24/10/2025
Birçok kişi, duygularını ifade etmek yerine “İçimde kalsın, geçer” der.
Ama hiçbir duygu yok olup gitmez; ifade edilmediğinde bedene depo edilir.
🔍 Bastırılan duyguların bedendeki izleri bilimsel olarak nasıl açıklanır?
Stres ve öfke, sinir sistemi aktivitesini sürekli yüksek tutar → Bu da bağışıklık sistemini zayıflatır.
Bastırılmış üzüntü ve öfke, kas gerginliği, migren, mide-bağırsak sorunları gibi fizyolojik belirtiler yaratabilir.
Psikoneuroimmünoloji alanındaki araştırmalar (örn. Kemeny, 2003), ifade edilmeyen olumsuz duyguların kronik iltihaplanma (inflamasyon) riskini artırabileceğini gösteriyor.
💡 Basit bir örnek vermek gerekirse:
Öfkeyi dile getirmediğinizde, vücudunuz bu enerjiyi kaslarınızda bir gerilim olarak tutar. Uzun vadede bu, omuz-boyun ağrısından, sindirim sorunlarına kadar uzanabilir.
📌 Ne yapabiliriz?
Duyguyu ifade etmek = saldırmak değil. Önce fark etmek, sonra sağlıklı yollarla iletmek.
Bedensel farkındalık çalışmaları (nefes egzersizi, yoga, germe hareketleri) duygusal yükü somatik açıdan boşaltmaya yardımcı olur.
Güvendiğiniz kişilerle duygularınızı paylaşmak, onları bedeninize hapsetmez.
Duygularınızı yok saymak, geçici bir “rahatlık” sağlar. Ama uzun vadede hem ruhunuza hem bedeninize ağır bir fatura çıkarır.