Psikolog Onur ÇAKIR

Psikolog Onur ÇAKIR Psikolog Onur ÇAKIR, Yeditepe Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olmuştur.

Mezun olduktan sonra anaokulunda ve özel eğitim kurumunda çocuklar ve engelli bireylerle ayrıca danışmanlık merkezlerinde ise yetişkin ve ergenlerle çalışmaktadır.

Birçok kişi, duygularını ifade etmek yerine “İçimde kalsın, geçer” der.Ama hiçbir duygu yok olup gitmez; ifade edilmediğ...
24/10/2025

Birçok kişi, duygularını ifade etmek yerine “İçimde kalsın, geçer” der.
Ama hiçbir duygu yok olup gitmez; ifade edilmediğinde bedene depo edilir.

🔍 Bastırılan duyguların bedendeki izleri bilimsel olarak nasıl açıklanır?

Stres ve öfke, sinir sistemi aktivitesini sürekli yüksek tutar → Bu da bağışıklık sistemini zayıflatır.

Bastırılmış üzüntü ve öfke, kas gerginliği, migren, mide-bağırsak sorunları gibi fizyolojik belirtiler yaratabilir.

Psikoneuroimmünoloji alanındaki araştırmalar (örn. Kemeny, 2003), ifade edilmeyen olumsuz duyguların kronik iltihaplanma (inflamasyon) riskini artırabileceğini gösteriyor.

💡 Basit bir örnek vermek gerekirse:

Öfkeyi dile getirmediğinizde, vücudunuz bu enerjiyi kaslarınızda bir gerilim olarak tutar. Uzun vadede bu, omuz-boyun ağrısından, sindirim sorunlarına kadar uzanabilir.

📌 Ne yapabiliriz?

Duyguyu ifade etmek = saldırmak değil. Önce fark etmek, sonra sağlıklı yollarla iletmek.

Bedensel farkındalık çalışmaları (nefes egzersizi, yoga, germe hareketleri) duygusal yükü somatik açıdan boşaltmaya yardımcı olur.

Güvendiğiniz kişilerle duygularınızı paylaşmak, onları bedeninize hapsetmez.

Duygularınızı yok saymak, geçici bir “rahatlık” sağlar. Ama uzun vadede hem ruhunuza hem bedeninize ağır bir fatura çıkarır.

Belki siz de sık sık “Aman üzülmesin… Aman yanlış anlamasın…” diye düşünüp, kendi isteklerinizi ikinci plana atıyorsunuz...
17/10/2025

Belki siz de sık sık “Aman üzülmesin… Aman yanlış anlamasın…” diye düşünüp, kendi isteklerinizi ikinci plana atıyorsunuz.
Bu, ilk bakışta nazik veya fedakâr görünmek gibi olsa da, aslında sizi en çok kendinize karşı dürüst olmaktan uzaklaştırıyor.

💡 Neden?

Herkesi memnun etmeye çalışmak = Kendi sınırlarınızı esnetmek, hatta yok saymak demektir.
Bir süre sonra “Ben aslında ne istiyorum?” sorusuna cevap verememeye başlarsınız.
Ve bu süreçte en çok, otantik benliğinizle bağınız kopar.
Kendi duygularınızı değil, başkalarının sizden beklentilerini yaşamaya başlarsınız.

📌 Psikolojik etkileri:

İçten içe kırgınlık ve yorgunluk
Artan öfke patlamaları (çünkü sınırlar sessizce aşılmıştır)
Sürekli onay alma ihtiyacı
Yalnız kalmaktan aşırı korku

Başkalarını memnun etmek, iyi niyetli bir istek olabilir. Ama herkes için “iyi” olmaya çalışırken, kendiniz için “iyi” olmayı unutmamak gerekir.

Çocukken duygularımız görüldü mü?Yani ağladığımızda “Abartma, geçer” mi dendi, yoksa “Üzgünsün, fark ettim” mi?Çok basit...
06/10/2025

Çocukken duygularımız görüldü mü?
Yani ağladığımızda “Abartma, geçer” mi dendi, yoksa “Üzgünsün, fark ettim” mi?
Çok basit görünebilir ama çocukken hislerimizin onaylanması, yetişkinliğimizin en derin yapıtaşlarından biridir.

📌 Eğer duygularımız görülmediyse, ne olur?
Beyin ve kalp, “kendimi olduğum gibi göstermek güvenli değil” kaydını yapar.

Ve yetişkinlikte bu kayıt, şu maskelerle ortaya çıkabilir:

Aşırı güler yüzlü olma maskesi: Hep mutlu görünme, üzgünken bile neşeli rolü yapma.
Mükemmeliyetçilik maskesi: Hata yaparsam sevilmem korkusuyla kusursuz görünmeye çalışma.
Uzak ve kontrollü durma: “Yakınlaşırsam kırılabilirim” korkusuyla derin bağlardan kaçınma.
Sürekli “idare etme”: Kendi ihtiyaçlarını bastırıp sadece başkalarının beklentilerine odaklanma.

Görülmeyen duygular kaybolmaz, sadece şekil değiştirir. Ve bu şekil, genellikle “maske”dir.
İyileşmenin yolu, önce maskeyi fark etmekten, sonra onu çıkarmaya güven duymaktan geçer.

Fedakârlık, sevginin bir parçasıdır.Ama biz farkında olmadan, bazen “fedakârlık” ile “kendini yok sayma” arasındaki çizg...
03/10/2025

Fedakârlık, sevginin bir parçasıdır.
Ama biz farkında olmadan, bazen “fedakârlık” ile “kendini yok sayma” arasındaki çizgiyi kaybederiz.
Ve ilişkiyi yaşatmak için kendimizden vazgeçmeye başlarız.

🔍 Peki bu neye yol açar?

Kimlik kaybı: Zamanla “Ben kimim?” sorusuna cevap verememek.
Gizli öfke: İçten içe “Hep ben veriyorum” hissiyle biriken kırgınlık.
Bağımlı bağlanma: İlişkiyi bitirmekten çok, yalnız kalma korkusuna kapanmak.
Düşen öz-değer: Kendini, karşı tarafın mutluluğuna endekslemek.

📌 Fedakârlık sağlıksız hale ne zaman gelir?

Kendi temel ihtiyaçlarınızı ertelemeye başladığınızda.
Sürekli “Hayır” diyemeyip, “tamam olsun” dediğinizde.
Verdiğiniz şey karşılıklı değil, tek taraflı olduğunda.

💡 Sağlıklı fedakârlığın formülü:
Kendi alanınızı koruyarak, karşı tarafa gönüllü ve dengeli bir şekilde vermek.
Çünkü siz varsanız, ilişkinin de bir anlamı var.

Çocuklukta öfkenin bastırılması, çoğu zaman “iyi çocuk olma” beklentisi veya anne-babanın öfke karşısında aşırı sert tep...
19/09/2025

Çocuklukta öfkenin bastırılması, çoğu zaman “iyi çocuk olma” beklentisi veya anne-babanın öfke karşısında aşırı sert tepki vermesiyle öğrenilir. Duygusal bastırma (Gross, 1998) uzun vadede beynin duygusal düzenleme alanlarını etkiler. Özellikle amygdala ve prefrontal korteks arasındaki sağlıklı iletişim bozulabilir.

📌Bastırılan öfke, yetişkinlikte farklı maskelerle ortaya çıkar:
Pasif-agresif davranışlar: Dolaylı yoldan kızgınlık ifade etmek (unutmak, ertelemek, imalı konuşmak)
Sürekli gerginlik ve huzursuzluk: Nedensiz yorgunluk veya vücutta ağrı olarak psikosomatik belirtiler
Kendine yönelen öfke: Aşırı öz eleştiri, değersizlik duygusu, depresyon belirtileri
Patlayıcı tepkiler: Normalde sakin görünen kişinin aniden yoğun öfke patlamaları yaşaması

📌Psikanalitik teoride (Freud), bastırma savunma mekanizması kısa vadede koruyucu olsa da uzun vadede bastırılan enerji başka yollardan geri döner. Jung ise buna “gölge” der ve “İçimizde yüzleşmediğimiz her şey, karşımıza kader olarak çıkar” diye açıklar.

Sağlıklı süreç, öfkeyi bastırmak değil, onun nedenini anlamak, ifade yollarını öğrenmek ve sınırlar koyabilmektir.

“Benim ihtiyaçlarım önemli değil” cümlesi, öğrenilmiş bir inançtır. Genellikle çocuklukta, bireyin ihtiyaçlarının sürekl...
15/09/2025

“Benim ihtiyaçlarım önemli değil” cümlesi, öğrenilmiş bir inançtır. Genellikle çocuklukta, bireyin ihtiyaçlarının sürekli olarak geri plana atıldığı, küçümsendiği veya görmezden gelindiği ortamlarda gelişir. Bu durum, psikolojide öğrenilmiş değersizlik veya koşullu sevgi bağlamında incelenir.

📌 Kaynak Dinamikler:
Koşullu kabul: Sevgi veya ilgiyi yalnızca belirli şekilde davrandığında almak
Parentifikasyon: Çocuğun ebeveynin duygusal ihtiyaçlarını karşılayan role sokulması
Sürekli kıyaslama: Kardeş, akran veya başkalarıyla olumsuz karşılaştırma

Bilişsel-Davranışçı Terapi literatürü, bu tür inançların otomatik düşünce haline geldiğini ve fark edilmeden kişinin tüm ilişkilerine yansıdığını gösterir. Yetişkinlikte kendi sınırlarını belirleyememe, hayır diyememe, aşırı fedakârlık gibi davranışlara neden olabilir.

Nörobilimsel olarak bu durum, beynin “tehdit tespiti” yapan amygdala’sının sosyal onay almaya bağımlı şekilde çalışmasına yol açabilir; çünkü çocuklukta onay = güven/kabul demekti.

📖 Virginia Satir’in dediği gibi: “Kendi ihtiyaçlarını görmezden gelmek, kendi varlığını küçümsemektir.” Sağlıklı ilişkilerde kişinin kendi ihtiyaçları, başkalarınınkiler kadar değerlidir.

Çocuklukta duyguların yeterince görülmemesi, yargılanması veya bastırılması; yetişkinlikte karakter yapısının derinlikle...
08/09/2025

Çocuklukta duyguların yeterince görülmemesi, yargılanması veya bastırılması; yetişkinlikte karakter yapısının derinliklerine işleyen izler bırakabilir. Bağlanma kuramı (Bowlby, Ainsworth), güvenli bağlanan çocukların duygularını ifade etmesine izin verildiğini, güvensiz bağlananlarda ise duyguların sıkça engellendiğini ortaya koyar.

Duygusal ihtiyaçların sürekli görmezden gelinmesi, yetişkinlikte şu şekilde kendini gösterebilir:
Kronik onay arayışı: İç çocuk hâlâ “Fark et beni” diye seslenir.
Duygu tanımlama zorluğu (alexithymia): Kişi ne hissettiğini ifade etmekte zorlanır.
Yakın ilişkilerde aşırı uyum sağlama: Kendi ihtiyaçlarını bastırarak karşı tarafı memnun etme eğilimi.

Nörobilim açısından, çocuklukta duyguların kabul görmemesi, beynin prefrontal korteks ile limbik sistem arasındaki duygusal düzenleme ağlarını zayıflatabilir. Bu da stresle baş etmede güçlük yaratır.

📖 Alice Miller, “Yetenekli Çocuğun Dramı” adlı kitabında şunu söyler: “Çocuğun gördüğü ilgi, çoğu zaman yalnızca beklentiye uyum sağladığında gelir; kendi gerçek ihtiyaçlarını gösterdiğinde değil.” Bu nedenle duyguların erken yaşta değer görmesi, ileriki yaşamda öz-değer duygusunun temelidir.

Bir ilişkide “kendini kaybetmek”, romantik filmlerde idealize edilebilir ama psikoloji açısından bu, çoğu zaman ilişkise...
05/09/2025

Bir ilişkide “kendini kaybetmek”, romantik filmlerde idealize edilebilir ama psikoloji açısından bu, çoğu zaman ilişkisel bağımlılık veya ko-bağımlılık (codependency) belirtisidir. Sevgi; iki ayrı bireyin özgür irade ile, karşılıklı saygı içinde bağ kurmasıdır. Oysa bağımlılıkta, kendi kimliğini, sınırlarını, isteklerini tamamen partnerinin varlığına göre şekillendirme eğilimi vardır.

📌 Ayırt edici işaretler:
Kendi değerini partnerin onayına bağlama
Terk edilme korkusuyla sürekli fedakârlık yapma
Kendi ilgi alanları, sosyal çevresinden uzaklaşma
Yalnız kalmamak için zarar verici ilişkileri sürdürme

Psikanalitik açıdan bu durum, erken çocuklukta yaşanan bağlanma yaralarına dayanabilir. Nesne ilişkileri kuramı (Melanie Klein, Winnicott), bireyin bebeklikte bakım verenle yaşadığı deneyimlerin, ileriki ilişkilerde “tamamlanma ihtiyacı” şeklinde tekrarlanabileceğini söyler.

🎯 Sağlıklı sevgi, karşı tarafı hayatına dahil eder ama kendi merkezini korur. Bağımlılık ise yaşam yönünü karşının varlığına teslim eder.

📖 Halil Cibran’ın “Ermiş”teki sözleri bu dengeyi mükemmel özetler: “Birbirinizi sevin ama sevginin bağları olmasın; aranızda okyanusun dalgaları gibi hareket eden bir deniz olsun.”

🕯️ Duygusal ihmal, çocuklukta ihtiyaç duyulan sevgi, ilgi ve destekten yoksun kalmak anlamına gelir. Fiziksel zarar görü...
22/08/2025

🕯️ Duygusal ihmal, çocuklukta ihtiyaç duyulan sevgi, ilgi ve destekten yoksun kalmak anlamına gelir. Fiziksel zarar görünmese de, ruhta derin izler bırakır ve erişkinlikte yaşamı etkiler.

🧩 John Bowlby’nin Bağlanma Teorisi, duygusal ihmalin güvenli bağlanmayı nasıl engellediğini gösterir. Güvensiz bağlanma, ilerleyen yaşlarda ilişki kurmada zorluk, düşük özgüven ve duygusal dalgalanmalara yol açar.

🌿 Duygusal ihmal yaşayan bireyler genellikle kendilerini değersiz hisseder, duygularını ifade etmekte zorlanır ve duygusal boşluk içinde yaşarlar. Bu durum, depresyon, anksiyete ve kronik stres riskini artırır.

🛠️ İyileşme süreci, önce bu yaraların farkına varmakla başlar. Terapide güvenli ilişki deneyimleri, duyguların tanınması ve işlenmesi üzerine çalışılır. EMDR ve şema terapisi gibi yöntemler özellikle etkili olabilir.

✨ Virginia Satir’in dediği gibi: “İyileşme, yıkılan bir şeyi onarmak değil, yeni bir şey yaratmaktır.” Duygusal ihmalin yarattığı boşluklar, sevgi ve anlayışla yeniden dolabilir.

Empati, insan olmanın en kıymetli yeteneklerinden biridir. Ancak fazlası, yani “empati yorgunluğu” ya da “duygusal tüken...
15/08/2025

Empati, insan olmanın en kıymetli yeteneklerinden biridir. Ancak fazlası, yani “empati yorgunluğu” ya da “duygusal tükenmişlik”, özellikle psikolojik destek veren mesleklerde çok sık karşılaşılan bir durumdur.

🧠 Empati yorgunluğu, başkalarının travmatik deneyimlerine aşırı maruz kalma sonucunda ortaya çıkan ruhsal bitkinliktir. Bu durum, profesyonellerde olduğu kadar, çevresindeki insanların sorunlarıyla sürekli ilgilenenlerde de görülebilir.

🌱 Carl Rogers’ın “koşulsuz olumlu kabul” yaklaşımıyla bağdaştırılan empati, bazen sınırlı kaynaklarımızı zorladığında bizi savunmasız bırakır.

⚠️ Empati yorgunluğunu fark etmek, kendi sınırlarını korumak ve düzenli olarak “duygusal bakım” yapmak şarttır. Kişisel sınırlar, terapi, hobiler ve sosyal destek ağları burada hayat kurtarıcıdır.

🦸‍♀️ Empati kurarken tükenmek yerine, sağlıklı bir bağ kurmayı öğrenmek, hem kendin hem başkaları için en iyisidir. Unutma, senin iyiliğin, başkalarına en büyük desteği sağlar.

🧩 Eskiden yorgunluk bağırarak, öfkeyle çıkardı. Şimdi çoğu kişi iç sesini bile susturmuş halde…🔕 Sessiz tükenmişlik, yük...
08/08/2025

🧩 Eskiden yorgunluk bağırarak, öfkeyle çıkardı. Şimdi çoğu kişi iç sesini bile susturmuş halde…

🔕 Sessiz tükenmişlik, yüksek işlevli depresyonla benzer seyredebilir: kişi dışarıdan “iyi görünür” ama içi çökmüştür.

🧠 Psikolojide bu durum “maskeli depresyon” olarak da anılır; çünkü kişi, kendini güçlü göstermek adına duygularını bastırır.

🛑 Sürekli “hallederim” demek, bir noktadan sonra içsel bir kaçışa dönüşebilir.

🧘‍♀️ Jung’un dediği gibi: “Dışa bakanlar rüya görür, içe bakanlar uyanır.” Ama bazen içe bakmak da çok yorucu olur.

🔍 Tükenmişliğin ilk sinyalleri genellikle duygusal mesafe, azalmış motivasyon ve bedensel şikayetlerle ortaya çıkar.

💬 “Artık hiçbir şey hissetmiyorum” diyorsan, bu bir uyarı işaretidir.

🌪️ Günümüzde stres faktörleri o kadar çoğaldı ki, tükenmişlik “anormalin normali” gibi yaşanıyor.

🛠️ Terapi, bu sessizliği duymak, anlamlandırmak ve yeniden nefes alabilmek için güçlü bir araçtır.

💌 Sessizlik bir kabulleniş değil, bazen yardım çağrısıdır.

🗯️ “Zorbalık sadece çocuklukta olur” diyenlere inat, yetişkin dünyasında da zorbalık çok yaygın bir gerçek.🏢 İş yerlerin...
04/08/2025

🗯️ “Zorbalık sadece çocuklukta olur” diyenlere inat, yetişkin dünyasında da zorbalık çok yaygın bir gerçek.

🏢 İş yerlerinde, arkadaş ortamlarında hatta aile içinde bile pasif-agresif ya da manipülatif zorbalık şekilleri yaşanabiliyor.

💣 Psikodinamik kuramlara göre, zorbalık çoğunlukla bireyin kendi bastırılmış öfkesiyle baş edememesinden kaynaklanır.

🧠 Zorbalığa maruz kalan bireyde anksiyete, özgüven kaybı ve sosyal fobi gelişebilir.

🛡️ “Hadi sus” baskısı, kurbanın duygusal dünyasını travmatize eder.

📉 Sürekli değersizleştirme, küçümseme ve alay yoluyla kişi kendini eksik hissetmeye başlar.

🎭 Yetişkin zorbalığı bazen gülümseyerek yapılır; bu da mağdurun yaşadığını adlandırmasını zorlaştırır.

🧩 Bu tür ilişkilerde “gri taş yöntemi”, yani duygusal tepkiyi keserek zorbayı etkisiz hale getirmek faydalı olabilir.

🧘‍♂️ Zorbalığın olduğu yerde sınırlar çizmek, en büyük direniştir.

💬 Yaşadığın şey “abartı” değil. Adını koymak, değişimin ilk adımıdır.

Address

Izmir
35590

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikolog Onur ÇAKIR posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category