Uzman Psikolog Simge Özyürek

26/10/2024

Yaşam, Akış ve Cinsellik; 16 haftalık bir grup çalışması içeren psikodrama tezimden doğan iki aşamalı bir çalışma. İlk aşamada kadınlık temasına daha çok odaklanıyoruz.

İlk aşama olan, 4 haftalık online grup çalışması için yeni grubum 30 Ekim Çarşamba günü başlıyor.

Daha önceki grup çalışmalarına katılmış kadınlardan gelen yorumlar, ‘Bu çalışmada beni ne bekliyor?’ sorusuna yardımcı olur belki 🩵

Kayıt olmak veya detaylı bilgi almak isterseniz:
www.yasamveakis.com adresine ulaşabilirsiniz 🌿

21/10/2024

Mary Whitehouse’a göre beden, zihnin fiziksel görüntüsü yani zihnin hareketlerinin görünür hale gelmesidir.
Dans ve Hareket Terapisi, zihinsel ve duygusal dünyalarımıza bedenimizin açtığı kapıdan bakma, otantik hareket ve dansı kullanarak farkındalık, kendimizle yeni iletişim yolları yaratma ve bütünleşme deneyimi sunar.

▪️Ruhsal büyüme kavramına odaklanacağımız bu atölye için herhangi bir hareket ve dans becerisi gerekmemektedir.

▫️Kendini bedeni aracılığıyla tanımak isteyen 18 yaş üstü
herkese açıktır.

▪️Atölye için tek gereklilik rahat ve mümkünse siyah değilse koyu renkli kıyafetler ile tabanı kaymaz bir ayakkabı giymektir.

Kayıt ve detaylı bilgi için:
simge.ozyurek@gmail.com adresine mail atabilir veya DM’den iletişim kurabilirsiniz.

10/10/2024

“Belki de bir şey üzerinde çok yoğunlaştık. Belki de bir şeyle çok fazla yıprandık. Belki de çok sevildik, belki az sevildik, belki çok çalıştık, belki az çalıştık... Tüm bunların bedeli ağırdır. “Çok fazla” karşısında giderek kururuz, kalplerimiz yorulur, enerjilerimiz boşalmaya başlar..” Clarissa P. Estes

Estes’in cümlelerinin bağlamı benim anlatacaklarımdan biraz farklı olsa da çok ama çok fazla şey oluyor.
Çoğumuz yorgunuz.
Teyidi alınmamış çoğul söylemleri hiç sevmemekle beraber, “yorgunuz” demek, sahte bir biz söylemi gibi gelmiyor.

Bugün Dünya Ruh Sağlığı günü, bu sene iş yaşamında ruh sağlığını önceliklendirmek teması öne çıkıyor.

Bir ruh sağlığı çalışanı olarak, hepimizin tanıklık ettiği onca acının arasında kendi ruh sağlığımı önceliklendirmek ve korumak giderek zorlaşıyor.

Psikoterapi yolculuğundan geçen pek çok kişi, durumlar karşısında kendi sorumluluğunu almanın büyüyüp bağımsızlaşabilmenin temeli olduğunu öğrenir/deneyimler.
Ben de terapist koltuğundayken çoğu zaman, karşı tarafa dönmüş okları “Peki o bunu yaptığında sende ne oluyor” gibi cümlelerle kişinin kendine çevirdiği bir aynaya dönüştürmeyi umarım.

Ve fakat,
Bazı şeyler bizden ötedir, bazı şeyler sistemseldir.

Bu günlerde umutsuz, karamsar, yorgun hissetmenin,
Sadece aynı yerde kalabilmek için bile daha çok çaba harcadığını düşünmenin,
“Durduk yere” güvensiz, kaygılı olmanın
“Çok fazla” şey olurken normal olabileceğini hatırlatmak istedim.

Estes’le başladım onunla bitireyim:
“Sahip olduğumuz ve yok edilmesi zor olan tek şey ruhumuzdur.”

Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde ruhumuzu hatırlama umuduyla…

25/09/2024

Arayı biraz açmıştık değil mi?
30 Ekim Çarşamba günü bu senenin (muhtemelen) son Yaşam, Akış ve Cinsellik grubuna başlıyoruz.

Psikodrama ve Dans Haraket Terapisi teknikleriyle çalışacağımız grup çalışması hakkında detaylı bilgi almak ve başvuru formunu doldurmak için www.yasamveakis.com adresini ziyaret edebilirsiniz 🩵

24/09/2024

31. Psikotatil 😌
Grup çalışmalarımda bazı paylaşımlar için herkesten yalnızca bir-iki kelime isterim.
Dolu dolu üç günün ardından üç kelimem var:
Derinlikli, Birlikte ve Akışta 🌿

13/09/2024

15/07/2024

Bu örnek üzerinden travma, kuşaklararası aktarım gibi konunun özünü anlamayı zorlaştıracak büyük kavramları bir kenara bırakıp çok daha basit bir yerden biraz “bilim” yapalım istedim.

Ben örnek vakayı anlatırken ne yaptım?
📍Tüm bu iyi oluş halini yaratan çokça değişkene dikkat çekmeden, merkeze ağırlık kaldırmayı alıp tüm “iyileşmeyi” ona bağlayarak anlattım. (Birçok değişkeni göz ardı ettim.)
📍İyileşmeyen ama semptomları düzenlenebilen bir sağlık durumu için “iyileştirdiğini” ilan ettim.
📍Tek olgu üzerinden gitsem de daha kalabalık bir grupla da aynı sonuçları alabileceğimizi öne sürdüm.
📍Ne sıklıkta, nasıl bir yoğunlukta ağırlık çalışması yapıldığından hiç bahsetmedim.
📍Pozitif değişiklik olarak gözlemlenen durumları neye göre ölçtüm/gözlemledim hiç söylemedim.
📍Neye göre belirlediğimi söylemediğim bu ölçümdeki değişikliklerin anlamlı olup olmadığına dair bir veri paylaşmadım.
📍Bilim okuryazarlığı gözünden bakmadığımız müddetçe o kadar da sorgulanabilecek bilgiler de paylaşmadım, söylediklerimin çoğu yanlış değil zaten EKSİK!

Aynı örneği kullanarak, ağırlık kaldırmanın değil de pandeminin insanlara iyi geldiğini de anlatabilirdim. Hatta işi ileriye götürüp tıpkı benim gibi pandeminin yeni kapılar açtığı, COVİD yüzünden kayıp yaşamamış hatta hastalanmamış insanların yoğunlukta olduğu taraflı bir örneklem seçerek bu argümanı destekleyecek veriler de yayınlayabilirdim.

Sizler de ilk bakışta oldukça inandırıcı gelen bu bilgileri okuyup -hele bir de pandemi dönemini zorluklarla atlattıysanız- en iyi ihtimalle neyi yanlış yaptığınızı sorgulayabilirdiniz. Ama benim yaptığım şey bilim olmazdı!

📍Tıpkı aile diziminin bilim değil, sözdebilim olması gibi🥲

Bilim paradigması, araştırma yöntemleri değişir. Psikoloji bilimi, hala çok yeni bir bilim. Elimizdeki bilgiler bilimsel ilerlemeler ışığında sürekli değişiyor. Çok büyük psikoloji deneylerinde tekrar aynı sonuçlar alınamıyor örneğin. Pek çok insan daha doğru ölçmenin, insanı daha iyi anlamanın yolunu arıyor. Psikoterapi salt bilim midir, sanat mıdır, zanaat mıdır soruları etrafında çılgın tartışmalar dönüyor.

En önemli kısmı yorumlara kaldı, oradan devam ediyorum ⤵️⤵️

14/07/2024

Ruhsal iyileşme ve büyüme, her geçen gün daha fazla insanın ilgisini çekiyor. Öyle ki, terapi adeta “trend” haline geldi bile denebilir sanki. Hal böyle olunca, iyileşme/dönüşme ve kendini tanıma metodolojisi olarak farklı psikoterapi ekolleri dışında pek çok yöntem de doğuyor.
Aile dizimleri,
Bilinçaltı temizlikleri,
Nefes terapisi, su terapisi,
Eril-dişil dengeleme çalışmaları,
Theta-healing, Access bar, numeraloji, astoroloji, reiki ve daha niceleri…
Sanırım her şeyden önce, bu tarz uygulamalara körü körüne karşı çıkan bir psikolog olmadığımı belirterek başlamak iyi olacak. Hobilerim arasında pür bir merakla -ruhumun aldığı ölçüde ve kendimi koruyabileceğime olan güvenimle- iyileşme ve dönüşüm vaat eden çalışmalara katılıp ne yaptıklarını anlamaya çalışmak var. Gerçekten… Katılmak istemediklerim hakkında da en azından okuma yapmış veya o yöntemin uygulayıcılarını takibe almışımdır. (Bir terapist olarak, katılımcısı olduğum bu çalışmalardaki deneyimlerimi de detaylarıyla anlatırım belki fakat bu uygulamaları önerdiğim düşünülsün istemem.)
Bu yazıyı ilk sezonuyla aile dizimine olan ilgiyi oldukça arttıran Zeytin Ağacı dizisinin ikinci sezonun gelişiyle yazma ihtiyacı duydum. Dizi ilk yayına girdiğinde de, bir çok terapist ve bilim insanı doğru ve yanlışı anlatmaya çalıştı. Bugün, benim de vurgulamak istediğim belki de en önemli noktalardan biri varolan ve gelişmekte olan bilimsel bilgi ve uygulamaların “bir kısmını” alarak oldukça bilimsel ve akla yatkın duyulan Aile Diziminin aslında o kadar da bilimsel olmayışı. İlgilisi, pseudoscience(sözdebilim) kavramını araştırabilir.
Ve yazdıkça fark ediyorum ki, bu tek postta bitirebileceğim kadar kısa bir yazı olmayacak :)
Bert Hellinger, Psikodrama ve Kuşakaşkın Terapi yöntem ve kuramlarını, epigenetik ve aile sistemleri bilgisiyle harmanlayarak ortaya Aile Dizimi adını verdiği yöntemi çıkarıyor çıkarmasına fakat…
İşte bu fakattan doğan açmazları Zeytin Ağacı dizisi üzerinden genososyogram, sosyal atom, seçimler, iyileşmenin sorumluluğunu alabilmek gibi kavramlarda dolaşarak yanıtlayacağım.
Bakalım neler çıkacak 🙃

30/05/2024

“Yaşam, Akış ve Cinsellik- Kadınlarla Çevrimiçi Psikodrama Grubu” başlıklı tezimle Psikodrama eğitiminden mezun oldum.
Yürüdüğüm en güzel yollardan biri olan, 2016’da öğrenci olarak başladığım bu yolun devamını artık Psikodramatist ünvanıyla yürümeye devam edeceğim.

Her şeyden ve herkesten önce, kendime… Defalarca ölüp yeniden doğmaya cesaret ettiğim ve kendim için, kendime rağmen bu yolu yürümeye devam ettiğim için;
Hocam, terapistim, rol modelim İnci Doğaner’e… Beni kendime getiren yolu açıp ihtiyaç duyduğum eşliği mümkün kılabildiği için;
Danışman hocam, yardımcı terapistimiz Işık Ayşe Altan’a… Nerede uçup nerede konacağımı sabır ve şefkatle öğretip yoluma ışık olduğu için;
Yardımcı terapistimiz Özlem Sürel Karabilgin Öztürkçü ve eğitim grubum Kozmos’a… yolumu renklendirip şahitlik ettikleri için çok teşekkür ederim 🌿

20/03/2024

Kayıt linki için sayfasını ziyaret edebilirsiniz 🌿

06/03/2024

Şehir bitmiyor, içimde ‘den kalanların etkisi de 🌿