11/12/2023
DAHA İYİ BİR TERAPİSTİN FARKI
Hangi peynirin daha iyi olduğunu muhtemelen bilirsiniz, çünkü bu sık yaptığınız bir eylemdir. Ama bir terapistle daha iyi bir terapisti nasıl ayırt edersiniz?
Öncelikle şunu vurgulamam lazım; güvene dayalı terapötik ittifak yoksa terapi yoktur. Yaklaşım modeli, eğitimi, unvanı ne olursa olsun terapistinizle güvene dayalı bir iletişim kurabilmeniz önkoşuldur ve bu sorumluluk terapistinize aittir! Güvene dayalı iletişim gerek şarttır ancak yetmez tabii ki.
Diğerlerini kısa kısa yazmaya çalışayım:
1. İçinde olduğunuz durumdan dolayı diğerlerini suçlama konusunda sizi cesaretlendirmez. Hayatı yalnızca kendi kontrolünüzdeki beş enstrüman (tercih, tavır, davranış, söz ve bedeniniz) ile şekillendirebileceğinizi bilir.
2. Sizi yargılamaz, suçlamaz, aşağılamaz. Durumunuzun sebeplerini, tezahürlerini ve neden olduğu muhtemel çatışmaları anlamaya çalışır.
3. Dinler ve yanıt verir. O zaman dilimini yalnızca size tahsis etmiştir. Empatiktir, gerçek bir bireydir ve size koşulsuz olarak olumlu bakar.
4. Sizi arızalı, tamire muhtaç olarak görmez ve sizin de -sorumluluk alabilmeniz için- kendinizi kurbanlaştırmanıza izin vermez.
5. Size ne yapmanız ya da yapmamanız gerektiğini söylemez. Ne başarınızı çalar ne de başarısızlığın sorumluluğunu yüklenir.
6. Karşılıklı güven ve gizliliğin ihlaline asla izin vermez. Can ve mal güvenliği ile adli bazı durumlar dışında sadık bir sırdaştır.
7. Dini, manevi, siyasi, sosyal inançlarını empoze etmez.
8. İnancınıza, geldiğiniz kültüre, altyapınıza duyarlıdır ve saygı duyar.
9. Akıl ve ruh sağlığına dair bir bozukluğu / sorunu utanç kaynağı olarak görmez. Bunun sizin tercihiniz olmadığını bilir ve gripten ne kadar utanılacaksa o kadar utanılması gerektiğine inanır.
10. Kendisi ile ilgili çok fazla konuşmaz, örnek vermez. Özelini bağlam dışı tutma ile samimi olma arasında profesyonel bir denge kurar.
11. Hazır olmadığınız, erken olduğunu düşündüğünüz bir konu hakkında konuşmak için sizi zorlamaz.
12. Bir teşhiste bulunmak için aceleci davranmaz. ilaveten teşhis koymak zorunda olmadığını da bilir. (*)
13. Geribildirim ve eleştiriye açıktır. Bu konuyu bir gelişim fırsatı olarak görür.
14. Anlattığınız her şeyi terapötik bağlama sokmak zorunda olmadığını bilir. Bu konuda esnekliği elden bırakmaz.
Seansta:
15. Danışan - danışman / terapist - hasta bağlamı dışında size ve kendine ikinci bir kimlik vermez. Sizin arkadaşınız olmaya çalışmaz. (Terapist hastasını sever, gerçekten. Ama bir arkadaş gibi değil.)
16. Saate sık bakmaz. Akışı bilir, hisseder. "Bitse de gitsek" moduna girmez ama sürenin bitmesine birkaç dakika kala hatırlatır.
17. Birşeyler yemez, telefonunu kurcalamaz.
18. Kültürel norm ve beklentilerin dışına çıkacak şekilde dokunmaz.
19. Not defterine görüşüp kaybolmaz. (Not alırken de sizi dinlediğini bilin bu arada)
20. Nedensiz yere seansı erken bitirmez, sakız gibi uzatmaz.
Online seansta:
21. Dikkatini başka yöne verdiğinizi düşündürecek derecede masasının üzerinde bir şeyle ilgilenmez, telefonunu vs kurcalamaz.
22. Art alanda dikkat dağıtıcı ses ve görüntülerin olmasına izin vermez.
Daha eklenebilir, ama bunların temel kritik hususlar olduğunu düşünüyorum.
-------------------------------------------------------
(*): Bu mesele Türkiye'de ayrı bir sorun sahasıdır. Amerikan Psikoloji Derneği üyesi olarak ben ABD'nde görevimi yapıyor olsaydım teşhis koyabilirdim, ancak Türkiye'de bu husus yalnızca psikiyatrlara verilmiş bir yetki ve sorumluluktur. Tabii bu sınırlama, işaret ve semptomlara bakarak terapi planı hazırlamama engel olmaz.
Kaynak: Kişisel deneyimlerin ve talkspace.com