09/10/2025
with .repost
・・・
Çoğu insanın istediklerini hayatına çekememesinin sebebi, evreni bir dilek makinesi sanmalarıdır. Sadece düşünerek, bekleyerek, niyet ederek bir şeylerin değişeceğine inanırlar. Oysa evren, bekleyene değil harekete geçene cevap verir. Evren enerjidir; senin frekansına göre titreşir. Ve bu titreşim, ancak eylemle harekete geçer. Düşünceler bir başlangıçtır, ama onları dünyada görünür kılan şey davranışlardır.
Manifesting, yalnızca istemekle değil, istemek + olmak ile çalışır. “Ben istiyorum” dediğinde hâlâ eksiklik frekansındasındır. “Ben seçiyorum” dediğinde enerji değişmeye başlar. Çünkü o an, kendini bir kurban değil, bir yaratıcı olarak konumlandırırsın. Evren de o frekansa hizalanır. Bu yüzden hiçbir şey, sen başlamadan başlamaz. Adım attığında enerji akar; niyetin yön bulur. Beklemek, enerjiyi dondurur. Harekete geçmek ise evrenin seninle birlikte dans etmesine izin verir.
Unutma; evrenin görevi seni kurtarmak değil, seni uyandırmaktır. O yüzden kimsenin gelip seni kurtarmasını bekleme. Çünkü zaten kurtarılmaya ihtiyacın yok. Senin içinde, kendi hayatını yeniden yazacak güç zaten var. Evren, seni cezalandırmaz; sadece senin enerjine cevap verir. Eğer hayatında bir şey eksikse, o eksikliği besleyen düşünce kalıplarını fark etmen gerekir. Kendini değersiz, yetersiz, güçsüz hissediyorsan evren bu frekansı yankılar. Ama “ben hazırım, ben değerliyim.” dediğinde her şey değişir.
Eğer bu mekanizmaları derinlemesine anlamak, bilinçaltı kalıplarını çözmek ve hayatına gerçekten istediğin şeyleri çekmeyi öğrenmek istiyorsan, Meditatif kanunları öğrenmelisin🪽
Çünkü hayat, dışarıda değil, senin içsel kodlarında şekillenir.