Politik Psikoloji

Politik Psikoloji Psikolog Caner Özdemir tarafından politik psikolojiyi toplumla buluşturma amacıyla kurulmuştur.

Bu yazının başlığı “Elveda Suriye” de olabilirdi. Çünkü artık 4 farklı devletin doğacak olması bekleniyor. Ve bu hamiliğ...
15/12/2024

Bu yazının başlığı “Elveda Suriye” de olabilirdi. Çünkü artık 4 farklı devletin doğacak olması bekleniyor. Ve bu hamiliğini İsrail ve ABD'nin yaptığı Kimlik savaşları neticesinde meydana geldi.

Kimliklerin tarihi savaşların tarihidir.Özellikle Ortadoğu'da savaşlar aslında çeşitli etnik ve dini grupların güç sahibi olma savaşıdır. Bu savaşlar ötekini yok etmeden kendi kimliğinin var olamayacağı inancına dayanır. Bugün kimlikler adına yapılan ve 13 yıl süren iç savaş, belki tüm alt kimliklerin bir arada yaşamasını sağlayan Suriye kimliğinin yitirilmesiyle son buldu.

Geçmişin tüm mirası; tarihi yerlerin, müzelerin ve kütüphanelerin yağmalanmasıyla yok oldu ve doğan otorite boşluğu nedeniyle Suriye, neredeyse hiçbir kimliğin yaşayamayacağı bir yer haline geldi.

Hatta bırakın kimlikleri, halkın bedensel olarak yaşamasını sağlayacak bankalardaki paralar dahi yağmalandı. Bu arada, yeni bir ülke kurmak adına göz yumdukları İsrail terörü tüm kurumları bombalayarak ülkenin birikimini yerle bir etti.

Bütün bunlar batının emperyalist politikaları kadar, yıllardır ülkesini demokrasiye geçirmeyen, bağımsız bir yargı sistemi kurmayan, hak ve özgürlükler konusunda halkın taleplerini duymazdan gelen ve zamanla halkla olan duygusal bağını koparan Esad da elbette sorumlu.

Ancak Esad’dan sonra Şam’ı ele geçiren HTŞ terör örgütünün cihadist karakteri nedeniyle de çatışma ortamının uzun yıllara yayılması ve kadınların ebe/hemşire olmasını yasaklayan ve hamileliği bir işkenceye dönüştüren, taliban benzeri bir yönetimin kurulma ihtimali de söz konusu.

Ortadoğu ülkeleri emperyalizm ile bağını koparamamış, devrimlerini tamamlamamış, bilim ve sanat üretmeyen devletlerden oluşuyor. Bu yüzden, Suriye’nin laik karakteri ve kadınların sahip olduğu özgürlük alanları, bu coğrafya için çok kıymetliydi. Ancak ABD ve İsrail, Suriye'de daha fazla yoksulluk, göç ve gözyaşı istedi.
__________________________________________________

Fotoğraf: Esad’ın Moskova’ya kalmasında bu yana ilk cuma namazında toplanıp lâik sistemin yıkılmasını kutlayan cihatçılar.



22/10/2024

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ın Açılım Değerlendirmesi:

Türkiye Komünist Partisi “yeni çözüm süreci”ne ilişkin yaklaşımını dünkü açıklaması ile kamuoyu ile paylaşmıştı. Bugün Bahçeli konuştu ve belli ki, başkaları da konuşacak. Bizim değerlendirmemiz aynı. Biz kan damlayan bir dildense anlaşmaya, görüşmeye çağıran bir dili elbette tercih ederiz. Ancak mesele bu iniş çıkışların arka planıdır.

Bu arka planın “ABD ve İsrail’in planlarını bozma, iç cepheyi sağlama alma” şeklinde açıklanması hiç ikna edici değil. Yıllardır, Kürt sorunundaki yaklaşımların bu sorunu emperyalistlerin elinde ciddi bir enstrümana dönüştürdüğünü söyledik.

Bırakın son zamanları, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde, aşiret yapısının dağıtılmamasının ve Kürtçe üzerindeki yasakların sonucunda Kürtlerin çözümü emperyalistlerden bekler hale geldiğini söyleyen Komünist Enternasyonal ve Türkiye Komünist Partisi’ydi.

Bugün ciddi bir hazırlığın ardından devreye sokulduğu belli olan yeni sürecin iç politika ve dolayısıyla Anayasa kadar önemli bir boyutu bölgeseldir. Dikkatle baktığımızda Türkiye’nin dış politikası çok büyük hızla ve bir kez daha Suriye ve İran’la karşı karşıya gelişe doğru gitmektedir.

Türkiye’nin Azerbaycan-Ermenistan savaşında İsrail ile birlikte Azerbaycan’a yardım ettiği, bugün de Azerbaycan’ın İsrail’le giderek derinleşen bir ekonomik-askeri işbirliği içinde olduğu açıktır. Türkiye’nin bu işbirliğinin dışında olduğuna dair hiçbir belirti yoktur. Dolayısıyla AKP’nin İsrail karşıtı söylemi bizim için bir noktadan sonra özel bir anlam ifade etmemektedir.

Resmi ağızlardan söylenen, İsrail’in ve ABD’nin Türkiye’yi tehdit ettiği, Türkiye’nin de bu tehditleri bertaraf etmek için inisiyatif aldığıdır. Bu acaba İsrail ve ABD’nin saldırganlığının Türkiye’yi bazı politikalara ikna ettiğini, özetle şantajın işe yaradığını mı göstermektedir?

Dediğimiz gibi, resmi açıklamalar bir anlam ifade etmiyor. Erdoğan BRICS için gidiyor, Kazan’da Putin’le görüşecek ama ondan önce Mehmet Şimşek ABD’ye yollandı ve G20’de kredi ve yatırım peşinde koşacak, dünyanın en önemli finans kuruluşlarına güven vermek için toplantılar düzenleyecek.

Erdoğan’ın yolculuğu mu, Şimşek’in mesaisi mi belirleyici? Hastanelerdeki korku filmini çeviren kâr hırsıdır. Türk dış politikasını belirleyen de budur. Çok açık ki, Türkiye uzun bir süredir Moskova ve Vaşington arasında oluşan manevra alanını terk etmeye ve daha Amerikancı bir çizgiye yerleşmeye başlamıştır

Bir açıdan 2009’a geri dönüyoruz. Yeni-Osmanlıcılığın ikinci sürümüdür bu. Piyasacı, Amerikancı, dinci bir yönelimi “yerli ve milli” diye yutturmayı deneyecekler. Türkiye’de ekonominin yeniden yapılandırılması adı altında bütün yükü emekçilerin çektiği ağır bir dönemi “iç cepheyi güçlendiriyoruz”la geçiştirecekler.

Evet, Türkiye’de barış olsun, kardeşlik olsun. Ama hangi zeminde? Bizi ilgilendiren budur.

Ha bir de, bu ülkede sırtını devlete dayayıp ağzıdan kan damlayan söylemler geliştiren, elinde yağlı urganla gösteriler düzenleyip 12 Eylül bildirilerinden türeme berbat ve dehşet “sözde” Türkçeyi vatanseverlik sananlara bütün bu olanlar ders olsun. Bir daha bu barbar dili konuşmadan önce artık 3 kez düşünürsünüz.

Neo liberal insan hakları, kapitalist sistemi tümüyle onayladığı ve her şeyin çözümünü serbest piyasa içinde aradığı içi...
16/10/2024

Neo liberal insan hakları, kapitalist sistemi tümüyle onayladığı ve her şeyin çözümünü serbest piyasa içinde aradığı için Nobel alan Daron Acemoğlu'yla sırf gayrı-müslim, Ermeni ya da TC kimliği olduğu için gurur duymaktır.

Bir de 12 Eylülde Galatasaray Lisesinde ismini değiştirmek istemişler. Nasıl olduysa 20 Ocak Kararlarında askerle uzlaşabilmiş.

05/07/2024

Madımak Katliamı...

Çok değerli bilim insanlarının bulunduğu ''Değişim ve Gelecek için Psikologlar'' listesini destekliyor başarılar diliyor...
24/06/2024

Çok değerli bilim insanlarının bulunduğu ''Değişim ve Gelecek için Psikologlar'' listesini destekliyor başarılar diliyorum.

Etkinlik Ücretsizdir. Bekleriz... Google Meeting linki için 👉 DM
13/05/2024

Etkinlik Ücretsizdir. Bekleriz... Google Meeting linki için 👉 DM

 Kapitalizm ve onun egemen siyaseti hem sola karşıdır hem de onun değerlerini bir pazar olarak değerlendirir. Böylece de...
11/05/2024

Kapitalizm ve onun egemen siyaseti hem sola karşıdır hem de onun değerlerini bir pazar olarak değerlendirir. Böylece devrimci aktörlerin kapitalizm ile olan çatışmasını gizler ve bir pop ikon haline getirir. Bunun en ünlü örneği Che Guevara’dır. Amacı yeni nesillerin devrimcileri imajları bağlamında örnek almasını sağlamak ve o imajlara uygun kıyafet ve çeşitli nesnelerle de kar elde etmektir.

Düzen siyaseti toplumla bağlar kurmak için solun söylemlerini ve onun sembolik değerlerini bir kampanya stratejisi olarak kullanır. Egemen Bağış’ın CHE yaşasaydı AK Partili olurdu dediğini hatırlarsınız. Ama Türkiye’de CHE’den çok Deniz Gezmiş bir rıza aracına dönüştürüldü. Yani kendi Deniz Gezmiş’ini yarattılar.

O Deniz Gezmiş Marksist Leninist ve THKO’nun üyesi değildi. Kimseye zararı olmamış bir vatanseverdi. Özellikle ‘’zararsız’’ ifadesi Deniz’i seven birçok insan için iyi anmak anlamına geliyor. Ancak ‘’zararsız’’ söylemi Denizlerin sömürücü düzene karşı verdiği ''zararı'' da gizliyor.

Egemen siyaset Denizleri siyasi görüşleri vatanseverlikle sınırlı yumuşak huylu gençler olarak sunarken, birçok liberal siyasetçi de 6 Mayıs’ta onları anarak solu da cepte tutmak istiyor.

Oysa Atatürk’ü Kuvayi Milliyesiz nasıl düşünemezsek, Denizleri de THKO’suz düşünemeyiz. Bu yüzden Denizleri anmak kadar nasıl andığımız da büyük önem taşıyor...

Geride bıraktığımız 1 Mart Tezkeresinin yıl dönümü nedeniyle sizler için flood hazırladım.
04/03/2024

Geride bıraktığımız 1 Mart Tezkeresinin yıl dönümü nedeniyle sizler için flood hazırladım.

Erzincan'da yaşanan maden faciası; Demokratik burjuva yönetimi dahi olamayan,İşçilere en insani hakları dahi vermeyen, Ü...
15/02/2024

Erzincan'da yaşanan maden faciası;

Demokratik burjuva yönetimi dahi olamayan,
İşçilere en insani hakları dahi vermeyen,
Ülkeyi yabancı sermayeye peşkeş çeken,

Neoliberal İslamcılığın bir sonucudur.

Neoliberal islamcılık;

Bütün maddi çıkarları dinle örtmek,
Maden cinayetlerini doğal afet diyerek normalleştirmek,
Madenlerde ölen işçilerin çocuklarına madende çalışma müjdesi vermektir.

Bu yüzden AKP hem depremlerde hem de maden cinayetlerinde tarikatları devreye sokmakta böylece öfkenin devlete ve sermayeye yönelmesini engellemektedir.

Bu bağlamda, solun depremde örgütleyemediği öfkeyi örgütlemesi ve madenci yakınlarını tarikatlara bırakmaması tarihsel bir sorumluluktur.

Deprem, yer sarsıntısı ile bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen, sismik dalgalanmaların yeryüzünü sarsma...
07/02/2024

Deprem, yer sarsıntısı ile bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen, sismik dalgalanmaların yeryüzünü sarsması olayıdır.

Bu olayı, bir felakete ya da afete dönüştüren ise yeryüzünün kötü yönetilmesidir. Özetle deprem ‘doğal’ bir yeraltı olayıdır. Ancak ‘felaket’ siyasidir.

İmar barışından tutun bataklık zemini üzerine yapılan binalara kadar birçok uygulama, bizzat AKP’nin bilerek ya da görmezlikten gelerek gerçekleştirdiği uygulamalardır. Dolayısıyla, yıkılan binlerce binanın da bundan sonra yaşanacak göç dalgasının da sorumlusu AKP yönetimidir.

İktidar siyaset üstü diyerek ortamı apolitize etmeye çalışırken, tekbir sesleri ile kurtarılan hayatlar selefiliğe mal edilmekte ve yönetim zafiyeti, yine tekbir sesleri ile unutturulmaya çalışılmaktadır.

Bu noktada, Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı sorumlu olarak doğru bir hamle yapmış ve 15 Temmuz sonrası Erdoğan’ı kurtaran ‘’birlik beraberlik tuzağı’’nın tekrar kurulmasını engellemiştir.

Deprem bölgesi dışındaki illerde yaşayan birçok insan ise kurtarılma çalışmalarında yer almadıkları, sıcak yemek yedikleri hatta yataklarında uyuyabildikleri için suçluluk hissetmekteler.

Eğer molozdan anlamıyorsak zaten deprem bölgesinde olmamak gerekiyor. Ancak depremin ilk gününden itibaren AKP'nin gösterdiği beceriksizlik, sıradan insanlarda duygusal bir yükün oluşmasına neden oldu.

Kahramanmaraş depremini felakete dönüştüren devlet, binlerce insanda kalıcı psikolojik hasara ve uzun yıllar sürecek bir yas sürecine yol açmıştır.

Bu yüzden AKP iktidarının yıkılması ve açtığı ağır yaralar için yargı önüne çıkması, toplum ruh sağlığı açısından iyileştirici olacaktır.

Address

İzmir
Izmir
35220

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Politik Psikoloji posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Politik Psikoloji:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category