İzdüşüm Psikoloji

30/07/2024

Önemli olan sözler değil davranışlardır. Sevdiğini söyleyen biri yerine sevgisini gösteren birine inanın. Erich Fromm

19/11/2023

Eğer veren biri iseniz, sınırlarınızı öğrenmeyi ve korumayı unutmayın. Çünkü alanların sınırları olmayacaktır.
Sınırlarınızı korumak mümkün ancak bunun için kendi içsel yolculuğunuza çıkıp kendi isteklerinizi, yeteneklerinizi, taleplerinizi görmeniz ve buna göre hedefler oluşturmanız gerekmektedir.

.psikoloji

06/11/2022

Kendinizi olumlu yönde geliştirmek için attığınız adımları sürdürmekte zorlanıyor musunuz?

Öyleyse motivasyon eksikliği yaşıyor olabilirsiniz.
Motivasyon, harekete geçmek için ihtiyaç duyulan içsel güçtür. Motivasyon eksikliği ile baş etmek için bu duruma neden olan sebepleri tespit etmek önemlidir.

Bu faktörler şu şekilde olabilir:

1. Kendinize yeterince güvenmemek
2. Ulaşmak istediğiniz hedefleri yeterince yapılandırmamak
3. Yapılacak işlere yönelik hissedilen yoğun kaygı ve korku
4. Hemen sonuca ulaşmak için ilk atılacak adımın zorlayıcı olması
5. Hedefe ulaşmada alt hedeflerin belirlenmemesi
6. Zaman yönetiminde zorlanmak (Sadece işe vakit ayırıp dinlenmek ve eğlenmek için vakit ayırmamak)
7. Erteleme alışkanlığına sahip olmak

Bu faktörler ile baş etmekte zorlanıyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından destek alabilirsiniz.

31/08/2022

Kontrolümüz dışında olan şeylere verdiğimiz değer arttıkça, kontrolümüz azalır.
Epiktetos
Bazen hayatımızdaki her şeyi kontrol etmek, deneyimlerimizin hedeflerimiz ve arzularımız eşliğinde sürmesini sağlamak isteyebiliriz. Ancak her şeyi kontrol etmenin zaman, enerji, ruh sağlığı için ağır bir bedeli vardır.
Kontrolümüzde olan ve olmayan durumların farkında olmak, yatırımlarımızı ağırlıklı olarak kendi kontrol alanımız içinde kalan durumlara yapmak ruh sağlığımızı korumamızı sağlar.
Neler kontrol alanımız içindedir?
1.Beklentilerimiz
2.Kararlarımız
3. Sınırlarımız
4. Zamanı nasıl geçirdiğimiz
5.Diğer insanlara nasıl tepki verdiğimiz
6. Kendi inanç ve düşüncelerimiz
Neler kontrolümüzün dışında olabilir?
1. İnsanların senin hakkında ne düşündüğü
2. Geçmişin
3. Sahip olduğun aile üyelerin
4. Başkalarının inançları
5. Başkalarının duygu ve düşünceleri
6. Başkalarının hataları

.psikoloji

19/03/2022

Bir insana nasıl güvenirsiniz?
Bir insana güvenmek için kendine güvenmek, kendi değerine inanmak gerekir.
Değerli hissetmek için bir insanın gözünde değerli olmayı beklemek, riskli ve geçici bir çözümdür.
Daha kalıcı bir çözüm arıyorsanız, önce kendi değerinizi bilmeli ve bunun için ruhsal yatırımınızı sürdürmelisiniz.
Peki bir insan kendi değerine nasıl inanır? Kendine ruhsal yatırım yapmak nedir?
Bu soruların cevabını vermekte zorlanıyorsanız, bir ruh sağlığı uzmanı tarafından psikolojik destek hizmetinden faydalanabilirsiniz.

09/03/2022

Değersizlik duygusu yaşayan bir insan, kendisine yakın bulduğu eş, çocuk, çalışan, arkadaşları kendi değersizliğinin bir uzantısı olarak görür ve onları küçümser. Çünkü ona göre değersiz birini kabul eden insanın kendisi de değersizdir.
Bu kişiler otorite konumuna geldiklerinde, çalışanlarının davranışlarını kontrol edip sürekli uyarılarda bulunarak onları bunaltırlar. Anne veya baba olduklarında ise, çocuklarından yetenekleri üzerinde başarılar beklerler. Kendi elde ettikleri başarılara rağmen boşluk, yetersizlik, anlamsızlık duyguları yaşamaya devam ederler.
Değersizlik duygusuna sahip bireyin esas problemi; mükemmel bir imaja sahip olma arzusu ile eksik ve hatalarının varlığını kabul etmede yaşadığı zorlanmadır.
Her birey kendi gerçekliğini kabul ettiği oranda kendisine ve çevresine karşı hoşgörülü olmayı başarır. Bunu başaramayanlar ise, kendisinde hoşlanmadığı yönlerini başkalarına yansıtarak onları eleştirir ve kınar. Oysa bu davranış esnasında bu kişiler, tanımak istemediği, kendisine yabancı olduğu gerçek kimliğini farkında olmadan seyretmektedirler.
Alacağınız psikoterapi süreci ile kendi gerçekliğinize ulaşmanız kolaylaşacaktır.

02/02/2022

Utanç duygusu, çocuğun ayrışma-bireyleşme döneminde eleştirel, kontrolcü tutuma sahip ebeveynleri ile deneyimleri sonucunda gelişir. Bu deneyimler çocuğun benliğini utanç verici bulmasına, ileriki süreçlerde kimliği ile ilgili bazı şüphelere sahip olmasına neden olur.
Şüphe içindeki birey, başkaları önünde potansiyelini ortaya koymakta zorlanır. Kişi potansiyelini ortaya koyamadığında, görülmemenin getirdiği öfke, yalnızlık, çaresizlik, üzüntü duyguları ile yaşamaya başlar. Bu duygular ile kişi daha da içine kapanır. Sosyal ilişki ve bağlamlardan uzaklaşmaya başlar. Bu davranışların pekişmesi, kişiyi içinden çıkması zor bir döngüye hapseder.
Utanç duygusu, yetersiz olma durumunda ortaya çıkan bir duygudur. Başkalarının zihninde ‘yetersiz biri’ olarak görülmek ve bu imajı kontrol edememek o kişi için kaçınılması gereken, korkunç bir olaydır. Başkalarının zihnini kontrol edemeyen kişi, kendi imajını kontrol etmek için ‘ideal bir benlik’ inşa eder.
Oluşturulan ideal benlik; son derece hatasız, ulaşılamaz boyutlarda olan mükemmel bir imajdır. Kişi ideal benliğine ne derece uzak hissederse kendisinden o kadar utanç duyar.
Bu durumun çaresi; hatalara rağmen var olmak, eksikliklere rağmen konuşmak, yaşanan duyguyu kabul ederek o duygudan ve kişilerden kaçınmadan içinde bulunulan bağlamda yer alabilmektir.

29/01/2022

27/01/2022

25/01/2022

Hayatta söz konusu olan sahip olunanlar değil, sahip olunanlar nasıl idare edildiğidir.

Alfred Adler

Ludwig Van Beethoven bize neyi göstermektedir?

İlgili yazımda okuyabilirsiniz.

19/01/2022

PASİF AGRESYON: Özellikle sevilen kişilere karşı (anne, baba veya bakım veren kişiler) duyulan öfke duygusunun olumsuz bir duygu olduğu, bunu ifade etmenin uygunsuz bulunduğu çevrede yetişen bireylerde, öfke duygusunu ifade etmenin gizli bir yoludur.

İfade edilemeyen öfke duygusu ergenlik sürecinde: Kapıları hızla kapatma, surat asma, ödevleri zamanında yapmama, verilen sorumlulukları erteleme veya geciktirme, alaycı dil kullanma, aile üyelerine veya arkadaşlara lakap takma, gün içinde sorulan sorulara kısa ve öz yanıtlar vererek aile içinde kurulacak diyaloğun önünü kesme şeklinde davranış kalıplarıyla kendini gösterir.

Yetişkin bireylerde: İşe veya özel bir randevuya geç kalma, projeleri yarım/eksik bırakma veya geciktirme, bir arkadaş ile üstü kapalı bir şekilde alay ederek konuşma, verilen sözleri yerine getirmeme, yönetici gibi kendisinden yüksek konumda gördükleri kişilere karşı olumsuz duygu ve düşüncelerini doğrudan o kişilere göstermek yerine başkalarına şikayet etme, ilişkilerde ortaya çıkan tartışmalarda sessiz kalma, başkalarından gelen faydalı tavsiyelere bozulup içlenme, yaptıkları işlerde sıklıkla onay ve övgü arayışı içinde olma bu davranışlara örnek teşkil etmektedir.

PASİF AGRESİF DAVRANIŞ ÖRÜNTÜLERİNİN KÖKENLERİ
Aşırı kontrolcü, eleştirel, katı kuralların uygulandığı, ihmalkar, otoriter, talepkar, tutarsız davranış ve sözlerin ortaya konduğu ebeveyn tutumlarına maruz kalmak; bu davranışların ortaya çıkmasına neden olan en önemli faktördür.
Bu davranışların kökeninde, erken dönemlerdeki yaşantılarda hissedilen derin bir korku, güçsüzlük ve çaresizlik duyguları yer alır.