02/12/2025
Gülümsemek bazen dudaklarda beliren bir kıvrımdan çok daha fazlasıdır; insanın içinden geçen fırtınalara rağmen hayata “Ben buradayım” deyişidir. Kırıldığımız, yorulduğumuz, sessizce kendimize gömüldüğümüz anlarda bile bir anlık gülümseme, ruhun karanlık odalarına sızan ince bir ışık gibi gelir. Belki her şeyi çözmez, belki acıları susturmaz, ama yürümeye değer bir yol olduğunu hatırlatır.
Hayata tutunmak çoğu zaman büyük sözlerle değil, küçük dirençlerle olur. Sabah uyanıp derin bir nefes almak, yorgun göğsümüzün içinden geçen sıkıntıya rağmen adım atmak, içimizde büyüyen bütün sorulara rağmen kendimize sessizce “Devam edeceğim” demektir. Yaşamak; düşmekle kalkmak arasında kurduğumuz o ince köprüde, her adımda kendimize yeniden varlık vermektir.
Ve bazen, hiç kimsenin fark etmediği bir gülümseme, o köprüyü ayakta tutan tek şeydir… Çünkü gülümsemek, içimizdeki en kırılgan yerden bile hayatın tekrar filizlenebilme ihtimaline inanmaktır.