28/12/2025
Prag çok uzun zamandır gitmek istediğim ama bir türlü fırsat yakalayamadığım bir yerdi. Orta Çağ’ın, sanatın, edebiyatın en önemli şehirlerinden biri olan Prag ile ilk tanışmam Milan Kundera’nın en önemli kitaplarından biri olan Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ile olmuştu. Sonra da tabi ki Franz Kafka ve onun romanlarında geçen karanlık puslu şehir olarak. Son olarak da Dan Brown’ın son romanı da buna eklenince kendimizi artık Prag’da bulmuştuk.
Eski Şehir Meydanı ve burda kurulmuş Noel pazarları, Klementinum, Astronomik Saat Kulesi, Dans Eden Ev, Franz Kafka Heykeli, Charles Köprüsü, Vltava Nehri, Kafe Slavia, Aziz Vitrus Katedrali, Prag Kalesi, Lenon Duvarı derken son olarak da muazzam bir Hauser konseri ile Prag’da zaman geçirmek harikaydı
Geziye son notu Nazım Hikmet’in Cafe Slavia’da 17.01.1957 nin soğuk sabahında o yuvarlak masada yazdığı şiirle koyalım
AYAZ, güneşli, yalansız,
AYAZ toz pembe ,
Havayi mavi AYAZ.
Nerdeyse donacak kırmızı bıyıklarım.
Saat elifi elifine dokuz.
Bu dakka bu saniye
Hiç kimse bana düşman değil
Ve hiç kimse geçmiyor aklımdan
Geçilmiş kıyılar geri gelebilir diye
Bu dakka bu saniye
Sen beni seviyordun canım
Hiç kimseyi hiçbir zaman sevmediğin gibi