Dereçine AİLE Sağlik Merkezi

Dereçine AİLE Sağlik Merkezi www.derecineasm.com Dereçine Aile Sağlık Merkezi
( 0272 ) 696 40 34
www.derecineasm.com

https://sultandagiderecineasm.hekim.net/Duyuru-3.htmlAkciğer Kanseri Farkındalık AyıAkciğer vücudumuzun oksijen gereksin...
04/11/2025

https://sultandagiderecineasm.hekim.net/Duyuru-3.html

Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı
Akciğer vücudumuzun oksijen gereksinimini sağlayan, solunum sistemi organıdır. Her organ gibi akciğer de birçok hücreden oluşur. Bu hücreler, akciğerin normal olarak görevini yapabilmesi için ihtiyaç doğrultusunda bölünerek çoğalırlar. Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan oluşan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir.

Akciğer kanseri, başlıca iki alt türde görülmektedir. Bunlar;

• Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK):

Tüm akciğer kanseri vakalarının yaklaşık %85’ini oluşturur ve küçük hücreli tiplere göre daha yavaş ilerler.

• Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (KHAK):

Daha az yaygın olmakla birlikte hızlı seyirli ve agresif bir tümör tipidir. Akciğer çevresindeki dokulara ve dolaşım sistemi yoluyla uzak organlara (karaciğer, kemik, beyin vb.) kısa sürede yayılabilir.

Dünya genelinde akciğer kanseri, erkeklerde en sık görülen, kadınlarda ise ikinci sıklıkta izlenen kanser türüdür. Kanser kaynaklı ölümler arasında ise ilk sırada yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (IARC) tarafından oluşturulan küresel kanser veri tabanı olanGLOBOCAN 2022 verilerine göre, dünyada bir yıl içerisinde yaklaşık 2,5 milyon yeni akciğer kanseri vakası görülmüş, 1,8 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir.

Akciğer kanseri için risk faktörlerine bakıldığında;

· Sigara, pipo, nargile, puro vb tütün ürünleri kullanmak,
· Sigara dumanına maruz kalmak (pasif içicilik),
· Çevresel ve Mesleki Maruziyetler (Asbest, arsenik, krom vb maruz kalmak),
· Herhangi bir nedenle yoğun radyasyona maruz kalmak,
· Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşamak,
· Ailede akciğer kanseri öyküsü olması

Tütün dumanı 7.000’den fazla kimyasal madde içermekte olup, bunların en az 70’i kansere yol açtığı bilinen maddelerdir. Sadece sigara değil; puro, pipo ve elektronik sigara gibi yeni nesil ürünler de akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Tütün ürünlerinin dumanındaki toksik karışımlar, bronş epitelinde DNA hasarına yol açarak tümör gelişimini tetiklemektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 1,3 milyon kişi pasif tütün dumanına (pasif içicilik) bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. DSÖ, pasif etkilenimin akciğer kanserine yol açtığını ve maruziyetin “güvenli bir düzeyinin” bulunmadığını vurgulamaktadır. Bu nedenle, dumansız hava sahası uygulamaları ve ev içi maruziyetin azaltılmasına yönelik önlemler, aktif tütün kullanımını azaltmanın yanı sıra toplumun kanser yükünü de azaltmaktadır.

Ülkemizde erkeklerde trakea, bronş ve akciğer kanserleri 49,3/100.000görülme sıklığı ile en sık görülen kanserler arasında ilk sırada yer almakta; kadınlarda ise 10,8/100.000 görülme sıklığı ile dördüncü sırada bulunmaktadır. En güncel verilere göre ülkemizde her yıl yaklaşık 30 bin kişi akciğer kanseri tanısı almakta, 23 bin vatandaşımız bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Vakaların yalnızca %17’si erken evrede saptanabilirken, %24,3’ü bölgesel, %58,6’sı ise uzak organ yayılımı evresinde tanı almaktadır. Tanı alma medyan yaşı 65’tir.

Akciğer kanserinin en sık gözlenen belirtileri şunlardır:

· Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük
· Öksürükle birlikte kan veya kanlı balgam çıkarmak
· Nefes alırken, öksürürken veya gülerken artan göğüs ağrısı
· İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı
· Ses kısıklığı
· Nefes darlığı
· Tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre atakları

Akciğer kanserinin küçükken ve yayılmadan önce, erken bir evrede tespit edilmesi, başarılı bir şekilde tedavi edilme olasılığını arttırır. Ancak genellikle akciğer kanseri belirtileri, hastalık ileri bir evreye gelene kadar ortaya çıkmaz. Akciğer kanseri bazı belirtiler gösterse bile, enfeksiyon ya da sigaradan kaynaklanan etkiler olarak düşünüldüğü için atlanır ve tanı gecikir.

Akciğer kanseri tanı süreci; fizik muayene, akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR), bronkoskopi ve biyopsi yöntemlerini kapsar. Ayrıca, genetik mutasyonların ve biyobelirteçlerin belirlenmesine yönelik moleküler testler, doğru tanı koyulması ve kişiye özel tedavi planlanmasında önemli rol oynamaktadır.

Tedavi yaklaşımı; hastalığın evresi, yerleşimi, hastanın yaşı ve eşlik eden sağlık durumlarına göre belirlenmektedir. Multidisipliner bir ekip çalışması gerektiren bu süreçte cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi seçenekler uygulanmaktadır.

Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına atfedilen akciğer kanseri oranının erkeklerde %89,9 kadınlarda ise %43 olduğu belirtilmektedir. Bu istatistikler dikkate alındığında, ülkemizde bir yıl içerisinde ortaya çıkan yaklaşık 25 bin akciğer kanseri vakasının önlenebilir olduğu söylenebilir. Tütün ürünlerini bırakmak, her yaşta ve her dönemde sağlık açısından önemli faydalar sağlar. Sigaranın bırakılmasından 10 yıl sonra akciğer kanseri riski, içmeye devam eden bir bireye kıyasla yaklaşık %50 oranında azalır.

Tütün ürünü kullanan vatandaşlarımız, bu bağımlılıktan kurtulmak için Bakanlığımız tarafından sunulan hizmetlerden faydalanabilirler:

· ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı
· Sigara Bırakma Polikliniği
· Mobil Sigara Bırakma Polikliniği

Bu birimlerde, bilimsel etkinliği kanıtlanmış ilaç tedavilerine ücretsiz erişim sağlanmaktadır.

Akciğer kanserinde belirtiler genellikle belirsiz seyretmekte, bu durum geç teşhise yol açmaktadır. Farkındalık, erken tanı ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile akciğer kanserinin önlenmesi ve erken evrede saptanması mümkündür.

Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle vatandaşlarımızın;

· Tütün ve tütün ürünlerini kullanmamaları,
· Dumansız hava sahası uygulamalarına destek vermeleri,
· Sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeleri, büyük önem taşımaktadır.

“Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarır”

“Fark et, geç kalma: Erken tanı hayat kurtarır!”

“Nefes al, fark et, harekete geç!”

“Nefesiniz Dumansız Hayatınız Sağlıklı”

03/11/2025
23/10/2025

Meme kanseri taraması için mamografi çekimlerini yüksek sayı ve katılımla tamamladık. Ulaşım için desteklerinden dolayı Belediye Başkanımız Aykut Okuşmuş'a, Belediye personelimiz Özcan Ünal'a ve katılımlarınızdan dolayı bütün halkımıza teşekkür ederiz...

Meme Muayeneni Yap Farkında Ol!
16/10/2025

Meme Muayeneni Yap Farkında Ol!

13/10/2025

21-22 Ekim 2025 tarihlerinde mobil Mamografi cihazı Sultandağı'na gelecektir. Meme kanseri taraması için mamografi çektirmek isteyenlerin Aile Sağlığı Merkezimize başvurarak isim yazdırmaları gerekmektedir. Halkımıza duyurulur...

1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık AyıTüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Ekim ayı, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olar...
03/10/2025

1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Ekim ayı, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul edilmektedir. Her yıl Ekim ayında kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve medya organları iş birliği ile toplumda farkındalık oluşturacak etkinlikler gerçekleştirilmektedir.
Bu çalışmaların amacı; toplumun meme kanserine neden olan risk faktörleri hakkında bilgilendirilmesi ve erken teşhis için düzenli taramaların zamanında yaptırılmasının teşvik edilmesidir.
Meme Kanseri Hakkında Temel Bilgiler
Meme kanseri, dünyada ve ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Genellikle memedeki süt salgılayan bezlerde (lobüller) veya süt taşıyan kanallarda (duktuslar) başlar. Daha nadir olarak meme dokusundaki yağ veya bağ dokusunda da gelişebilir.
Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı verilerine göre her yıl yaklaşık 2,3 milyon kadına meme kanseri teşhisi konmaktadır. Bu hastalık, kadınlarda yeni tanı konulan tüm kanserlerin %23,8’ini oluşturarak birinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde ise yılda yaklaşık 27 bin kadına meme kanseri tanısı konmakta ve her 18 kadından biri, yaşamı boyunca bu hastalığa yakalanma riski taşımaktadır. Bu nedenle meme kanseri, erken teşhis ve bilinçlendirme yoluyla etkili bir şekilde mücadele edilmesi gereken önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Meme Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Erken dönemde meme kanseri genellikle belirti vermez. Bu nedenle tarama büyük önem taşır. Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesidir.
Ayrıca ele gelen kitle olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler meme kanserinin habercisi olabilir:
• Memede ele gelen kitle
• Memenin şeklinde/boyutunda değişiklik
• Meme cildinde portakal kabuğu görünümü
• Meme ucundan gelen kanlı akıntı
• Meme ucu veya derisinde çekilme,
• Memede kızarıklık, kalınlaşma,
• Meme ucunda içe çöküntü, kabuklanma
• Koltuk altında veya köprücük kemiği çevresinde şişlik veya kitle
Bu tür belirtilerin varlığında vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Meme Kanseri Risk Faktörleri
Meme kanseri, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkabilir. Meme kanserine neden olan risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır.
• Tütün ve tütün ürünleri kullanmak
• Hiç doğum yapmamış veya geç doğum yapmış olmak
• Hiç bebek emzirmemiş olmak
• Menopoz sonrası iki yıldan uzun süreyle hormon ilacı kullanmak (HRT)
• Hareketsiz bir yaşam sürmek
• Fazla kilolu ya da şişman olmak
• Alkol kullanmak
• Yoğun meme dokusuna sahip olmak
• Erken adet görmek ve geç menapoza girmek
• BRCA1, BRCA2 gibi belirli genlere sahip olmak
• Göğüs kafesi bölgesine radyoterapi almış olmak
Sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirerek bu risk faktörlerinin çoğu azaltılabilir. Özellikle düzenli fiziksel aktiviteler yaparak, dengeli beslenerek, tütün ve alkolden uzak durarak, ideal kiloyu koruyarak ve stresi kontrol altında tutarak meme kanseri riski azaltılabilir.
Meme Kanserinde Erken Teşhisin Önemi
Meme kanseri ile mücadelede en etkili strateji, hastalığı erken evrede yakalamaktır. Erken teşhis edilen vakalarda tedaviye yanıt oranı çok daha yüksek olduğundan, bu yaklaşım hayat kurtarıcı bir önlem olarak öne çıkmaktadır. Bu bilinçle Sağlık Bakanlığımız, ülke çapında yürütülen kanser tarama programlarıyla meme kanseri farkındalığını artırmayı ve erken tanı oranlarını yükseltmeyi hedeflemektedir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar ve istatistikler, bu programların etkinliğini açıkça göstermektedir. Ulusal kanser verilerine göre, yeni tanı alan meme kanserlerinin %42,9’u lokalize, yani sadece meme ile sınırlı iken, %12,5’i uzak organlara yayılmış durumdadır. Bu durum, erken tanının ve düzenli taramaların önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Meme Kanserinde Erken Teşhis ve Ücretsiz Tarama Hizmetleri
Meme kanseriyle mücadelede en etkili strateji, erken teşhistir. Erken teşhis edilen meme kanseri vakalarının tedaviye yanıt verme oranı çok daha yüksektir. Bu nedenle ülkemizde Ulusal Kanser Kontrol Programı kapsamında Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Mobil Kanser Tarama Araçları aracılığıyla, birinci basamak sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak kanser taramaları yapılmaktadır.
Ulusal Meme Kanseri Tarama Standartları:
• 20 yaşından itibaren: Ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı
• 20-39 yaş arasında : İki yılda bir klinik meme muayenesi yaptırılmalı
• 40-69 yaş arası kadınlar: Yılda bir klinik meme muayenesi yaptırılmalı ve iki yılda bir mamografi çektirilmelidir.
Meme Kanserinde Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Meme kanseri, her hastada farklı özellikler gösterebilir. Bu nedenle tedavi planı, hastanın yaşına, kanserin evresine, genetik özelliklerine ve diğer sağlık durumlarına göre kişiye özel olarak belirlenir.
Başlıca tedavi yöntemleri:
• Cerrahi müdahale
• Kemoterapi (ilaç tedavisi)
• Radyoterapi (ışın tedavisi)
• Hormon tedavileri
• Hedefe yönelik ve immünoterapiler
Erken tanı konulan hastalarda sağ kalım oranı %90’a kadar çıkabilmektedir. Bu da tarama ve farkındalık çalışmalarının ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Meme kanseriyle mücadelenin en önemli adımı; bilinçli bir toplum oluşturmak ve kadınları erken tanı konusunda teşvik etmektir. Ekim ayı boyunca yürütülen farkındalık kampanyaları, kadınları tarama programlarına yönlendirmek ve risk faktörleri hakkında bilgi vermek açısından büyük önem taşımaktadır.

26/09/2025
Dünya Alzheimer Günü
23/09/2025

Dünya Alzheimer Günü

AFYONKARAHİSAR İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ

Address

Dereçine Ksb. Atatürk Mahallesi Zümrüt Sok
Sultandagı
03910

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Dereçine AİLE Sağlik Merkezi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram