran ilkel primat refleksleriyle yaşayan erkekler. Kadına yaklaşmayı değil "skor yapmayı" hedefleyen,duygusal derinliği libidinal bir yatırıma dönüştüren bu tipler,İnsan evriminin yarım kalmış bir halkasını temsil ediyor gibi. Oysa yüksek değerli bir erkek,kadınla ilişkisinde onay değil bağ ve anlam arar ve bu davranışları sergileyen hemcinlerine de aciz gözüyle bakar.Diğer yanda, duygusal bağ yerine banka hesabı bakiyesi bakiyesiyle bağ kuran erkeği bir yatırım fonu gibi gören,sevginin yerini güç para ve statüyle doldurmaya çalışan ilkel yeni nesil kadınlar.Bu kadınlar duygularını değil,yalnızca menfaatlerini erkekler üzerinden regüle ederler. "Güvende olmak" arzusunu "finansal teminat"zannederler.Bu sevgi falan değil, erkeği Bir nevi müstemleke haline getirip kendisini onun üzerinden bir sömürge valisi olarak atamaktır.Her kitle de aynı yerden hasta:Bağ kuramama.İnsan değil,işlevini gören; duyguyu değil, doyumu hedefleyen bir zihinsel yozlaşma.Bu yozlaşma sadece ilişkilerde değil toplumun sinir sisteminde İlerleyen bir sosyopdikolojik çürümedir.Kadın ya da erkek fark etmez, gerçekten olgun, derinliği olan kendini gerçekleştirme yolunda yaşam mücadelesi veren bireyler bu genel cinsiyet kalıplarına sıkıştırılmaktan artık utanır haldeler. Çünkü bilirler ki,ne erkekler sadece en ilk el dürtülerinden ibarettir,ne de kadınlar böylesine yozlaşmış menfaat ve çıkar ilişkilerden. Bu iki ucun arasında kalan sessiz çoğunluk,hala insan kalabilmenin mücadelesini veriyor.
Abdullah Gündoğan

Birini aşırı tutkuyla sevip,sürekli onu düşündüğünüz oldu mu?Geceleri uyumak yerine onunla ilgili hayaller kurduğunuz, s...
26/10/2025

Birini aşırı tutkuyla sevip,sürekli onu düşündüğünüz oldu mu?Geceleri uyumak yerine onunla ilgili hayaller kurduğunuz, sürekli telefonunuza bakıp mesaj atıp atmadığına baktığınız,onun bir bakışıyla ya da sözüyle sevinip aramadığında çok mutsuz olduğunuz biri oldu mu?Bilim insanları bu yoğun, denetimsiz ve kimi zaman yıpratıcı aşk durumuna "limerence"yani "takıntılı aşk"adını verir.Acaba bu durum neden yaşanır?Bu dönem kimisinde çok kısa bir coşku dönemi olarak yaşayıp biterken neden bazılarımızın zihnini bütünüyle ele geçirir ve uzun yıllar sürer?Neden böyle?Aşk beynimizde tek bir sistemle değil üç ayrı sistemin birlikte çalışmasıyla oluşur Bunlar cinsel arzu (şehvet)kişisel çekim ve bağlanmadır. 1.Cinsel arzu beynin Hipotalamus ve Amigdala bölgeleriyle ilgilidir.Bu en ilkel ve en kolay ulaşılabilecek olan duygudur.Beynin hipotalamus bölgesi hormon salınımını (testosteron,östrojen) düzenler amigdala ise duygusal uyarımı yönetir.S
onuç güçlü bir bedensel istek.Bu evre doğrudan tensel yakınlıkla ilgilidir.
2.Çekim (Attraction) Dopamin ve ödül sistemiyle ilgilidir. Birine özel bir ilgi ve hayranlık duyduğunuzda devreye girer. Beynin Ventral Tegmental Alan ve Nucleus Accumbens alanları dopamin salgılayarak o kişiyi beynimizin ödül merkezinin tam ortasına yerleştirir.Her mesaj,her bakış bir ödül haline gelir.Bu sistem aşırı çalıştığında kişi birine bağımlı olur işte takıntılar böyle doğar. 3.Bağlanma (Attachment) Oksitosin,Vazopressin ve Hipokampüsle ilgilidir.Zamanla gelişen, sakinleşmiş ve güvene dayalı sevgi duygusunu yönetir.Oksitosin ve vazopressin yakınlığı pekiştirir. Hipokampüs ortak anıları "Biz" haline getirir.Bu evre aşkın kalıcılığını sağlar.Takıntılı aşk sırasında beyin bir kişiyi "tek ödül kaynağı" olarak görür. Dopamin sistemi sürekli uyarılır, mantıktan sorumlu orbitofrontal korteks etkisizleşir.Kişi ne kadar farkında olursa olsun davranışını durduramaz.Bu duygusal bir bağımlılıktır.Peki neden böyle bir düzen vardır? Bunun en geçerli bilimsel açıklaması insanı diğer canlılardan ayıran onun en özgün yanıyla ilgili.

Neden birbirlerini bulurlar?Borderline birey iç dünyasında bütünlüğünü koruyamaz, kendilik duygusu kırılgandır.Bu yüzden...
26/10/2025

Neden birbirlerini bulurlar?Borderline birey iç dünyasında bütünlüğünü koruyamaz, kendilik duygusu kırılgandır.Bu yüzden dışarıda güçlü,kendinden emin,kararlı görünen bir figüre tutunarak varlığını hisseder.Narsist partner bu noktada "kapsayıcı ebeveyn simgesi" gibi çalışır. Borderline'ın dağılmasını önleyen,sınırlarını belirleyen dışarıdan "Ben buradayım" diyen bir güç odağı.Ancak bu bağlamda,olgun bir sevgi değil,kırılgan bir benliğin güçlü bir nesneye yapışmasıdır.Narsist taraf ise borderline'ın bu hayranlığını,teslimiyetini ve duygusal yoğunluğunu kendi özsaygısını düzenlemek için kullanır.Onun gözünde "büyüklüğünün"onaylanması içindeki boşluk,yetersizlik ve utanç duygularını bir süreliğine bastırır.Yani birbirlerinin yaralarını "tamponlarlar."
*Borderline,narsistin gücüyle bütün hisseder.
*Narsist,borderline'ın hayranlığı ile değerli hisseder.Ancak bu denge kırılgandır. Çünkü her ikisi de aslında içsel eksikliklerini öteki aracılığıyla düzenlemeye çalışır.Gerçek sevgi değil, karşılıklı İhtiyaç ve korkuların birbirine kenetlenmesi vardır.
Fazıl Tatar

Herkes dışarıdan sadece uyumu, sevgiyi ve mutluluğu görür. Ama o uyumun ardında sabır, anlayış ve iki insanın birbirini ...
23/10/2025

Herkes dışarıdan sadece uyumu, sevgiyi ve mutluluğu görür. Ama o uyumun ardında sabır, anlayış ve iki insanın birbirini yeniden seçme çabası vardır.Bir ilişkiyi güven,sevgi ve dürüstlük üzerine kurmak tesadüf değildir. Her kırıldığında tamir etmeyi,her anlaşmazlıkta konuşmayı,her hatada yeniden denemeyi seçmektir.Gerçek bağ "her şey yolunda gittiğinde" değil,"zor zamanlarda yan yana kalabildiğimizde" kurulur.

20/10/2025
Yalnızlık ve Birlik Arzusu (Erich Froom'un Sevme Sanatından)İnsan en derininde ayrılıktan acı  çeker.Diğerlerinden kopuk...
19/10/2025

Yalnızlık ve Birlik Arzusu (Erich Froom'un Sevme Sanatından)İnsan en derininde ayrılıktan acı çeker.Diğerlerinden kopuk hissetmek varoluşun en büyük sancısıdır. Ve içimizde sessizce yankılanır o soru; "Nasıl yeniden bir olabilirim?"Birlik Yanılsaması:Cinsel çekim bir anlığına bir birlik yanılsaması yaratabilir.Ancak sevgi olmadan bu "birlik" yabancıları eskisi kadar hatta bazen birbirlerinden daha da yabancılaşmış halde bırakır.Birlik Yanılsaması: Cinsellik bu ayrılığı fiziksel olarak aşmanın en doğrudan yoludur. İki beden birleştiğinde insan bir an için kendini bütün hisseder. Ancak bu birleşme ruhsal veya sevgi temeli değilse yalnızca ciddi bir yanılsamadır.Bir süre sonra kişi yeniden kendini yalnız,yabancılaşmış hatta öncesinden daha boş hisseder. Gerçek Birlik Nedir? Karşılıklı saygı,özen sorumluluk ve bilgi üzerine kurulu bir bağdır. Bu iki bireyin kendi bütünlüklerini koruyarak birleşmesidir.Yani biri diğerine sahip olmaz,ikisi de bir olur ama ayrı kalır.Cinsellik bu sevgi bağının bir ifadesi olabilir, ama yerine geçemez."Sevgi iki varlığın kendilerini kaybetmeden bir olmak kapasitesidir." Sevgi olmadan cinsel birleşme insanın yalnızlığını gidermez.Çünkü fiziksel birleşme ruhsal ayrılığı ortadan kaldırmaz.Birini tanıma isteği varsa bedensel çekimden bağımsız biçimde orada bir derinlik vardır.Cinsellik sevgiye dönüştürülmediği sürece,birlik geçici bir yansımadır. kalmaz yani sevgi birine yönelmek değil birine özen göstermeyi seçmektir.Sevgi zamana değerler dürtü sabırsızdır.Fromm'a göre sevgi "sabırla bekleyebilme kapasitesidir." Cinsellik doğası gereği "şimdi"yi ister.Ama sevgi bekler,çünkü bağ kurmak zaman ister.Soru:Onunla yakınlaşmayı beklemek bana huzursuzluk veriyor yoksa anlamlı bir derinlik mi?Bu fark ilişkide sevgi olup olmadığını gösterir.Cinsellik yalnızca bedenle ilgili değil insanın bütün psikolojik, duygusal ve toplumsal yönlerinin çekirdeğidir.Bir insanın cinselliğe yaklaşımı,hayata ve ilişkilere yaklaşımının küçük bir modeli gibidir.(Sigmund Freud)Ve belki de bu yüzden cinsellik sevgiyle birleştiğinde insanın kendini gerçekten "bütün" hissettiği tek andır.

Kaygılı Bağlama Tarzının Belirtileri: *Terk edilme korkusuKaygılı bireyler partnerleri  tarafından terk edilmekten veya ...
19/10/2025

Kaygılı Bağlama Tarzının Belirtileri: *Terk edilme korkusu
Kaygılı bireyler partnerleri tarafından terk edilmekten veya reddedilmekten yoğun bir şekilde korkarlar. Partnerlerinin onları terk etme olasılığı hakkında aşırı endişe duyabilirler.Bu durum düşük öz saygı ve dışarıdan onay arama eğilimlerinden kaynaklanır.
*Aşırı Düşünme/ Felaketleştirme
Bu kişiler durumları aşırı analiz etme ve felaketleştirme eğilimdedir. Genellikle en kötü senaryoyu varsayarlar.Bu durum gereksiz strese endişeye yol açabilir.Bu da ilişkide birçok olumsuz duyguyu yaşamalarına neden olarak duygusal bir gelgit yaratır.
*Hızlı bağlanma
Ksygılı bağlantı stiline sahip bireyler yakınlık ve samimiyet özlemi duyarlar.Bu nedenle bir ilişkiye duygusal olarak hızlı bir şekilde bağlanabilir ve genellikle partnerlerini idealize edebilirler. Bu durum hızlı bir şekilde aşık olma eğilimine yol açabilir.
*Sürekli güvence arama
Kaygılarını hafifletmek için sık sık partnerlerinden güvence ve onay beklerler.Bu durum sürekli bir ilgi sevgi ve onay ihtiyacı olarak kendini gösterebilir.
*Yakınlık ihtiyacı Kaygılı bireyler yakınlık ve samimiyeti derinden arzularken partnereleri ile sık sık iletişim kurma ve temas halinde olma isteği duyarlar. Partnerlerinin ulaşılabilir veya ilgili olmadığı durumlarda kendişkendilerielenebilirler.Bu bireyler duygusal olarak bağımlı olabilir ve özdeğerlerinin iyi oluşunu partnerlerine bağlı bir şekilde hissedebilirler.
*İlişkiye aşırı anlam yükleme İlişki duygusal enerjilerinin büyük bir kısmını tüketir. Bazen hayatlarını ilişkileri etrafında şekillendirirler ve kendi iyi oluşlarının diğer yönlerini ihmal edebilirler.Ilişkilerini kişisel ilgi alanları ve arkadaşlarının önüne koyabilirler.
*Sık sık kıskançlık ve güvensizlik Kaygılı bağlanma türünde yaygındır. Partnerlerini diğer kişilerle olabilecek etkileşimlerinden kıskanabilirler ve partnerlerinin daha iyi biri ile tanışmasından korkabilirler.
*Aşırı hassasiyet Kaygılı bireyler partnerlerinin duygu durumlarına aşırı hassastır.Bunu fazlasıyla kişisel alırlar. Dalgalanmaları hissettiklerinde partnerlerinden ilişki konusunda güvence alana kadar sakinleşmezler.

Beynin en güçlü bağımlılığı duygusal belirsizlik.Bazen ne olduğunu tam olarak tanımlayamadığın bir şeyin içinde kalırsın...
15/10/2025

Beynin en güçlü bağımlılığı duygusal belirsizlik.Bazen ne olduğunu tam olarak tanımlayamadığın bir şeyin içinde kalırsın.Bir bağ var gibi,ama ilişki değil, bir ilgi var gibi ama kesin değil. Karşındaki kişi bir gün çok yakın bir gün yabancı.Bir gün "bu sefer farklı" diyorsun,ertesi gün aynı döngüye geri dönüyorsun.Ya da işinle ilgili bir karar; kalmalı mısın, gitmeli mi?İçin rahat değil ama net de değil.Bir arkadaşlık sürüyor gibi ama içten içe seni yorduğunu da biliyorsun İşte tüm bu ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz ama kopamadığımız hallerin ortak adı:DUYGUSAL BELİRSİZLİK Belirsizlik beynin en ilkel sistemlerinden biri olan ödül-ceza döngüsünü devreye sokar.Beynimizin içinde yer alan dopamin sistemi (yani motivasyon, beklenti ve ödül mekanizması) sadece aldığımız ödülle değil,o ödülün belirsizliğiyle çok daha güçlü şekilde aktive olur. Yani;biriyle iletişim kuruyorsun ama ne hissettiğini tam çözemiyorsun.Bazen ilgisini açıkça gösteriyor bazen de geri çekiliyor.Bir karar alman gerekiyor ama eksik parçalar yüzünden hep erteliyorsun.İşte bu beynin ödülü sistemini en çok çalıştıran şey "ne zaman ne olacağını" bilmemektir.Bu belirsizlik dopaminin yani beklenti kimyasının tavan yaptığı andır. Ne zaman ne olacağı belli olmayan bu durum seni daha fazla tetikte tutuyor, dikkatini oraya sabitliyor.Beynin çözülmemiş bir denklem gibi sürekli o kişiyle ya da kararla uğraşıyor. Bazen bu yüzden kalmak istediklerinden, gitmen gerekenleri ayırt edemiyorsun. Aslında netliğin yokluğu duygularını daha da büyütüyor. Bir gün uzak bir gün yakın olan biri... Bazen arayıp saatlerce,konuşup bazen günlerce yok olan biri...Beynin buna verdiği tepki tıpkı bir kumar makinesi gibi çalışır. "Bu sefer kazanabilirim"."Bu sefer farklı olabilir". "Bir gün aradıysa bugün aradıysa belki yarın daha çok bağlanır. Ve sen farkında olmadan netlik ararken,belirsizliğe bağlımlı hale gelirsin.Bu sadece hormonlarla ilgili bir mesele değil. Psikolojik olarak bu durum ciddi bir yük oluşturur.Sürekli tetikte olmak,mesaj geldi mi diye ekranı kontrol etmek, konuşmalarda ima aramak karşı tarafın ruh haline göre duygusal iniş ve çıkışlar yaşamak.Bunların hepsi kortizol salınımını artırır.

Yapay Zeka Sendromu;DÜŞÜNMEYİ UNUTUYORUZ.. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki yapay zeka ile ödev yapan öğrenciler yapay...
12/10/2025

Yapay Zeka Sendromu;DÜŞÜNMEYİ UNUTUYORUZ.. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki yapay zeka ile ödev yapan öğrenciler yapay zeka olmadan benzer görevlerde %30 daha başarısız. Nedeni basit beynimizde tıpkı kaslarımız gibi çalışıyor.Spor salonunda ağırlığı sizin yerinize bir robotun kaldırdığını düşünün.Başta rahat gelir.Ama bu sizi geliştirmediği gibi, hareketsizlikle giderek kaslarınız erir.Aynı şey navigasyonla araba kullananlarda da görülür.Navigasyona bağımlı kalan sürücülerin giderek yön bulma yetenekleri azalıyor. Sürekli yapay zekaya bağımlı kalan bireylerde de benzer şekilde sorun çözme yetenekleri azalıyor. İngiltere'de 666 kişiyle yapılan yeni bir bilimsel araştırmada yapay Zeka araçlarını yoğun kullananların eleştirel düşünme becerilerinin belirgin şekilde düştüğü bulunmuş.
Prof.Dr.Hakan Türkçapar

Address

Menderes Caddesi No:359/10 Buca/İzmir
Izmir
35370

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00

Website

http://www.izmiryonpsikoloji.com/

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when psk.omeraslantas posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to psk.omeraslantas:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category