04/04/2020
Biz ebeveynler çocuklarımızdan çocukken bizim dediklerimizi yapmasını isteriz. Benim dediğimi ye, benim dediğimi giy… vs. Yetişkin olunca da kendine güvenen, başarılı, girişken bireyler olmasını bekleriz. Halbuki çocuklar bizim uzantılarımız değiller, onlar da ayrı birer karakterler. Çocuğumuzu çocukken neye zorluyorsak onu öğreniyor. Çocuğumuzun yetişkin hayatında başarılı birey olmasını istiyorsak hayır dediğinde saygı duyacağız, ona hayata dair bir şeyleri öğrenebilmesi, başarabilmesi adına fırsatlar tanıyacağız, hayata hazırlayacağız. Ayakkabını ben bağlarım sen yorulma, yemeğini ben yediririm sen dökersin… dersek onları hayata hazırlamamış oluruz. Peki çocuklarımızı kendi kalıplarımızın içine sokmaya çalışırsak ya da koruyucu bir tutumla çocuğun yerine biz yaparsak neler olur? Sürekli kendi adına kararlar verilen, kendi adına yardım adı altında işleri görülen çocukta karar verme, problem çözme, sorumluluk alma gibi beceriler gelişmeyecek ayrıca bu tutumlar çocukta yetersizlik inancını geliştirdiği için özgüveni düşecek dolayısıyla kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenemeyecek. Yetişkin yaşamda da sürekli birilerinden yardıma koşmasını bekleyen, sorumluluk almaktan kaçınan, özgüveni düşük bireyler meydana gelecek. Hatta belki aileler çocuk yetişkin olduğunda da onu gözetme ihtiyacı hissedecektir. Çocuk yetiştirmenin felsefesi çocuğu hayata hazırlamaktır. Bu tutumlar çocuğun yetişkin yaşama hazırlanmasına engel olacaktır. Nasıl ki üniversiteden mezun olup, meslek sahibi olabilmek için staj yapmak gerekiyorsa çocuklarımıza da yetişkin hayatı için staj gibi fırsatlar tanımalıyız. Bir yandan başarabilmesi adına desteklerken bir yandan da bazı şeyleri kendisinin yapabileceği inancını geliştirerek, kendisi yapması gerektiği bilincini oturtarak dengelemeliyiz. Çocuğun kendi deneyimleyerek yapacağı şeye engel olmak ona yapılabilecek en büyük kötülüktür. Anne baba olarak çocuğuna yardım etmek korumak içten gelen bir duygu olsa da bazen farkında olmadan bu tutumlarda aşırıya kaçarak çocuklarımıza kötülük edebiliyoruz. Bırakın ayakkabısını giymesi, yemeğini yemesi, dolabını düzenlemesi uzun sürsün ama yeterki kendi deneyimlesin, insan deneyimleyerek öğrenir @ Serdivan, Sakarya, Turkey