Erol çiftçi

Erol çiftçi Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Erol çiftçi, Meditation Center, Malatya.

TEZAHÜRDüşünce yaşam deneyimlerimizi nasıl yaratır?Epifiz, bilişi tezahür ettirmeyi sağlayan mühürdür.Hangi bilişi alman...
01/05/2022

TEZAHÜR
Düşünce yaşam deneyimlerimizi nasıl yaratır?Epifiz, bilişi tezahür ettirmeyi sağlayan mühürdür.Hangi bilişi almanıza izin verirseniz verin,o önce bedeninizde bir realite haline gelecektir;çünkü epifiz duygu olarak kaydedilmesi için o düşünceyi elektriksel bir akım olarak bedene gönderir. Düşünce ne kadar sınırsızsa bedene yayılan frekans o kadar daha güçlü ve hızlı olur,böylece kendinizi o kadar hafif ve coşku dolu hissedersiniz.Bu his sonra ruhunuzda belli bir frekans olarak kaydedilir ve depolanır.Ruhunuzda kaydedilen her düşüncenin hissi auranıza bir beklenti olarak yansır ve bu beklenti ışık alanınızın elektromanyetik bölümünü aktive ederek genel tutum,düşünüşünüze benzer olan şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi size çeker.O size tüm düşüncelerinizin bedende hissedilen aynı duygularını yaratacak durumları,olayları,nesneleri ya da varlıkları çekecektir.Neden?
Düşüncelerinizi üç boyutlu realitede deneyimleyebilmeniz için,deneyimin bilgelik denen ödülü için..
Arzularınızı nasıl tezahür ettirebilirsiniz?Arzu bir nesnede varlıkta ya da deneyimde görülen doyumun düşüncesinden başka bir şey değildir. Herhangi bir doyumun düşüncesini hissettiğinizde, bu his bedeninizin elektromanyetik alanından çıkarak bilinç akımına gider ve hissettiğiniz arzunun yarattığı aynı hissi oluşturacak şeyi size çeker.O arzuyu bedeninizde ne kadar tam ve yoğun bir biçimde hissederseniz o da o kadar tam bir biçimde gerçekleşir.
Ve arzunuzun gerçekleşeceğini ne kadar kesin bir biçimde bilirseniz o da o kadar hızlı gerçekleşır; çünkü en ufak bir kuşku olmadan kesinlikle bilmek aura alanınızdaki beklentiyi güçlendiren,böylece arzularınızı tezahür ettirme gücünüzü artıran yüksek frekanslı bir düşüncedir.
Bilinebilecek her şeyi bilme yeteğiniz var.Beyniniz bunun için tasarlanmıştır.Fiziksel dünyada fiziksel bedende yaşayan bir tanrının,tanrının hangi boyutunu isterse o üç boyutlu formlarla görülecek deneyimleyip anlayabilmesi için.Bu harika alıcınızla hangi düşünceleri bilmenize izin verirseniz bilmek için kendinizi açtığınız her düşünce önce bedeninizde,sonra yaşam koşullarınızda deneyimlenen bir realite olacaktır.Ve istediğiniz herşeyi anında tezahür ettirme yeteneğine sahipsiniz.İşte cennet alemini dünya üzerinde böyle tezahür ettirebilirsiniz.
Bu basit bir bilimdir.Unutmayın düşünce vardır. Sonra bu düşünce ışığa dönüşür.Sonra ışık da frekansı düşürülerek elektrik akımına çevrilir. Elektriksel akım da frekansı düşürülerek kütleye dönüşür ve bu kütleden frekansı daha da düşürülmüş olan düşünce ideali oluşur. Aynı gerçek beden için de geçerlidir.O düşüncedir,ışıktır alıcı birimdir.Alıcı birimden gelen elektrum kütleden( bedenden)geçer; böylece kütle hissetme yoluyla anlar .
Arzularınızı tezahür ettirmek için yapmanız gereken tek şey arzu ettiğiniz şeyi hissetmektir ve bu his arzularınızı gerçekleştirmek üzere Tanrıya gönderilir.İşte yapılacak tek şey. ..Çok mu basit? Daha karmaşık olmasını mı istiyorsunuz?
Ramtha

28/02/2022

Benim bildiğim ve sevdiğim Tanrı bütün ve yargısız sevginin Tanrı'sıdır. O başka birşey değil, fakat herşeydir... O sizi düşünebileceğinizden çok daha büyük bir sevgiyle seviyor... Çünkü O yaşadığınız hayat, üzerinde yürüdüğünüz toprak ve soluduğunuz havadır... O teninizin rengi, gözlerinizin güzelliği, dokunuşunuzun yumuşaklığıdır..
O yaşadığınız her anda, düşündüğünüz her düşüncede, her eyleminizde, ruhunuzun gölgelerinde bile - sizdir...

Nefs (ego) için, özünü sorgulamak, sülfirik asite dalmak gibidir.Öz sorgulaması ışığında ısrarcı ve samimi olarak 'Ben' ...
22/02/2022

Nefs (ego) için, özünü sorgulamak, sülfirik asite dalmak gibidir.
Öz sorgulaması ışığında ısrarcı ve samimi olarak 'Ben' hissini incelersen, olaylar/gidişat, karanlıkta yaşamaya devam edemez.
Hakîkî olmayan basit bir şekilde çözülür.
Genellikle yapılan hata, ruhsal arayıcılar tarafından dahi,
hayatının içinde ortaya çıkmakta olanları incelemektir.
Fakat, mühim olan, ortaya çıkmakta olanlar değildir.
Mühim olan, onları tecrübe eden senin kim olduğundur.
Sıkıntı hangi biçimde gelirse gelsin,
öncelikle kimliğe bakılmalıdır,
çünkü tam da orada, bir kişi olma âlemi içinde,
görünüşte öyle olan, gerçek olan 'hâlini alır'.
Tüm yaşamın, önünde ortaya çıkmakta olanı araştırdığında,
yani arzuları, iyi-kötü huyları, hoşnutlukları ve hoşnut olmadıkları, büyük amaçları ve hataları olanı araştırdığında,
kişisel benlik imajını bir kenara atarak,
kafa karışıklığından kurtulmuş olursun.
Algıladığın her ne ise ve kendini her ne olarak algılıyorsan,
hepsi, net görüşün daha büyük alanında görülmektedir.
Gör ki: bu alan, Öz, asla lekelenemez veya yaralanamaz.
Tasalanamaz veya günahın, faziletin ya da kusurun hiçbir çeşidine sahip olamaz, çünkü o, sûretsiz, şekilsiz olandır, sonsuzdur ve kişisel değildir.
Kişiden mevcûdiyete, Doğmamış Farkındalığa doğru olacak olan algıdaki bu dönüşümün veya değişimin, Yüce Rahmet'in bir eseri ve sonsuz kutluluğu olduğunun farkına varılacaktır; bu, Öz'ün kendisinden kendisine yüce bir jestidir.

11/01/2022
09/01/2022

Japonya'da çocuklara öfke kontrolü için çok basit bir yöntem öğretilir. Ne zaman öfke duyarsanız bununla ilgili hiçbir ş...
04/01/2022

Japonya'da çocuklara öfke kontrolü için çok basit bir yöntem öğretilir.

Ne zaman öfke duyarsanız bununla ilgili hiçbir şey yapmayın, sadece derin bir nefes alın, denir.
Deneyin göreceksiniz ki öfkelenmiyorsun. Niye? Derin nefes aldın diye neden öfkelenemiyorsun?
Öfkelenmek imkansızlaşıyor.
Bunun iki nedeni var.
Derin nefes almaya başlıyorsun ama öfke belli bir nefes ritmine ihtiyaç duyar ve bu ritim olmadan öfkelenmek mümkün değildir.
Öfkenin var olabilmesi için belli bir ritimde veya kesik kesik nefes almak gerekir.
Derin bir nefes alırsan öfkenin dışarı vurması imkansızlaşır. Bilinçli olarak derin nefes alıyorsan, öfke kendini ifade edemez. Öfkenin farklı bir nefes alma yöntemi vardır. Bunu senin yapmana gerek yok; öfke kendisi halleder. Derin bir nefes alınca kızamazsın.''

- OSHO, Beden ile Zihni Dengelemek

03/01/2022

Soru:  Negatif düşüncelerin, maddesel olaylara dönüşebilecekleri için tehlikeli olduğunu söyledin. Pozitif düşünceler de...
22/12/2021

Soru:

Negatif düşüncelerin, maddesel olaylara dönüşebilecekleri için tehlikeli olduğunu söyledin. Pozitif düşünceler de gerçek olaylara dönüşebilir mi? Örneğin, biri Aydınlanma istiyorsa, sonuç olarak böyle bir şey olabilir mi?

Aydınlanma, çift yönlülükten uzak olduğu için pozitif düşünceden çok fazla şey beklemiş olursun: O ne negatif, ne de pozitiftir. Her iki kutup da bırakıldığında meydana gelir. Pozitif düşünceyle birçok şey olabilir -aydınlanma değil.

Mutlu olabilirsin, ama büyük mutluluğu hissedemeyebilirsin. Mutluluk gelip gider; içinde daima tersini de barındırır. Mutlu olduğun zamanlarda, mutluluğun yanında mutsuzluk da zamanının gelmesini bekler. Sırada bekler. Seviyorsan, bu pozitiftir; nefret kendi zamanının gelmesini bekler.

Pozitiflik, çift yönlülüğün ötesine geçemez. Gidebildiği yere kadar iyidir, ama sondan aydınlanmayı beklemek fazladır. Bunu asla bekleme. Pozitife ulaşmak için negatifi bırakmak gerekir. Ötesine geçmek için pozitifin de bırakılması gerekir. Önce negatifi bırak, sonra da pozitifi bırak; arkada hiçbir şey kalmaz. Bu hiçbir şeylik aydınlanmadır; o zaman zihin diye bir şey yoktur.

Zihin ya negatiftir ya da pozitif; mutlu, mutsuz, sevgi dolu, nefret dolu; kızgın, merhametli, gün ve gece, doğum ve ölüm -tüm bunlar zihne aittir. Ama sen zihne ait değilsin. Sen onun ötesindesin -zihninin içine kapatılmış, ama onun ötesinde.

Aydınlanma, zihnin aydınlanması değildir. Senin aydınlanmandır. "Ben zihin değilim." gerçeğinin farkına varmaktır aydınlanmak. Negatif kalırsan, zihnin vadi kısmında kalırsın. Pozitifsen, zihnin doruk kısmına ulaşırsın. Ama hiçbiri varlığının zihinsel düzlüğünü aşmaz: Her ikisini de bırak.

Pozitif olanı bırakmak zordur. Negatif olanı bırakmak daha kolaydır, çünkü negatiflik sana mutsuzluk verir. Bir cehennemdir; onu bırakabilirsin. Ama şanssızlığa bak ki, onu bile daha bırakamadın. Hâlâ negatif olana sıkıca tutunuyorsun. Ona sanki bir hâzineymiş gibi sıkıca tutunuyorsun. Sadece eski bir alışkanlık haline geldiği ve tutunacak bir şeye ihtiyacın olduğu için mutsuzluğuna tutunuyorsun, başka bir şey bulamayınca, cehennemine tutunuyorsun. Ama unutma ki, ne kadar zor görünürse görünsün, negatif olanı bırakmak daha kolaydır. Pozitif olanla karşılaştırıldığında, çok kolaydır, çünkü sefalettir.

Pozitifi bırakmak, mutluluğu bırakmak demektir. Pozitifi bırakmak, çiçek gibi görünen, güzel olan her şeyi bırakmaktır. Negatif olan iğrençtir; pozitif olan güzel. Negatif olan ölümdür; pozitif olan hayat. Ama negatifi bırakabiliyorsan... Durma, birinci adımı at. Önce sefaleti hisset; negatifin sana ne kadar çok sefalet getirdiğini. Bundan sefaletin nasıl doğduğunu izle: Sadece izle ve hisset. Negatif olanın sadece sefalet yarattığını hissettiğin an, onu bıraktığın an olacaktır.

Ama zihin hilelerle doludur. Kendini ne zaman mutsuz hissedersen, zihin bundan başkalarını sorumlu tutar. Tetikte ol, çünkü bu hilenin kurbanı olursan, negatif olanı asla bırakamazsın. Negatif olanlar içinde işte böyle saklanır. Kızgınsın. Zihnin, birilerinin seni taciz ettiğini ve bu nedenle kızgın olduğunu söyler. Bu doğru değildir. Birileri seni taciz etmiş olabilir, ama bu sadece bir bahanedir. Sen zaten kızmak için bekliyordun. Öfke zaten senin içinde toplanıyordu, aksi takdirde biri seni taciz ettiğinde öfke olmazdı.

Taciz, görünebilir neden olabilir, ama gerçek neden değildir. İçin için kaynıyorsun. Aslında seni taciz eden kişi, sana yardımcı oluyor. İçindeki kargaşayı dışa vurmana ve onu bitirmene yardımcı oluyor. Öyle kötü bir durumdasın ki, taciz bile sana yardımcı oluyor. Düşman sana yardımcı oluyor, çünkü bütün negatifliğini dışarı atmana yardım ediyor. Üzerindeki yük en azından şimdilik kalkıyor.

Bilincini başkalarına yöneltmeni sağlamak için zihnin hep böyle hileleri vardır. Aniden bir şey yanlış gider ve sen bunu kim yaptı diye etrafına bakınmaya başlarsın. Bu bakınmada bir eksiklik vardır ve gerçek suçlu bunun arkasına saklanır.

Bir şey yanlış gittiğinde, anında gözlerini kapatmayı ve gerçek suçluyu aramayı bir kural haline getir. Ve onu görmeye başlarsın, çünkü bu bi

r gerçektir. Gerçekliktir. Öfkeyi içinde biriktirdiğin doğrudur; kızmanın nedeni budur. Nefreti biriktirdiğin doğrudur; bu nedenle nefret duyarsın. Diğeri gerçek neden değildir. Sanskrit dilinde bunun için iki terim kullanılır. Bunlardan biri karan'dır -gerçek neden ve diğeri nimitta'dır -gerçek olmayan neden. Ve nimitta, gerçek olmayan neden olarak görünen, ama bir neden olmayan neden, seni aptal yerine koyar. Seni çok uzun zamandan beri aptal yerine koymuştur.

Kötü bir şey olacağını hissettiğin anda gözlerini kapat ve içe dön, çünkü gerçek suçluyu suçüstü yakalamanın en doğru zamanıdır. Aksi takdirde onu yakalayamazsın. Gözlerini öfken geçtikten sonra kapatırsın. Hiçbir şey bulamazsın. Kızgınlık anında asıl noktayı kaçırma. Bunu bir meditasyon haline getir.

Sorunu yaratanın kendi negatifliğin olduğunu bir kez anladın mı, kendiliğinden geçer. Ve negatif zihin gittiğinde güzellikler ortaya çıkar. Bırakmaya çalışırsan, sana sıkıca yapışacaktır -çünkü onu bırakma çaban bile anlayışının henüz olgun olmadığını gösterir. Bütün terk edişler olgunlaşmamıştır; onun için henüz yeterince olgun değilsindir. Bu yüzden onu bırakmak için çabaya gerek duyulur. Diyelim ki, çöp taşıyorum; onu atmak için, bunun çöp olduğunu anlamam dışında, atmak için çaba göstermem gerekiyor mu? Atmak için herhangi bir çaba göstermem gerekiyorsa, bu idrakimi çabayla tamamlıyorum demektir. Sadece anlamak yetmez - çaba bunun için gereklidir.

Bunun öğrenenlerin hepsi, idrak olmadığı için çabanın gerekli olduğunu söylemektedirler. Bu zihinsel bir şey olabilir, ama sen durumu henüz hissetmedin, aksi takdirde negatifliği kolayca bırakırdın.

ÇEMBERİ TAMAMLA - BİR ayna MEDİTASYONUBilincin dışarı doğru akıyor, bu bir gerçek, bir inanç sorunu değil. Bir nesneye b...
20/12/2021

ÇEMBERİ TAMAMLA - BİR ayna MEDİTASYONU
Bilincin dışarı doğru akıyor, bu bir gerçek, bir inanç sorunu
değil. Bir nesneye baktığında, bilincin nesneye doğru akar.
Örneğin, bana bakıyorsun. Bunu yaptığında kendini unutursun, bana
odaklanırsın. O zaman enerjin bana doğru akar, gözlerin bana doğru
yönelir. Bu ilginin içten dışa dönmesidir.
Bir çiçek görürsün ve
büyülenirsin, çiçeğe odaklanırsın. Kendini unutursun, sadece çiçeğin
güzelliğiyle ilgilenirsin.
Bunu biliyoruz, her an olur. Güzel bir kadın geçer ve birden
enerjin onu izlemeye başlar. Işığın böyle dışarı doğru akışını
biliriz.
Bu hikayenin sadece yarısıdır. Işığın dışarı doğru her
akışında, sen arka plana düşersin, kendine ilgisizleşirsin.
Aynı anda hem özne hem de nesne olabilmen ve bunun yanında kendini
de görebilmen için ışığın geri dönmesi gerekir. O zaman kişisel
farkındalık ortaya çıkar.
Genelde, yalnızca bu yolun ortasında, yarı
canlı, yarı ölü yaşarız, durum budur. Işık yavaş yavaş dışarı akmaya
devam eder ve asla geri gelmez. Şunu görüyorsun, bunu görüyorsun,
enerjiyi hiçbir şekilde gören kişiye döndürmeden sürekli görüyorsun.
Gündüz dünyayı görüyorsun, gece rüyalar görüyorsun, sürekli
nesnelere bağımlı kalmaya devam ediyorsun. Bu enerji israfıdır.
Taocu inanışa göre, enerjiyi geri döndürmenin gizli ilmini
öğrenirsen, ilgin dışa döndüğünde kullandığın bu enerjiyi kaybetmek
yerine çok daha belirgin bir hale getirebilirsin. Bu mümkün;
konsantrasyon yöntemlerinin hepsinin bütün hüneri budur.
AYNA MEDİTASYONU
Bir gün, sadece bir aynanın önünde durarak küçük bir deney yap.
Aynaya bakıyorsun, aynada kendi yüzün, aynada kendi gözlerin. Sonra
bir an için bütün işlemi tersine çevir. Aynadaki yansımanın sana
baktığını hissetmeye başla, sen yansımaya bakmıyorsun, yansıma sana
bakıyor.
Çok tuhaf bir boşlukta olacaksın. Taocu kitaplarda sözü
edilmese de, bu bana herkesin kolaylıkla yapabileceği en basit deney
gibi görünüyor.
Sadece banyondaki aynanın önünde durarak, önce
yansımaya bak: sen bakıyorsun ve yansıma senin nesnen. Bu ilginin
dışa dönmesidir: aksettirilmiş yüze bakıyorsun, kendi yüzüne tabi ki
ama bu yansıma senin dışında bir nesne.
Sonra konumu tamamen
değiştir, işlemi tersine çevir. Yansıma olduğunu hissetmeye başla ve
yansıma sana bakıyor. Anında bir değişim olduğunu, büyük bir
enerjinin sana doğru aktığını göreceksin.
Bunu yalnızca birkaç
dakikalığına dene, canlanacaksın ve çok büyük bir güç içine girmeye
başlayacak. Korkabilirsin bile, çünkü bu hiç tanımadığın bir şey;
tam bir enerji çemberini daha önce hiç görmedin.
Başlangıçta ürkütücü olabilir, çünkü bunu daha önce hiç yapmadın
ve hiç bilmediğin bir şey; çılgınca gelecek.
Sarsılabilirsin, içinde
bir titreme yükselebilir ya da kafa karışıklığı hissedebilirsin,
çünkü şimdiye kadar yönün hep dışarı doğru oldu.
İçe yönelişin yavaş
yavaş öğrenilmesi gerekir. Ancak çember tamamlanmıştır. Bunu birkaç
gün yaptığın takdirde, gün boyunca kendini çok daha canlı
hissettiğini görerek şaşıracaksın.
Sadece birkaç dakika aynanın
önünde durarak enerjinin geri dönmesini sağlıyorsun ve çember
kapanıyor. Çember tamamlandığında büyük bir sessizlik vardır.
Tamamlanmamış çember huzursuzluk yaratır. Çember kapandığında, huzur
yaratır, seni merkeze getirir.
Merkezde olmak, güçlü olmaktır, güç
senin gücündür. Bu yalnızca bir deney; o zaman bunu birçok şekilde
deneyebilirsin.
Bir güle bakarken, önce bir süre güle bak, birkaç dakika, sonra
işlemi tersine çevirmeye başla; gül sana bakıyor.
Gülün sana ne
kadar çok enerji verebildiğini gördüğünde şaşıracaksın.
Aynı şey ağaçlarla, yıldızlarla ve insanlarla da yapılabilir.
En iyisi bunu sevdiğin kadın ya da adamla yapmandır. Yalnızca
birbirinizin gözlerine bakın.
Önce diğer kişiye bakarak başla, sonra
diğer kişinin enerjiyi sana geri gönderdiğini hissetmeye başla;
armağan geri geliyor. Kendini yeniden dolmuş hissedeceksin,
yıkanmış, banyo yapmış, yeni bir enerji çeşidinin tadını çıkardığını
hissedeceksin.
Bu alıştırmadan yenilenmiş, canlanmış olarak
çıkacaksın.
Osho

Fotoğraf: güneşin önünden geçen venus

Address

Malatya
44210

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Erol çiftçi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Erol çiftçi:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram