Mevlana Üniversitesi Hastanesi

Mevlana Üniversitesi Hastanesi Mevlana Üniversitesi Hastanesi
Gönülden Sağlık Hizmeti
Bilgi ve Randevu için : 444 42 00

DUYURUMevlana Üniversitesi şu andan itibaren resmi olarak Selçuk Üniversitesi'ne devredilmiştir.  Üniversite ile alakalı...
02/08/2016

DUYURU

Mevlana Üniversitesi şu andan itibaren resmi olarak Selçuk Üniversitesi'ne devredilmiştir.
Üniversite ile alakalı tüm soruları ve bilgileri YÖK, MEB ve Selçuk Üniversitesinden bilgi alabilrsiniz. Sayfanın başka amaçla kullanılmaması ve suistimal edilmemesi için kapatıyorum.
YAŞASIN HÜRRİYET
YAŞASIN CUMHURİYET
YAŞASIN DEMOKRASİ
YAŞASIN TÜRK MİLLETİ
YAŞASIN TÜRKİYE
ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ
http://www.memleket.com.tr/mevlana-universitesinin-tabelalari-sokuldu-914897h.htm

Geçtiğimiz günlerde FETÖ/PDY bağlantısı olduğu gerekçesiyle kapatılan Mevlana Üniversitesi'nin tabelaları söküldü. Mevlana Üniversitesi Selçuk Üniversitesi'ne devredildi.

16/07/2016
KALP HASTALARINA RAMAZAN UYARISIMevlana Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Sıddık ÜLG...
02/06/2016

KALP HASTALARINA RAMAZAN UYARISI

Mevlana Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Sıddık ÜLGEN Ramazan Ayı’nın sıcak yaz aylarına denk gelmesinden dolayı kalp hastalarının daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Tansiyonu kontrol altında olan yüksek tansiyon hastalarının, kalp ameliyatı olmuş kişilerin ya da damarlarına stent takılmış kişilerin oruçlarını tutabileceklerini ifade eden Prof.Dr. Ülgen ancak iftarda ya da sahurda ilaçlarını doktor önerisine göre düzenli bir şekilde almaları gerektiğini önemle vurguladı.
Fakat Tip 1 Diyabeti olan ve gündüz insülin alması gereken hastalar ile ağır dereceden Kalp Yetmezliği olan ve kalp nakli bekleyen hastaların oruç tutmalarının doğru olmadığını belirtti.

“İftar ve Sahurda Sulu Yemek Tüketin- Mideyi Doldurmayın!”

Prof. Dr. ÜLGEN, hastaların, Ramazan Ayında iftar ve sahurda bol sulu yemekler yemelerini, yemekten doymadan kalkmalarının altını çizdi. Ayrıca Teravih Namazlarını yarı dolu mideyle kılmalarını önerdi.
Hastaların, yemek seçimlerinde su ihtiyacını arttırıcı baharatlardan kaçınmaları gerektiğine işaret eden Prof. Dr. ÜLGEN, baharatların kalp ve damar hastalarına zararının olmadığını, ancak baharatlı yiyeceklerin sıcak havalarda su ihtiyacını arttıracağını kaydetti.

“Sıcaklara Dikkat: Sıcak Saatlerde Dışarı Çıkmayın!”

Prof. Dr. ÜLGEN, Ramazan ayı’nın sıcak Yaz aylarına rastlamasından dolayı, kalp ve damar hastaları için riskin arttığını ifade ederek, yaz aylarındaki aşırı terlemenin vücuttaki tuz ve su atımını fazlalaştırdığını belirtti. Bu durumun halsizlik, bitkinlik ve ritim bozukluğuna yol açtığını, özellikle hastaların günün sıcaklığının fazla olduğu saatlerde dışarı çıkmamalarını, vakitlerini mümkün ise serin yerlerde geçirmeleri gerektiğini’’önerdi.

“Yaz Aylarında İlaç ve Dozları Yeniden Düzenlenmeli”

Prof. Dr. ÜLGEN konuşmasını şöyle sürdürdü; “Havaların ısınması ile kalp hastalarının sağlıklı bir yaz geçirebilmesi için, kullandıkları ilaçlara bir kardiyolog tarafından 'yaz ayarı' yapılmalıdır. Bu hastaların, doktorlarına danışarak idrar söktürücü ilaç dozunu diğer aylara göre azaltmaları gerekmektedir. Bazı yaz meyvelerinin kan pıhtılaşmasını önleyici ilaçlar ile etkileşimi olabileceği için doz ayarının kış aylarına göre daha sık yapılması gereklidir. Ayrıca çok su kaybının kanın daha çabuk pıhtılaşmasına neden olacağı da unutulmamalıdır''dedi.

Kalp Hastalarına 6 Altın Öğüt

1- Gündüzün sıcak saatlerini genellikle serin ortamlarda geçirin,
2- İftarda sulu ve hafif yiyecekler yiyin. Sofradan doymadan kalkın.
3- Mutlaka sahur yapmaya çalışın,
4- İftar ve sahurda ağır ve baharatlı gıdalar tüketmeyin,
5- İlaçlarınızla ilgili ayarlamalar için doktorunuzla görüşün,
6- İlaçlarınızı almayı unutmayın.

28-31 Mayıs Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası
28/05/2016

28-31 Mayıs Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası

Multiple skleroz, beyni ve omuriliği tutan otoimmün bir hastalıktır. Kısaca MS olarak anılır. Travmanın ardından genç er...
25/05/2016

Multiple skleroz, beyni ve omuriliği tutan otoimmün bir hastalıktır. Kısaca MS olarak anılır. Travmanın ardından genç erişkinlerde en sık görülen nörolojik bozukluktur. Otoimmün hastalık bağışıklık sisteminin kişinin kendi hücrelerini tanıyamaması, bunun sonucunda vücuda yabancı madde sanıp yok etmeye çalışması ve sonuç olarak vücudun kendi kendine zarar vermesi olarak açıklanabilir. MS’te myeline karşı bir otoimmün yanıt vardır.

Beyin ve omurilik etkilenimlerinde görülen tüm belirtiler MS’te izlenebilir. Dengesizlik, çift görme bulanık görme, kol ve bacakta güçsüzlük/beceriksizlik, idrar kaçırma, konuşma bozukluğu gibi. Genellikle ataklar halinde seyreder ve ilk ataklar tam düzelir. Zamanla izler bırakmaya başlayan ataklar, kalıcı belirtiler ortaya çıkarır. Bir kısım MS ise ataktsız, yavaş-sürekli kötüleşmeyle seyreder

Hastalığın nedeni daha tam olarak anlaşılmamış olmakla birlikte, genetik ve çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıktığına inanılmaktadır. Miyelinsizleşme (sinir dokusunu saran özel miyelin proteinin bağışıklık sistemince yok edilmesi) ile seyreder.

Günümüzde hastalara atakta kortizon (metil prednizolon) ve atağı önlemede beta-interferon veya copaxone vb. tedavileri verilmekle birlikte, yeni çalışmalar umut vericidir. Yakın gelecekte çıkması beklenen PPAR-gamma agonistleri üzerinde yapılan çalışmalar klinik evreye gelmiştir. Küçük hasta öbeklerinde yapılan çalışmaların da başarılı olması sonucunda şimdi büyük merkezlerde klinik çalışmalar yapılmaktadır.

YRD. DOÇ. DR.
FATMA DOĞANAY
NÖROLOJİ UZMANI

HİPERTANSİYONDA HAYALDEN GERÇEĞE (Renal Denervasyon (Böbrek sinirlerinin yakılması)Kan basıncının normal değerlerin üzer...
17/05/2016

HİPERTANSİYONDA HAYALDEN GERÇEĞE
(Renal Denervasyon (Böbrek sinirlerinin yakılması)

Kan basıncının normal değerlerin üzerinde seyretmesi olarak tanımlanan hipertansiyon, yetişkin toplumun yaklaşık üçte birini etkilemektedir. Sinsi seyreden bir hastalık olan hipertansiyon genellikle önemli bir şikayete yol açamadan vücudumuzdaki tüm damarları ve kalp, beyin, böbrek gibi hayati organları etkileyerek de ciddi hasarlara yol açar.
“Hayati Organlarda Ciddi Hasar Yapar”
Hipertansiyonda asıl korkulan uç organ hasarı dediğimiz kalp, böbrek, beyin ve gözler üzerine olan olumsuz etkileri ve oluşturduğu kalıcı hasarlardır. Hipertansiyonun kalp yetersizliği, kalp damar tıkanıklığı, kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği, ani ve kalıcı görme kayıpları ile ilişkisi artık tartışmasız bir gerçektir.

“Sinsi ve yavaş seyrettiği için Sessiz Katil olarak da adlandırılır”

Ancak hastalığın sinsi karakteri ve yavaş seyirli olması nedeniyle hipertansiyon toplum tarafından yeterince ciddiye alınmamaktadır. Ülkemizde yaklaşık 18 milyon yüksek tansiyon hastası vardır. Ancak bunların üçte birinde kan basıncı kontrol altına alınmaktadır. Başka bir deyişle hipertansiyonu olan 12 milyon hasta, ya tedavi almıyor ya da tedavisi yetersizdir. Haliyle bu hastalarda hayati organlardaki hasar hızla ilerlemektedir.
Sessiz katil olarak da bilinen hipertansiyon birçok mekanizmaya bağlı olarak ortaya çıkmakta olup en önemlisi genetik yatkınlıktır.
“Tedavide Yaşam tarzı değişikliği çok önemli.”
Hipertansiyon tedavisinde tuzsuz diyet, egzersiz, kilo verme gibi yaşam tarzı değişiklikleri tüm tedavilerden önce gelen en önemli ve etkili yaklaşımdır. Ancak yaşam tarzı değişiklikleri ile kan basıncı kontrol altına alınamayan hastalarda ilaç tedavisi gündeme gelmektedir. Birçok hastada uygun ve yeterli dozda ilaç tedavileri, hastaların tedaviye uyumu ve yaşam tarzı değişikliklerine uymaları ve yakın takip ile kan basıncı kontrol altına alınabilmektedir.


“Birçok ilaca rağmen tansiyon düşmüyorsa yeni tedaviler gerekir”
Ancak bazı hastalarda çok sayıda ilaç kullanılmasına, yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kan basıncı kontrol altına alınamamaktadır. Bu hasta grubunda özellikle son yıllarda ilaç dışı tedavi yöntemleri gündeme gelmiştir.
Renal Denervasyon Nedir?
Hipertansiyon tedavisinde son yıllarda bütün dünyada en popüler işlem Renal Sempatik Denervasyon adı verilen ve böbrek atar damarlarının çevresindeki sinirler radyofrekans dalgaları ile yakılması işlemidir. Bu işlem sonuçları itibarı ile hekimleri ve hastaları umutlandıran yeni yöntemlerden biridir.
Renal Denervasyon işlemi Nasıl Yapılır?
Bu yöntemle her iki böbrek atardamarına anjiyo işleminde olduğu gibi kasık atar damarından ulaşılmakta ve toplam işlem süresi 30 dk ve 1 saat arasında değişmektedir. Renal sempatik denervasyon oldukça düşük riskli bir işlemdir ve ciddi bir yan etki ve komplikasyon gelişmemektedir. Bu işlem sayesinde kan basıncı sistolik (büyük tansiyon) diystolik (küçük tansiyon) önemli oranda düşmekte ve hastanın almakta olduğu ilaç sayısı ve dozu azalmaktadır.
Kimlere Yapılabilir?
Çok sayıda ilaç kullanmasına rağmen kan basıncı yüksek seyreden kişiler bu işlem için aday olmakla birlikte hangi hastaların tam olarak uygun olduğu kardiyoloji uzmanı hekimin ayrıntılı değerlendirmesi sonrası belirlenmektedir. Mevlana Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Kliniğinde bu işlem yapılabilmektedir.

Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. M. Sıddık ÜLGEN

Address

Aksinne Mahallesi Esmetaş Sokak No:16 Meram
Konya
42040

Telephone

+903324444200

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Mevlana Üniversitesi Hastanesi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category