Deniz Terapi Merkezi

Deniz Terapi Merkezi Deniz Terapi Merkezi Konya Karatay Psikolog

08/12/2025

Güven, ilişkilerin görünmez temelidir. İlk başta birine güvenmek, kendi içimizde yeni bir kapı açmak gibidir. Ama o kapı kırıldığında, yeniden açmak genellikle daha zor gelir.

🧠 Bağlanma teorisi (Attachment Theory) der ki, güven duygusu çocuklukta oluşan bağlanma modelleri ile doğrudan bağlantılıdır. Güvenimiz kırıldığında, çocuklukta öğrendiğimiz “dünya güvenli mi?” sorusunu yeniden sorgularız.

🌱 İlk kez güvenmek, henüz incinmemiş bir kalpte gerçekleşir. Yeniden güvenmek ise yaralı bir kalpte… Bu yüzden daha fazla cesaret ve zaman ister. Psikoterapide, özellikle EMDR ve şema terapi gibi yöntemler, güveni yeniden inşa etmeye yardımcı olabilir.

💬 Yeniden güvenmek, geçmiş acıyı unutmak değildir; acıya rağmen risk alabilme yetisini yeniden kazanmak demektir. Çünkü güven, karşı taraf hakkında olduğu kadar kendi cesaretimizle de ilgilidir.

🌱 İyileşmek, yeni güven köprüleri kurmakla başlar. Başta küçük adımlar atmak iyidir. Önce kendinize güvenin; bu, başkalarına güvenmenin en güçlü basamağıdır.

💡 Güvenmek bir armağan değil; bir süreç. Ve her sürecin olduğu gibi, bunun da sabra ve beslenmeye ihtiyacı var.

05/12/2025

Hatalar, insan olmanın en doğal parçası. Hepimiz yapıyoruz. Üstelik çoğu zaman bunlar öğrenme fırsatına dönüşüyor. Ama aynı hatayı tekrar tekrar yaptığımızda iş değişiyor…

🧩 Albert Ellis’in Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi yaklaşımı der ki: Davranışlarımız yanlış bir düşünceye dayanıyorsa ve o düşünceyi değiştirmezsek, tekrar etmek kaçınılmazdır.
📚 Freud ise tekrar zorlantısı kavramıyla açıklıyor: Bilinçdışımız, çözülmemiş çatışmaları tekrar tekrar sahneye koyar. Ta ki fark edip yüzleşene kadar.

Bazen hata, dikkatsizlik değil; içsel bir döngüdür. Hep aynı tarz ilişkilerde sorun yaşamak, aynı eksende kırılmak… Bunlar, çocuklukta oluşmuş ilişki şemalarının (bağlanma kuramı) yetişkinlikte bizi nasıl yönlendirdiğini gösteriyor. Güvensiz bağlanan biri, kendini incitecek seçimleri bilinçdışı olarak tekrar edebilir.

🌱 Öğrenmenin yolu: Fark et → Anla → Bilinçli şekilde farklı seçim yap.
Hataları görmek yeterli değil; değiştirecek enerji ve kararlılık da gerekir.

Aynı hatayı tekrar etmek sizi kötü veya değersiz yapmaz. Sadece “hala öğrenme sürecinde” olduğunuz anlamına gelir.


"Yeter ki o mutlu olsun…" diyerek kendinizden ne kadar vazgeçiyorsunuz? Aşırı fedakârlık bazen içten gelen bir sevgi değ...
28/08/2025

"Yeter ki o mutlu olsun…" diyerek kendinizden ne kadar vazgeçiyorsunuz? Aşırı fedakârlık bazen içten gelen bir sevgi değil; onaylanma, sevilme arzusu olabilir.

💬 Karen Horney’in "onay arayan kişilik" kavramı burada devreye girer. Çocuklukta koşullu sevgiyle büyüyen biri, ileriki ilişkilerinde "ne kadar verirsem o kadar sevilirim" inancına tutunabilir.

🔍 Gerçekten fedakârlık mı yapıyorsunuz, yoksa terk edilmemek için mi uğraşıyorsunuz? İşte ruhun gizli sorusu bu… Çünkü sınırı aşan fedakârlık, özgün benliği yok eder.

🌸 Gestalt terapisine göre: Gerçek benlik, başkalarının istekleriyle değil, kendi ihtiyaçlarıyla şekillenir. Sürekli karşı tarafı düşünmek, kendi öz bakımını ihmal etmektir.

🎯 Aşırı fedakârlık, karşı tarafta bile suçluluk veya mesafe yaratabilir. Çünkü partner, kendini borçlu hisseder ya da sizden uzaklaşır.

🦋 "Sevgi sınır çizmez mi?" Elbette çizer. Sağlıklı sevgi "ben de önemliyim" diyebilmeyi gerektirir. Fedakârlığın bedeli özgürlüğünüz olmamalı.

✨ Ne yapmak gerekiyor? Önce kendine sormak: "Bunu gerçekten istiyor muyum, yoksa karşılığında bir şey umuyor muyum?" Duygusal şeffaflık şart.

💖 Sevgi uğruna kendini yok saymak, gerçek sevgi değildir. Kendinizi de hesaba katın; siz de bu denklemin içindesiniz.

🔮 “Keşke daha anlayışlı olsa… Keşke beni daha çok dinlese…” Peki ya bu eksik gördüğümüz şey aslında kendi içsel boşluğum...
21/08/2025

🔮 “Keşke daha anlayışlı olsa… Keşke beni daha çok dinlese…” Peki ya bu eksik gördüğümüz şey aslında kendi içsel boşluğumuzdan mı kaynaklanıyor?

💬 Jung’un "gölge arketipi" der ki: Kişi kendi tamamlanmamış yönlerini, partnerinde eksiklik olarak görür. Çünkü ruh kendi eksik yanını dışarı yansıtır.

🔍 Gestalt terapisine göre: Kişi tamamlanmamış ihtiyaçlarını partnerine yükleyebilir. "O bana şunu vermeli" diye düşünmek, kendi öz-sorumluluğundan kaçmaktır.

🎯 Örneğin: Anlayış bekliyorsunuz ama siz kendinize ne kadar anlayış gösteriyorsunuz? Sizi dinlemesini istiyorsunuz ama kendi iç sesinizi ne kadar duyuyorsunuz?

🌸 Melanie Klein’in "içsel nesne" kuramına göre: Çocuklukta eksik kalan ihtiyaçlar partnerden beklenir. Ama partner bu içsel boşluğu dolduramaz; bu sizin yolculuğunuzdur.

🦋 Bu farkındalık ne kazandırır? Partnerinizden mucize beklemeyi bırakır, kendinize dönersiniz. Böylece ilişki yükten kurtulur.

✨ Peki nasıl? Öz-şefkat geliştirmek, kendi iç çocuk yaralarınızla yüzleşmek… Terapide bu döngüyü keşfetmek büyük dönüşüm yaratır.

💖 Partner eksik değil; belki de siz kendi bütünlüğünüzü arıyorsunuz. İlişki bu yolculuğun aynası…

“Seni kıskanıyorum çünkü çok seviyorum…” Gerçekten öyle mi? Psikoloji bu cümleye biraz şüpheyle bakıyor…💬 Kıskançlık çoğ...
14/08/2025

“Seni kıskanıyorum çünkü çok seviyorum…” Gerçekten öyle mi? Psikoloji bu cümleye biraz şüpheyle bakıyor…

💬 Kıskançlık çoğu zaman kaybetme korkusunun, değersizlik hissinin sesi olur. Yani "Seni sevdiğim için değil, kendime güvenmediğim için seni kaybetmekten korkuyorum" diyebiliriz aslında.

🔍 Bağlanma kuramına göre: Güvensiz bağlanan bireylerde kıskançlık daha yoğundur. Çünkü geçmişteki 'terk edilme' veya 'yetersizlik' duygusu bugünkü ilişkiye taşınır.

🎯 Othello Sendromu'nu duydunuz mu? Aşırı kıskançlık psikolojik bir bozukluğa bile dönüşebilir. Partnerin her adımını kontrol etme isteği, sevgi değil, korku temellidir.

🌸 Lacan'ın "Büyük Öteki" kavramına göre: Kıskançlık, partnerin gözünde 'yeterli' olmama korkusudur. Yani kıskandığınız kişi değil, kendinizle ilişkiniz sorundur.

🦋 Kıskançlık duyduğunuzda şu soruyu sorun: "Bu his bana neyi anlatıyor? Gerçek bir tehdit mi var, yoksa zihnim geçmiş acıları mı canlandırıyor?"

✨ Çözüm mü? Güven, öz-değer, açık iletişim... Ancak bu üçü kıskançlık duygusunun kökünü iyileştirir.

💖 Kıskançlık sevginin değil, güvenin testidir. Sevgi, özgürlük ister; zincir değil…

🎭 "Beni böyle kabul etsin" demek kolay, peki gerçekten kendimizi olduğu gibi gösterebiliyor muyuz? Çoğu zaman ilişki baş...
07/08/2025

🎭 "Beni böyle kabul etsin" demek kolay, peki gerçekten kendimizi olduğu gibi gösterebiliyor muyuz? Çoğu zaman ilişki başlarında 'ideal benlik' maskesiyle dolaşırız. Çünkü "beğenilme", "onaylanma" arzusu içimizde kök salmıştır.

💬 Carl Rogers’ın "Koşulsuz Kabul" kavramı burada devreye girer. Kendimiz gibi olamadığımız bir ilişkide gerçek yakınlık oluşmaz. Maske takmak geçici çekicilik sağlar ama kalıcı bağ yaratmaz.

🔍 Başkası için değişmek, kendinden ödün vermek... Nereye kadar? Oysa gerçek ilişki, iki 'gerçek benlik'in karşılaşmasıyla mümkündür. Maskeler düşünce yakınlık başlar.

🌸 Lacan der ki: "Öteki’nin arzusuna göre şekil alırsan, kendi arzunu kaybedersin." İlişkide bu kayıp, zamanla tükenmişlik ve tatminsizlik yaratır.

🎯 Gerçek yakınlık cesaret ister; kırılganlığı, hatayı, eksikliği kabul etmeyi… Ancak bu açıklıkla ruhlar birbirine dokunur.

🦋 Nasıl? Duygusal dürüstlük, açık iletişim, "Beni böyle sev, değiştirmeye çalışma" diyebilme gücü…

💖 Yakınlık maskeyle değil, gerçek yüzle kurulur. Rol yaparak sadece oyunda kalırsınız; hayatta değil…

💭 “Kendini sevmeyen biri başkasını nasıl sevsin ki?” Bu soru sadece popüler bir söz değil; psikolojide de güçlü bir karş...
25/07/2025

💭 “Kendini sevmeyen biri başkasını nasıl sevsin ki?” Bu soru sadece popüler bir söz değil; psikolojide de güçlü bir karşılığı var.

🌿 Carl Jung der ki: "İçinde sevgi olmayan, dışarıya sevgi veremez." Kendinizi reddettiğiniz yerden başkasına şefkat sunmak gerçek olmaz; ya eksik ya da bağımlı olur.

💬 Çünkü sağlıklı sevgi verme kapasitesi 'öz-değer' hissiyle doğar. Kendinizi değersiz, yetersiz hissediyorsanız; ilişkiye de 'tamlık' değil 'eksiklik' taşırsınız.

🎯 Gestalt terapisinin temel ilkesi: Bütünlük. Kendisiyle bütünleşemeyen biri, bir başkasına da bütün sevgi veremez. Sürekli onay, ilgi, güven arayışına girer.

🌸 Başkası sizi sevdikçe kendinizi değerli hissetmeye çalışırsanız bu ilişki değil, bağımlılıktır. Oysa gerçek sevgi iki özgür benliğin buluşmasıdır.

🔍 Baudrillard’a göre: Modern insan, ‘ayna benlik’ arar. Yani partnerine kendisini görmek için bakar. Ama kendisini sevmeyen biri aynada boşluk görür.

✨ Peki ne yapmalı? Öz-sevgi geliştirmek, kendini tanımak, hatalarıyla barışmak… Bu olmadan sağlıklı sevgi verme yetisi gelişemez.

🦋 Sağlıklı sevgi iki 'dolunun' paylaşımıdır; iki 'eksik'in tamamlama çabası değil.

💖 Kendinizi sevmeden başkasını sağlıklı sevemezsiniz. Önce kendinize dönecek, sonra sevgi vereceksiniz.

💭 "Belki bu sefer biri beni gerçekten sevecek…" diye mi düşünüyorsunuz? Çocuklukta eksik kalan sevgi, şefkat, ilgi bazen...
18/07/2025

💭 "Belki bu sefer biri beni gerçekten sevecek…" diye mi düşünüyorsunuz? Çocuklukta eksik kalan sevgi, şefkat, ilgi bazen yetişkinlikte ilişkilerde telafi edilmeye çalışılır. Ama bu gerçekçi mi?

🌱 Gestalt terapisine göre: Geçmişte tamamlanmamış duygusal döngüler bugünün ilişkilerine sızar. Ebeveyn sevgisi eksik kalan birey, partnerinden 'şartsız kabul' arar.

🔍 Problem nerede başlıyor? Partner anne/baba figürüne dönüştüğünde. Çünkü partner bir ebeveyn değildir. O sevgiyi birebir telafi etmesi imkânsızdır.

💬 "Bir gün biri çıkar ve beni tamamen iyileştirir" düşüncesi büyülü gelir, ama bu bilinçdışı çocuk beklentisidir. Gerçek ilişkiler yetişkin- yetişkin dengesinde yürür.

🎯 Melanie Klein’in nesne ilişkileri kuramında: Erken dönemde "bölünmüş nesne" algısı gelişir. Ebeveynin iyi yüzü eksikse, partnerden bu "ideal iyi nesne" rolü beklenir. Ama bu yük, partneri de ilişkiyi de yorar.

🌸 Bu arayış çoğu zaman hayal kırıklığıyla biter, çünkü kimse annenizin eksik sevgisini birebir veremez. Bu boşluğu önce sizin doldurmanız gerekir.

✨ Peki çözüm? Kendini sevmeyi, kabul etmeyi, onaylamayı öğrenmek. Terapide bu boşluğu fark etmek, ebeveyn figüründen özgürleşmek...

🦋 Jung’un "bireyleşme" sürecinde: Kişi önce kendi iç çocuğunu iyileştirmeli ki dış dünyadan mucize beklemek zorunda kalmasın.

💖 Eksik kalan sevgiyi tamamlamak sizin yolculuğunuz. İlişkiler bu yükü taşıyamaz. Ama bu yolculuk, gerçek aşkın kapısını açabilir… 💫

🦸 Kendinizi hep partnerinizi kurtarmaya çalışırken mi buluyorsunuz? Ona destek olmak değil; onu “iyileştirmek”, “düzeltm...
11/07/2025

🦸 Kendinizi hep partnerinizi kurtarmaya çalışırken mi buluyorsunuz? Ona destek olmak değil; onu “iyileştirmek”, “düzeltmek”, “tam etmek” misyonunu üstlenmiş gibi mi hissediyorsunuz? İşte 'kurtarıcı sendromu' tam da burada başlıyor…

🌿 Eric Berne’nin Transaksiyonel Analiz kuramına göre: Bazı bireyler “Ebeveyn” rolünü fazla üstlenir ve ilişki içinde “Kurtarıcı” pozisyonuna yerleşirler. Bu da partnerin "Çocuk" rolüne girmesine neden olur. Denge kayar.

💬 Neden bu rol? Belki çocukken ebeveynlerin ihtiyaçlarını sezen, onları memnun etmeye çalışan bir "duyarlı çocuk"tunuz… Şimdi de bu alışkanlık ilişkilere taşınıyor olabilir.

🎯 Kurtarıcı olmak, güç duygusu verir ama aynı zamanda ilişkide yorgunluk yaratır. Çünkü partnerinizin sorumluluk almasına izin vermezsiniz; her yük sizin omzunuzdadır.

🌸 Lacan’ın "Öteki’nin Arzusu" teorisi burada devreye girer: Belki de kurtararak sevilebilir olduğunuzu hissetmeye çalışıyorsunuz. Sevginin koşulu: "Yararlı olmak" gibi bir bilinçdışı kural olabilir.

🔍 İyi niyetin sınırı nerede? Partneri "düzeltmek" isterken onun kişisel gelişimini de engellemek mümkün. Herkesin kendi sınavı, kendi yolculuğu var.

🦷 Kurtarıcı sendromu bitmeyen ilişkiler yorgunluğuna dönüşür. Çünkü kurtarmaya çalışırken kendi ihtiyaçlarınızı ihmal edersiniz.

💖 Çözüm mü? Sınırlar belirlemek, "sorumluluk paylaşımı" ilkesini hatırlamak, gerekirse terapide bu rolü sorgulamak…

🌟 Siz bir "kurtarıcı" olmak zorunda değilsiniz. Birlikte yürüyen, eşit iki birey olmak yeter. 🌿

💭 Hiç "Ya beni bırakırsa?" diye düşündünüz mü? Bazen bu korku o kadar derindir ki ilişkinin gerçek akışını bile bozar. A...
04/07/2025

💭 Hiç "Ya beni bırakırsa?" diye düşündünüz mü? Bazen bu korku o kadar derindir ki ilişkinin gerçek akışını bile bozar. Aslında bu his her zaman bugünün gerçeği değil; çoğu zaman geçmişten taşınan eski bir izdir.

🌱 Psikodinamik ekol der ki: Terk edilme korkusu genellikle erken çocukluk dönemindeki bağlanma deneyimlerinden kök alır. Özellikle "güvensiz bağlanma" stiline sahip bireylerde bu korku, yetişkinlikte ilişkilerin merkezine yerleşebilir.

🔍 Gerçekten terk edilme riski mi var? Yoksa zihin geçmiş senaryoları mı canlandırıyor? İşte en kritik soru bu. Çünkü bazen partnerinizin sıradan bir meşguliyeti bile terk edilme alarmını çalıştırabilir.

💬 Bowlby’nin Bağlanma Teorisi burada devrede: Çocuklukta "güvenli bağlanma" geliştiremeyen bireyler, yetişkin ilişkilerinde onay arayışına girer, terk edilmekten korkar ve ilişkiye sıkı sıkıya sarılır.

🌸 "Beni sevecek mi? Gidecek mi?" endişesi sizi kısıtlıyorsa bu, eski bir yaraya dokunduğunuzun göstergesidir. Bu korkuyu fark etmek bile dönüşümün başlangıcıdır.

🎯 Gerçekten terk edilmek mi isteniyor yoksa bağımsızlık mı aranıyor? Bu sorunun cevabı için kendinize dürüstçe bakmanız gerekir. Belki de partner değil, eski bir ebeveyn figürü hala zihninizde yaşıyordur.

🦋 Jung der ki: "Bilinçdışındaki gölge figürler aydınlanmadan hayatımızı yönlendirir." Belki de terk edilme korkusu, farkında olmadığınız bu gölge figürün sesi...

✨ Çözüm var mı? Elbette! Farkındalık, psikoterapi, geçmişin izlerini bugünden ayıklamak bu döngüyü kırmanın yolu olabilir.

💖 Terk edilme korkusu hep bugüne ait değildir; bazen sadece çocuk kalbinizin hala kapanmayan bir hikâyesidir.

Çocukların ruh hali, ebeveynlerin davranışlarından çok etkilenir. Hem bağırışlar hem de sessizlik çocuk için bir tür str...
23/06/2025

Çocukların ruh hali, ebeveynlerin davranışlarından çok etkilenir. Hem bağırışlar hem de sessizlik çocuk için bir tür stres kaynağıdır ama sessizlik çoğunlukla daha sinsice yıpratır.

📣 Bağırmak, elbette ki çocukta korku ve endişe yaratır. Ancak bağırmak en azından çocuğa “bir şeylerin yanlış gittiğini” hissettirir, o da en azından durumla başa çıkmak için bir ipucu olabilir.

😶 Sessizlik ise çocuğun kafasında sorular yaratır: “Neden konuşmuyorlar? Beni sevmiyorlar mı? Ben mi yaptım?” Bu sorular cevapsız kaldığında çocukta değersizlik, yalnızlık ve kaygı duyguları artar.

🧠 Çocukların güvenli bir ortamda büyümeleri için ebeveynlerin duygularını dengede tutması, gerektiğinde profesyonel destek alması önerilir. Çünkü çocuklar, aile içindeki duygusal atmosferi çok keskin hissederler.

💬 En sağlıklısı, anne-babanın kendi duygularını fark edip kontrol edebilmesi, sakin ve tutarlı iletişim kurmasıdır. Bu, çocuğa güven ve huzur sağlar, ileride sağlıklı ilişkiler kurmasını kolaylaştırır.

🌈 Unutmayalım ki çocuklar sadece sözleri değil, beden dilini, ses tonunu ve ortamın genel havasını algılarlar. Sessizliğin yıpratıcı etkisini azaltmak için “konuşulmasa da hissedilen” sevgi gösterimleri önemlidir.

🎭 Aile içinde bazen öyle roller üstleniriz ki, kendi gerçek benliğimizi unuturuz. “Herkes için güçlü olmalıyım”, “çocuk ...
20/06/2025

🎭 Aile içinde bazen öyle roller üstleniriz ki, kendi gerçek benliğimizi unuturuz. “Herkes için güçlü olmalıyım”, “çocuk gibi davranamam”, “hep fedakarlık yapmalıyım” gibi kalıplar boğabilir.

⚖️ Bu roller seni sınırlar, özgürlüğünü kısıtlar, gerçek duygularını bastırmana neden olur. Peki, kendi olabildiğin bir evlilik mümkün mü? Kesinlikle evet!

💡 Kendin olabilmek, sınırlarını koyabilmek, isteklerini dile getirebilmek demek. Bu da ancak karşılıklı saygı ve anlayışla mümkün olur.

❤️ Evlilikte gerçek bağ, birbirini koşulsuz kabul etmekten geçer. Rol yapmadan, maskesiz, yorgun ve mutlu halinle sevildiğinde özgürleşirsin.

🌱 Bu yolda adım atmak bazen zor olabilir ama unutma, sen gerçek benliğinle değerlisin ve sevilmeyi hak ediyorsun. Eşinle birlikte bu yolculuğu cesaretle yürümek mümkün.

Address

Armağan Mahallesi şht Ismail Kaya Sk 13/1 Meram
Konya
42090

Opening Hours

Monday 09:00 - 19:00
Tuesday 09:00 - 19:00
Wednesday 09:00 - 19:00
Thursday 09:00 - 19:00
Friday 09:00 - 19:00
Saturday 09:00 - 19:00
Sunday 09:00 - 19:00

Telephone

+903325021051

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Deniz Terapi Merkezi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Deniz Terapi Merkezi:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category